Muğla’da, Ummuhan Korkut’un evli olduğu erkek tarafından öldürülmesine ilişkin davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme, duruşmayı 10 Şubat 2026’ya erteledi. Duruşmanın ardından Muğla Kadın Dayanışma Komitesi açıklama yaptı.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde 22 Ocak’ta Ummuhan Korkut’a evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz bırakılmıştı. Beyin kanaması geçiren Korkut, yoğun bakımda tedavi altına alınmasının ardından 28 Ocak’ta hayatını kaybetmişti.
Ummuhan Korkut cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması, bugün (18 Kasım) Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tutuklu sanık Y.K’nın “kasten yaralama” suçundan yargılandığı davanın duruşması, tanıkların dinlenmesinin ardından Mahkeme tarafından 10 Şubat 2026’ya ertelendi.
Duruşmanın ardından Muğla Kadın Dayanışma Komitesi açıklama yaptı. Açıklamayı, Muğla Kadın Dayanışma Komitesi adına Aleyna Yaşar okudu.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Kadınların öldürüldüğü bu düzende, sesimizi bu sefer de Ummuhan Korkut için yükselteceğiz. Ummuhan, bu düzenin kadınlara biçtiği rolün ve erkek şiddetinin sıradanlaştırılmasının bir sonucu olarak hayattan koparıldı.”


“BU ÜLKE; ALIN TERİYLE, EMEĞİYLE HAYATTA KALMA MÜCADELESİ VEREN KADINLAR İÇİN BİR MEZARLIK HALİNE GETİRİLDİ”
Ummuhan’ın evli olduğu erkek tarafından “yemek yapmadığı” bahanesiyle öldürüldüğünün altının çizildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Bir kadının hayatı, ev içi emek üzerinden kurulan baskının ve kadının erkeğe hizmet etmek zorunda olduğuna dair yerleşmiş anlayışın sonucu olarak son buldu. Ummuhan’ın öldürülmesi, bu düzenin kadınlara dayattığı itaat, hizmet ve sessizlik kalıplarının tam karşılığıdır.
Kadını eve hapseden, kadını “hizmet” ve “itaat” kalıplarına mahkûm eden, kadını köleleştirmeye çalışan; aynı zamanda failleri adaletin olmayışı ile cesaretlendiren düzenin bizzat kendisidir.”
Türkiye’de kadınların sokakta, evde, okulda ve iş yerlerinden öldürüldüğünün belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu ülke; alın teriyle, emeğiyle hayatta kalma mücadelesi veren kadınlar için bir mezarlık haline getirildi. Ummuhan’ın başına gelen de tam olarak budur: Kadının emeğini, bedenini ve yaşamını erkeğin mülkü gibi gören bu düzen, şiddeti örgütlü bir biçimde yeniden üretiyor.
Bu karanlık düzeni var eden, alın terimize, yaşamımıza ve kadına düşman olan; bu sistemin çarkında gününü gün eden düzen sahipleri, bu katliamların suçlularıdır. Kadına şiddet ne kader ne de münferit bir olaydır.”


“AKP’NİN AİLE YILI OLARAK İLAN ETTİĞİ TÜRKİYE’DE VAR OLAN ŞEY ONLARCA KADIN CİNAYETİDİR”
Kadının üstündeki baskı ve şiddetin Türkiye’de devasa bir toplumsal sorun olduğunun vurgulandığı açıklamada, şunların altı çizildi:
“Geleneklerle ve çağdışı alışkanlıklarla açıklanamaz. Tekil olaylara indirgenemez ve toplumsal zemininden koparılamaz. Ummuhan’ın öldürülmesi de tekil bir olay değildir, sistemin kadınlara biçtiği rolün ve adaletsizlik üzerine kurulan bu düzeninin kaçınılmaz sonucudur.”
Ummuhan’ın davasının bütün kadınların davası olduğunun belirtildiği açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“AKP’nin aile yılı olarak ilan ettiği Türkiye’de var olan şey onlarca kadın cinayetidir. Kan donduran çocuk ölümleridir. Tecavüzlerdir, tacizdir, kadınların yemek yapmadığı bahanesiyle hayattan koparılmasıdır.
Ummuhan’ın öldürülmesi, iktidarın ‘aile’ diye kutsadığı yapının kadınlar için bir şiddet mekanizmasına dönüştüğünün en acı örneklerinden biridir. İktidarın “aile” kavramından anladığı, kadınlar üzerinde kurulan tahakküm; kadının erkeğin mülkü, malı olarak görülmesidir.”
“HEPSİ AYNI DÜZENİN ÜRETTİĞİ ŞİDDETİN PARÇASIDIR”
“Biz kadınlar yarattığınız bu karanlıktan, bize reva gördüğünüz bu düzenden daha güçlüyüz” denilen açıklamada, bir hafta önce Kocaeli’ndeki fabrikada yangın çıkması sonucu altı işçinin hayatını kaybetmesi hatırlatıldı.
Açıklamanın devamında, şunlar aktarıldı:
“Bu altı işçinin, altısı da kadındı. Kadınların geçinebilmek için çalışırken patronların kâr hırsına kurban gitmesi ile sokakta, evde, iş yerinde eşleri, sevgilileri tarafından öldürülmesi arasında bir fark yoktur.
Çünkü aynı düzen, evde Ummuhan’ı öldüren erkek şiddetini de, fabrikada altı kadının canını alan sömürü çarklarını da üretmektedir. Hepsi aynı düzenin ürettiği şiddetin parçasıdır. Hepsi katildir.”


“KADINI EVE, ERKEĞE VE ŞİDDETE MAHKÛM ETMEYE ÇALIŞAN POLİTİKALARA SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
Ummuhan Korkut cinayetinin, sınıfsal ve sistemsel şiddetin ev içindeki hali olduğunun vurgulandığı açıklamada, şunların altı çizildi:
“Muğla Kadın Dayanışma Komiteleri olarak bir kez daha ilan ediyoruz: Öldürülen kadınların hesabını bu düzenden mutlaka soracağız. Kadını eve, erkeğe ve şiddete mahkûm etmeye çalışan politikalara sessiz kalmayacağız.”
Yaşamak ve eşit bir dünya kurmak için mücadelelerine devam edeceklerinin belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Depremde enkaz altında kalmayan, gittiği tatilde yanmayan, eve geldiğinde tüm işleri kendisine yığılmayan ve yemek yapmadığı için öldürülmeyen kadınların ülkesini hep birlikte kuracağız. Kadınların özgürce var olacağı ülkeyi kuruncaya kadar korkmadan, bıkmadan; suçlu olduğunuzu haykırmaya devam edeceğiz. Suçlusunuz.”
“UMMUHAN KORKUT’UN VE ARAMIZDAN KOPARILAN BÜTÜN KADINLARIN HESABINI SORACAĞIZ”
Açıklamanın devamında, şunlara dikkat çekildi:
“Kadınları ve çocukları korumaktan aciz olan; üstüne suçu öldürülen kadınlarda arayan, kadınların ölümünden sonra ‘kapıyı açmasaydı’ diyebilen bu düzenin sahipleri, suçlusunuz. Bu ülkede kadınlar yaptığı başvurulara, çıkarttıkları uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürülüyor. Bu yüzden suçlusunuz.
Kadınların nasıl giyineceğinden nasıl yaşayacağına kadar ahkâm kestiğiniz için suçlusunuz. Ummuhan’ın başına gelen, sizin yarattığınız bu düzenin sonucudur. Bu yüzden suçlusunuz. Ummuhan Korkut’un ve aramızdan koparılan bütün kadınların hesabını soracağız. Ummuhan Korkut’u katleden katilin suç ortakları bu düzenin sahipleridir. Hepsi katildir.”
“Bizi her gün ölümle burun buruna getirdiğiniz için, çocuklara ve kadınlara yaşattıklarınız için sizden hesap soracağız” denilen açıklamada; şiddetin, tecavüzün ve ölümün kadınların kaderi olmadığı vurgulandı.
Kadınların örgütlü mücadelesine dikkat çekilen açıklamada, şunların altı çizildi:
“Muğla’da kadınların evde, sokakta, okulda, iş yerlerinde başlarına gelen hiçbir kötülüğün peşini bırakmayacağız. Kadını ve onun emeğini sahipsiz sananlarla hesaplaşmak için kadın dayanışma komiteleri daha da güçlenecek ve her gün öldürüldüğümüz bu düzeni yıkacağız. Yaşasın kadın dayanışma komiteleri, yaşasın kadınların katillerine hesap soracak olan örgütlü mücadelemiz.”












