Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın, YK Enerji tarafından kömür madeni için kesilmek istenmesine karşı açılan iki dava 11 Ekim 2023’te görülmüş ve ret kararı çıkmıştı. İkizköy Çevre Komitesi dava süreçlerinde yaşananlar ve davaların reddi hakkında yazılı açıklama yaptı.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş (YK Enerji) tarafından kömür madeni için kesilmek istenmesine karşı açılan iki dava 11 Ekim 2023’te görülmüştü.
Muğla 1’inci İdare Mahkemesi, ormana maden ocağı kurulmasının ‘kamu yararı’ olduğunu savunarak, davalarının reddine karar vermişti. İkizköy Çevre Komitesi dava süreçlerinde yaşananlar ve davaların reddi hakkında yazılı açıklama yaptı.
“AKBELEN ORMANI’NI ORMAN İDARESİNDEN KORUDUK, YANGINDAN KORUDUK, YANGINI FIRSATA ÇEVİRMEK İSTEYEN YK ENERJİ’DEN KORUDUK”
Tarım ve Orman Bakanlığı 28 Kasım 2020 tarihinde Akbelen Ormanı’nı linyit madeni açılması için YK Enerji’ye tahsis edildiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Tahsis süresi 28 Aralık 2021’de sona eriyordu. İkizköylüler olarak bir yandan dava açarken, bir yandan da yaşam savunucusu dostlarımızla birlikte Akbelen ormanını fiilen direniş nöbeti ile korumaya aldık. Oldubittici Orman İdaresinden koruduk, yangından koruduk, yangını fırsata çevirmek isteyen YK Enerjiden koruduk.”
AKBELEN ORMANI’NDA ÜÇ KERE BİLİRKİŞİ RAPORU İSTENDİ, ÜÇ KERE KEŞİF YAPILDI
Davada keşiflerin yapıldığı, birinci keşifte ise Akbelen savunucularının avukatları ile uzmanlarına yönelik hakimin hakaretler ettiği dile getirilen açıklamada, “İkinci keşif Resmi Gazetede yayımlanan zeytinlikleri madenciliğe açan Maden Yönetmeliği değişikliğinin tehdidi ile yapıldı” sözlerine yer verildi.
Açıklamada; tüm tehditlere rağmen 1 Mart 2022 tarihinde yapılan keşif sonunda, işini tarafsız ve dürüst yapan bilirkişilerin yaptığı tespit ile değerlendirmeler şu şekilde sıralandı:
• Akbelen Ormanı’nın ekolojik koridor olarak muhafaza edilmesi zaruriyeti ve rehabilitasyon çalışmaları ile mevcut orman yapısının tekrar geri getirilmesinin mümkün olmadığndan, madencilik faaliyetleri nedeniyle önemli düzeyde ormanlık alanın ve orman ekosistem bütünlüğünün zarar göreceği,
• ocak alanı ile Akbelen ormanı alanı arasındaki tarım alanlarının zarar göreceği, madencilik faaliyetleri nedeniyle önemli düzeyde toz emisyonunun oluşacağı,
• bilhassa yörede çıkan orman yangınları alan da ve yakın çevresinde bulunan hayvan türlerinin barınma, üreme ve beslenme faaliyetlerinin devamlılığı açısından bu doğal ormanları kullanıyor olmaları sebebiyle önem arz ettiği, alanda yürütülecek maden faaliyeti sonucunda söz konusu orman ve içerisinde var olan ekosistem geri dönüşümü olmayacak şekilde ortadan kalkacağı,
Tespitlere rağmen üçüncü kez bilirkişi raporu istendiği; bu raporun bilimsellikten uzak, çevre hukukunun ilke ve kurallarından bihaber olduğu ise şu ifadelerle anlatıldı:
“Bilimsel bu tespitlerle dava konusu tahsis izninin açıkça hukuka aykırı olduğu ortaya çıktığı, artık zaman geçirilmeden davamızın kabulüne karar verilmesi gerekirken, her nedense üçüncü kez keşfe gidildi. Neden üçüncü kez keşfe gidildiğini keşif sonrasında düzenlenen raporu görünce anladık. Bilirkişiler kendi uzmanlık alanlarını ve varlık nedenlerini unutarak, sadece Akbelen Ormanı’nın maden ocağı haline getirmeyi amaçlayan, bilimsellikten uzak, çevre hukukunun ilke ve kurallarından bihaber rapora imza atabildiler.”
“BİZCE BİLİRKİŞİLERİN GÖREVLERİNİ KÖTÜYE KULLANARAK DÜZENLEDİKLERİ RAPORLA AKBELEN ORMANI’NIN İDAM FERMANI HAZIRLANDI”
Açıklamada, bilirkişilerin görevlerini kötüye kullanarak düzenledikleri raporla Akbelen Ormanı’nın idam fermanının hazırlandığı dile getirilerek, “1 Aralık 2022 tarihinde yangın bahanesiyle ormana kesim için girilmesi üzerine verilen 8 Ağustos 2021 tarihinden beri devam eden yürütmeyi durdurmanın kaldırılmasına kararı verildi. Bu süreçler yaşanırken Akbelen Orman sahasını da kapsayan toplam 23.307,48 Hektarlık alan için verilen ve süresi 28 Aralık 2021’de biten maden işletme ruhsatı ve işletme izninin süresinin 2041’e kadar uzatıldığı ortaya çıktı. Bu uzatma işlemi için de dava açtık” denildi.
“BÜTÜN İTİRAZLARA, ÜLKE SINIRLARINI AŞAN TEPKİLERE RAĞMEN KATLİAM GERÇEKLEŞTİRİLDİ”
2023 yılının ilk yarısında ise Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi nedeniyle, hiç kimsenin Akbelen Ormanı’na girmeye cesaret edemediği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Seçimler bitip iktidarın değişmemesi üzerine, başta gizlenip sonradan ortaya çıkan tahsis izninin 2031’e kadar uzatılarak, 24 Temmuz 2023 sabahı saat 05.30’da yüzlerce kolluk gücünün korumasında kesim ekipleri ormana girdi ve kesime karşı çıkan herkese en temel insan hakları ihlal edilerek müdahale edildi. Bütün itirazlara, ülke sınırlarını aşan toplumsal tepkilere rağmen, çok süratle orman katliamı gerçekleştirildi, altı gün içinde Akbelen Ormanı’nın yaklaşık dörtte üçü yok edildi.”
Bu sırada ise Akbelen savunucularının yürütmeyi durdurma taleplerine mahkemenin kulak tıkadığı dile getirilerek, “Anayasa’nın başta ikinci, 36’ncı, 56’ncı, 125’inci ve 169’uncu maddeleri yok sayılarak, demokratik hukuk devletinde olmaması gereken bu ‘ben yaptım oldu’ uygulamasını görüşmek için TBMM 8 Ağustos 2023 tarihinde olağanüstü toplandı” sözlerine yer verildi.
“DÜNYANIN TAKDİRLE BAKTIĞI SİVİL ORMAN NÖBETİMİZ DAĞITILDI. ALANA İKİ TANE YENİ KONTEYNIR KONULDU, ÜZERİNE ‘TC MİLAS KAYMAKAMLIĞI JANDARMA ASAYİŞ NOKTASI’ YAZILMIŞTI”
Orman kesildikten sonra linyit maden ocağının hızla açılması için yapılanlar ise şu ifadelerle anlatıldı:
“12 Eylül darbesinin 43. yıldönümü sabahı kolluk güçlerinin hukuka aykırı müdahalesi ile Milas Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri tarafından, sözleşmeyle kullanılan özel mülk üzerinde kurulu nöbet alanımıza müdahale edildi, çadırlar, konteyner ve diğer eşyalar tahliye edildi, bütün dünyanın takdirle baktığı sivil orman nöbetimiz dağıtıldı. Alanda tek başına nöbette olan Ahmet Tatar’a kötü muameleyle gözaltına alındı. Bu işler olurken, orasını kullanma hakkı olan, oradaki eşyaların emanet edildiği bizler alana alınmadık.
İki gün sonra Milas Sulh Hukuk Mahkemesi ile delil tespiti için alana gidildiğinde, avukatların alana girişi dahi engellendi. Delil tespiti keşfi sırasında görünen manzara; orası artık orman nöbet alanı değildi, ilmek ilmek dokunan alandaki yaşamı savunma evi dağıtılmıştı. Alanın zeminine mıcır dökülmüş, iki tane yeni konteynır konulmuş, bir tanesinin üzerine bayrak çekilmiş, üzerine ‘TC Milas Kaymakamlığı Jandarma Asayiş Noktası’ yazılmıştı, yakından bakıldığı zaman bir metal etikette ‘Yeniköy Kemerköy’ (barkod) ‘703384’ yazılıydı.”
“HUKUKSUZLUKLARI, SUÇLARI ÖRTMEK İÇİN ORMANI YOK EDEN ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN BAŞVURUSUYLA ORMAN SAVUNUCULARINA KARŞI ORMANA ZARAR VERMEKTEN SORUŞTURMALAR AÇILIYOR”
Açıklamada; hukuksuzlukları ve suçları örtmek için ormanı yok eden Orman İşletme Müdürlüğü’nün başvurusu ile orman savunucularına karşı ormana zarar vermekten soruşturmalar açıldığı belirtilerek, “Nöbet alanından alınan eşyalar hakkında el koyma kararı verildi. Ormanı yok edenleri şikayeti ile ormanı koruma eylemi ormana zarar verme suçuna dönüştürülmeye çalışılıyor” denildi.
“BÜTÜN BUNLARI MAHKEMEYE EN İNCE AYRINTISINA KADAR ANLATTIK. DEMEK Kİ BOŞA KONUŞMUŞUZ, İKİ DAVAMIZ İÇİN DE ‘DAVANIN REDDİ’ KARARINI ALDIK”
Açıklamada anlatılanları 11 Ekim’de yapılan her iki davanın duruşmasında da mahkemeye en ince ayrıntısına kadar anlattıklarını belirten İkizköylüler, “Demek ki boşa konuşmuşuz, mahkemeden iki davamız için de ‘davanın reddi’ kararını aldık” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada davanın ret gerekçeleri hakkında ise şu bilgilere yer verildi:
• Akbelen Ormanı sahasından çıkarılacak madenin termik santral işletimi ve bu santraldeki ciddi oranda elektrik üretimi için zorunlu hammadde teşkil ettiği, enerji tedariki ve güvenliği açısından bu alandaki madenin/kömürün çıkarılmasının zorunluluk ve büyük önem arz ettiği, bu alanın maden olarak işletilmesinde açık ve önemli kamu yararı bulunduğu, ayrıca orman sahasındaki maden/kömür çıkarımı sonrasında müdahil şirketin gerekli orman rehabilitasyonunu yapmasının mevzuata göre mecburi olduğu, bu hususta hazırlanan rehabilitasyon projesinde de aykırı/eksik bir durumun tespit edilemediği,
• ÇED Yönetmeliği’ne göre davaya konu açık ocak kömür madencilik faaliyetinin Yönetmelik hükümlerinden muaf durumda olduğu ve işletme hakkında “ÇED Kapsam Dışı” kararının bulunduğu, dolayısıyla bu yönüyle dava konusu işlemde çevre (ÇED) mevzuatına aykırı bir durumun bulunmadığı,
• maden işletme ruhsatının ve maden işletme izninin dayanağı olan asıl ruhsat ve iznin temdit edildikleri tarihe kadar geçerli olduğu hususları dikkate alındığında, 3213 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında usulüne uygun olarak düzenlenen ve son olarak da ruhsat bitim tarihi olan 10 Mart 2041 tarihine kadar temdit edildiği (uzatıldığı) anlaşılan davaya konu işlemlerde (maden işletme ruhsatında ve maden işletme izninde) hukuka aykırılık bulunmadığı,
“GÜCÜMÜZÜN SON DAMLASINA KADAR BU ADALETSİZLİKLERE KARŞI DİRENECEĞİZ”
Açıklamada, mahkeme kararını kamuoyunun ve hukuk aleminin değerlendirmesine sunduklarını dile getirerek, şu sözlere yer verdiler;
“Bizler topraklarımızı, zeytinlerimizi, köylerimizi, hayatlarımızı yok etmeye çalışanların önünü açan, kamunun değil şirketlerin yararını koruyan bu hukuksuz kararları asla kabul etmiyoruz. Bu kararlarla, yapılan orman katliamı ve yapılan hak ihlallerinin üstünün örtüleceği sanılıyorsa yanılıyorlar. Gücümüzün son damlasına kadar bu adaletsizliklere karşı direneceğiz. Davalarımızda bütün yasa yollarını kullanacağız, meşru ve haklı mücadelemize devam edeceğiz. Yeryüzündeki yaşamın devamından yana olan herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.”