Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Sinpaş/Kızılbük GYO tarafından yapılmak istenen otel ve devremülk projesine karşı, Mehmet Oktay’ın belediye başkanlığı döneminde verilen 17 yapı ruhsatı ve imar durum belgesinin iptali için açılan davayı yurttaşlar kazandı. Mahkeme’nin verdiği kararda verilen ruhsatların ve imar durum belgesinin uygulama imar planına, imar durumu belgesine, mimari ve teknik açıdan plan esaslarına, imar mevzuatında öngörülen yapılaşma koşullarına uygunluk göstermediği belirtildi.
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda Sinpaş Holding’in iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.Ş’nin yapmak istediği otel ve devremülk projesi “Sinpaş Kızılbük Thermal Wellness Resort” inşaatına, Mehmet Oktay’ın belediye başkanı olduğu dönemde, Marmaris Belediyesi tarafından 28 Ekim 2021’de 16 adet tadilat ve yeni yapı ruhsatı; 4 Ocak 2022’de ise isim değişikliği amaçlı toplamda 17 adet yapı ruhsatı verilmişti.
Ayrıca, 21 Eylül 2021 tarihinde Marmaris Belediyesi Başkanlığı tarafından projenin yapıldığı parsellerdeki imar durum belgesi yenilenmişti.
Verilen ruhsatlar ve imar durum belgesi ile ilgili Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve bölgede yaşayan yurttaşlar 29 Haziran 2022 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde Marmaris Belediyesi’ne karşı dava açmıştı.
Ayrıca, dönemin Belediye Başkanı Mehmet Oktay ve Marmaris Belediyesi İmar Müdürü hakkında da görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunulmuştu.
Dava kapsamında 26 Mart 2024 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmıştı. Davanın son duruşması ise 12 Kasım 2024 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü.
Mahkeme, kararını 19 Kasım 2024 tarihinde açıkladı. Kararda öncelikle, davalı Marmaris Belediyesi ve davalı yanında müdahil olan Sinpaş GYO ve Kızılbük GYO’nun davacıların dava açma ehliyetinin olmadığı ve davanın zamanında açılmadığına ilişkin usule yönelik itirazların yerinde olmadığına karar verdi.
BİLİRKİŞİ RUHSATLAR VE İMAR PLANININ MEVZUATA AYKIRI OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ
Esasa yönelik olarak ise mahkeme, bilirkişi raporuna vurgu yaptı. Bilirkişi keşfinde, proje için düzenlenen yapı ruhsatlarının 1/1000 ölçekli uygulama imar planına uygun olup olmadığı, imar mevzuatında öngörülen yapılaşma koşullarını taşıyıp taşımadığı, yapıların mimari ve teknik açıdan (bina cephesi, bina yüksekliği, çekme mesafesi) plan esaslarına, bölge şartlarına ve imar ve kıyı mevzuatına uygun olup olmadığı, dava konusu imar durum belgesinin yürürlükte bulunan imar planı ve notlarına uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği incelenmişti.
26 Temmuz’da mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ise istinat duvarı dışındaki 16 adet ruhsat ve imar durum belgesinin mevzuata ve Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu belirtilmişti.
“BİLİRKİŞİ RAPORU HÜKME ESAS ALINABİLECEK NİTELİKTE”
Mahkeme, davalı Marmaris Belediyesi ve Kızılbük ile Sinpaş GYO’nun bilirkişi raporuna sunduğu itirazları kabul etmedi ve raporun hükme esasa alınabileceğini söyledi.
Davalı taraflar son duruşmada bilirkişi raporunda, bilirkişilerin Kıyı Kanunu ile ilgili tespit yaparak bu kanununa aykırılıklar tespit emesine dair, bilirkişilerin böyle bir yetkisinin bulunmadığını savunmuş, raporun davanın konusu olmayan tespitlerde bulunduğunu iddia etmişlerdi.
“DAVA KONUSU İMAR DURUM BELGESİ; UYGULAMA İMAR PLANINA, PLAN NOTLARINA, İMAR VE KIYI MEVZUATINA UYGUN DEĞİL”
Mahkeme verdiği kararda öncelikle imar durum belgesinin kullanım, emsal, çekme mesafeleri, kat ve yükseklik koşulları itibariyle yürürlükteki imar planına uygun düzenlendiği belitti fakat dava konusu taşınmazın parsel sınırı ile kıyı kenar çizgisine oturan imar hattının, parselin güneydoğu kesiminde örtüşmediği söyledi.
Parsele ilişkin bir terk olmasına rağmen bu duruma açıklık getirilmediği dile getirildi. Ayrıca, Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği’ne herhangi bir atıf yapılmadığı belirtildi.
İmar durum belgesine ilişkin son olarak, projenin yer aldığı parsele dair imar planında turizm ve konut şeklinde ayrı kullanımlar ve ayrı gösterimler yer almasına rağmen, Marmaris Belediyesi tarafından hazırlanan imar durum belgesinde tek bir kullanım varmış gibi gösterildiğine dikkat çekildi.
İmar durum belgesinin, bu haliyle de uygulama imar planına, plan notlarına, imar ve kıyı mevzuatına uygunluk göstermediği kararına varıldı.
“YAPI RUHSATLARI BU HALİYLE ÖNGÖRÜLEN YAPILAŞMA KOŞULLARINA UYGUNLUK GÖSTERMİYOR”
Mahkeme heyeti verilen yapı ruhsatlarına ilişkin ise projenin birinci ve ikinci etaplarında aykırılıklar tespit edildiğini dile getirdi.
Projenin birinci etabında; ikinci bodrum kat, blok boyları ve kat adedinin imar planı ve imar durum belgesine aykırı yönler taşıdığı söylendi. İkinci etapta ise inşaatın ikinci ve üçüncü bodrum katlarının imar planı ve imar durum belgesine aykırı olduğu belirtildi.
Ayrıca, birinci ve ikinci etaptaki bazı bloklarda “zemin, artı 6 kat, artı bir kat, artı bodrum kat koşuluna olanak tanıyan plan notu hükümlerinin üzerinde kat hakkının olması ve birden fazla bodrum katın bulunması” nedeniyle imar planı, plan notları ve imar durum belgesinde belirtilen koşullara aykırı hususlar bulunduğu söylendi.
Yapı ruhsatlarının bu haliyle uygulama imar planına, imar durumu belgesine, mimari ve teknik açıdan plan esaslarına, imar mevzuatında öngörülen yapılaşma koşullarına aykırı olduğu hükmüne varıldı.
Son olarak, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde, davalı tarafın karara istinaf yoluyla itiraz edebileceği söylendi.
UFUK BEYTEKİN: “PARASININ GÜCÜNE DAYANARAK HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİNİ ZANNEDEN SİNPAŞ, KANUNLARIN HER ŞEYDEN ÜSTÜN OLDUĞUNU ANLAMIŞTIR”
Davacılar arasında yer alan ve davanın açıldığı dönemde Marmaris Kent Konseyi Başkanı olan, şu anda ise Marmaris Kent Politikaları Derneği Başkanı Ufuk Beytekin karara dair yaptığı açıklamada, ruhsatların verildiğini keşfettikleri günden bu yana itirazlarını dile getirdiklerini söyledi.
“Haklılığımız kanıtlandı” diyen Beytekin açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Hiçbir kanuna, yasağa uymadan çalışan; çalışmaya devam eden, halkın milli parkını talan etmeye devam eden, milli parkı işgal eden, milli parkı kanuna aykırı olarak tarumar eden, parasının gücüne veya siyasi arkalığına dayanarak her şeyi yapabileceğini yapacağını zanneden Sinpaş, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının her şeyden üstün olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarının her şeyden üstün olduğunu bu kararla anlamıştır.”