İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Gazeteci Müyesser Yıldız’ın “Geççek” şarkısı üzerinden muhalefete yönelik eleştirilerine yanıt verdi.
Gazeteci Müyesser Yıldız, geçtiğimiz günlerde yayınlanan Tarkan’ın “Geççek” şarkısı ve bu şarkının toplumdaki etkileri üzerine sosyal medya üzerinden bir paylaşım yaptı. Paylaşımında, şarkının toplumda yarattığı etkinin muhalefet tarafından yıllardır yaratılamadığını ifade etti.
“‘BU ÜLKEDE İKTİDAR DEĞİL, MUHALEFET SORUNU VAR’ DİYENLER HAKSIZ MIYMIŞ?”
Yıldız paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“İktidarı-muhalefeti işi gücü bıraktı, Tarkan’ın 5 yıl aradan sonra çıkan yeni şarkısını konuşuyor. Herkes kendi meşrebince yorum yapıyor; muhalefet mutlu, iktidar öfkeli. Klibi bir gecede milyonlarca insan izlemiş. Herhalde Sedat Peker’in videolarından sonra en çok bu izlenecek. Sorum muhalefete: 20 yıldır muhalefettesiniz, milyonların ilgisini Sedat Peker veya Tarkan’ınki kadar çeken ne icraatınız oldu? ‘Bu ülkede iktidar değil, muhalefet sorunu var’ diyenler haksız mıymış?”
“MESELEYE YAKLAŞIMINIZ ÇOK PİYASACI VE ÇOK YÜZEYSEL”
Yıldız’ın bu paylaşımını yanıtlayan İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Yıldız’ın yaklaşımını çok yüzeysel bulduğunu ifade ederek, “Meseleye yaklaşımınız çok piyasacı ve çok yüzeysel. ‘Geçecek’ veya ‘Gidecekler’ mottosunu muhalefet yıllardır kullanıyor. En azından bizim partimiz kurulduğu günden bugüne kullanıyor. Keza diğer muhalefet partileri de. Muhalefetin bu tutum ve söylemleri toplumsal hafızadaki ‘muhalefet konumuna’ uygun olduğu için etkileme ve uyarı gücü nispeten daha yavaş ve daha düşük gibi görünür. Çünkü ‘beklenen’dir ve ‘normal’dir” dedi.
“TOPLUMSAL HAFIZAYI ETKİLER VE ALGI DEĞİŞİMİNE SEBEP OLUR”
Muhalefetin eylemlerinin ‘beklenilen’ eylemler olduğunu ifade eden Ergun, ‘beklenilen’ eylemlerin ‘beklenilmeyen’e göre etkisinin daha düşük olduğunu belirterek, “Anlık etkileme gücü yüksek olan ise ‘beklen(il)meyen ve ‘umulmayan’dır. Toplumsal hafızada ‘beklenilen’ olan muhalefetin söz ve eylemlerinin etkisi, daimi damlayan su damlasının gücü miskal zamanla ortaya çıkar ve geri dönüşü mümkün olmayan kanaat birikimine, bellek doluluğuna ve algı değişimine sebep olur. Özellikle adalet dağıtan hukuk sisteminin ortadan kalktığı ve hukukun işleyişinin siyasetin etki alanına girdiği (Son yıllarda bu durumla nice masum kişi karşılaştı benden daha iyi biliyorsunuz), kurumların yetkilerinin kalmadığı, basının çok büyük bir kısmının ‘propagandist basın’a dönüştüğü ve oto sansür uygulamasına geçtiği, sivil toplumun etkisizleştirildiği, kısacası kurumsuzluk ve kuralsızlık düzeninin tesis edildiği totaliter rejimlerde muhalefetin söz ve eylemlerinin etkisi birden yansıma bulmaz. Böyle rejimlerde muhalefetin tutum söz ve davranışlarındaki ısrarı ve güç birliğine gitmesi toplumsal hafızayı etkiler ve algı değişimine sebep olur. Bu algı değişimi toplumsal muhalefeti sadece ortaya çıkarmakla kalmaz aynı zamanda örgütlenmesine ve yaygınlaşmasına sebep olur. Yani siyasal iklim, git gide vasatlaşıp normalleşir” ifadelerine yer verdi.
Muhalefetin tutum ve eylemlerinin toplumdaki etkisinin yavaş ancak geri dönülemez olduğunu ifade eden Ergun, aynı zamanda bu tutum ve davranışların toplumsal muhalefeti de beslediğini söyledi.
Ergun açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı:
“Bundan sonra partisel bazda siyasi muhalefetin yanı sıra aslında var olan ama çeşitli sebeplerle dağınık ve ‘mütereddit’ olan toplumsal muhalefet de gözle görülür hale gelir. Sonrasında ‘umulmayanlar’dan ‘beklenilmeyen’ tutum, söz ve davranışlar görülür. Bunlar biriken ‘damlaların’ taşmasıdır. Belki de yaşanan budur.”