Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Sinpaş/Kızılbük GYO’nun otel ve devremülk projesine verilen ÇED olumlu kararına karşı açılan davada, bilirkişi raporu sunuldu ve inşaat mühendisi dışındaki tüm bilirkişiler ÇED olumlu kararını uygun buldu. Yurttaşlar ise çevre mühendisi bilirkişisinin keşif sırasında alanda olmayan jeotermal kuyuya dair “incelenerek değerlendirilmesi yapılmıştır” ifadeleri hakkında ve orman endüstri mühendisi bilirkişisinin kendi alanı olmamasına rağmen “Orman Mühendisi” şeklinde imza atması nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Yeni bilirkişi keşfi talep edildi.
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda Sinpaş Holding’in iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.Ş’nin Marmaris Milli Parkı’nda yapmak istediği otel ve devremülk projesine verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına Muğla Büyükşehir Belediyesi bir, yurttaşlar ise iki farklı dava açmıştı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin davasında 15 Kasım 2024 tarihinde bilirkişi keşfi gerçekleşmişti. Bilirkişilerin, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı dava kapsamında verdiği bilirkişi raporu 12 Şubat 2025 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi’ne sunuldu. Raporda harita, çevre, orman ve flora uzmanı bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirmede, projenin ÇED olumlu kararı uygun görüldü. İnşaat mühendisliği açısından ise ÇED olumlu kararı uygun görülmedi.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Marmaris Kent Politikaları Derneği ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Marmaris Meclisi, projeye olumlu görüş veren Çevre Mühendisi ve Orman Endüstri Mühendisi hakkında suç duyurusunda bulundu.
“SAYIN BİLİRKİŞİ ÜYESİNİN HANGİ SONDAJ KUYUSUNU GÖRÜP DEĞERLENDİRDİĞİ MERAK KONUSU”
Yapılan açıklamada suç duyurusunun gerekçesi olarak keşif günü, alanda jeotermal çalışmalara dair herhangi bir kuyu veya çalışma olmamasına rağmen, bilirkişi raporunda kullanılan “Keşif esnasında sondaj yapılan alan da incelenerek değerlendirilmesi yapılmıştır” ifadeleri gösterildi.
Yurttaşlar tarafından kayıt altına alınan görüntülerde, 7 Mayıs 2023 tarihinde jeotermal tesis için açılan sondaj kuyusu görülürken, 18 Mayıs 2024 tarihli görüntülerde ise sondaj kuyusunun kaldırıldığı, alanda jeotermal sondaj kuyusuna dair herhangi bir çalışmanın olmadığı gözleniyor. Ayrıca 16 Ocak 2025 tarihli görüntü de herhangi bir sondaj kuyusu olmadığı görülüyor.
Açıklamada çevre mühendisi bilirkişisinin verdiği görüşe ilişkin şu değerlendirme yapıldı:
“Bu dosyaya sunulan bilirkişi raporu elimize ulaştığında inanmakta zorlandık. Evet rapor, Sinpaş’ın yarattığı doğa yıkımını görmezden gelen (heyetin inşaat mühendisi üyesi hariç çünkü o bilimsel etik gereği ne gördüyse raporuna yansıtmaktan çekinmemiş), yok sayan nitelikteydi ama görülmemiş bir cesarete de sahipti.
Bilirkişi keşfi 15 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşmişti. Buna karşın elimizdeki görüntülerden 18 Mayıs 2024 tarihinden beri mevcut olmadığını kesin olarak bildiğimiz jeotermal kuyusu için çevre mühendisliği alanında görev yapan bilirkişi üyesi raporunda şu ifadeyi kullanmış: ‘Keşif esnasında sondaj yapılan alan da incelenerek değerlendirilmesi yapılmıştır.’ Sayın bilirkişi üyesinin hangi sondaj kuyusunu görüp değerlendirdiği merak konusudur!”


“ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ KENDİ ALANI OLMAMASINA RAĞMEN GÖRÜŞ VERİP ‘ORMAN MÜHENDİSİ’ OLARAK İMZA ATTI”
Suç duyurusunun bir diğer konusu da “Orman Mühendisliği Disiplini Çerçevesinde” yapılan değerlendirmeye dairdi. Açıklamada, bu başlıkta değerlendirme yapan ve ÇED olumlu kararını uygun gören bilirkişinin “Orman Mühendisi” değil “Orman Endüstri Mühendisi” olduğu belirtildi.
Bilirkişinin, kendi alanı olmamasına ve ilgili mevzuata göre görüş yazma yetkisinin olmamasına rağmen milli park gibi korunan bir alana dair “Orman Mühendisi” olarak imza attığına dikkat çekildi.
Yurttaşlar bu iki durumu tespit ettikten sonra, bilirkişiler hakkında hem Adalet Bakanlığı Bilirkişi Başkanlığı’na şikâyet dilekçesi hem de Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
YENİ BİLİRKİŞİ KEŞFİ İÇİN DİLEKÇE YAZILDI
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin davası Muğla 3. İdare Mahkemesi’nde görülüyor. Yurttaşların açtığı bir dava ise Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde. Bu üç dosya birleştirilmemiş ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı dava, diğer davalar için “bekletici mesele” yapılmıştı.
Yurttaşlar, kendi davalarında bekletici mesele yapılan ve sonucu beklenen Büyükşehir Belediyesi davasında Muğla 3. İdare Mahkemesi’ne sunulan bu bilirkişi keşfinin, kendi davalarında hükme esas alınamayacağını belirtti.
Bu nedenle de tarafsız bir bilirkişi raporu hazırlanabilmesi için yeniden keşif yapılması için dilekçe verdiklerini belitti.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre “Bekletici Sorun” şu şekilde tanımlanıyor:
MADDE 165- (1)Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitineyahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.
“GÜCÜN HAKLILIK SAYILDIĞI ZAMANLARA TANIKLIK EDİYORUZ”
Açıklamada son olarak mücadele vurgusu yapıldı ve şunlar söylendi:
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
“Biliyoruz çetin bir mücadele içindeyiz. Değerlerin aşındığı, gücün haklılık sayıldığı zamanlara tanıklık ediyoruz. Fakat ne adalet tutkumuzu yok edebildiler ne de yaşam için direnişimizi! Çünkü biz, tüm canlılar için eşit, adil ve yaşanabilir bir dünyayı hayal etmekten vazgeçmeyenleriz!”
“YILLARDAN BERİ OLMAYAN ŞEYİ, BİLİRKİŞİ ÜYESİ ‘GÖRDÜM’ DEMEKTEN İMTİNA ETMEMİŞ”
Marmaris Kent Politikaları Derneği Kurucu Üyesi Halime Şaman ise yaptığı açıklamada, sürece dair bilgi verdikten sonra yaşananları şöyle değerlendirdi:
“Bilirkişi raporunu incelediğimizde görülmedik bir şeyle karşılaştık. Hani şunlara alışkınız; zaman zaman bilim insanlara bilim etiğini bir kenara bırakıp doğadan yana olmayan, firmadan yana olan raporlar verebiliyorlar ama burada hem bu durum vardı. İnşaat mühendisliği disiplini dışında, diğer dört bilim insanı ne yazık ki firma lehine karar vermişlerdi. Buna üzülelim derken çok ilginç iki şeyle karşılaştık. Bunlardan çevre mühendisliği disiplini altında raporu düzenleyen değerli doçentimiz, görmediği sondaj kuyusuna, dosyada yerinde inceleme yaptığını ve değerlendirme yaptığını yazmış. Oysa biz onu biliyoruz ki, hatta en son 18 Mayıs 2024 tarihinde alana yaptığımız eylemde videolarla göstermiştik, orada bir jeotermal sondaj kuyusu artık yok. Yıllardan beri olmayan şeyi, bilirkişi üyesi ‘gördüm’ demekten imtina etmemiş.
Bir diğeri de Orman Endüstri Mühendisi. Orman Mühendisi olarak imza atmaktan çekinmemiş. Bu da ilgili mevzuat bağlamında suç.”
“SİNPAŞ’IN REKLAM ÇALIŞMASI OLARAK YÜRÜTTÜĞÜ ‘BİZ BÜTÜN DAVALARI KAZANDIK’ GİBİ BİR HAKİKAT SÖZ KONUSU DEĞİL”
Şaman bu nedenle, Sinpaş/Kızılbük GYO’nun basına yansıyan açıklamalardaki “Bütün davaları kazandık” söyleminin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bu açıklamalar bir reklam ve halkla ilişkiler çalışması olarak nitelendirdi.
“HEM EKOLOJİ MÜCADELESİNDE HEM HUKUK LİTERATÜRÜNDE BU İKİ SEVGİLİ BİLİRKİŞİ AYRI BİR YER ALACAKTIR”
Şaman son olarak, Muğla büyükşehir Belediyesi davasında verilen bilirkişi raporunun, kendi davalarında karara etki edecek bir gücünün kalmadığının altını çizdi ve “Çünkü sakatlanmıştır” dedi.
Mahkeme heyetinden bu konuyu değerlendirip yeni bir bilirkişi heyeti oluşturması taleplerini yineleyen Şaman, iki bilirkişi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Herhalde hem ekoloji mücadelesinde hem hukuk literatüründe sevgili bu iki bilirkişi ayrı bir yer alacaktır.”
BİLİRKİŞİLER NE SÖYLEMİŞTİ?
Bilirkişi raporunda “Projenin Çevre Mühendisliği ve Çevre Mevzuatları Açısından Değerlendirilmesi” başlığında, keşif esnasında jeotermal kuyunun incelendiği ve değerlendirmesinin yapıldığı söyleniyordu. Raporda yer alan ifadeler ise şu şekildeydi:
“İlgili veriler ÇED raporunda incelendiğinde; proje kapsamında 650 metre derinlikten 5 litre/sn debi ile jeotermal su sondajı yapılacağı ve bu suyun ‘Thermal WellnessPark’ta sadece termal havuzda kullanılacağının ifadesi yer almaktadır. Keşif esnasında sondaj yapılan alan da incelenerek değerlendirilmesi yapılmıştır. Jeotermal sondaj çalışmalarının tek bir kuyu üzerinden yönetileceği, izin belgelerinin alındığı ve sondaj kuyusundan alınan su numunesinde kimyasal analizlerin gerçekleştiği, analiz sonuçlarında suyun sıcaklığının düşük (20oC) ve mineral kapasitesinin yüksek olduğu, herhangi bir tehlikeli bir parametrenin/maddenin sınırların üzerinde olmadığı görülmüş, ilgili rapor ÇED raporunda Tıbbi Değerlendirme Kurul Raporu Ek 15, Analiz Raporu Tablo 2.13.2.1’de ve Ek 15 olarak sunulduğu görülmüştür.”
Sonuç olarak ise çevre mühendisliği bilirkişisi projede “yapılan planlamalar ve taahhütler yerine getirildiği takdirde, projenin çevreye olumsuz etkilerinin oluşmayacağı ve sürdürülebilir bir işletme süreci sağlanacağı” kanaatine vardı.
“Dava Konusu İşlemin Orman Mühendisliği Disiplini Çerçevesinde Değerlendirilmesi” başlığında ise proje alnının milli park sınırı içinde kaldığı söylendi fakat aynı zamanda proje alanının, “özel mülkiyete konu bir taşınmaz olduğu ve ‘Devlet Ormanı Dışındaki Mülkiyet Alanları’ kapsamında orman sayılmayan yerlerden olduğu” söylendi.
Sonuç olarak bilirkişi, şirketin bölgede ekolojik, fiziksel ve biyolojik tüm önlemlerin alacağını taahhüt ettiği için ÇED olumlu kararının uygun olduğu görüşünde bulundu.
DAVA SÜRECİ VE İKİNCİ KEŞİF SÜRECİ HAKKINDA
Sinpaş/Kızılbük GYO’nun otel ve devremülk projesi için 1 Haziran 2021 tarihinde ÇED süreci başlatılmış ve projeye 13 Ağustos 2021 tarihinde Muğla Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilmişti. Projeye tepki gösteren o dönemin Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris’te yaşayan yurttaşlar ÇED gerekli değildir kararının iptali istemiyle 11 Ekim 2021’de dava açmıştı.
7 Temmuz 2022 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi, ÇED gerekli değildir kararını iptal etmişti ve projenin ÇED raporu hazırlaması gereken projeler kapsamında olduğuna hükmetmişti.
Davada açıklanan gerekçeli kararda 30 Aralık 2021 tarihinde yapılan bilirkişi incelemesinin sonuçlarına yer verilmişti. Kararda projenin şehir ve bölge planlama disiplini çerçevesinde incelendiği başlıkta Milli Park sınırları içinde yer aldığı vurgulanarak “Keşif sırasında çekilen fotoğraflardan da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir. Çevreyi kirletmeyecek önlemler alınmamıştır” denmişti.
Diğer yandan, keşif sırasında alanda denize sıfır beton santralinin kurulduğu, yolların açılacağı kesimlerde dağ eteklerinin tıraş edildiği, çalışmalar sırasında bölgede dinamit kullanıldığını, ancak şirketin ÇED başvurularında asla dinamit kullanmayacağını yazdığı görülmüştü.
Kararın ardından davalı Muğla Valiliği ve müdahiller Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş, temyiz yoluna giderek kararın bozulması ve yürütmenin durdurulması talebiyle 5 Ağustos 2022 tarihinde Danıştay’a başvurmuştu. Fakat Danıştay 18 Ağustos 2022 tarihine yürütmenin durdurulması kararını reddetmişti.
8 Eylül 2022 tarihinde proje için yeniden ÇED başvurusu yapılmıştı. Bu kapsamda 23 Eylül 2022’de Halkın Katılımı Toplantısı, 12 Ocak 2023 tarihinde İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) gerçekleşmişti. 10 Mart 2023 tarihinde ise projeye ÇED olumlu kararı verilmişti.
Projenin ekolojik yıkım niteliğinde olduğu, Marmaris Milli Parkı’nda dinamit patlatıldığı, bölgede kanalizasyon altyapısının olmaması, projenin bölgeye ağır trafik yükünü kentin kaldıramayacak olması, deniz ve orman ekosisteminde geri döndürülmesi imkânsız tahribatlara neden olacağı gibi gerekçelerle karara karşı Muğla Büyükşehir Belediyesi ve yurttaşlar toplamda üç dava açmıştı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin davası kapsamında 18 Ağustos 2023 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmış ve 1 Kasım 2023 tarihinde Muğla 3. İdare Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunda projenin ÇED olumlu kararı uygun görülmüştü. Muğla Büyükşehir Belediyesi ise kararı temyize götürmüştü.
Bu davalarda bir birleştirme kararı alınmamışken ve Büyükşehir’in davasında temyiz süreci tamamlanmamışken, Muğla Büyükşehir Belediyesi davasındaki bilirkişi raporu yurttaşların açtığı ve Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde devam eden davaya dayanak gösterilmişti. Dava 23 Ocak 2024’te reddedilmişti. Bunun üzerine O dönemin Marmaris Kent Konseyi açıklama yaparak davayı temyize götürdüklerini belirtmişti.
Temyiz sürecinde, 2024 yılının Haziran ayında Danıştay tarafından mahkemenin kararı bozulmuş ve “Yüzeysel değerlendirme ile değil gerçekçi, bilimsel, kamu yararı ve çevreyi koruyan bir rapor hazırlanmalı” denerek dava süreci yeniden başlatılmıştı.
Yeniden başlayan süreçte Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Muğla 3. İdaresi’nde devam eden davada 15 Kasım 2024’te bilirkişi keşfi yapılmıştı. Yurttaşların açtığı davaların bu davaya müdahil olma talepleri ise yine reddedilmiş, Büyükşehir’in davası diğer davalar için “bekletici mesele” olarak kabul edilmişti.
Bilirkişi keşfinde, tarafların beyanlarının dinlenmesi sırasında, duruşmayı izlemek isteyen diğer dosyalardaki davacı yurttaşlar ve gazeteciler dosyada gizlilik kararı olmamasına rağmen engellenmek istenmiş ve gerekçesiz şekilde alana alınmamıştı.
Gündem Fethiye muhabirlerinin talebi üzerine, hâkimden izin alınarak beyanların verilmesi sırasında gazetecilerin duruşmayı izlemesine izin verilirken yurttaşların talebi yine reddedilmişti. Bölgedeki polis ekipleri Marmaris Kent Politikaları Derneği Kurucu Üyesi olan ve diğer davada davacı konumunda olan Halime Şaman’ın beyanlarını dinlemesine ve keşfe katılmasına engel olmuştu.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!













