Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı olarak Muğla eski Ensar Vakfı Başkanı Osman Raşit Işık atanması, Türkiye Komünist Gençliği tarafında bugün (15 Nisan) Eğitim Fakültesi’nde protesto edildi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı’na Ensar Vakfı’nın eski Muğla Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık atandı.
Bu atamaya karşın Türkiye Komünist Gençliği, üniversitede yaptığı eylemle “Ensarcılar dışarı üniversiteler bizimdir” sloganıyla yürüdü. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi gençler, önce fakülte kantininde basın açıklaması yaptı, sonra da dekanın odasına “Tarikatçı dekan istemiyoruz”, “Bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceğiz” ve “Ensarcılar dışarı üniversiteler bizimdir” yazılı kağıtlar astı.
Türkiye Komünist Gençliği’nin yapılan açıklamada atamanın liyakatli olmadığı vurgulanarak, şunlar söylendi:
“Daha önce Karaman’da 45 çocuğa istismar iddiası ile gündeme gelen Ensar Vakfı’nın eski Muğla yöneticilerinden Osman Raşit Işık, üniversitemiz Eğitim Fakültesi dekanı olarak atandı. Osman Raşit Işık’ın eğitimci yetiştirecek ehliyeti yoktur. Bu alanda bir liyakatı bulunmadığı doğru olmakla birlikte, sorun tek başına bir liyakat sorunu değildir. Aksine bu atamayı yapanlar açısından son derece tutarlıdır.”


“LİYAKATSİZ ATAMA”
Atama ile ilgili sorunun büyüklüğünden bahsedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Osman Raşit Işık ülkenin karanlığa mahkum olmasında kendisine görev biçilen bir gericiden ibarettir. Sorun göründüğünden daha derin bir sorundur. Üniversitemize liyakatsiz bir şekilde atanmış, tarikatlarla açık bir şekilde bağı bulunan Vakfın eski yöneticisi Osman Raşit Işık tepesinde sermaye sınıfının durduğu bir saadet zincirinin sonucudur. Zincirin bir halkasına takılıp kalmayacak zincirin bütün halkalarının parçalanmasının yollarına bakacağız.”
“CUMHURİYET DÜŞMANI NESİLLERE GEÇİT VERİLMEYECEK”
Açıklamada, Cumhuriyet düşmanı nesillere geçit verilmeyeceği vurgulandı ve şunlar söylendi:
“Osman Raşit Işık, rektörlüğün önerisiyle YÖK tarafından atanmış olsa da önerenlere kimin tavsiye ettiğini, tavsiye edenlerin önünü kimlerin açtığını çok iyi biliyoruz. Bu rezaletin faili memleketin ve eğitimin gericileştirilmesinde doğrudan sorumluluk alan siyasal iktidar olsa da mimarı gericilikten çıkarı olan sermaye sınıfının bizzat kendisidir.
Siyasi iktidarın amacı, laiklik ve cumhuriyet düşmanı nesiller yetiştirerek; halkı açlık ve yoksulluğa mahkûm eden sermaye sınıfının ihtiyaçlarına yönelik bir toplum yaratmaktır. Sermaye sınıfının işbirlikçisi AKP iktidarının üniversitelerimize yaşamın her alanında yaymaya çalıştıkları karanlığa geçit vermeyeceğiz.”
“TARİKAT BAĞLANTILI KİŞİLERİN GÖREVLENDİRİLMESİNİ REDDEDİYORUZ”
Açıklamada, tarikatlarla bağlantılı kişilerin üniversitelere atanmasını istemediklerini vurgulanarak şunlar söylendi: “Üniversiteye bilim üretmeye gelmiş, laiklikten vazgeçmeyen, ülkenin aydınlık geleceği için mücadele eden öğrenciler olarak geçmişinde istismarlar ve açık tarikat bağlantıları olduğu bilinen vakıf adı altındaki gerici yapılarda görev almış kişilerin kampüslerimizde görevlendirilmesini reddediyoruz.”


“’LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİMDEN YANA OLAN EĞİTİMCİ KADROLAR İSTİYORUZ”
Açıklamada laik ve bilimsel eğitimden yana eğitimci kadrolar istediklerini belirtilerek, “Bizler, üniversitelerimize ‘ziyaret’ başlığı altında gelen siyasilere ya da ‘seminer’ başlığı altında gelen patronlara el pençe divan duran rektörler, dekanlar ya da akademisyenler değil; bizlere bilimin ve aydınlanmanın yolunu açan, biz öğrencilerin insanca yaşama hakkını savunan, laik ve bilimsel eğitimden yana olan eğitimci kadrolar istiyoruz” denildi.
EŞİT VE BİLİMSEL EĞİTİM TALEBİ
Açıklamanın sonunda ise eşit ve parasız, bilimsel eğitimin kamusal bir hizmet olması gerektiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye Komünist Gençliği olarak üniversitelerimizde gericilikle mücadele ederken yobazların iplerini elinde tutanları unutmayacağız. Mücadelemizi eşit ve parasız, bilimsel eğitimin kamusal bir hizmet olarak tanındığı, yobazlardan kurtulduğumuz aydınlık bir Türkiye kurana kadar sürdüreceğiz.”
Grup, “Şeriata faşizme karanlığa geçit yok”, “Ensarcılar dışarı üniversiteler bizimdir” “Boyun eğme memlekete sahip çık” sloganlarıyla fakülteyi terk etti.
NE OLMUŞTU?
2016 yılında Karaman’da Ensar Vakfı’na bağlı evlerde kalan 45 çocuk cinsel istismara maruz bırakılmıştı.
Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ise istismara ilişkin “Bir kere olması Ensar Vakfı’nı karalamak için gerekçe olamaz” demişti.
Geçtiğimiz yıl Ensar Vakfı davasında hakkında soruşturma açılan üç yöneticiden biri olan Asım Sultanoğlu, Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü olarak atanmıştı.