Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Yeşilüzümlü Mahallesi’ndeki ormanlık alanda yapılmak istenen krom konsantre tesisine karşı mücadele eden yurttaşlar Dünya Çevre Haftası’nda bir araya geldi. Yurttaşlar neden projeye karşı olduklarını Gündem Fethiye’ye anlattı.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Yeşilüzümlü Mahallesi’nde Muğla Valiliği tarafından “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararı verilen ve Eti Elektrometalurji A.Ş’nin kurmayı planladığı Krom Konsantre Tesisi projesine karşı çıkan yurttaşlar, Dünya Çevre Haftası dolayısıyla bugün (1 Haziran) Üzümlü Altı mevkisinde bir araya gelerek atıksız piknik, doğada sanat ve uçurtma şenliği etkinlikleri düzenledi.
Buluşmayı organize eden Dağ Taş Az Bizim Platformu Gönüllüsü ve Yeşilüzümlü’de yaşayan Mimar Zeynep Ebru Aksu etkinlik sırasında neden bir araya geldiklerine dair Gündem Fethiye’ye konuştu.
“O İLK ÖKÜZÜ VERMEDİK”
“Yeşil üzümlü yeşil kalsın” vurgusuyla maden ocağı problemine karşı mücadele ettiklerini belirten Aksoy, öncelikle bölgede yapılmak istenen krom tesisinin yeni olmadığına, aralıklarla maden projelerine karşı mücadele vermek zorunda kaldıklarına işaret etti.
Bugüne kadar yasal yollara başvurarak maden projelerine engel olmayı başardıklarını belirten Aksoy, “O ilk öküzü vermedik. Bizden önce bir tane öküz verilmiş ama o ilk öküzü vermedik. Bu havzayı korumayı başardık” dedi.
“DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ’NDE BİZİM SÖYLEYECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR”
Yapılması planlanan Krom Konsantre Tesisi problemini gündeme getirmek için Dünya Çevre Günü’nün güzel bir fırsat olacağı düşüncesiyle bu etkinliği planladıklarını dile getiren Aksoy, “Dünya Çevre Günü’nde bizim söyleyecek çok şeyimiz var” ifadelerini kullandı.
Etkinlikle iki konuyu birleştirdiklerine değinen Aksoy ilk olarak bölgedeki kızılçam ormanlarını yangınlara, insanlara, kirliliğe karşı korumak için yapabileceklerin günceme getirdiklerini söyledi. İkinci olarak ise sosyal açıdan konuyu değerlendirerek şunları söyledi:
“Bir de hepimiz çok yorulduk değil mi? Biraz da muhabbet edelim, piknik yapalım, eğlenelim, çocuklarımızla uçurtma uçuralım, oyun oynayalım diye bu etkinliği düşündük. Sıcak günler nispeten ama yine de güzel bir katılım oldu. Canlı bir katılım oldu. Bu da bize şunu veriyor: İnsanlar ne kadar bıkmış; böyle yan yana oturmaya, oyun oynamaya, yemek yemeye, sohbete ne kadar çok ihtiyacımız varmış. O nedenle böyle bir etkinlik yaptık.”
“BİZ BU DÜNYAYA GEÇİCİ OLARAK GELDİK VE ŞU ANDA BULUNDUĞUMUZ ORTAMIN KORUNMASINI İSTİYORUZ”
Yeşilüzümlülü Emekli Öğretmen Emine Birgi ise ormanların, ağaçların, canlıların böylenin gerçek anlamda yaşam alanını oluşturduğunu, insanların da bu yaşam alanındaki diğer canlılarla iç içe yaşamaya çalıştığına dikkat çekti.
Yeşilüzümlü’in adındaki “yeşil”n yok olmasını istemediklerini belirterek, “Biz bu dünyaya geçici olarak geldik ve şu anda bulunduğumuz ortamın korunmasını istiyoruz. Madenlerimiz de gelecek nesle ait olduğu için hepsinin tüketilmek amacıyla doğanın da tamamen yok edilmesini istemiyoruz” dedi.
Bölgenin halihazırda geçmişteki maden ve taş ocağı projeleriyle tahrip edildiğini belirten Birgi, “Taş ocağının olduğu bölgede tamamen tepeden baktığınızda orman yok olmuş şeklinde ve çok az alan kaldı. Lütfen o alan kalsın artık. Yani çocuklarımız yaşasın. Burada yaşamak isteyen insanlar sağlıkla, doğadaki canlılarla birlikte doğal olarak yaşamak istiyoruz. Bizim başka amacımız yok” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Eti Elektrometalurji A.Ş tarafından yapılmak istenen proje için 4 Mart 2022 tarafından ÇED süreci başlatılmıştı. Bu kapsamda hazırlanan proje tanıtım dosyasını Muğla Valiliği uygun bularak projeye 3 Ağustos 2022 tarihinde ÇED gerekli değildir kararı vermişti.
Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği ve Yeşilüzümlü’de yaşayan yurttaşlar, eksik olarak hazırlandığını savundukları Yeşilüzümlü krom tesisi proje tanıtım dosyası üzerinden verilen ÇED gerekli değildir kararına karşı Muğla Valiliği’ne dava açmış, dava kapsamında 20 Ekim 2022’de bölgede bilirkişi keşfi yapılması karar verilmişti.
13 Haziran 2023 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişilerin raporu ise 12 Eylül 2023 tarihinde mahkemeye sunulmuştu. Raporun ardından 15 Ocak 2024 tarihinde davanın duruşması Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü.
İlk bilirkişi raporunun mahkemeye sunulmasının ardından mahkeme, 18 Ocak 2024 tarihli kararında projenin maden mühendisliği ve çevre mühendisliği açısından yeniden değerlendirmesini ve ek rapor hazırlanmasını istemişti.
Bu raporda, maden mühendisliği bilirkişisi bölgede krom tesisine karşı olumlu görüş verirken orman mühendisliği bilirkişisi ise olumsuz görüş vermişti. Raporu inceleyen mahkeme, 7 Mart 2024 tarihinde verdiği kararda maden mühendisi bilirkişisinin raporunu yetersiz bularak yeniden rapor düzenlemesini istemişti.
FETHİYE KROM TESİSİ PROJE TANITIM DOSYASINDA ÇEVRE ETKİLERİ HAKKINDA NELER SÖYLENİYOR?
Proje tanıtım dosyasına göre, proje alanında ya da çevresinde projeden etkilenebilecek mevcut arazi kullanımları (konut, bahçe, diğer özel mülkiyet, sanayi, ticari tesis, rekreasyon alanı, halka açık alan, tarım, ormancılık, turizm, madencilik ya da malzeme ocağı gibi) yok.
Dosyada projenin yapılması planlan yerin de yeşil alan kaybının çok olacağı bir yerde olmadığı iddia ediliyor fakat aynı raporun bir başka bölümünde ÇED alanında en az 10 bin ağacın kesileceği dile getiriliyor.
Diğer yandan, proje alanında ya da çevresinde projeden etkilenebilecek yüksek peyzaj ya da görsel değere sahip yerler veya özelliklerin olmadığı dile getiriliyor.
İlk röportajda Yeşilüzümlü’de yaşayan Mimar Zeynep Ebru Aksoy’un vurgu yaptığı Muğla’ya özgü arı ırkının bölge yaşaması ve yurttaşların arıcılıkla geçimi sağlaması üzerine sözlerin aksine proje tanıtım dosyasında şu ifadelr yer alıyor: “Proje alanında ya da çevresinde projeden etkilenebilecek koruma altında, hassas ya da önemli flora ya da önemli flora ya da fauna türlerinin kullandığı (üreme, yuva, beslenme, dinlenme, kışlama ya da göç amaçlı) alanlar yoktur.”
Proje tanıtım Dosyası’na göre, ÇED sahasının tamamı devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ve orman sayılan alanlardan oluşuyor fakat bir başka bölümde, “Proje alanında yada çevresinde, projeden etkilenebilecek önemli ya da ekolojik açıdan hassas bölgeler (sulak alanlar, su kaynakları, kıyı bölgeleri, dağlar, ormanlar ya da ormanlık araziler gibi) yoktur” ifadeleri yer alıyor.
Son olarak dosyada yer alan bir diğer ifade şu şekilde: “Proje alanında ya da çevresinde ulusal ya da uluslararası yasalarla ekolojik, peyzaj, kültürel ya da diğer değerleri için koruma altına alınmış ve projeden etkilenebilecek alanlar yoktur.”
Dosyada arıcılık ya da bölgedeki arı ırkına ilişkin ise herhangi bir ifade yer almıyor.
Proje tanırım dosyasının tamamını okumak için buraya tıklayın.