Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde 28 Ocak’ta evli olduğu erkek tarafından öldürülen Ummuhan Korkut ile ilgili Muğla’nın yerel basınında çıkan haberleri Gündem Fethiye muhabiri Songül Karadeniz inceledi. Kadın cinayetlerini haberleştirirken gazetecilerin hangi noktalara dikkat etmesi gerektiğini, gazeteci Evrim Kepenek ile konuştuk.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, 2025 yılının ilk altı ayında 136 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Şüpheli kadın ölümü sayısı ise 145 olarak kayda geçti.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği yıl olan 2021’den bu yana tutulan verilere bakıldığında ise, yılın ilk altı ayı içerisinde en fazla kadın cinayeti 205 ile 2024’te gerçekleşirken, şüpheli kadın ölümünün 145 ile 2025’te yaşandığı görülüyor.
“Aile Yılı” olarak ilan edilen 2025’in henüz ilk ayında, Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bir kadın cinayeti yaşandı. 22 Ocak’ta evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz bırakılan Ummuhan Korkut, 28 Ocak’ta hayatını kaybetti. Söz konusu kadın cinayeti yerel ve ulusal basında yer buldu.
Kadın cinayetlerinin medyada temsil biçimi, kimi zaman şiddetin artmasına da yol açan bir etkene dönüşebiliyor. Özellikle kadına şiddeti normalleştiren ve farkında olarak ya da olmayarak failler için yöntem gösteren haberler karşımıza çıkabiliyor.
Filmmor tarafından, kadın cinayetlerinin nasıl haberleştirilmesi gerektiğine dair bir kılavuz da yayınlanmıştı.
Yerel basında ise haber dili bakımından standartlar çok daha düşük olabiliyor. Gündem Fethiye muhabiri Songül Karadeniz, Muğla yerel basınında Ummuhan Korkut cinayetini haberleştiren 18 haber sitesindeki 24 haberi inceledi.
İncelediğimiz haberlere şuradan ulaşabilirsiniz.

DOKUZ HABERDE “YEMEK YAPMAMA GEREKÇESİ” BAŞLIĞA TAŞINMIŞ
Haber sitelerinin birçoğu İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından aktarılan haberi olduğu gibi verirken, haberlerin tamamında yemek yapmama bahanesine değinildiğini gözleniyor. Kent TV, Muğla Gazetesi, Muğla Devrim, Bodrum Olay, Muğla Postası, Hamle Gazetesi ve Muğla Yenigün’de yer alan toplam dokuz haberde ise yemek yapmama bahanesinin başlığa taşındığı görülüyor.
Muğla Gazetesi ise bu durumu biraz daha ileriye taşıyarak, “Muğla’da yemek yapmamanın bedelini canıyla ödedi” başlıyla haberi bir neden sonuç ilişki üzerinden sundu. Bu ifade, kadın cinayetini bir nedenle meşrulaştırma eğilimini de arttırıyor.
Ayrıca, bu tür ifadeler dava süreçlerinde kadın cinayeti faillerinin haksız tahrik indirimi almak için başvurduğu yöntemlerden biri olarak da kullanılabiliyor. Dolayısıyla gazeteciler bilerek ya da bilmeyerek haksız tahrik indirimi için faillere yol gösterilmiş oluyor.
Haber başlıklarında bazı ortak noktalar da mevcut. Özellikle dokuz haberde, İHA tarafından atılan “Eşinin darbettiği kadın hayatını kaybetti” başlığı kullanılmış.

KADIN CİNAYETİ KAVRAMINA TEK BİR HABERDE YER VERİLMİŞ
17 haberde evli olduğu erkek yerine “eşi” ifadesinin tercih edildiği görülüyor. Ayrıca iki haberde “cani koca” ifadesi kullanılırken sadece tek bir haberde “kadın cinayeti” tabiri kullanıldığı gözlemleniyor.
Sadece Marmaris Yeni Sayfa Medya tarafından kadın cinayeti kavramı başlığa taşınmış olsa da haber metninin üçüncü sayfa haberi gibi yazıldığı görülüyor. Haberin editörünün bir kadın olması, haberin başlığına etki etmiş olsa da haber metninin İHA haberiyle aynı olduğu görülüyor. Ayrıca haberde sadece failin ismi baş harflerle veriliyor.
Haberlerin kategorileri incelendiğinde sekiz haberin asayiş, altı haberin gündem, dört haberin Muğla, üç haberin genel, birer haberin ise bölgeden, Bodrum güncel ve Köyceğiz kategorisinde olduğu anlaşılıyor. Yani kadın cinayeti haberinin “3. Sayfa Haberi” olarak kategorize edildiği gözlemleniyor.
Filmmor Kadın Cinayetleri Haberleştirme Kılavuzu, kadın cinayetlerinin toplumsal ve politik bir mesele olmasından dolayı, bu haberlerin“3. Sayfa Haberi” şeklinde değil gazetelerde birinci sayfa veya politika, yaşam gibi sayfalarda; televizyon haberlerinde ise adli olaylar arasında değil siyasal olaylar arasında yer alması gerektiğini söylüyor.
FAİL İLE FAİL TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN KADIN YİNE YAN YANA
Haber fotoğraflarında da benzerlikler söz konusu. Yapılan haberlerin 13 tanesinde fail ile fail tarafından öldürülen kadın fotoğrafı yan yana kullanıldı. Haberlerin yedi tanesinde sadece öldürülen kadın kullanılırken failin tek başına kullanıldığı tek bir haber bulundu.
Söz konusu Muğla Postası’nın ilk haberinde fail tek başına blurlanarak kullanılırken ikinci haberinde ise fail ile öldürülen kadının fotoğrafının yan yana kullanıldığı anlaşılıyor. Senem Kıvrık cinayetinde de yine mağdur ile failin fotoğrafının yan yana kullanıldığı örneklere rastlanılıyordu.
Öldürülen kadının fotoğrafı yerine döviz kullanan haber yok ancak sadece Bodrum Sokak Haber kadının fotoğrafı yerine “yumruğun ardında korkan bir kadının bulunduğu” bir stok görsel kullanmayı tercih etmiş. Fakat haber metni, İHA’nın metninin pek fazla değiştirilmemiş versiyonu olduğu için, yereldeki birçok haberle benzer hataları taşıyor.
HANGİ GÖRSEL KULLANILMALI?
Kadın cinayeti; kadına, çocuğa, LGBTİ+lara yönelik şiddet haberleri yaparken Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği tarafından hazırlanan Görsel Arşiv sitesi kullanılabilir.

Görsel Arşiv hakkında sitede şu bilgiler veriliyor: “Bu web sayfası, basın ve medya çalışanlarının cinsel şiddet haberlerinde hak temelli habercilik anlayışı ile üretilmiş, doğru mesaj veren, güçlendirici görseller kullanmalarını teşvik etmek amacıyla Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği tarafından hazırlanmıştır.”
Siteye kayıt olunduğunda fotoğraf indirmek ücretsiz. Yalnızca fotoğraflar kullanıldığında, sitede belirtildiği şekliyle kaynak gösterilmesi isteniyor.
‘CANİ KOCA’ DENİRKEN ALDATMA İSE GEREKÇE EDİLİYOR
Haber metinlerini incelediğimizde ise genel anlamda yemek yapmama bahanesine ve failin ifadesine olduğu gibi yer verildiği anlaşılıyor. Marmaris Manşet Gazetesi, diğer haberlerden farklı olarak yemek yapmama bahanesinin yanında aldatma iddiasına da yer vererek suçu gerekçelendiriyor. Fakat bunun yanında Ummuhan Korkut cinayetine değindiği üç haberinde de “cani koca” tabirini kullanıyor. Haberin muhabiri ise erkek.
Ayrıca tek bir haberde “kadın cinayeti” ifadesi başlığa taşınmış olsa da haber metinlerinin hiçbirinde kadın cinayeti ifadesi kullanılmamış. Tüm haberlerin ortak noktası ise üçüncü sayfa haberi gibi verilmiş olması.

“FECİ ŞEKİLDE DARBETTİ”
Muğla Devrim’in haberinde “feci şekilde darbetti” ve “acı haber geldi” gibi ifadeler kullanılmış ancak başlıkta “yemek yapmadığı bahanesiyle” deniliyor. Başlıkta bu durumun bahane olarak tanımlanması olumlu olsa da haber metni içinde bunu gerekçe olarak tanımladığı da gözleniyor.
İsimler genel anlamda açık kullanılmış, bazı haberlerde ise sadece failin adının baş harfleri kullanılmış. Haberlerin genelinde gözlenen diğer durum ise failin savunmasına olduğu gibi yer verilmiş olması. Mağdur hayatta olmadığı için kendini savunamaz. Bu nedenle haberde failin savunmasına olduğu gibi yer vermek ya da haberi bu ifadelere dayandırmak kadın cinayetini aklayıcı bir durum yaratıyor.
Bianet’in Erkek Şiddeti Çetelesi’ni hazırlayan gazeteci Evrim Kepenek’e, kadın cinayeti haberlerinde yapılan yaygın hataları ve çözüm önerilerini sorduk.
“HAK ODAKLI BİR ÇERÇEVEDEN BAKACAK OLURSAK ADİL OLMAMIZ GEREKİYOR”
İncelediğimiz haberlerde yaygın olarak fail ile mağdurun fotoğrafının yan yana kullanıldığından söz ettiğimiz Evrim Kepenek, bu duruma dair şunları kaydetti:
“Öncelikle fail ve mağdurun yan yana fotoğrafının kullanılması asla önerdiğimiz bir durum değil. Şöyle düşünelim: Kadının, kendisini öldüren erkekle yan yana fotoğrafı kullanılmış. Bu, çok doğru bir kullanım değil. Hatta erkeğin fotoğrafını tek başına kullanmak da doğru değil.
Bu konuda iki örnek var aslında. Bazı yayınlar erkeğin fotoğrafını kullanıyor, bazıları ise ‘hayır, kullanmayalım’ çünkü yargılama süreci devam ediyor diyor. Hak odaklı bir çerçeveden bakacak olursak adil olmamız gerekiyor. Henüz ceza almamış birinin ‘katil’ diyerek fotoğrafını paylaşmak —özellikle arkada çocukları varsa— çok da doğru bir kullanım değil.”

“SAHADAN, GÜÇLÜ, POLİTİK FOTOĞRAFLAR KULLANMAYI ÖNERİYORUZ”
Hak odaklı çerçevede “Fotoğraf nasıl kullanılmalı?” sorusunun yanıtının, sahadan kadınların ve feminist örgütlerin taleplerini dile getiren görselleri kullanmaktan geçtiğine değinen Kepenek, “Yani ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’, ‘6284’e dokunma’ diyen eylem fotoğrafları gibi. Ne kadınların ne de erkeklerin bireysel fotoğrafları değil; sahadan, güçlü, politik fotoğraflar kullanmayı öneriyoruz” dedi.
Kepenek; basının yaptığı en yaygın hatanın, erkek şiddeti sorununa münferit bir olay gibi yaklaşılması olduğunu belirterek şunları aktardı:
“Oysa bu mesele, politik bir boyut taşıyor. ‘Politik’ derken AKP ya da CHP gibi güncel siyasetten değil; erkek egemen sistemin, yani patriarkanın getirdiği politik yapıdan bahsediyorum. Bu eril sistemin bütün topluma entegre oluşundan söz ediyorum.
Yaygın yapılan en büyük hata bu: Meseleye bireysel bir olay gibi yaklaşmak. Oysa erkek şiddeti sistematik bir sorundur. Türkiye’de sistematik bir erkek şiddeti sorunu var. Bu, toplumsal şiddetin de kaynağını oluşturuyor.”
“TOPLUMDA CİDDİ BİR ERKEK ŞİDDETİ SORUNU VAR”
Hastanede doktora ya da sokakta bir erkeğe yönelen şiddetin faillerinin de çoğunlukla erkek olduğuna dikkat çeken Kepenek “Toplumda ciddi bir erkek şiddeti sorunu var. Ancak bu sorun, sistemsel bir çerçevede anlatılmıyor; sanki sadece münferit bir ‘kadın cinayeti’ olmuş gibi haber yapılıyor” şeklinde konuştu.
Kepenek, medyada yaygın şekilde yapılan diğer hatalara ise şöyle değindi:
“İkinci büyük hata, şiddetin pornografikleştirilmesi. Çok tıklanan içerikler hazırlanıyor, olay romantize ediliyor. Üçüncü hata ise fonda kullanılan müzikler veya anlatım biçimiyle ilgili. Kadınların hikâyeleri, erkeklerin gözünden anlatılıyor. ‘Çok seviyordu’, ‘aşktan gözü döndü’, ‘ekonomik sıkıntıları vardı, cinnet geçirdi’ gibi ifadelerle haberleştiriliyor. Bu da şiddeti meşrulaştırıyor, hatta haklılaştırıyor.”
“HABERİN DİLİ ÇOĞUNLUKLA ERKEĞİN İFADELERİNE GÖRE KURULUYOR”
Kapenek ayrıca, “Oysa ortada öldürülmüş bir kadın var ve kadın kendini ifade edemiyor. Hayatta değil. Haberin dili çoğunlukla erkeğin ifadelerine göre kuruluyor. Bu da en büyük hatalardan biri” dedi.
Haberde çok basit bir ölçüt olduğunu vurgulayan Kepenek, gazetecilerin “Bu haberde kadını ya da çocuğu yeniden mağdur ediyor muyum?”, “Bu haberde hak ihlali yapıyor muyum?” sorularını kendilerine sorarak doğru habercilik yapıp yapmadıklarını da sorgulayabileceklerini ifade etti.

“YOL-YÖNTEM ÖĞRETEN HABERCİLİKTEN UZAK DURUN”
Sivil toplumdan, özellikle de feminist örgütlerden destek almanın önemli olduğunun altını çizen Kepenek, şu önerilerde bulundu:
“Yerel basındaki meslektaşlara, özellikle editörlere önerim: İlla 5N1K değil, yol-yöntem öğreten habercilikten uzak durun. Ne demek bu? Örneğin bir erkek, bir kadını zehirleyerek öldürmüşse, haberlerde zehri nereden aldığı, nereye eklediği gibi detayların paylaşılması yol gösterici olabilir.
Bu bilgilerin yaygınlaşması, benzer suçların artmasına neden olabilir. Bu nedenle yol-yöntem göstermemeye dikkat edebilirler. Haberleri romantize etmeden, kadın odaklı bir yayıncılık anlayışı benimseyebilirler.”
“KALICI, DERİNLİKLİ HABERCİLİK YAPMIŞ OLURSUNUZ”
Yerel basının bu konulara dikkat çekmesinin çok kıymetli olduğuna değinen Kepenek, son olarak şunları kaydetti:
“Hak odaklı habercilik, aynı zamanda adil habercilik demektir. Kadından yana habercilik yaptığınızda —her haber özelinde— çok daha etkili bir yayıncılık yapmış olursunuz.
Belki spekülasyon yaratmaz veya en çok tıklanan haberi siz yapmazsınız ama 10 yıl sonra erkek şiddetiyle ilgili bir araştırma yapıldığında, dönüp sizin haberlerinize bakacaklar. Adeta bir ansiklopedi gibi, kalıcı, derinlikli habercilik yapmış olursunuz.”