Muğla’daki üç termik santral hakkında 1996 yılında verilen ve bugün hala uygulanmayan kapatma kararının uygulanması talebiyle 20 Ekim’de Datça’da yola çıkan “Muğla Adalet Kervanı” dokuzuncu gününde Akbelen’e geldi. Akbelen’de açıklama yapıldı: “Bölgenin halkı yıllardır üç termik santral işletilsin diye büyük bedeller ödüyor.”
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için başlattıkları “Muğla Adalet Kervanı” bugün (28 Ekim 2023) Akbelen’e geldi.
Datça’dan 20 Ekim 2023 tarihinde yapılan basın açıklaması ile başlayan Kervan’ın; sırasıyla Marmaris, Akyaka, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ve Ören duraklarının ardından 28 Ekim’de Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması ile sonlanması planlandı.
Gündem Fethiye, Akbelen Ormanı’nda sona erecek dokuz günlük süreci izlemek ve okuyucusu ile buluşturmak için kervana katıldı.
Aydın İdare Mahkemesi’nin Muğla’daki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için 1997 yılında verdiği karar Danıştay tarafından onaylanmıştı. Türkiye, Danıştay kararını uygulamadığı için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmişti.
Muğla Adalet Kervanı’nın dokuzuncu gününde Akbelen’de toplanan yurttaşlar “Muğla için adalet, Akbelen için adalet, iklim için adalet” başlıklı açıklamayı yaptı.
“YENİKÖY TERMİK SANTRALİ ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPMAK İSTEYEN YURTTAŞLAR, ENGELLENMEYE ÇALIŞILDI”
Yeniköy Termik Santrali önünde basın açıklaması yapmak isteyen yurttaşlar, Santral görevlileri tarafından engellenmeye çalışıldı. Santral görevlileri tarafından kara yolunun kenarında okunması istenen açıklama, santralin kapısının önünde okundu.
Açıklamayı grup adına KARDOK Derneği’nden Esra Işık ve İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Derya Lim okudu.
“ADALET İSTİYORUZ ÇÜNKÜ BÖLGENİN HALKI YILLARDIR ÜÇ TERMİK SANTRAL İŞLETİLSİN DİYE BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYOR”
Açıklamada, Muğla Adalet Kervanı’nın 20 Ekim’de Datça’dan yola çıktığı ve son gün olan bugün de ise Akbelen’e varıldığı belirtilerek, “Kervanımızın son gününde Yeniköy termik santralinin önünden sesleniyoruz” denildi.
Güzergahları boyunca uğradıkları her yerde taleplerini tüm Muğlalılarla birlikte haykırdıklarından bahsedilen açıklamada; “Adalet istiyoruz! Çünkü bu bölgenin halkı yıllardır üç tane termik santral işletilsin, onlara kömür sağlansın diye çok büyük bedeller ödüyor: Köylerimiz, ormanlarımız, zeytinliklerimiz, tarım alanlarımız, toprağımız, havamız, suyumuz yok ediliyor; kirletiliyor” sözlerine yer verildi.
“KAPATMA KARARI OLAN SANTRALLER BÖLGEYE ÖLÜM SAÇMAYA DEVAM EDİYOR”
Açıklamada; 1996 yılında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri için çevreye verdikleri zarar nedeniyle mahkemenin kapatma kararı verdiği hatırlatılarak, “Ancak bu karar o zamandan beri hala uygulanmıyor. Kapatma kararı olan santraller bölgeye ölüm saçmaya devam ediyor. Anayasal hukuk devletinde yargı kararını uygulamamak olur mu? Adalet kervanımızın son gününde kararı uygulayın, bu zulüm bitsin diye bir kez daha haykırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Yargı kararının ve yasaların uygulanmadığını ilk kez duyanlar hakkında ise açıklamada şu sözler dile getirildi: “İlk kez duyanlar kendilerine şöyle sorabilirler: Bu nasıl bir vicdansızlık? Nasıl bir hukuksuzluk? Devlet, vali, kaymakam, kolluk kuvvetleri, yasaların uygulanmasını sağlayacak kurumlar yok mu bu ülkede?”
“DEVLET, TÜM KURUMLARI İLE VAR; VAR AMA KİMİN İÇİN?”
Açıklamada, santrali çalıştıran şirketlerin devlet kurumlarını yanlarına aldığından söz edilerek, “Akbelen ormanını koruma mücadelesi sürecinde gördük ki kaymakamı, valisi, kolluk kuvveti, kısaca devlet, tüm kurumları ile var. Var ama kimin için? Yaşam haklarını savunan yurttaşlar olarak anladık ki bu santralleri çalıştıran şirketler tüm bu devlet kurumlarını, mahkemeleri yanına almış. Yürütmesi, yargısı, yasaması halka bu zulmü yaşatmak üzere bir olmuş” ifadeleri kullanıldı.
Haklarını savunmak üzere kurumlara başvurdukları dile getirilen açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Bir hukuk devletinde yaşadığımız yanılgısı ile haklarımızı savunmak üzere başvurduğumuz kurumların yetkililerine yetkililerine sanki denilmiş ki; bundan sonra göreviniz bu şirketlerin çıkarlarını korumak ve her türlü gücü, her türlü devlet imkanını kullanabilirsiniz. Yasaymış, insan hakkıymış, uluslararası sözleşmelermiş, iklim kriziymiş, hiçbirine aldırmayın; devlet sizin arkanızda. Sanki onlara demişler ki, biz devlet olarak şirket sahipleri ile anlaştık, size karşı duran köylüleri, yaşam savunucularını ezin geçin, gözlerinin yaşına bakmayın. Tam böyle bir süreç yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. Ama hakikat ortada; Kapatma kararı uygulansaydı Akbelen ormanı kesilmeyecekti.”
“BODRUMLULAR SUSUZ KALMIŞTI ÇÜNKÜ ON MİLYONLARCA TON SU, TERMİK SANTRALLERİ SOĞUTMAK ÜZERE VERİLMİŞTİ”
Açıklamada, Kervan yoldayken Bodrum’a su veren barajların kapatıldığı haberinin geldiğinden bahsedilerek, “Barajlarda su bitmişti ve Bodrumlular susuz kalmıştı. Neden bitmişti su? Çünkü insanların yaşam hakkı olan on milyonlarca ton su, barajlardan termik santrallerin türbinlerini soğutmak üzere, hiçbir ücret talep edilmeden şirketlere verilmişti” denildi.
Yeniköy Termik Santrali’nin içme suyunu kullandığı belirtilen açıklamada, “Önünde durduğumuz Yeniköy Termik Santrali bedavadan aldığı 14 milyon ton içilecek kalitedeki suyu bir yılda tek başına tüketiyor. İşi bittikten sonra da atıklarıyla zehirlediği suyu doğaya bırakıyor. Halkın ne yiyip ne içeceği, hastalıktan ölüyor olması onların umurunda değil. Onların tek derdi ceplerini doldurmak” ifadeleri kullanıldı.
“BIRAKIN MUĞLA’DAKİLERİ, ÜLKEDEKİ TÜM TERMİK SANTRALLER KAPATILSA ÜLKE ELEKTRİKSİZ KALMAZ”
Açıklamada termik santrallerin “Enerjisiz yaşam olur mu” demelerinin bir aldatma olduğu belirtilerek şu sözlere yer verildi:
“Diyorlar ki ‘enerji üretiyoruz, enerjisiz yaşam olur mu?’ Bu kocaman bir aldatmaca. Yol boyunca da hep gerçeği anlattık. Bu üç santralin ürettiği enerji ülkenin kurulu enerji üretim kapasitesinin yalnızca yüzde 1,6’sına, üretilen elektriğin ise yüzde 3,3’üne karşılık geliyor. Diğer yandan ülkede kurulu enerji üretim kapasitesi şu anda üretilen elektriğin iki katı. Yani bırakın Muğla’dakileri, ülkedeki tüm termik santraller kapatılsa ülke elektriksiz kalmaz.”
Açıklamada, bu santrallere kömür sağlamak için açılan yurttaşların deyimiyle ‘ölüm’ çukurlarına, yok edilen ormanlara, tarım alanlarına, su kaynaklarına değer mi sorusu sorularak, “Üstelik iklim krizinin yol açtığı felaketlerle baş etmeye çalışırken, Paris İklim Anlaşmasına imza atmış bir ülke olarak zaten kömürlü termik santralleri kapatmak için eylem planları yapmak gerekiyorken? Çok iyi biliyoruz ki kömürün alternatifi var, suyun alternatifi yok” denildi.
“BU TÜM DÜNYAYA AÇIKÇA TÜRKİYE’NİN BİR HUKUK DEVLETİ OLMADIĞININ İLANI OLACAKTIR”
Ayrıca açıklamada bir kez daha yetkililere seslenmek, isyanlarını kamuoyu ve tüm dünya ile paylaşmak istedikleri belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Kervanımızın sonuna geldiğimiz bugün arkamızdaki ölüm çukurlarının, önümüzdeki ölüm santrallerinin arasından bir kez daha yetkililere seslenmek, isyanımızı kamuoyu ve tüm dünya ile paylaşmak istiyoruz:
Muğla’ya yaşattığınız bu zulüm, bu adaletsizlik yeter! Mahkeme kararlarını geciktirmeden derhal uygulayın ve bu ölüm makinelerini susturun, bu ölüm çukurlarını kapatın! Yapmak zorundasınız çünkü anayasada öyle yazıyor, burası bir hukuk devleti! Eğer yurttaşlarınızın haykırışını duymazdan gelerek bildiğinizi okumaya devam ederseniz, tüm dünyaya açıkça bu ülkenin bir hukuk devleti olmadığının ilanı olacaktır. Yani bu topraklar üzerinde hiçbir yurttaşın, hiçbir bir yasal güvencesinin olmadığı anlamına gelecektir. Gelin bu yanlıştan bir an önce dönün, bizleri dünyada hukukun işlemediği ülkeler arasında sayılma utancına mahkum etmekten vaz geçin. Bu güzel ülkenin insanlarına, bu utancı yaşatmaya hakkınız yok.”
“SANTRALLER KAPATILIRSA BİNLERCE EMEKÇİNİN İŞSİZ KALACAĞI DOĞRU DEĞİLDİR”
Bunların yanı sıra açıklamada; santrallerde, kömür sahalarında çalışan işçilere seslenilerek, “Yargının verdiği kararın yerine getirilerek bu santrallerin kapatılmasını talep eden bizler, vicdansız sendikanızın, patronlarınızın dediği gibi emeğinize düşman değiliz. Aksine, sizlerin insanca yaşama hakkını, insanca koşullarda çalışma hakkınızı savunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu yaşam düşmanı iş yerlerinde çalışırken en çok siz hasta oluyor, en çok siz ölüyorsunuz. Bizleri berbat yaşamlara mahkum etmek onların umurunda olmadığı gibi sizlerin yaşamları da umurlarında değil” denildi.
Santraller kapatılırsa binlerce emekçinin işsiz kalacağının doğru olmadığı belirtilen açıklamada; “Kervanımız yola çıkarken Datça’da yaptığımız basın açıklamasında da vurguladığımız gibi; Santraller kapatılırsa binlerce emekçinin işsiz kalacağı doğru değildir. Santrallere ödenen kamu mali kaynakları santrallerde çalışanları rahatça geçindirmeye yeter de artar. Kaynaklarımız emekçileri ve doğayı koruyacak şekilde adil dağıtıldığında, santrallerde çalışan emekçiler için doğayla dost ve işçi sağlığını koruyan iş imkanları yaratılması mümkündür ve bunu talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“GELİN BU ONURLU YAŞAM KURMA MÜCADELESİNİ HEP BİRLİKTE VERELİM”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi; “Gelin bu onurlu yaşam kurma mücadelesini hep birlikte verelim. Şunu bilmenizi istiyoruz ki sizleri mağdur ederek daha iyi bir yaşam kurmayı öngören hiçbir talebimiz yoktur. Bu topraklar hepimizi beslemeye, doyurmaya yeter. Kendi topraklarımızda, ölüm çukurlarının, ölüm saçan santrallerin dibinde, bir sömürge devletinin köleleri gibi yaşamaya mahkum değiliz. Yaşasın hayat!”
Kervanın örgütleyicileri “Muğla’daki Termik Santraller Neden Kapatılmalı?” sorusuna 10 maddede şöyle yanıt veriyor:
- Hukuk devleti ilkesi yargı kararlarının uygulanmasını gerektirir. Mahkemelerin verdiği kapatma kararı uygulanmıyor
- Türkiye’nin Muğla’daki santrallerin ürettiği elektriğe ihtiyacı yok
- Kamu kaynakları termik santrallere aktarılıyor
- Termik santraller usulsüz çevre izinleri ile çalıştırılıyor
- Termik santraller aşırı hava kirliliğine yol açıyor
- Termik santraller aşırı su tüketiyor
- Kömür sahaları köylerimizi yok ediyor, insanları göçe zorluyor
- Kömür sahaları ormanlarımızı yok ediyor
- Kömür sahaları zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı yok ediyor
- Termik santraller Muğla’da 68.000’den fazla insanın erken ölümüne neden oldu
Diğer yandan, MUÇEP’in Muğla’daki termik santrallerin kapatılması için 23 Ağustos 2023 tarihinde Change.org üzerinden başlattığı imza kampanyası hala aktif.
Kampanyaya imza vermek için buraya tıklayın