Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı’nın Çevresel Etki Değerlendirme süreçlerinden muaf tutulmasına karşı açılan davanının red kararı, Danıştay tarafından “eksik inceleme” nedeniyle bozuldu. İkizköylüler, karara ilişkin “Bu karar; mücadelemizin ne kadar haklı olduğunu yeniden gösteriyor” dedi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’ndeki 780 dönümlük Akbelen Ormanı, Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. (YK Enerji) termik santraline yakıt sağlayan kömür madeninin genişletilmesi için tüm eleştirilere ve engellemeler rağmen 23 Temmuz 2023’te jandarma koruması altında kesilmişti.
Bu süreçte İkizköylü yurttaşların kurduğu Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne, Akbelen Ormanı’nın kesilmesinde herhangi bir Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin işletilip işletilmediğini sormuş ve 2005’te verilen ‘ÇED muaf” kararının geçerli olduğu yanıtını almıştı.
Karara karşı ise KARDOK ve İkizköylüler dava açmış, davanın duruşması 18 Kasım 2024’te Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü. Duruşmadan sonra, Gündem Fethiye’ye davaya ilişkin değerlendirme yapan İkizköylülerin avukatı İpek Sarıca, şirketin kendi kendini denetlendiğine ve yanlış veriler sunduğuna dikkat çekmişti.
MUĞLA 2. İDARE İDARE MAHKEMESİ “ÇED MUAF” KARARINI DEVAM ETTİRDİ
Diğer yandan, kömür işletmesi için verilen “ÇED muaf” kararına karşı açılan davada, Muğla 2. İdare Mahkemesi daha önce şirketin ve bakanlığın beyanlarını tek doğru sayarak, hiçbir keşif yapmadan davayı 28 Kasım 2024’te reddetmişti.
İkizköylüler, kararın geçerliliğine dair yeterli veri ve belgenin davalı idare tarafından sunulmadan karar verdiğini ve 2004 ÇED Yönetmeliği’ne göre ÇED kapsam dışı kararı verilebilmesi için 7 Şubat 1993’ten önce uygulama projelerinin onaylanması, çevre mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınması gerektiğini gerekçe göstererek karara itiraz etti.
DANIŞTAY 4. DAİRESİ, MUĞLA 2. İDARE MAHKEMESİ’NİN KARARINI BOZDU
Bunun üzerine Danıştay 4. Dairesi, 26 Mayıs 2025 tarihli kararında “eksik inceleme” nedeniyle Muğla İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu ve sahada çevre, maden ve harita mühendislerinin de yer aldığı bilirkişi heyetiyle keşif yapılmasını, projenin etkilerinin bilimsel olarak ortaya konmasını ve hazırlanan rapora göre yeniden karar verilmesini istedi.
Dosyayı yeniden karar vermesi üzerine Muğla 2. İdare Mahkemesi’ne geri gönderdi. Bunun üzerine, davanın avukatları keşif ve bilirkişi incelemesine kadar yürütmeyi durdurma talebinde bulundu. Bununla birlikte keşif sonucunda davanın kazanılması durumunda, ÇED süreci işletilmeden Akbelen’de madencilik faaliyetine devam edilemeyecek.
ÇED MUAFİYET KARARININ VERİLMESİ VE SÜRDÜRÜLMESİ HAKKINDA
Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri, linyit kömürü kullanarak elektrik üretmek amacıyla sırasıyla 1987 ve 1995 yıllarında kamu kurumu Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) tarafından devreye alınmıştı. Eski Muğla İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, aynı şekilde kamu kurumu olan Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Yeniköy İşletmesi Müdürlüğü işletmesindeki ruhsat sahası için 08 Aralık 2005 tarihinde ÇED muafiyet kararı vermişti. Bu kararı da 16 Aralık 2003 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin Geçici 3’üncü maddesine dayandırmıştı. Bu madde ile 1993 yılında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nden önce faaliyete geçen ve şu durumdaki projeler için ÇED’den muaf olma hakkı tanınmıştı “Uygulama projeleri onaylanmış veya çevre mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınmış veya yatırım programına alınmış veya mevzi imar planları onaylanmış projelere ve bu tarihten önce üretim ve/veya işletmeye başladığı belgelenen faaliyetler”
Özelleştirme İdaresi Başkanlı tarafından özelleştirme programına alınan tesisler, 2014 yılında Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralleri, Yeniköy Linyitleri İşletmesi, ilgili Maden Ruhsatları ve Kemerköy Liman Sahası (Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralleri ile Kemerköy Liman Sahası) bir bütün halinde Limak ve İC İçtaş ortaklığındaki YK Enerji’ye devredilmişti. Bunun yanından Lojman Tesisleri ve Geyik Barajının yüzde 75 hakkı ile Dereköy’ de önceden Türkiye Elektrik Kurumuna ait olan muhtelif parseller ile üzerlerinde bulunan sondaj kuyuları da devredilmişti.
2018 yılında toplamda beş ayrı maden ruhsatının birleştirilmesi ile oluşturulan 86541 no’lu 230 bin dönümlük alanı kapsayan ruhsat alanına ÇED muafiyet kararı verilmişti. Birleştirilen ruhsat sahalarındaki faaliyetler ise entegre bir tesisi olmasına rağmen ÇED’den muaf tutulmaya devam etmişti. Bu karara karşı KARDOK Derneği tüm faaliyetlerin birlikte değerlendirilerek ÇED sürecine tabi tutulması için dava açmış fakat dava reddedilmişti. İkizköy Çevre Komitesi’nin hazırladığı bilgi notuna göre yasal yolların tükenmesinden sonra 31 Aralık 2022 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştı.
“AKBELEN BİZİMDİR, TOPRAĞIMIZ SATILIK DEĞİLDİR”
Karara ilişkin açıklama yapan İkizköylüler, şunların altını çizdi:
“Biz İkizköy köylüleri olarak, ormanımızı, zeytinliğimizi, suyumuzu, toprağımızı satmadık; satmayacağız. Bir karış toprağımızı vermeyeceğiz. Şirketlerin, bakanlıkların bize dayattığı hukuksuzlukları, gerçekleri yok sayan kararları bozan bu karar; mücadelemizin ne kadar haklı olduğunu yeniden gösteriyor.”
Bugüne kadar yaşadıkları baskılardan, haksızlıklardan ve engellerden yılmadıklarının vurgulandığı açıklamada, “Meşru mücadelemizi; köylerimizin, ağaçlarımızın, sularımızın, emeğimizin sesini yükseltmekten vazgeçmedik” denildi.
Akbelen Ormanı’nın, hukuksuz verilen kararlarla kesildiğinin belirtildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“İki defa bizim lehimize verilmiş bilirkişi kararı, orman kesilebilsin diye bozularak üçüncü defa bilirkişi keşfi yapıldı. Şimdi de verilen bu karar, Akbelen’deki madencilik faaliyetinin tamamen hukuksuz bir şekilde gerçekleştirildiğini gösteriyor.”
Bölgede yapılan madencilik faaliyetinin bir an önce durdurulması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Peki yok edilen Akbelen Ormanı ne olacak? Yeni torba yasayla zeytinlerimizi, köylerimizi taşıma planınız ne olacak? Biz buradayız. Zeytinlerimizden, topraklarımızdan, köylerimizden vazgeçmeyeceğiz. Şirket gidecek, biz kalacağız. Akbelen bizimdir, toprağımız satılık değildir.”












