EGEÇEP Eşsözcüsü ve İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, Akbelen Ormanı’nın kesilmesi ve yürütülen madencilik faaliyetlerinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinden muaf tutulmasına karşı açılan dava kapsamında yarın (21 Kasım) yapılacak bilirkişi keşfine çağrı yaptı.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), 20’nci yılında Ege Bölgesi’ndeki yerellerin ekolojik sorunlarına dikkat çekmek amacıyla Ege Ekoloji Kervanı düzenledi. Bu kapsamda, 16 Kasım’da İzmir’den yola çıkarak Selçuk’taki Efes Antik Kenti’ne, Aydın’ın Söke ilçesine ve Muğla’nın Milas ilçesindeki Pınarcık Köyü, Bafa Köyü ve Akbelen Ormanı’nı ziyaret etmişlerdi.
EGEÇEP Eşsözcüsü ve İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, Akbelen Ormanı’nın kesilmesi ve yürütülen madencilik faaliyetlerinin ÇED süreçlerinden muaf tutulmasına karşı açılan dava kapsamında yarın (21 Kasım) yapılacak bilirkişi keşfine ilişkin Gündem Fethiye’ye konuştu.
İkizköy Mahallesi’ndeki 780 dönümlük Akbelen Ormanı, Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. (YK Enerji) termik santraline yakıt sağlayan kömür madeninin genişletilmesi için tüm eleştirilere ve engellemeler rağmen jandarma koruması altında 24 Temmuz 2023’te kesildiğine dikkat çeken Cangı, şunları aktardı:
“Burada iki yıldan fazla bir süre orman nöbeti tutuldu. Orman yangını çıktı, orman yangından korundu ve başka orman kesimi girişimleri engellendi. Ancak daha sonra sanki bir düşman yurdunu ele geçirircesine nöbet alanına müdahale oldu ve askerler, jandarma eşliğinde çok hızla başlanan kesimle altı gün içinde bütün orman kesti.”
Akbelen Ormanı’nda ağaç olmadığını vurgulayan Cangı, “Ancak maden işletmesi de henüz başlayabilmiş değil, hazırlıklar devam ediyor. Maden işletmesinin başlayamamasının nedeni içindeki zeytinler” dedi.
“ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME’YE TABİ TUTULMAMASI ANLAŞILIR BİR ŞEY DEĞİL”
Zeytinliklerin sökülmesine ilişkin “süper izin yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiğini hatırlatan Cangı, şu ifadeleri kullandı:
“O torba yasayla zeytinleri kamulaştırılan, daha önce kamulaştırılan ve şirketin satın aldığı yerdeki zeytinler sökülmeye başlandı. Ancak etrafında görüldüğü gibi başka özel mülk zeytinlikler de var. O zeytinliklere şu anda kimse dokunamıyor. Kamulaştırmaya cesaret edilemiyor.”
Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce karar vermesi gerektiğini söyleyen Cangı, “Bu kadar ekolojiyi mahveden, ekolojik yıkıma yol açan bir maden işletmesinin en basitinden bir Çevresel Etki Değerlendirme’ye tabi tutulmaması anlaşılır bir şey değil” dedi.
Türkiye’nin şu ana kadar imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere ve iç hukukuna aykırı olduğunu dile getiren Cangı, “Çevre hukukunu yok saymak anlamına gelir” ifadeleri kullandı.
“YAŞAM SAVUNUCULARININ DA BU KEŞFE KATILMASI, KEŞFİ İZLEMESİ GEREKİYOR”
ÇED muafiyeti kararının iptali için açtıkları davada, Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin hiçbir inceleme yapmadan keşif taleplerini ve davayı reddettiğini belirten Cangı; Danıştay 4. Dairesi’nin, ret kararını bozduğunu ve sahada bilirkişi keşfi yapılması gerektiğini belirttiğini söyledi.
Dava kapsamında, yarın (21 Kasım) saat 10.00’dan sonra Akbelen Ormanı’nda keşif yapılacağını işaret eden Cangı, şu çağrıda bulundu:
“Üç yıldan bu yana ilk kez mahkeme ile birlikte keşfe geleceğiz ve Akbelen Orman sahasında yaşanan kırımı belgelendireceğiz, tarihe not düşeceğiz ve o not üzerinden Akbelen Orman sahasındaki madenciliği önlemeye çalışacağız. Burada herkese görev düşüyor.
Biz avukatlar olarak gerekeni yapacağız ama yaşam savunucularının da bu keşfe katılması, keşfi izlemesi gerekiyor. Keşfi izlemeli ki bilirkişiler korkusuz görüş bildirsinler, keşfi halk izlemeli ki mahkeme korkmadan hukuka uygun karar versin.”
NE OLMUŞTU?
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’ndeki 780 dönümlük Akbelen Ormanı, Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. (YK Enerji) termik santraline yakıt sağlayan kömür madeninin genişletilmesi için tüm eleştirilere ve engellemeler rağmen jandarma koruması altında 24 Temmuz 2023’te kesilmişti.
Bu süreçte İkizköylü yurttaşların kurduğu Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK); Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne, Akbelen Ormanı’nın kesilmesinde herhangi bir ÇED sürecinin işletilip işletilmediğini sormuş ve 8 Aralık 2005’te verilen ‘ÇED muaf” kararının geçerli olduğu yanıtını almıştı.
Karara karşı ise KARDOK ve İkizköylüler tarafından açılan davanın duruşması, 18 Kasım 2024’te Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü. Duruşmadan sonra, Gündem Fethiye’ye davaya ilişkin değerlendirme yapan İkizköylülerin avukatı İpek Sarıca, şirketin kendi kendini denetlendiğine ve yanlış veriler sunduğuna dikkat çekmişti.
Muğla 2. İdare Mahkemesi daha önce şirketin ve bakanlığın beyanlarını tek doğru sayarak, hiçbir keşif yapmadan davayı 29 Kasım 2024’te reddetmişti.
İkizköylüler, kararın geçerliliğine dair yeterli veri ve belgenin davalı idare tarafından sunulmadan karar verdiğini ve 2004 ÇED Yönetmeliği’ne göre ÇED kapsam dışı kararı verilebilmesi için 7 Şubat 1993’ten önce uygulama projelerinin onaylanması, çevre mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınması gerektiğini gerekçe göstererek karara itiraz etmişti.
Bunun üzerine Danıştay 4. Dairesi, 26 Mayıs 2025 tarihli kararında “eksik inceleme” nedeniyle Muğla İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuş ve sahada çevre, maden ve harita mühendislerinin de yer aldığı bilirkişi heyetiyle keşif yapılmasını, projenin etkilerinin bilimsel olarak ortaya koyulmasını ve hazırlanan rapora göre yeniden karar verilmesini istemişti.











