İstanbul Trans Onur Haftası, bu yıl “Başkaldırı” temasıyla 16-22 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 11. Trans Onur Haftası Komitesi’nden yapılan açıklamada, “Bizi görüp de hazmedemeyenlerin kabusu olmaya geliyoruz” denildi.
11. Trans Onur Haftası Komitesi, İstanbul Trans Onur Haftası’nın bu yıl 16-22 Haziran tarihleri arasında “Başkaldırı” temasıyla düzenleneceğini ve etkinliklerin 22 Haziran Pazar günü yapılacak yürüyüşle sona ereceğini duyurdu.
Bu yıl, direnişin ve özgürlük arayışının simgesi olan “Başkaldırı” teması etrafında bir araya gelineceği ifade edilen açıklamada,
“Lubunya, biliyoruz, sadece kendin olmak istedin. Sana önce ‘değiş’, ‘sonra sus’, en son da ‘yok ol’ dediler. Tüm bunlara rağmen, sana dayatılan her kimliğin karşısında kendi adını fısıldamaya devam ettin. İşte asıl başkaldırı bu. Çünkü başkaldırmak sadece bağırmakla değil, bazen de korka korka, ama yine de sahip olduğun kendi sesinle konuşmayı sürdürmektir Seni makul buldukları kalıpların içerisindeyken sevebilir bulup oradan taştığın anda seni reddedenler, ‘aile yılı’ kisvesinde iki yüzlülüklerini sergileye dursunlar”
“DEVLET; KAYNAKLARINI, KURUMLARINI BEDENLERİMİZ ÜZERİNDE DENETİM KURMAK İÇİN SEFERBER EDİYOR”
Lubunyaların tüm bastırılma girişimlerine karşı seslerinin daha gür çıktığı vurgulanan açıklamada, “Devlet; kaynaklarını, kurumlarını bedenlerimiz üzerinde denetim kurmak için seferber ediyor. Hormonuna bile düşman olan bir devlet var karşında. Sanki sen bedeninle yabancıymışsın gibi. Sanki senin hayatına sen değil de bir kurul karar vermeliymiş gibi. Bedenlerimizi hapsetmeye çalıştıkları sınırlara hiçbir zaman sığmadık, sığmıyoruz” denildi.
‘Aile yılına’ başkaldırdıkları vurgulanan açıklamada, “Devletin kutsadığı aile modeli, cisheteroseksist, kadın düşmanı ve erkek egemen bir düzenin yaldızlı yüzüdür. Bu düzen bir yandan kadınları sermayenin ve devletin çıkarları için işçi veya asker doğurmaya mahkûm ederken bir yandan da LGBTİ+’ları düşmanlaştırma politikalarıyla toplumun ahlak tutkalı olma işlevi görüyor” ifadeleri kullanıldı.
“BARIŞ, SADECE SAVAŞSIZLIK DEĞİL; ADALETTİR, ONURDUR, EŞİT YAŞAMDIR”
Aile kavramının cis hetero-patriyarkal bir kalıba sıkıştırılması trans varoluşları yok saymak olduğu belirtilen açıklamada, “Katliam yasalarıyla, yasaklarla, bombalarla, işgallerle, abluka ve nefretle kuşatılmış bir dünyada biz translar, barışın savunucularıyız. Sadece kendimiz için değil; Filistin, Kürdistan ve Türkiye halkları için de özgürlüğü, eşitliği ve barışı haykırıyoruz. Barış, sadece savaşsızlık değil; adalettir, onurdur, eşit yaşamdır” sözlerine yer verildi.
Açıklamada, başkaldırının tutsak lubunyalara ve içeride direnişini sürdürenlere ithaf edildiği ifade edildi. Ayrıca işkenceye, çıplak aramaya, gıda yasaklarına ve her türlü sindirme çabasına rağmen direnen tüm tutuklu lubunyalara selam gönderildi.
Tutuklu bulunan LGBTİ+’ların isyanlarını sokaklarda taşımaya devam edecekleri belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Zindanlara, baskıya, şiddete ve tecride karşı hapishanelere ve küresele karşı başkaldırıyoruz! Biz yaşam ve çalışma alanlarında evi mühürlenip evinden olan seks işçileriyiz, kocanın, babanın, sevgilinin şiddetiyle mücadele eden kadınlarız, lezbiyen mezbiyeniz, kırığız; ikili cinsiyet rejiminize sığmayan, devlet şiddetiyle sindiremediğiniz götü başı ayrı oynayan lubunyalarız.”
Bedenlerini mücadeleleri ve dayanışmalarıyla yeniden yarattıkları ifade edilen açıklamada, “Tüm yasaklarınıza başkaldırdık. Ne sokaklardan ne meydanlardan ne de gecelerden vazgeçtik; sloganlarımızla, bayraklarımızla birbirimize soluk olmaya devam ettik. Eylem yasaklarını, polis ablukalarını bir yolunu bulup aştık, tüm şehri abluka altına alsanız da çatlaklardan sızdık” denildi.
“BİZ BU SOKAKLARA YENİ ÇIKMADIK”
Tüm yasaklara karşı lubunya bayraklarının her yerde olduğu gibi üniversitelerde de sallandırıldığı söylenen açıklamada, “Bu sene de neşemizle, gülüşümüzle, cesurca başkaldıralım lubunya! Artık görünmeye değil, görünmez kıldıklarınızın hesabını sormaya geliyoruz. Bizi görüp de hazmedemeyenlerin kabusu olmaya geliyoruz. Çünkü biz bu sokaklara yeni çıkmadık” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, itaat etmeyen ve başkaldıran bir duruş sergiledikleri vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Aileye, devlete, kayyıma, şiddet failine, sevgiliye, patrona, erkek şiddetine, orospufobiye, transfobiye, ırkçılığa, HIV fobiye, mülteci düşmanlığına ve LGBTİ+fobiye başkaldırıyoruz! Tedip edilmiyoruz, tenkil edilmiyoruz, taassuba başkaldırıyoruz! Başkaldırmak yaşamaktır! 11. İstanbul Trans Onur Haftası’nda ve 11. İstanbul Trans Onur Yürüyüşü’nde buluşalım.”