Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı’nda afiş asma gerekçesiyle İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık’a verilen 40 bin TL para cezasının iptal edilmesi için açılan davanın duruşması bugün Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesinde İkizköylüler mahkeme binasına alınmak istenmedi.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesinin ardından, kesime karşı beş yıldır mücadele eden yurttaşlar tarım arazilerini ve köylerini korumak için mücadelelerini sürdürmüş, Akbelen Ormanı’nı korumak için başlatılan nöbet alanının yok edilmesinin ardından ise nöbet Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) tarafından kiralanan arazideki yeni nöbet alanında devam etmişti.
Bu süreçte, KARDOK başkanlığı yapan, beş yıldır kömür madenine karşı mücadele eden ve son olarak 31 Mart yerel seçimlerinde İkizköy Mahallesi Muhtarı seçilen Nejla Işık’a, yeni nöbet alanında afiş astığı gerekçesiyle kesilen 40 bin TL’lik para cezasına karşı açılan davanın duruşması bugün (25 Mayıs) Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü.
Gündem Fethiye duruşmayı yerinde izledi.
İKİZKÖYLÜLER MAHKEME BİNASINA ALINMAK İSTENMEDİ
Duruşmayı izlemek için Muğla 2. İdare Mahkemesi önünde bir araya gelen İkizköylüler mahkeme binasına alınmak istenmedi. Yaklaşık 20 dakika boyunca kapıdan içeri alınmayan İkizköylüler saat 14.45’te olaya ilişkin tutanak hazırlayarak mahkemeye sundu.
Mahkeme başkanının izin vermesi üzerine yurttaşlar mahkeme binasına alındı.
Yurttaşlar tutanaklarında yaşananları şöyle anlattı:
“27 Mayıs Pazartesi günü Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde 2024/6nolu dosyada yer alan davamıza girmek için binaya giriş yapmak istediğimizde görevli polis memuru girişte davayla ilgili İkizköylü vatandaşları içeri almayarak yüksek sesle ekip otosu çağırmış ve yaklaşık sayıları 10 kişi olan vatandaşların adil yargılanma haklarını ihlal etmişlerdir.”
Ayrıca, sivil polislerin kamerayla mahkeme koridorlarında dolaştığı aktarıldı.
“YARGILAMA BASKI İLE DEVAM EDİYOR”
Duruşma ise saat 15.00’te başladı. Duruşmaya İkizköy Muhtarı Nejla Işık, taraf avukatları, İkizköylüler ve Akbelen Ormanı’nı savunan yurttaşlar katıldı.
Mahkeme başkanı iki tarafa da ikişer kez söz verirken; ilk sözü Nejla Işık’ın vekili Avukat İpek Sarıca aldı. Av. Sarıca, yaklaşık 10 kişi gelen İkizköylülerin, kalabalık olduğu gerekçesiyle Muğla İdare Mahkemeleri binasına alınmak istenmediğini belirterek, kendisinin mahkeme başkanı ile yaptığı görüşme sonrası İkizköylülerin binaya alındığını söyledi. Av. Sarıca, yargılanmanın bir baskı ile devam ettiğini de vurguladı.
Akbelen Ormanı’nda yaşananları anlatan Av. Sarıca, 24 Temmuz’da Akbelen Ormanı’na girildiğini ve altı gün içinde 65 bin ağacın kesildiğini hatırlattı. İkizköylülerin ağaçları korumak için mücadele ettiklerini vurgulayan Av. Sarıca, köylülerin jandarma tarafından darbedildiğini ve çeşitli cezalar aldıklarını belirtti. Av Sarıca, bölgenin artık bir ‘ölüm çukuru’ olduğunu, dinamit patlamaları sebebiyle bölgede yaşayan insanların evlerinde çatlaklar meydana geldiğini söyledi.
“NEJLA IŞIK BULAŞIK YIKADIĞI SIRADA PANKART ASTIĞI GEREKÇESİYLE CEZALANDIRILDI”
Nejla Işık’a bulaşık yıkadığı sırada pankart astığı gerekçesiyle ceza yazıldığını ifade eden Av. Sarıca, jandarmanın imzadan imtina edildiği için tutanak tuttuğunu da aktardı.
Vergi dairesi tarafından yapılan ikinci tebligat sonrası kesilen cezadan haberdar olduklarını belirten Av. Sarıca, idari para cezasını kaldırmak için açılan davada yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını ve ödemenin iptalini talep ettiklerini söyledi.
“ADLİYENİN YOLUNU BİLMEYEN KÖYLÜLER İKİ YILDIR MAHKEMELERDE”
Nejla Işık ise, pankart asmadığı halde hakkında cezai işlem yapıldığını söyledi ve üzerine atılan bu suçu kabul etmediğini vurguladı.
Köylüler olarak mücadeleden vazgeçmedikçe baskı altına alınmaya çalışıldıklarını söyleyen Işık, adliyenin yolunu bilmeyen köylülerin iki yıldır mahkemelerde olduğunu söyledi.
“AKBELEN MÜCADELESİNDEN ONUR DUYUYORUM”
Kendisinin pankart astığına dair hiçbir kanıtın olmadığını ifade eden Işık, “Para cezası ile bizi yıpratmaya çalışıyorlar” dedi.
Kesilen cezadan haberdar olmadıklarını belirten Işık, “Bana gelen evrak yok, bilgi yok. Hesaplarıma bloke koyuldu. Zaten zar zor geçiniyoruz. Parama el koydular” dedi.
Son olarak Işık, Akbelen mücadelesinden onur duyduğunu ifade etti.
Kararın 15 gün sonra taraflara tebliğ edileceği bildirilerek, duruşma tamamlandı.
Duruşmanın ardından mahkeme önünde basın açıklaması yapıldı.
AV. İPEK SARICA: “AKBELENLİLERİ YILDIRMA POLİTİKASI UYGULANIYOR”
İlk olarak söz alan Avukat İpek Sarıca, duruşmayı izlemek için gelen İkizköylülerin mahkeme binasına girişlerinin engellenmesine ilişkin konuştu. Polis tarafından 10 kişi oldukları ve mahkemenin kalabalık olması gerekçesiyle girişlerinin engellendiğini fakat itirazları sonucunda yukarıya çıktıklarında mahkeme koridorlarının boş olduğunu gördüklerini aktardı.
Sarıca, aleniye ilkesi ve adil yargılanma haklarının ihlal edilmeye çalışıldığını ve bu muamelenin İkizköylülere özel olduğunu söyledi.
ALENİYET İLKESİ NEDİR?
Aleniye ilkesi, yargılamanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin, yargılamayı izleyebilmesi ve yargılamanın sonucunda verilen hükmü öğrenebilmesi anlamına gelir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun 28’inci maddesinde aleniye ilkesi düzenlenmiştir. Bu kanuna göre gizli yargılama kararı bulunmuyorsa duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir.
Duruşma esnasında da kapılarda sivil polislerin beklediğini dile getiren Sarıca, “Bu Akbelenlileri yıldırma politikasıdır. Bu davalar sürecek, bitmeyecek. Biz bitti demeden bitmeyecek” diye konuştu.
Akbelenlilerin verdiği mücadelenin aynı zamanda gençlerin gelecek haklarının savunusu olduğuna vurgu yapan Sarıca, “Bu davalar yalnızca Akbelen köylülerin davası değil bütün yurttaşların davası, bütün insanlığın, dünyanın geleceğinin davasıdır” diye konuştu.
Diğer yandan Sarıca verilen idari para cezalarının yurttaşlara bildirilmesi gerekirken bildirilmediğini, jandarma ekiplerinin cezalara ilişkin tuttukları tutanakları Tebligat Kanunu’na göre imzalatması gerekirken imzalatmadığını belirtti. Cezaları ödeme emrinin gönderilmesi ile gördüklerini belirtti.
Ayrıca, Nejla Işık’ın ceza gerekçesi olan afişi asmadığını, asmış olsa dahi özel mülkiyet içinde asılan herhangi bir afiş için hukuken para cezası da kesilemeyeceğine vurgu yaptı.
Ödeme emrinin ardından köylülerin banka hesaplarına bloke koyulduğunu söyleyen Sarıca, hukuki duruma dair şu bilgilendirmeyi yaptı: “Ödeme emrini işlemi yapıldıktan sonra köylerin hesabına bloke konuldu. Çok büyük mağduriyet vardı. Mağduriyetten sonra para cezası Muğla Sulh Ceza Hakimliği tarafından kaldırıldı. Kaldırınca yürütmeyi durdurma verildi Muğla İdare Mahkemesi tarafından. Şu an banka hesaplarında bir bloke olmamasına rağmen ödeme işlemi hala yürürlükte olduğu için var bugün idari davası görüldü”
NEJLA IŞIK: “BASKILAYA RAĞMEN MÜCADELEYİ SÜRDÜRMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Nejla Işık ise, yaşam alanlarını savundukları için beş yıldır sürdürdükleri mücadele boyunca maruz bırakıldıkları baskı ve şiddete değinerek sözlerine başladı. Işık, “24 Temmuz’dan sonra köylüye ve oradaki yaşam savunucularına jandarmanın devletinin nasıl orantısız güç kullandığını, bizleri nasıl caydırmaya çalıştığını herkes şahit oldu. Jandarmanın jopuna, TOMA’sına (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı), biber gazına her şeyine maruz kaldık köylüler olarak yine de bu mücadeleyi bırakmadık” dedi.
Para cezasının da köylülerin mücadelesini bırakmadıkları için kesildiğini söyleyen Işık, “Biz bu mücadeleyi sürdürmekten ne vazgeçeriz ne yaşamımızı savunmaktan vazgeçeriz pes ederiz” ifadelerini kullandı.
“BİZ JANDARMAYA DEVLETE GÜVENEMEYECEKSEK, KİME GÜVENECEĞİZ”
Işık, yapmadığı bir eylemin üzerine atılarak kesilen para cezasına, para cezası kararı ve tutanakta yapılan tahrifata değindi ve şöyle konuştu:
“Biz jandarmaya devlete güvenemeyeceksek, kime güveneceğiz üzerimize kesilen, atılan para cezalarını kesinlikle kabul etmiyoruz. Burada o pankartı asmış olsaydım gerçekten göğsümü gere gere ‘Ben bu pankartı astım’ derdim ve bununla da onur gurur duyardım. Asmadığımız halde benimle birlikte dört kişiye daha bu ceza kesiliyorsa gerçekten burada bir yanlışlık var.”
“YARGILANMASI GEREKENLER BİZİM HAYATLARIMIZI GASP EDEN LİMAK VE İÇTAŞ ŞİRKETİDİR”
Işık İkizköylülerin yargılandığı her duruşmada söyledikleri sözleri tekrar ederek “Aslında her zaman söylediğimiz gibi yargılanması gerekenler bizim hayatlarımızı gasp eden iki şirkettir. Limak ve İçtaş şirketidir. Ona destek veren hükümettir devlettir” dedi.
Köylülere bir yandan para cezası verilirken diğer yandan da pek çok ödüle layık görüldüklerine işaret eden Işık, köylerini terk etmeyeceklerini vurgulayarak sözlerini sonlandırdı.
AHMET TATAR: “JANDARMA EVRAKTA SAHTECİLİK İŞLEMİ YAPMIŞTIR”
Akbelen savunucularında Ahmet Tartar ise kolluk güçlerinin temel görevlerinden olan yurttaşların can ve mal güvenliğinin korunması yerine, Akbelen’de can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü oldukları halkın üzerine saldırmaktan, şiddet ve işkence uygulamaktan geri durulmadığını aktardı.
İdari para cezası uygulamasına ilişkin tutanakların yasadışı ve usulsüz olduğunu belirten Tatar, tutanakların tutulup tebliğ edilmiş gibi işlem yapıldığını belirtti. BU uygulamanın amacına dair ise şunları söyledi:
“İtiraz hakkının kullanmasını önlemek amaçlıyor. Çünkü arkasında 15 günlük itiraz hakkı süresi var, onu da kullandırtmayıp, bu 15 gün içerisinde maliyeye tahakkuk ettirilmesi ya da tahsil ettirilmesi için bildirimde bulunup bu cezaların uygulanmasını ancak maliye üzerinden görüyoruz. Jandarmanın köylülerle karşı karşıya gelip tebliğ ettiği hiçbir evrak yoktur. Jandarma evrakta sahtecilik işlemi yapmıştır. Suç işlemiştir can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olduğu köylülere karşı husumet içinde olmuştur ve jandarma üzerinde taşıdığı silahlı kuvvetler üniformasına ve silahlı kuvvetler geleneğine aykırı, utanç verici davranışlarda bulunmuştur. Bu durumu buradan bildirmek istiyoruz. Bu bir gerçektir ve bu köylüler bu jandarmanın uygulamalarına maruz kalmaktadır.”
NEJLA IŞIK’A VERİLEN PARA CEZASI GEREKÇESİ NEYDİ?
Akbelen Ormanı’nın Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) termik santrallerine kaynak olacak kömürün çıkarılması için kesilmesine karşı, yurttaşların beş yıllık mücadelesine rağmen Akbelen Ormanı 24 Temmuz 2023 tarihinde jandarma ekiplerinin koruması altında kesilmişti.
Bölge orman vasfını korumasına rağmen 15 Kasım 2023’ten itibaren alanın açık kömür madeni işletmesine dönüştürülmesi için dinamitler patlatılmaya başlanmıştı fakat yurttaşlar başlattıkları nöbeti sürdürmüş ve yaşam alanlarını koruma mücadelesine devam etmişti.
Bu süreçte yurttaşlar 25 Ocak 2024 tarihinde toplu şekilde jandarma tarafından ifade vermeye çağrılmış ve Akbelen Ormanı nöbetinin simgelerinden biri haline gelen ve 31 Mayıs yerel seçimlerinde de İkizköy Mahlles Muhtarı seçilen Nejla Işık’a 40 bin TL para cezası kesildiğini öğrenmişlerdi. Cezanın gerekçesi ise afiş asma olarak tutanaklarda yer almıştı.
Ayrıca Işık’ın; “Zeytincilik Kanunu’nu uygulayın” diyerek, Milas İlçe Tarım Müdürlüğü önünde yaptığı konuşma sebebiyle ifadeye çağrıldığı aktarılmıştı.
İfadeye çağrılma sebeplerini açıklayan Işık, diğer köylülerin ifadeye çağrılma gerekçelerini şu şeklide anlatmıştı:
“Beni ve Hasan amcamızı İlçe Tarım Bakanlığı önünde vermiş olduğumuz dilekçelerden ve yapmış olduğumuz ‘Zeytin Kanunu uygulayın’, ‘oradaki zeytinliklere bakın, kontrol edin’ dediğimiz için terörle mücadeleden arandık. Fakat orada dosyamız yok, ‘Jandarmaya gönderildi’ dedi. Burada bir dosya çıkmadı, biz veremedik. Annemin sinir krizi geçirdiği 9 Aralık’ta ‘Neden askerler bizim karşımıza geliyor? Biz burada toprağımızı koruyoruz. Toprağımızı korumak suç mu?’ dediği için ifadeye çağrıldı. Halit abi dinamit patlatmalarından dolayı çekmiş olduğu bir videodan dolayı ifadeye çağırıldı. Haydar amcamız kendi tapulu arazisine şirket işçileri girdiği için ‘Benim tarlamı çiğneyemezsiniz’ dediği için jandarmalar tarafından müdahale edildiği için çağrıldı.”,
İkizköylülerin gönüllü avukatları düzenlenen tutanağın ve kararın, Tebliğat Kanunu’na aykırı olarak Nejla Işık’a hiç bildirilmediği ve tutanakta tahrifat yapıldığı gerekçesiyle kesilen para cezasına karşı hukuki süreç başlatmıştı.
Avukatlar, iddialarını şöyle gerekçelendirmişti: “Nejla Işık, Milas Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen cezadan Milas Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 21 Kasım 2023 tarihli ödeme emrinin tebliği ile haberdar olmuştu. Tebliğ zarfının üzerinde 21 Kasım 2023 tarihinde tebliğe çıkmış fakat 19 Aralık 2023 tarihinde ikinci defa yapılan tebligat ile Nejla Işık’ın ikamet adresine ulaşmıştır. Milas Kaymakamlığı Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen tutanak ve karar, Tebliğat Kanunu’na aykırılığın ötesinde Nejla Işık’ın adresine hiç gidilmeden, hiç yüz yüze gelip beyanını almadan jandarma personellerinin ‘resen’ ekledikleri ‘imzadan imtina’ şerhini içermektedir.”
Avukatlar yapılan işlemin resmi evrakta tahrifat suçu olduğunu, Işık hakkında düzenlenen tutanağın ibraz edilmemesi ile gerçek dışı afiş asma iddiasına itiraz edilmesine engelle olunmaya çalışıldığını söylemişti.
Diğer yandan, tutanak ve karardaki parsel numaralarının da birbirini tutmadığı ortaya çıkmıştı.
Milas Kaymakamlığı Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen idari para cezası kararında “02 Ekim 2023 günü saat 12:00 sıralarında İkizköy Mahallesi Akbelen mevkiinde Nejla IŞIK isimli şahsın İkizköy Mahallesi Akbelen Mevkii 422 Numaralı parsele eylem amaçlı afiş astığı tespit edilmiştir” ifadeleri yer alırken, karar üzerine düzenlenen paça cezası tutanağında mevki olarak “İkizköy Mahallesi Akbelen Mevkii 442 Numaralı parsel” yazılmıştı.
Ayrıca Milas Kaymakamlığı Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen idari para cezası kararının Nejla Işık’a tebliğ tarihi olarak 06 Ekim 2023 yazılırken, idari para cezası karar tutanağından farklı şeklide tebliğ tarihi el yazısı ile 04 Ekim 2023 olarak yazılmıştı.
İkizköylülerin avukatları yaptıkları itirazda, Işık’ın 02 Ekim 2023 tarihinde İkizköy Mahallesi Akbelen mevkisi 442 numaralı parselde bulunduğunu, 442 numaralı parselin Kardok Derneği tarafından kiralanan özel mülk olduğunu belirtilmişti.
Asıldığı söylenen afişin ise Nejla Işık tarafından değil, KARDOK Derneği’nin yönetiminden izin alınıp alanda bulunan yurttaşlar tarafından asıldığı vurgulanmıştı.