Muğla Su İnisiyatifi, Milas’a bağlı Sıçıkan mevkisinde, Yeniköy Termik Santrali’nin faaliyetleri nedeniyle kuruyan Kocadere kenarında basın açıklaması yaptı ve bölge halkının katılımıyla forum düzenledi. Açıklamada, yaşanan susuzluğun, su kaynaklarının kurumasının nedeninin yargının kapatma kararına rağmen faaliyetlerini sürdüren termik santrallerin su kaynaklarını kömür çıkarmak için yok etmesi ve soğutma suyu olarak kullanması olduğu söylendi ve kapatma kararının uygulanması talep edildi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Karacahisar Mahallesi’ndeki Suçıkan mevkisinde, Yeniköy Termik Santrali yüzünden kuruyan Kocadere kenarında, bugün (9 Haziran) Muğla Su İnisiyatifi (MSİ), “Su yaşam hakkıdır, adaletsiz su tahsislerine son” diyerek basın açıklaması yaptı.

Açıklamaya Bodrum Gümüşlük Forumu, Milas 78’liler Derneği, İkizköylü yurttaşlar ve çevre köylerden yurttaşlar katıldı. Açıklamanın ardından ise forum düzenlendi.
Basın açıklamasını, Muğla Su İnisiyatifi Eş Sözcüsü Serdar Denktaş okudu.

“SUYUN ADİL OLMAYAN PAYLAŞIMI NEDENİ İLE MUĞLALI SUSUZLUK SORUNUNU DAHA DERİN HİSSEDİYOR”
Açıklamada su yönetimine değinildi ve şu ifadeler kullanıldı:
“Yaşam hakkı olan suyun adil olmayan paylaşımı nedeni ile Muğlalılar olarak her geçen yıl susuzluk sorununu daha derin hissediyoruz. Muğla Su İnisiyatifi olarak bugün Karacahisar’ın Suçıkan mevkiinde düzenlediğimiz bu etkinlikle yaşanan adaletsizliğe bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.”

Muğla bölgesinde yaşanan susuzluk sorununun temel nedeninin termik santraller olduğu belirtilen açıklamada, “Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santralleri, 1996 yılında Aydın İdare Mahkemesinin verdiği kapatma kararına rağmen faaliyetlerine devam ediyorlar. Herkesin bildiği gibi bu karar 2005 yılında AIHM tarafından da onaylanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

“TÜM BU VAHŞETE KAYITSIZ KALINARAK DEVAM EDİLİYOR”
Açıklamada, ulusal ve uluslararası hukukun aldığı karara rağmen termik santrallerin yasadışı faaliyetinin bedelini; bölgede yaşayan yurttaşlar, tarım alanları, su kaynakları ödediği ifade edildi. Bölgede yaşayan yurttaşların toprak, hava ve suyun zehirlenmesi sonucu hastalıklara yakalandığı söylendi.
İklim krizinin etkilerinin her yıl daha şiddetli olarak hissedildiği belirtilen açıklamada, “İklim krizinin baş sorumlusu kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin veren enerji politikalarına yaşadığımız tüm bu vahşete kayıtsız kalınarak devam ediliyor” denildi.

“ZEYTİNCİLİK, TARIM ARTIK YAPILAMAZ HALE GELDİ, DERE YATAKLARINDA YAŞAM NEREDEYSE YOK OLDU”
Karacahisar’ın Suçıkan mevkisinin, bölgenin önemli yeraltı su kaynaklarının yer aldığı bir nokta olduğu belirtilen açıklamada, “Suçıkan’ın güçlü kaynaklarından çıkan sular Karacahisar ve Gökçeler köyü arasındaki vadiden akarak, Hamzabey Deresi’ni de besliyor, Milas’ın dokuz köyüne içme suyu sağlıyordu” ifadelerine yer verildi.

Yeniköy Kemerköy Enerji Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) kömür sahalarına suyun girişini engellemek için su havzasında sondajlar yapması sonucu yüzeye yakın suların yerin derinliklerine gönderildiği belirtilen açıklamada, “Eskiden köylülerin içinde yüzebildiği, şırıl şırıl akan dereler artık kurudu. Bölgede zeytincilik, tarım artık yapılamaz hale geldi, dere yataklarında yaşam neredeyse yok oldu” dendi.

“BU PROJELER KAMU YARARINA DEĞİL, YALNIZCA SUYUN DAHA FAZLA TİCARİLEŞTİRİLMESİNİN ARACIDIR”
Açıklamada, Karacahisar’ın yaşam kaynaklarının bir yandan Yeniköy Termik Santrali için kurutulurken diğer yandan da bölgenin geriye kalan su kaynaklarının Geyik Barajı’nda toplanarak bu santrale soğutma suyu olarak verildiği belirtildi. Bu durumun sonuçlarına dair ise şunlar söylendi:
“Geyik Barajındaki su Bodrum halkına verilmek yerine büyük bölümü şirkete tahsis edildiği için susuzluk yaşayan Bodrum’a çare olarak yine Karacahisar’ın kaynaklarına daha fazla yükleniliyor, Bodrum’a su taşımak için sondajlar yapılıyor.”

Yeni su kaynakları oluşturmak için ekosistemleri bozacak yeni projelerin gündeme geldiğini belirtilerek, “Bu projeler kamu yararına değil, yalnızca suyun daha fazla ticarileştirilmesinin aracıdır” denildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yaşadığımız iklim krizinin doğayı, yaşam kaynaklarını sömürerek, metalaştırarak yol açılan ekolojik yıkımın bir sonucu olduğunu biliyoruz. Yaşamlarımızı ancak bu sermaye kuşatmasından kurtararak özgürleştirebileceğimizin de bilincindeyiz.”

“YARGI KARARINI UYGULAYIN, TERMİK SANTRALLERİ VE ONLARA KÖMÜR SAĞLAYAN MADEN OCAKLARINI KAPATIN”
Muğla’da yaşanan susuzluğun temelinde yargının verdiği kapatma kararına rağmen faaliyetlerini sürdüren termik santraller olduğu söylenen açıklamada, “Doğanın ve insanın yaşam hakkı olan suyu bacalarını soğutmak için kullanması, su kaynaklarını kömür çıkarmak için yok etmesi ve kirletmesi yatmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, bölgenin susuzluk sorunu çözmek için havzalar arasında su transferi, desalinasyon, daha fazla yeraltı kuyusu açmanın ekolojik krizi daha da derinleştiren girişimler olduğu belirtildi. Ayrıca; çözümün doğanın korunmasından, adaletin sağlanmasından, hukukun işletilmesinden geçtiği söylendi
Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:“Yargı kararını uygulayın, termik santralleri ve onlara kömür sağlayan maden ocaklarını kapatın. Bölge halkı susuzluk çekerken termik santrallere yapılan yönetmeliğe aykırı su tahsislerini iptal edin. Santrallerin işletmecilerine bizlerin vergileri ile sağladığınız teşviklere son verin. Yaşam alanlarımızı yok eden şirket sahiplerine transfer ettiğiniz kaynaklarımızla termik santrallerde, maden ocaklarında çalışan emekçilere insanca ve doğayla barışık iş imkanları oluşturun.”
Gündem Fethiye, açıklama sonrası gerçekleştirilen forumu takip etti. Forumun tamamının Gündem Fethiye Youtube kanalında izleyebilirsiniz👇
Muğla’daki üç termik santralin kapatılmasına yönelik açılan davalar geçmişte kazanılmıştı. Aydın İdare Mahkemesi’nin Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için 1997 yılında verdiği karar Danıştay tarafından onaylanmıştı. Türkiye, Danıştay kararını uygulamadığı için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmişti.
Diğer yandan, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş (YK Enerji) tarafından işletilen Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin, çevre yatırımlarını tamamlaması için son tarih olan 31 Aralık 2019’a kadar tamamlaması fakat yine de çevre izni ve lisansı verilmesine karşı İkizköylüler hukuki süreç başlatmıştı.
Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) tarafından, santrallerin çevre izni ve lisansının iptal edilmesi için Ekim 2023’te Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı açılan davada, Kemerköy Termik Santrali davasının duruşması 3 Haziran 2024 tarihinde Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde görülmüştü.
Ayrıca, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için “Muğla Adalet Kervanı” gerçekleştirmişti.
Datça’dan 20 Ekim 2023 tarihinde yapılan basın açıklaması ile başlayan Kervan; sırasıyla Marmaris, Akyaka, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ve Ören duraklarının ardından 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması ile sonlanmıştı.
Gündem Fethiye “Muğla Adalet Kervanı”nı gün gün izleyerek neler yaşandığını aktardığı ve özel röportajlar yaptığı haberlerin kronolojik olarak sıraladığı sayfa şu şekilde: