Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın otel ve devremülk projesi için Marmaris Belediyesi tarafından verilen 56 yapı ruhsatının iptali için açılan dava görüldü. Marmaris Kent Konseyi ve Ekolojik Mücadele Komitesi’nin açtığı davanın duruşmasında imar durum belgesinin ve verilen ruhsatların yasalara aykırı olduğu belirtildi.
Haber: Hülya Çetinkaya
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Kızılkum Koyu’nda, Sinpaş Holding iştirak şirketi Kızılbük Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.Ş’nin yapmak istediği otel ve devremülk projesi inşaatına, Marmaris Belediyesi 2021 yılında 56 adet yapı ruhsatı vermişti.
Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi ise yasalara aykırı olduğu gerekçesi ile Marmaris Belediyesi’ne, 1595 ve 2518 parsellerde verdiği imar durum belgesi ve yapı ruhsatlarının iptali için 07 Ocak 2022 tarihinde dava açmıştı.
Verilen 56 adet ruhsatla projenin alanı 46 bin metrekareden 122 bin metrekareye çıkarılmıştı. Ayrıca ÇED yönetmeliğine aykırı şeklide Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir kararında önce ruhsatların verildiği ortaya çıkmıştı.
ÇED YÖNETMELİĞİ NE SÖYLÜYOR?
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 6’ncı madde 3’üncü fıkrasına göre “Bu Yönetmeliğe tabi projeler için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararı veya ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez.”
Projeye ÇED gerekli değildir raporu 13 Ağustos 2021 tarihinde verilmişti. Fakat Marmaris Belediyesi tarafından ise projeye 2021 yılının 14 Nisan, 16 Nisan ve 27 Mayıs tarihlerinde toplamda 56 adet yapı ruhsatı verildiği ortaya çıkmıştı.
Davanın 15 Ocak 2024’te Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görülen duruşmasına yurttaşlar ile taraf avukatları katıldı. Gündem Fethiye ekibi de duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.
Duruşma 11.06 da başladı ve 19 dakika sürerek 11.25’te sona erdi.
“RUHSAT VERİLEN ALANDA PARSELASYON YAPILMADI”
Duruşmada ilk sözü yurttaşların avukatlarından Atilla Öztürk aldı. Öztürk öncelikle, imar durum ile ruhsat iptal davası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini hatırlattı.
Belediye’nin verdiği imar planlarında ise parselasyonun olmadığını, parselasyon yapılmadan imar durum belgesi ve ruhsat verilemeyeceğini, bu durumun yasalara aykırı olduğunu dile getirdi.
Diğer yandan bilirkişi raporuna değinen Öztürk, bilirkişilerin dava dosyasındaki hususları incelemediğini, bunun yerine 56 adet ruhsatın iptalinden sonra verilen 17 adet farklı yapı ruhsatları ile ilgili rapor düzenlediklerini söyledi.
Marmaris Belediyesi vekili avukatlar ise bilirkişi raporunun hukuka uygun olduğunu öne sürdü ve denetimlerin yapıldığını söyledi. İmar durum belgesinin ise 1986 yılından itibaren var olduğunu, yeni bir durumun olmadığını dile getirdi.
AV. ARZU ALPER: “SİNPAŞ ÇED’SİZ RUHSATSIZ İNŞAATA BAŞLADI”
Davacı yurttaşların vekili Avukat Arzu Alper ise sözlerine 56 adet yapı ruhsatının ÇED gerekli değildir kararından önce verildiğine vurgu yaparak başladı. İnşaatın ÇED gerekli değildir kararı öncesinde başlatıldığını belirten Alper, “Sinpaş ÇED’siz, ruhsatsız inşaata başladı” dedi.
İnşaat alanının milli park olduğunu ve koruma tedbiri bulunduğunu söyleyen Alper, Marmaris Belediyesi ruhsatları sayesinde Sinpaş’ın inşaata başlayabildiğine dikkat çekti.
Ayrıca, imar durum belgesi ile yola terklerin yapılmadığını söyledi.
YOLA TERK NEDİR?
Yola terk, onaylanmış imar planına geçiş sırasında gayrimenkullerin bu kısımlarının yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılması, kamuya terk edilmesidir ve yasal bir zorunluluktur.
İmar Kanunu’nun 15’inci maddesinde de konu ile ilgili şu ifadeler yer eliyor:
Madde 15 – İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına veya tevhidine izin verilmez. İmar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır.
11’inci maddede ise şu ifadeler yer alıyor:
Madde 11 – İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir.
“RUHSATLAR İPTAL EDİLMEZSE MEZAR OLACAK BU YAPI”
Proje alnında altyapının mevcut olmadığını belirten Alper, deprem yönetmeliğinin de uygulanmadığını söyledi. İnşaatın depreme daha dayanıksız bir yöntem olan pabuç temel yöntemiyle yapıldığını ve beş kat olarak planladığını fakat temelde güçlendirme yapılmaksızın verilen ruhsatlarla 10 kata kadar çıkartıldığını dile getirdi.
Buradan ev alacakların veya tatil için geleceklerin can güvenliğinin olmadığını dile getiren Alper, “Bu ruhsat iptal edilmezse mezar olacak bu yapı” dedi.
Böyle bir durumda, Marmaris Belediyesi’ne açılacak tazminat davalar da düşünüldüğünde kamunun ciddi bir zarara uğratılacağını da dile getirdi.
Diğer yandan, inşaatın mühürlendiği dönemde bile Sinpaş’ın faaliyetlerine devam ettiği ve bu dönemde seviye tespit tutanağının düzenlenmediğini söyledi.
Alper son olarak “Bilirkişilerin neye baktığını merak ediyoruz” diye sordu. Dava konusu olan 56 adet ruhsat değil kendilerine sorulmayan hususlarda, yetkilerini aşarak düzenledikleri raporun yok hükmünde olduğunu dile getirdi.
HALİME ŞAMAN: “DAVA SÜRECİNDE ADİL YARGILANMA HUSUSUNDA TAMAMLANMIŞ HİSSETMİYORUZ”
Son olarak sözü davacılardan Marmaris Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Halime Şaman aldı. Şaman, kar odaklı bir şirkete karşı milli parkı korumak için ve kamu yararını inşa etmek için çok uzun süredir yurttaşlar olarak mücadele ettiklerini vurgulayarak sözlerine başladı.
Şaman, idare mahkemelerinde daha önce kamu yararının tahsis edildiğini gördüklerini fakat bu davada adil yargılanma hususunda tamamlanmış hissetmediklerini söyledi.
Sinpaş’a verilen 56 adet ruhsata ilişkin ise imar ada sınırı ile parsel sınırları çakıştırılmadan, parselasyon yapılmadan bir alanda yapı ruhsatının verilemeyeceğini dile getiridi.
“BİRLİKİŞİ RAPORU MAHKEMEYİ YANILTMAYA YÖNELİK”
Bilirkişi raporunda yanlış bilgi verilerek mahkemenin yanıltılmaya çalışıldığını söyleyen Şaman, firmanın da her zaman yanlış bilgi vererek kurumları kandırmaya çalıştığını ifade etti. Proje dört etaptan oluşmasına rağmen firmanın yalnızca iki etabı için ÇED başvurusu yaptığını, ÇED gerekli değildir kararından önce ruhsat aldığını hatırlattı.
Kanunların tüm yurttaşların güvencesi olduğunu ve herkese eşit şeklide uygulanması gerektiğini vurgulayan Şaman, kanunların bu davada Sinpaş’a eşit şeklide uygulanmadığını bu durrumun da kendilerinde bir güven kaybı yarattığını dile getirdi.
İnşaat alanını herhangi bir yer olmadığını, milli park içinde yer alan kontrollü kullanım bölgesi olduğuna işaret eden Şaman, bölgede yapı yoğunluğunun artırılamayacağını söyledi. Marmaris Belediyesi’nin verdiği ruhsatlarla ise projenin 46 bin metrekareden 122 bin metrekareye çıkarıldığını, projenin otel artı ev projesine dönüştürüldüğünü söyledi.
Şaman son olarak ise bilirkişi raporunun baz alınmasının adaletin uygulanmasının sakatlanması anlamına geleceğini söyledi.
Marmaris Belediyesi vekilleri ise teknik hususlarda bilgisi sahibi olunmadan beyanlarda bulunulduğunu, mahkemenin baskı altına alınmaya çalışıldığını öne sürdü.
Projeye ilişkin ÇED olumlu karının bulunduğu söylendi.
Mahkeme heyeti kararı ileri bir tarihte açıklamayacağını ifade ederek duruşmayı 10.25’te sonlandırdı.
“MAHKEMENİN KAMU YARARINI GÖZETEREK KARAR VERMESİNİ TALEP EDİYOR VE BEKLİYORUZ”
Duruşma sonrasında Marmaris Kent Konseyi’nin yaptığı basın açıklamasında davaya ilişkin şunlar söylendi:
- Dava konusu alanda parsel, ada çakışmadığından kanunen gerçek parsele dönüşmediği yani imar kanununun 15. 16. ve 18. maddeleri uygulanmadığından, projenin yer aldığı parsellere imar durum belgesi ve ruhsat verilemeyeceği gerçeği ortada olduğu halde,
- Verilen ruhsatların tamamının “ÇED” öncesi verildiği ispatlı olduğu halde,
- İnşaatın 2018 yılında yapılan son ruhsat yenilemesinin 46.000 m2 ve 550 odalı otel olarak yapıldığı halde, “TADİLAT” ruhsatı ile “otel+konut ve 122.000m2” çıkartıldığı, yani ağır kusur değil ağır kasıt olduğu ispatlı iken,
- 30 seneyi aşkın süredir korozyona uğramış ve 99 depremi öncesi imal edilmiş bir yapının, güçlendirme ruhsatı olmadığı ve hiçbir güçlendirme yapılmadan kat artışı sağlandığı dosyada delillendirildiği halde,
- Alan imar dışı bir alan olduğundan kanalizasyon, su ve elektrik altyapısı bulunmadığı ve Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanamayacağı da bildirildiği, kadastral yolu olmadığı resmi kurumlarca yazılı olarak verildiği halde,
Bu kadar mutlak doğruya dayanarak iptal kararı verilmesi gerekirken, bilirkişi heyetine konuyla alakasız soru sormakta ısrar edilmesi umarız ki gerçekleşen kanunsuz işlemin “artık yapılmış”diye kabul görmesine sebep olmaz. 15 Ocak’taki duruşma ülkemizde hukukun geldiği nokta açısından mücadelenin her alanda verilmesi gerektiğinin güzel bir örneği oldu. Mahkemenin kamu yararını gözeterek karar vermesini talep ediyor ve bekliyoruz.