Yargıtay ayrı yaşadığı eşini ve bir kişiyi daha öldüren kadın cinayeti failine uygulanan haksız tahrik indirimini sadece asgari düzeyden yapıldığı gerekçesiyle yetersi buldu ve cezaya yapılan itiraz üzerine “eşi kasten öldürme” suçundan üst sınırdan verilen 24 yıl hapis cezasında indirime gidilmesini istedi. Fail 29 Mart’ta yeniden mahkeme heyetinin karşısına çıkacak.
Muğla-Marmaris kara yolundaki Sakartepe mevkiinde, ayrı yaşadığı eşi Sedef Berberoğlu ve aynı araçta bulunan bir kişiyi öldüren Lütfi Sefa Berberoğlu Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Mahkeme heyeti, 8 Aralık 2015’teki karar duruşmasında sanığa, “eşi kasten öldürme”den ağırlaştırılmış müebbet, Abdullah T’yi “kasten öldürme”den müebbet ve Okan D’yi “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 14 yıl hapis cezası verdi.
BİR DEFA HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANDI
Sanığın avukatı, “haksız tahrik” indirimi uygulanmadığı gerekçesiyle karara itiraz etti. Kararı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 30 Haziran 2020’de sanık hakkındaki yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtayın bozma ilamında, “Türk Medeni Kanunu’nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği” belirtildi.
Ceza Dairesi, kadın cinayeti failine Abdullah T’yi öldürmekten verilen müebbet hapis cezasını onadı fakat diğer iki suçtan makul oranda indirim yapılması gerektiğine hükmetti. Yerel mahkeme, yeniden yargılanan sanığa eşini öldürmekten verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 24 yıla, bir kişiyi öldürmeye teşebbüsten verilen 14 yıl hapis cezası ise 7 yıla indirdi.
MAKUL ORANDA İNDİRİM YAPILMADI DENEREK DAHA FAZLA HAKSIZ TAHRİK UYGULANMASI İSTENDİ
Yeniden yapılan itiraz üzerine Ceza Dairesi, “Sanığa tayin edilen cezadan TCK’nin 29. maddesi uyarınca makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin asgari düzeyde indirim yapılarak bozma ilamının etkisiz bırakıldığını” vurguladı. Daire, “eşi kasten öldürme” suçundan üst sınırdan verilen 24 yıl hapis cezasında indirime gidilmesini istedi.
“KADIN CİNAYETLERİNİ ÖNLEMEYE YÖNELİK HÜKÜMLERE AYKIRI BİR KARAR”
Sedef Berberoğlu’nun ailesinin avukatı Kemal Ertuğrul, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Bizim dosyamızda biz mevcut dosyada yapılan tahrik indiriminin hukuka uygun olmadığını dosya kapsamına uygun olmadığını, savunmuştuk ve dolayısıyla mahkemenin de direnme kararı vermesini düşünmüştük ve talep etmiştik. Mahkeme Yargıtay karanına uydu.
Bu bizim için üzücü olmakla birlikte, aynı zamanda kadın cinayetlerini önlemeye yönelik hükümlerin ve ceza indirimi yapılmaması, tahrik indirimi yapılamaması gibi haklı taleplerin karşısında bir davranış. Şaşırtıcı ve üzücü bir davranış. Aynı zamanda hukuken de ilginç bulduğumu söylemeliyim.
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği konusunda bizim ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yaptığı temyiz itirazları reddedilmiş. Yargıtay diyor ki ‘Haksız tahrik indirimi yaptın ama asgari hadden yapmışsın daha fazla indirim yap.’”
Ertuğrul, olağan yargı süreci tamamlandıktan sonra gerekirse Anayasa Mahkemesine “hak ihlali” başvurusu yapacaklarını kaydetti.
“CEZAEVİNDEN ÇIKARSA BENİ ÖLDÜRECEĞİNDEN EMİNİM”
Sedef Berberoğlu’nun annesi Gülender Kan ise 9 yıldır adalet arayışı içerisinde olduklarını dile getirdi. Kızının eşinden ayrılık döneminde bir yıl sürekli öldürülme korkusuyla yaşadıklarını anlatan Kan, şöyle devam etti:
“Biz bir yıl sürekli öldürülme korkusuyla yaşadık. Bu süre içerisinde de hala daha cezaevinden bana tehditler geliyor. Çıktığının ikinci günü beni vuracağından adımın Gülender olduğu kadar eminim. Kendim için değil torumun için de çok büyük korkular yaşamaktayım.
Ben adalet arayışımı devam ettireceğim. Adalet bekliyorum. Şu an cezaevinden çıktığında öldüreceği ilk kişi benim. Bugün çıksa yarın ya da çıktığı gün öldüreceğinden de eminim. Çünkü sürekli mektupla ya da başka ağızlardan bana haberler geliyor ‘ilk çıktığımda öldüreceğim kişi Gülenden Kan’ diye.”
Yargıtay’ın bozma ilamı üzerine sanık, 29 Mart’ta yeniden mahkeme heyetinin karşısına çıkacak.