Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, Hrant Dink’le ilgili yaptıkları açıklamada, “Hrant Dink, kışkırtıcı olmadan dürüst konuşabilen, düşmanlaşmadan düşmanlığı yeren, bağırmadan sarsan bir sesti. İnsanlığın hikayesi böyle bitmek zorunda değil. Bu hikayeyi değiştirmek zorundayız” dediler.
Muğla Emek ve Demokrasi Güçleri, Hrant Dink’le ilgili dün (19 Ocak) Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda açıklama yaptılar. Saat 17.30’da yapılan açıklamada, “Bugün tam 16 sene oldu. Yine içimiz buruk, yine adaletin tam manasıyla tecelli etmediğine inanarak, o katilleri yaratan karanlığın hiç dağılmadığını, belki de daha da koyulaştığını bilerek yine burada onun gövdesinin ebedi olarak sessizce uzanıp kaldığı kaldırıma toplandık. Osmanbey kaldırımlarında yatan dostumuzun yarasından hâlâ kan sızıyor. İçe doğru birbirine dönmüş iki ayağının arasından incecik akan kan kendisine bir yol arıyor” denildi.
Yapılan açıklamada, “Bu incecik sızıntı kendi yolunu bulacak ama önce Hrant’ın kanı, Mustafa Suphi ve arkadaşlarının bindirildikleri takadan, Sabahattin Ali’nin kırık gözlük camından, Musa Anter’in ak saçlarından, 1915’te Anadolu’nun her karış toprağından, 38’de Dersim dağlarından, 55’te İstanbul’un kırık vitrin camlarından, Maraş’tan ve Sivas’tan sızan kanla buluşacak” belirlemesi yapıldı.
“Yıllardır bu topraklarda sadece Ermeni, Rum, Kürt olduğu için, azınlık olduğu için katledilen masumların, sadece eşitlik ve kardeşlik istediği için öldürülen aydınların kanı birbirine kavuşuyor ve kendine akacak bir yol arıyor” denilen açıklamada, “Bu yolları görenler ne çok kan akmış diyorlar. Onların sayıları azdı ama kanları çok aktı! Az olmak, bu topraklarda zulüm görmek için hep yeterli bir nedendi” ifadeleri kullanıldı.
“İNSANLIĞIN HİKAYESİ BÖYLE BİTMEK ZORUNDA DEĞİL”
Hrant Dink’in kışkırtıcı olmadan dürüst konuşabilen, düşmanlaşmadan düşmanlığı yeren, bağırmadan sarsan bir ses olduğu belirtilen açıklamada, “O sadece Ermeniler adına değil, bütün ezilmişler adına mücadele veren bir sosyalistti. Bu sese tahammül etmeleri mümkün değildi ve çoğunluğun hassasiyetleri adına suç işleyenler, onu el birliği ile katletti. İnsanlığın hikayesi böyle bitmek zorunda değil. Bu hikayeyi değiştirmek zorundayız. Adalet arıyorsak; tetikçilerin, azmettiricilerin, kışkırtıcıların, hedef gösterenlerin, düşmanlık aşılayanların cezalandırılmasını istiyorsak, bu topraklarda katledilmiş masumların kanı aramızda dolaşıyorsa, bu hikâyeyi değiştirmek zorundayız. Bu hikâyeyi yeniden yazmak için bir araya gelmek, çoğunluğun ve iktidarın şiddetine karşı omuz omuza durmak zorundayız. Dayanışma içindeki insan savunmasız değildir” denildi.