Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, bugün (23 Ağsutos) Muğla’nın Datça ilçesinde kamusal alanların yok edilmesiyle alakalı Datça Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Anayasal ve yasal hakkımız olan, kıyılara ücretsiz ulaşmayı istiyoruz” denildi.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Datça Belediyesi 6 Ağustos günü Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’nda Başkan Aytaç Kurt şunları söylemişti: “25600 sayılı kanunla bu kadar sahili nasıl temizleyeceksiniz diye bize soran yok. Koyların hali perişan. Vatandaş gitmiş orada tuvalet yok duş yok. Bu vatandaşın nereye gideceği yönünden halk dalkavukluğu yaparak bize sorduğunuzda bu sadece bizim sorunumuz değil.”
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, bugün saat 11.00’da Muğla’nın Datça ilçesinde kıyılar dahil tüm kamusal alanların işgallerine karşı Datça Belediyesi’ni göreve çağırmak adına Datça Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı.
“Dalkavuklar; doğadan, halktan yana bir belediye istiyor” başlıklı basın açıklamasını inisiyatif adına Şebnem Çetinkaya ve Güngör Erçil okudu.
Açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:
“Biz her yıl belediye önüne gelmek zorunda mıyız? Bir yıl önce de burada düzenlediğimiz açıklamada, kıyılar dahil tüm kamusal alan işgallerine karşı “Belediye görevini yap!” demiştik. Aradan bir seçim geçti. Seçim öncesinde Datçalılara verilen sözleri biliyorsunuz; duyuyorsunuz. Yerel seçimler öncesinde verilen vaatlerini ve seçim sonrasında Belediye Başkanı’na sunduğumuz kıyı işgalleri raporunun akıbetini sormak istiyoruz.”
“DALKAVUKLAR BURADA, KIYILARI SAVUNUYOR”
Datçalıların hiç kimsenin ceketine oy vermediği ifade edilen açıklamada, “Her ne kadar ötekileştirici ve düşmanca bir nitelikte kullanılsa da, Gezi’de çapulcu hakaretini nasıl taşıdıysak, ‘halkın dalkavukluğunu’ yapmayı da onurla üstleniyor ve sesleniyoruz: Dalkavuklar burada, kıyıları savunuyor” denildi.
Eski Başbakan Turgut Özal’ın ‘Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz’ ifadelerine atıfta yapılan açıklamada, “30 yılı aşkın zaman sonra gelinen yer Anayasa’nın hiçe sayıldığı; Datçalıların asla kabul etmeyeceği şiddet ve faşizmdir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Anayasa ve Kıyı Kanunu’na aykırı biçimde, kıyıların Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediye tarafından kıyı işletmelerine peşkeş çekildiği ifade edildi. Mahkeme kararların uygulanması talep edildi.
“YÜKSELEN BU TALEBE, DATÇA BELEDİYESİ’NİN DE KULAK VERMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Halk plajı kavramının kabul edilmediğini ve bütün kıyıların canlı cansız tüm varlıklar olarak herkesin ortak yaşam alanı olduğu ifade edilen açıklamada, “Belediyenin bu ekolojik perspektifle, doğayı yok eden sermayeden değil, bir arada eşit yaşamı benimseyen halktan yana tavır almasını talep ediyoruz. Anayasal ve yasal hakkımız olan, kıyılara ücretsiz ulaşmayı istiyoruz. Sadece Datça’da değil, tüm Türkiye’de yükselen bu talebe, Datça Belediyesi’nin de kulak vermesi gerektiğini düşünüyoruz” belirtildi.
Yurttaşlar açıklamada, kıyıların sermayeye peşkeş çekilmesinde merkezi yönetimle iş birliği yapan bir belediye istemediklerini belirttiler. Kıyıların işgalin meşrulaştırmasını kabul etmediklerini ve Datça Belediyesi’nin izlediği yolun toplumsal barışa hizmet etmediği belirtildi.
Açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“Söylenecek çok şey var, bunları sayarsak uzun bir yol olur. Sadece şunu söylemek istiyoruz: Belediyenin, halk dalkavuğu demek yerine kendini yerel yönetim gibi görmesini; Datçalıların, halkın yararı için çalışmasını istiyoruz.”
Açıklamada, iki hafta önce Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt’a yazdıkları ve kamuoyuna paylaşılan sorular bir kez de Datça Belediyesi önünden okundu:
1. Göreve geldiğinizden beri, önemli bir kısmı da seçmeniniz olan halkın kıyı işgallerinin sonlandırılması taleplerini ne kadar dinlediniz?
2. Kıyılarla ilgili izlediğiniz politikalarda, yıllardır kıyılar için mücadele eden Datçalıları ne kadar sürece kattınız? Halkçı belediyecilik siyasetiniz ve vaatleriniz doğrultusunda, örneğin kıyı politikanızı oluştururken Şezlongsuz Datça İnisiyatifinin görüşlerini dikkate almayı hiç düşündünüz mü?
3. Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine göre, Kumluk’ta kıyı işgali ve kıyının doğal yapısının bozulması açısından çok katmanlı işlenen suçlar dururken, kıyıda küçük bir bölümü, saksılar, elektrik direkleri arasında halka açmayı, başarı olarak görüyor musunuz?
4. Taşlık’ta, resmi bir tebligatla, işletmelerin işgal ettikleri alanın yüzde 50 sini halka terk edeceksiniz derken, Kıyı Kanunu hükümlerine göre suç teşkil eden, yüzde 50si sizindir demiş olmuyor musunuz? Belediye olarak hem kanunlara uyma hem de bu kanunlar doğrultusunda denetim sorumluluğunuz bulunurken, Taşlık tebligatınızla suça teşvik etmiş olmuyor musunuz?
5. Karaincir’de bir tabela kaldırma işlemi yaptığınızı duyurdunuz. Peki Karaincir’deki işgalleri sonlandırmak için somut girişimleriniz olacak mı?
6. Mühürlediğiniz kaçak iskelelerde günlük kullanıma devam edilirken, bunu engellemeye, kaçak yapıları yıkmaya yönelik girişimleriniz olacak mı?
7. Kaçak yapı demişken, tüm halkın bildiği, encümen tarafından yıllar önce alınmış olan kıyı işgalcisi kaçak yapıların yıkım infazı yapılacak mı? Örneğin kamuya ait olan yeşil alanda yetkiniz gereği havuz ve merdiven işgalini ne zaman kaldıracaksın?
8. Kendi uhdenizde olan ve işletmelere kiraladığınız alanlarda ki kaçak yapıları yıkacak ve işgalleri sonlandıracak mısınız?
9. Datça kıyıları ile ilgili olarak açtığınız davada verilen yürütmenin durdurulması kararının gereğini yerine getirip, çok sayıda Datçalının başvurusunu dikkate alarak; bunun, mahkeme kararının uygulanmaması, bir Anayasa sorununa dönüşmesi konusunda ne yapacaksınız?
10. 3621 sayılı kanuna göre kıyılardaki uygulamalarla mücavir alanlarda Belediyelerin yetkili olduğu açık hükmüne göre Belediyenin kiraladığı yerlerde kıyı işgallerini ve Datça kıyılarında MUÇEV tarafından kiralanmamış yerlerdeki kıyı işgallerini kaldırmak yetkinizi ne zaman kullanacaksınız?
11. Tüm bunları soran, takip eden, eleştiren halka dalkavuk dediğiniz için özür dileyecek misiniz?
Son olarak açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bizler kıyı savunucuları olarak, mücadele gücümüzü kamusal haklılığımızdan alıyoruz. Bize çapulcu diyenlere yıllar önce verdiğimiz cevabı, dalkavuk diyenlere de hatırlatmak isteriz. Bizler binlerce dalkavuktan oluşan halkız, sizler önce yaşam alanlarını savunan Datçalılardan özür dileyecek ve sonra kıyıları koruma konusunda verdiğiniz sözleri tutacak mısınız?”
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Datça İlçe Başkanı Abdullah Sezai Öz, Gündem Fethiye’ye açıklamalarda bulundu.
“KIYILARI BIRAKIN ÇEVREMİZİ, DOĞAMIZI, SOKAK HAYVANLARINI KORUMAK VE KOLLAMAKLA MÜKELLEFİZ”
Öz, açıklamanın başında halk dalkavukluğu ifadesine atıfta bulunarak şu sözleri söyledi:
“CHP İlçe Başkanı olarak yurttaşların kendilerine halk dalkavuğu sıfatı yakıştırmasını biz kabul etmiyoruz çünkü çok onurlu bir iş yapıyorlar, kıyılarımızı savunuyor ve hepimizin bu görevidir zaten. Muğla’da öncelikle belediye başkanlarının görevi, kıyıları bırakın çevremizi, doğamızı, sokak hayvanlarını korumak ve kollamakla mükellef. “
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi Sözcüsü ile konuştuğunu, aralarından bir temsilci seçmelerini istediğini ve bu soruların cevaplarını yanıtlamak için Belediye Başkanı ve Meclis üyelerinin beklediğini söyleyen Öz, “Diyalog kanallarında muhtemelen, bir sıkıntı var bunu çözmek için buradayım. Kopuk iletişimden kaynaklı sorun var. Bunu hep birlikte çözeceğimiz ve aşacağımızı düşünüyoruz. Çünkü bizim ‘kıyılar halkındır’ dememe gibi bir şeyimiz yok” dedi.
CHP’nin ve Genel Başkanı’nın genel tutumundan da bahseden Öz, “Bu kıyıları ranta çevirmek gibi bir şey olamaz, bununla biz de mücadele ediyoruz. Bunun devlet ayağı olduğu için Belediye Başkanı’mız samimiyetle bu girişimlerle uğraşıyor bunu biliyorum. Sadece prensipler olduğu için bazı şeyleri açıklayamayabiliyor ama bu konuda samimiyetimize bütün halkımızın inanmasını istiyoruz. Söz zaman içinde çözeceğiz” ifadelerini kullandı.
Öz, Belediye Başkanı Aytaç Kurt’un daha yeni seçildiğini ve yurttaşların yanında olduğunu ifade etti.
Öz, son olarak şunları söyledi:
“Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin kendisine halk dalkavuğu demesini biz reddediyoruz. Çünkü biz çapulcu denmesine de karşı çıktık. Yani bizim partimizin ana görüşüdür. Başkanımız orada muhtemelen bir ifadede yanlış anlaşılması oldu. Bunları bir şekilde diyalogla aşabileceğiz. Burada iyi niyetimizden samimiyetimizden herkesin emin olmasını istiyoruz.”