Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Yeşilüzümlü Mahallesi’nde yapılmak istenen krom tesisine karşı yurttaşlar, “Yeşilüzümlü halkı Krom Eleme Tesisi istemiyor! Fethiye’nin suyu ve Muğla arısı tehlikede!” başlıklı imza kampanyası başlattı.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Yeşilüzümlü Mahallesi’nde, Eti Elektrometalurji A.Ş tarafından yapılmak istenen Krom Eleme Tesisi projesi için 4 Mart 2022 tarafından ÇED süreci başlatılmıştı. Bu kapsamda hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasını Muğla Valiliği uygun bularak projeye 3 Ağustos 2022 tarihinde ‘ÇED gerekli değildir’ kararı vermişti.
Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği ve Yeşilüzümlü’de yaşayan yurttaşlar eksik olarak hazırlandığını savundukları proje tanıtım dosyası üzerinden verilen ÇED gerekli değildir kararına karşı Muğla Valiliği’ne dava açmıştı.
Mahkeme, 14 Mayıs 2024’te davanın 15 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere reddine oy birliğiyle karar vermişti.
Bunun üzerine Yeşilüzümlü’de krom tesisi yapılmasına karşı mücadele eden Dağ Taş Aş Bizim Platformu dün (11 Haziran), change.org’dan “Yeşilüzümlü halkı Krom Eleme Tesisi istemiyor! Fethiye’nin suyu ve Muğla arısı tehlikede!” başlıklı imza kampanyası başlattı.
İmza kampanyasına ulaşmak için buraya tıklayın.
İmza kampanyasının açıklamasında, Fethiye’nin her köşesinin ayrı bir cennet olduğu söylenerek şu sözlere yer verildi:
• Alternatif tarım ve turizmiyle; kültürüyle,
• Yoğun bir ekosistem oluşturan kızılçam ormanlarıyla,
• Özel ırk olarak tanımlanmış Muğla arısı için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı projeleri ve değerli balıyla,
• Denize ideal mesafede ve bakıdaki zeytinlikleriyle,
• Bağ inciri başta olmak üzere Akdeniz ekosistemine ait pek çok tarımsal ürünüyle; Tıbbi aromatik bitkileriyle,
• Başta kuzu göbeği mantarı olmak üzere benzersiz odun dışı orman ürünü çeşitleriyle; temiz ve kuru havasıyla,
• Türkiye çapında bilinen ve giderek yurt sınırlarını aşan coğrafi işaret almış özgün dastar dokumasıyla,
bilinen Yeşilüzümlü havzamıza, Karagedik’teki krom eleme tesisinin büyütülerek taşınması isteniyor.
Ayrıca kampanya açıklamasında, “Proje Tanıtım dosyasında 9,85 hektar olarak belirtilen işletmenin, 11 bin 239 hektar için 2017 yılında verildiği anlaşılan IV. Grup maden işletme ruhsatına dayanıyor” sözlerine yer verildi.
Proje Tanıtım Dosyası’nda Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 15 Mayıs 2017 tarihinde verilen işletme ruhsatının süresinin 15 Mayıs 2047, yani 30 yıl olduğu belirtiliyor. Ruhsat sahası içindeki ÇED alnının büyüklüğü ise 9,85 hektar.
Fethiye’nin yüzölçümü 875 kilometrekare, yani 87 bin 500 hektar. Şirkete verilen maden ruhsatı bölgesinin büyüklüğü ise 11 bin 239 hektar. Bu büyüklük Fethiye’nin yaklaşık olarak sekizde birine denk geliyor.
Büyük ruhsat sahaları içindeki 25 hektarı geçmeden planlanan maden projeleri ise ÇED raporu hazırlamaktan kaçmanın bir yöntemi olarak eleştiriliyor.
ÇED Yönetmeliği’ne göre, “ÇED Raporu” hazırlanması gereken projeler ile “Proje Tanıtım Dosyası” hazırlanması gereken projeler ayrılıyor. Buna göre, ÇED Yönetmeliği’nin Ek-1 listesinde yer alan projelerin ÇED Raporu hazırlaması zorunluyken EK-2 listesinde yer alan projeler yalnızca Proje Tanıtım Dosyası hazırlar ve valilikler tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilebilir.
Yönetmeliğe göre bir maden projesinin alanı 25 hektardan fazla olduğunda, bu projeye ÇED gerekli değildir kararı verilemez ve ÇED süreci işletilir. Madde, şirketlerin ÇED süreçlerine tabi olmamak için geniş ruhsat sahalarında 25 hektarın altında birden fazla proje tasarlayabilmeye imkan tanıması nedeniyle eleştiriliyor.
Ekoloji Kolektifi Derneği’nin hazırladığı ve bu ÇED süreçlerin daha anlaşılır hale getirmeyi amaçlayan Yurttaşlar İçin ÇED Süreci Takip Rehberi’ne ulaşmak için buraya tıklayın.
“SU KALİTESİNİ DOĞRUDAN ETKİLEYECEK NİTELİKTE BİR ALAN”
Ruhsatın; Yeşilüzümlü, İncirköy, Koruköy, Kızılbel, Nif’ten Çenger’e, Karacaören’e ve Gökçeovacık’a kadar uzandığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler dile getirildi:
“Sahile indikçe ise Fethiye Körfezi’ni besleyen en önemli derelerin bulunduğu Çiftlik, Kargı, Yanıklar mahallelerini ve buralardan geçen derelerin su kalitesini doğrudan etkileyecek nitelikte bir alana IV. Grup Maden İşletme Ruhsatı verilmiş.”
Açıklamada; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na teslim edilen ilk etap krom eleme tesisi projesinin, pek çok yönden kusur ve eksiklerle dolu olduğunun bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği vurgulanarak, “Bu ilk etap krom eleme tesisi projesi gerçekleşirse, belirttiğimiz tüm değerlerimizi kaybedeceğiz” denildi.
“SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞERLERİ İLERİYE GÖTÜREREK KALKINMAK İSTİYORUZ”
Ormanları kesip toprağı, havayı, suyu kirleterek ve yerin altını oyarak değil; sahip olunan değerlerle, daha ileriye götürerek kalkınmak istedikleri dile getirilen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Maden işletme tesisi gelirse, mevcut işimizi, aşımızı, arımızı, balımızı, mantarımızı, bütün doğal zenginliğimizi, turizmi her şeyimizi kaybederiz. Oysa sahip olduğumuz değerlerin hepsi zaten birbirini destekliyor. Üzümlü havzası madenle değil, tarımla, turizmle, temiz havasıyla, organik gıdasıyla, doğa turizmiyle gelişsin.”
Son olarak açıklamada, “Sadece Yeşilüzümlü havzasını değil, tüm Fethiye’yi etkileyecek bu projenin durdurulması için sahip olduğunuz görev ve yetkiler çerçevesinde sizleri de yanımızda görmeyi bekliyor ve istiyoruz. Yeşilüzümlü yeşil kalsın, Fethiye nefes alsın!” denildi.
NE OLMUŞTU?
Eti Elektrometalurji A.Ş tarafından yapılmak istenen proje için 4 Mart 2022 tarafından ÇED süreci başlatılmıştı. Bu kapsamda hazırlanan proje tanıtım dosyasını Muğla Valiliği uygun bularak projeye 3 Ağustos 2022 tarihinde ÇED gerekli değildir kararı vermişti.
Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği ve Yeşilüzümlü’de yaşayan yurttaşlar, eksik olarak hazırlandığını savundukları Yeşilüzümlü krom tesisi proje tanıtım dosyası üzerinden verilen ÇED gerekli değildir kararına karşı Muğla Valiliği’ne dava açmış, dava kapsamında 20 Ekim 2022’de bölgede bilirkişi keşfi yapılması karar verilmişti.
13 Haziran 2023 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişilerin raporu ise 12 Eylül 2023 tarihinde mahkemeye sunulmuştu. Raporun ardından 15 Ocak 2024 tarihinde davanın duruşması Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü.
İlk bilirkişi raporunun mahkemeye sunulmasının ardından mahkeme, 18 Ocak 2024 tarihli kararında projenin maden mühendisliği ve çevre mühendisliği açısından yeniden değerlendirmesini ve ek rapor hazırlanmasını istemişti.
Bu raporda, maden mühendisliği bilirkişisi bölgede krom tesisine karşı olumlu görüş verirken orman mühendisliği bilirkişisi ise olumsuz görüş vermişti. Raporu inceleyen mahkeme, 7 Mart 2024 tarihinde verdiği kararda maden mühendisi bilirkişisinin raporunu yetersiz bularak yeniden rapor düzenlemesini istemişti.
Mahkeme, 14 Mayıs 2024’te davanın 15 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere reddine oy birliğiyle karar vermişti.