Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrası ‘İmar affı’ olarak da bilinen ‘İmar Barışı’ yeniden gündeme geldi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, kentte 181 bin 122 yapının ‘imar affı’ndan yararlandığını açıkladı.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen depremlerde şu anki verilere göre 35 bin 418 yurttaş yaşamını yitirdi.
Bölgedeki 10 ili etkileyen deprem sonrası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “İmar Barışı” uygulaması yeniden gündeme geldi.
Bakanlık “İmar Barışı”nı şu şekilde tanımlıyor:
“İmar mevzuatına veya ruhsata aykırı yapılara verilecek yapı kayıt belgesiyle vatandaşlarımızın imar sorunlarının çözülmesidir. Hedefimiz; vatandaşlarımızın devletle ihtilaflı durumunu ortadan kaldırmak, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırmaktır.”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Belediye Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada; kentte 181 bin 122 yapı ‘İmar Barışı’ndan yararlandığını belirtirken, Muğla’nın İzmir ve İstanbul’un ardından ‘İmar Barışı’ndan en çok yararlanan üçüncü il olduğunu açıkladı.

“ÜÇÜNCÜ İL KONUMUNDAYIZ”
Gürün, 1999-2023 verileri aktardığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Edindiğimiz bilgilere göre 1999-2023 arasında şehrimizde 181 bin 122 yapı imar affından yararlanmış. Bu rakam oldukça yüksek. İzmir ve İstanbul’un ardından imar affından en çok yararlanılan üçüncü il konumundayız. Bu durum bizim onaylayabileceğimiz bir durum değil. Baktığımızda depremden etkilenen 10 ilimizde imar affından yararlanan hane sayısı tam 294 bin 165. Bu nedenle imar affından ziyade tüm ülke olarak yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve yeni yapılacak olan binalarında dayanıklılıkları yüksek, sıkı denetim mekanizmasından geçmeleri gerekir.”
“BU ALANLARDAKİ BİNALAR İNSANLARIMIZA MEZAR OLACAK”
2020 Ocak’ta BirGün’e konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, ‘İmar Barışı’ hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Afet riski altında bulunan alanlara, fay hatları üzerine, heyelan riski taşıyan alanlara, dere yataklarına yapılan binalara yapı kayıt belgesi verildi. Böylesi büyük risk taşıyan alanlara yapılan binalara takviye güçlendirme yapılsa bile bu alanlardaki binalar insanlarımıza mezar olacak. Fay hattına yapılan binalar depremde, taşkın sahasına yapılan binalar taşkınlarda yıkılacak. Bu bilinen bir gerçek olmasına karşın bu alanlar devlet eliyle özendirildi ve yapılaşmaya açıldı. Bu düzenlemenin yanlış olduğunu asla yürürlüğe girmemesi gerektiğini söylememize rağmen izin verildi” ifadelerini kullanmıştı.