Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’nde bulunan Akbelen Ormanı’nda yapılan maden çalışmaları nedeniyle yerleşim yerlerine yakın bölgelerde gerçekleştirilen PM10 ölçümlerinde, sınır değerlerin üzerinde sonuçlar tespit edildi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciği konuya ilişkin yaptığı açıklamada, değerlerin halk sağlığı açısından risk taşıdığını belirtti.
Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’nde bulunan Akbelen Ormanı’nın Yeniköy ve Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’ye maden işletmesi için verilmesi ve yerleşim alanlarına 100 metre mesafede dinamit patlatmaları gerçekleştirildiği ve çalışmalar sonucunda yoğun bir tozuma meydana gelmesi üzerine Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na PM10 ölçümleri gerçekleştirilmesi için talepte bulunuldu.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı bu talebi dikkate alarak İkizköy Mahallesi’nde 30 gün süre ile PM10 ölçümü için, TÜRKAK AB-0142-T dosya numarası ile Akredite bir laboratuvar olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Avrupa Yakası Çevre Laboratuvarı ile sözleşme imzaladı.
Ölçümlerle alakalı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği bir açıklama yayımladı.
Açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:
“16/05/2024 ile 14/06/2024 tarihi aralığında yapılan 30 günlük ölçümlerde tesbit edilen PM10 değeri Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti Mevzuatı yıllık PM10 ortalaması sınır değerlerinin oldukça üzerindedir. Günlük PM10 ortalamaları incelendiğinde, yapılan tüm ölçümler Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)45 mikrometre/metreküp olan kılavuz değerinin üzerinde çıkmış ve 30 günlük ölçüm periyodu içinde AB ve Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı için 50 mikrometre/metreküp olan sınır değeri 27 kere aşmıştır.”
“ÖLÇÜM NOKTASINDA ÖLÇÜM PERİYODUNUN YÜZDE 90’INDA AŞILMIŞTIR”
AB ve Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı için günlük PM10 değeri yıl içinde en fazla 35 kere aşılabileceği belirtilen açıklamada, “Ölçüm noktasında ölçüm periyodunun yüzde 90’ında aşılmıştır. Hâkim rüzgâr yönü, ölçüm periyodu boyunca, ağırlıklı olarak madene doğru olduğu tespit edilmiştir. Rüzgârın mevsimsel değişkenliği göz önünde bulunduğunda, yılın geri kalanında hâkim rüzgâr yönünün değişeceği periyotların olması olasıdır” denildi.
Madenin benzer kapasitelerde çalışması halinde PM10 değerinin daha yükseklere çıkma ihtimali olduğu belirtilen açıklamada, “Madenin, benzer kapasiteyle çalışmaya devam edeceği ön görüldüğünde, yıllık ortalama konsantrasyonların bu seviyelerde kalması; hatta hakim rüzgarların yerleşim yerine doğru esmesi durumunda yıllık PM10 ortalamasının daha da yükselmesi olasıdır” ifadeleri kullanıldı.
“DÜZENLİ SAĞLIK TARAMALARININ YAPILMASI DA ZORUNLUDUR”
PM10 sonuçlarının yüksek çıkmış olması nedeniyle açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bölgedeki halkın sağlığı için önemli bir risk oluşturduğundan bölgedeki hava kalitesinin sürekli olarak izlenmesi ve maden alanın büyüklüğü göz önüne alındığında benzer ölçümlerin maden çevresindeki diğer yerleşim yerlerinde de yapılması ve takip edilmesi büyük önem taşımaktadır. Benzer şekilde, sonuçların yüksek çıkması halinde, uzun süreli partikül kirleticilere maruz kalan bu bölgelerde düzenli sağlık taramalarının yapılması da zorunludur.”
Açıklamada, 05/06/2024-06/06/2024 tarihlerinde ölçülen değerlerin 200 mikrometre/metreküp (Partikül maddelerin çapı) üzerinde tespit edilmesi hava kalitesi indeksi AQI açısından alarm işaretini göstermekte olup sağlıklı bireylerin dahi ciddi sağlık etkileri görülebileceğinden, insanlar açısından tedavisi zor olabilecek hastalıklara sebebiyet verebileceği ifade edildi.
Açıklamada, ayrıca şu ifadeler kullanıldı:
“Ölçüm sonuçlarından 30 günlük değerlerin ortalaması 110,8 mikrometre/metreküp olarak PM10 tespit edilmiş olması kırılgan gurupların (akciğer rahatsızlığı olan bireyler, çocuklar, yaşlılar, kronik rahatsızlıkları olan bireyler vb.) sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler görüleceği açıktır.
Açıklamanın, sonunda şu sözlere yer verildi:
“Son olarak; küresel ısınma ve iklim değişikliği gerçeği de göz önüne alındığında, yerel halk sağlığını da tehdit eden bu işletmenin durdurulması ve maden alanların en kısa sürede rehabilite edilmesi gerekmektedir. Odamız birimlerince hazırlanan söz konusu görüş raporumuzu ekte kamuoyunun bilgisine sunuyor ve gereğinin yapılması konusunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.”
PM 10 VE PM 2,5 NEDİR?
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’nın tanımlamasına göre partikül madde kirleticisi (PM 10), Çapı 10 µm’den (mikrometre) daha küçük olan toz zerreciklerini ifade eder ve tüm kirleticiler arasında en zararlı ve tehlikeli olanıdır. Solunum yolu ile alınan PM 10 kirleticisine solunun sistemi direnç gösteremez, bu kirletici akciğerin derinliklerine kadar nüfuz eder. PM 2,5 ise PM 10’a göre çok daha küçük boyutlarda.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) Aralık 2019 tarihli PM 2,5 raporunda şu ifadeler yer alıyor: “Dünyada her yıl toplam 8 milyon insan hava kirliliği nedeniyle erken ölmektedir. Alt solunum yolu enfeksiyonları kaynaklı ölümlerinin yüzde 27,5’inden ve KOAH kaynaklı ölümlerinin yüzde 26,8’inden dış ortam havasındaki partikül maddeler sorumludur.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2013 yılında Partikül Madde’yi kanserojen ilan etmiştir. Akciğerlerin en derin noktalarına kadar ulaşabildiği ve dolaşım sistemine doğrudan karıştığı için PM 2,5 , daha büyük boyutlarda olan PM 10’a göre sağlık açısından daha risklidir. PM 10 doğal kaynaklardan gelen tozu da barındırırken, PM 2,5 çoğunlukla yakma kaynaklı tozdur ve insan kaynaklı kirliliği anlamak için temel göstergedir. PM 2,5 dünya genelinde PM 10’un yüzde 70’ini oluşturmakta, DSÖ tarafından Türkiye için bu değer yüzde 67 olarak belirlenmiştir.”