Yargının ‘kapatılmalı’ dediği Muğla’daki üç termik santralin bugün hala çalıştırılmasındaki hukuksuzluk ile bu süreçte santrallerin yarattığı ekolojik ve toplumsal yıkıma dikkat çekmek amacıyla yola çıkan “Muğla Adalet Kervanı”nın yedinci durağı Bodrum oldu. Bodrum’da farklı noktalarda termik santrallerin neden kapatılması gerektiğine dair yapılan çalışmaların ardından basın açıklaması düzenlendi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için başlattıkları “Muğla Adalet Kervanı” bugün (26 Ekim 2023) Bodrum’da.
Yurttaşlar Gümüşlük, Bitez ve Bodrum Merkez’de yaptıkları yürüyüş ve broşür dağıtımlarında Muğla’da termik santrallerin neden kapatılması gerektiğini anlattı dağıttı. Saat 18.00’de ise Bodrum Denizciler Lokali önünde basın açıklaması yapıldı.
Açıklamayı MUÇEP Bodrum Meclisi’nden Elif Eren okudu. “Muğla’da mahkeme kararına rağmen hukuksuzca işletilen termik santraller kapatılmalıdır” başlıklı açıklamada, Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan’daki termik santraller hakkında mahkeme tarafından 1996 yılında verilen kapatma kararı, Danıştay’ın kararı onaması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararı onayladığı hatırlatıldı.
Açıklamada, “Mahkeme kararlarının uygulanmasını; sağlığımız, ormanlarımız, zeytinliklerimiz, köylerimiz ve su kaynaklarımız için termik santrallerin kapatılmasını istiyoruz” dendi.
Ormanların en önemli karbon yutak alanlarından biri olduğuna, yağmuru çekerek toprakta suyu tuttuğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu hayati önemlerine rağmen termik santrallere kömür sağlamak üzere ormanlarımız yok ediliyor. Bu yaz, Akbelen Ormanı’nda 780 dönümlük alanda ağaçlarımızı kaybettik. Mahkeme kararları uygulanmış olsa ağaçlarımız bugün dimdik ayakta olacaktı” ifadeleri kullanıldı.
“AKBELEN ORMANI’NIN KÖMÜR İÇİN KAZILMAMASI, SU KAYNAKLARIMIZIN YOK EDİLMEMESİ VE KİRLETİLMEMESİ İÇİN, SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
Akbelen Ormanı’nın ağaçlar kesilmiş olsa bile orman vasfını koruduğu dile getirilen açıklamada, “Akbelen orman vasfını koruyabildiği sürece hepimiz için nefes, su ve yaşam kaynağı olmaya devam edecektir. Akbelen Ormanı’nda maden işletmeciliği yapılarak, yok edilecek yeraltı su yolları ve bu nedenle susuz kalacak Çamköy, Karacahisar yeraltı su rezervleri hepimizindir. Kömür için kazılmaması, su kaynaklarımızın yok edilmemesi ve kirletilmemesi için, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Akbelen mücadelesi hepimizin mücadelesidir” dendi.
Termik santrallerin kapatılmaması durumunda karşı karşıya gelinecek tehlikelere dair ise şu ifadeler kullanıldı:
“Termik santrallar ve kömür ocakları kapatılmadığı takdirde; sadece Akbelen değil, Çamköy, Karacahisar, Turgut ve ruhsat sahası içinde kalan bütün köy, mera ve ormanlarımız yok olacak. Bölgede arkeolojik sit alanı ilan edilerek, yerinde korunması gereken zengin kültürel Dünya mirası da, santralleri işleten şirketlerin insafına bırakılarak ‘kurtarma kazısı’ adı altında yürütülen çalışmalar sonunda yok edildi ve edilmeye devam ediliyor. Bu kayıpları, bu topraklar hak etmiyor.”
“BODRUMLULAR DSİ TARAFINDAN SUSUZLUĞA MAHKUM EDİLMİŞTİR”
Bodrum’un yaşamakta olduğu su krizine değinilen açıklamada şunlar söylendi:
“Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, Bodrum yarımadasının yıllık su ihtiyacı 44 milyon metreküp. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından MUSKİ Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş yer altı ve yerüstü su kaynaklarından, yılda toplam 28 milyon metreküp su temin edilerek sisteme veriliyor. Başka bir deyişle, insani amaçlı su tüketimi ihtiyacının sadece yüzde 63’ü karşılanıyor.
Ekim başı itibarı ile Bodrum’a su sağlayan iki barajın da su rezervleri tükenmiş, Bodrumlular DSİ tarafından susuzluğa mahkum edilmiştir. Ancak, bölgede bulunan iki termik santralden sadece Yeniköy Termik Santrali’ne yılda yaklaşık 14 milyon metreküp su tahsis edilmiştir.”
“KEMERKÖY’E TATLI SU KAYNAKLARINDAN NE KADAR SU TAHSİSİ YAPILDIĞI BİLİNMİYOR”
Açıklamada ayrıca Kemerköy Termik Santrali’nin su ihtiyacının bir kısmının Milas Dereköy yerelatı su kaynaklarından tahsis edildiğine vurgu yapılarak termik santralin ihtiyacı olan suyun bir kısmının da denizden çekildiği belirtildi. Ayrıca “Kemerköy’e tatlı su kaynaklarından ne kadar su tahsisi yapıldığı bilinmiyor” dendi.
Açıklamada Bodrum haklı olarak DSİ’ye şunlar soruldu:
“Bölgedeki tatlı su varlıklarından, toplam ne kadar su Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine verilmektedir? YK Enerji bu su tahsisleri karşılığında DSİ’ye ödeme yapmakta mıdır? Milas’taki barajlarda su tükendiğine göre termik santrallere bundan sonra herhangi bir kaynaktan su tahsisi yapılacak mıdır? Eğer yapılacaksa hangi kaynaklardan ve ne koşullarda yapılacaktır?”
Açıklamada son olarak, Kervan’ın 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda son bulacağı fakat bunun bir son olmadığı vurgulandı ve şunlar söylendi:
“Akbelenliler ve yaşam savunucuları ‘bitti’ demeden bitmeyecek bir mücadelenin, sadece bir parçasıdır. O parçada var olmanız, var olmamız sadece bu kervanın son günü olduğu için önemlidir. Gerçek sona ancak “termik santrallerin kapatılması” ile, sadece Muğla’da değil, ülkemizde ve de tüm ülkelerde kapatılması ile, iklim krizine neden olan tüm uygulamalara son verilmesi ile ulaşabileceğimizin bilinci ile mücadeleye devam.”