Muğla’daki üç termik santral hakkında 1996 yılında verilen ve bugün hala uygulanmayan kapatma kararının uygulanması talebiyle 20 Ekim’de Datça’da yola çıkan “Muğla Adalet Kervanı” sekizinci gününde Ören’e geldi.
Haber: Hülya Çetinkaya
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için başlattıkları “Muğla Adalet Kervanı” bugün (27 Ekim 2023) Ören’e geldi.
Datça’dan 20 Ekim 2023 tarihinde yapılan basın açıklaması ile başlayan Kervan’ın; sırasıyla Marmaris, Akyaka, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ve Ören duraklarının ardından 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması ile sonlanması planlandı.
Gündem Fethiye, Akbelen Ormanı’nda sona erecek sekiz günlük süreci izlemek ve okuyucusu ile buluşturmak için kervana katıldı.
Aydın İdare Mahkemesi’nin Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için 1997 yılında verdiği karar Danıştay tarafından onaylanmıştı. Türkiye, Danıştay kararını uygulamadığı için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmişti.
Kızılağaç, Mumcular, Gökbel, Çökertme ve Ören’de broşür dağıtımı yapıldı.
Gökbel’de broşür dağıtımı sırasında köylüler, son çıkan yangınlarda köyün daha sıcak olduğunu dile getirdi.
İklim adaleti Koalisyonu gönüllüsü Levent Büyükbozkırlı, Kemerköy Termik Santrali önünde Gündem Fethiye’ye konuştu. Bu sırada santral görevlileri yasak olduğu gerekçesiyle çekim yapılmasını engellemeye çalıştı.
“ÖREN, KEMERKÖY TERMİK SANTRALİ’NDEN BİRİNCİ DERECEDE ETKİLENİYOR”
Büyükbozkırlı konuşmasında, “Ören, Kervan için neden önemli?” sorusunu yanıtlayarak başladı ve şunları söyledi:
“Kemerköy Termik Santrali’nin çok yakınında Ören ve tüm kirletici gazlardan, baca gazlarından, küllerinden, katı atıklarından, arıtılmadan, temizlenmeden denize verdiği verilen sulardan tüm bunlardan Ören etkileniyor.”
Ören’in birinci derecede etkilendiği vurgulayan Büyükbozkırlı, “Ören’deki evlerin -bir tanıdığımızın evinde konuk olmuştuk geçenlerde- onun evinde mesela terasta bir kül tabakasının sürekli biriktiğini bize göstermişti. Dolayısıyla diğer termik santraller gibi; yani Yatağan, Yeniköy gibi Kemerköy’ünde baca gazı arıtma tesisleri hala çevre mevzuatına aykırı ve bizim savunduğumuz Adalet Kervan’ı dediğimiz şeyin mantığı zaten buna dayanıyor” sözlerini dile getirdi.
“BACA GAZI ARITMALARI VE KÜL DEPOLAMALARI UYGUNSUZ”
Büyükbozkırlı, kapatma kararının zaten bu yüzden çıktığına değinerek, “Baca gazı arıtmaları ve kül depolamaları uygunsuz diye bir karar çıkmıştı. Usulsüz çevre izinlerini almaya hala devam ediyorlar. Yeniköy termik santrali ile birlikte Kemerköy’de 2027 yılının Mart’ına kadar yine usulsüz bir şekilde bu çevre izinlerini uzattılar. Dolayısıyla halkı zehirlemeye bunlar devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Santralin çok yakınında Türkevleri, siteler ve köy evleri olduğunu belirten Büyükbozkırlı, termik santrallerin zararları hakkında şu sözleri dile getirdi:
“Zaten Ören’in çok yakındayız; hemen önümüzde deniz var. Kemerköy termik santrali soğutma sularını denizden çok yoğun bir şekilde alıyor, çok yüksek bir debide alıyor ve tekrar temizlemeden denize veriyor. Hem sıcak suları denize vermiş oluyor; deniz ekosistemi için çok zararlı hem de kirletilmiş suları arıtılmadan denize verdiği için deniz ekosistemine çok şiddetli zararlar veriyor.”
“DENİZE GİREN İNSANLAR AĞIR METALLERLE KİRLETİLEN SUDAN MUTLAKA ETKİLENİYORLAR”
Büyükbozkırlı, zararın sadece bununla kalmadığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
“Az ilerimizde plaj olduğu için, insanlar yoğun bir şekilde yazlıklarından bu plajı kullandıkları için insanlar da bundan mutlaka etkileniyorlar. Yani ağır metallerle kirletilen sudan mutlaka etkileniyorlar ki bunların bir kaçını saymak gerekirse çinko, krom, nikel, kadmiyum, kobalt gibi çok ağır metaller var bunun içerisinde. Arseniğe rastlanıyor, sülfatlara rastlanıyor ve bu ağır metaller hem denize karışıyor, hem de Akdeniz’deki balıkların dokularında bu ağır metaller bulundu.”
Bu konuda bilimsel çalışmaların ve raporların olduğunu belirten Büyükbozkırlı, “İnsanlarda mutlaka kanser vakalarından, KOAH hastalıklarından, solunum yolu hastalıklarından yoğun bir şekilde etkileniyorlar” dedi.
“ÖREN’DE BULUNMAK VE ÖRENLİLERE KEMERKÖY TERMİK SANTRALİNİN VERDİĞİ ZARARI GÖSTEREREK ANLATMAK ÇOK ÖNEMLİ”
Büyükbozkırlı Ören’de olmanın önemini ise şu sözlerle dile getirdi; “Bu yüzden Ören’de bulunmak ve Örenlilere Kemerköy termik santralinin ilk önce kendi sağlıklarına ardından toprağa, kendi ürünlerine, deniz suyuna ve diğer tüm su varlıklarına verdiği zararı göstererek anlatmak bizler için çok önemli.”
Yarın son durağın Akbelen olacağını söyleyen Büyükbozkırlı, Akbelen’de büyük bir buluşmanın ve basın açıklamasının planlandığını belirtti.
Kervanın örgütleyicileri “Muğla’daki Termik Santraller Neden Kapatılmalı?” sorusuna 10 maddede şöyle yanıt veriyor:
- Hukuk devleti ilkesi yargı kararlarının uygulanmasını gerektirir. Mahkemelerin verdiği kapatma kararı uygulanmıyor
- Türkiye’nin Muğla’daki santrallerin ürettiği elektriğe ihtiyacı yok
- Kamu kaynakları termik santrallere aktarılıyor
- Termik santraller usulsüz çevre izinleri ile çalıştırılıyor
- Termik santraller aşırı hava kirliliğine yol açıyor
- Termik santraller aşırı su tüketiyor
- Kömür sahaları köylerimizi yok ediyor, insanları göçe zorluyor
- Kömür sahaları ormanlarımızı yok ediyor
- Kömür sahaları zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı yok ediyor
- Termik santraller Muğla’da 68.000’den fazla insanın erken ölümüne neden oldu
Diğer yandan, MUÇEP’in Muğla’daki termik santrallerin kapatılması için 23 Ağustos 2023 tarihinde Change.org üzerinden başlattığı imza kampanyası hala aktif.
Kampanyaya imza vermek için buraya tıklayın