Akbelen Ormanı’nın maden işletmeciliğine tahsisinin iptali için açılan davanın duruşmasında, yurttaşlar işlemin iptalini talep etti. Duruşmada, Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmiş olmasına rağmen orman vasfının hala korunduğu belirtilerek, ormanın kömür madeni için kazılmaması ve yaşamasına izin verilmesi istendi.
Haber: Hülya Çetinkaya
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) tarafından kömür madeni için kesilmek istenmesine karşı açılan iki dava 11 Ekim 2023’te görüldü.
Duruşmaları takip etmek için Akbelen Ormanı’ndan yürüyüş başlatan İkizköy, Çamköy, Karacahisar’dan yurttaşların yanı sıra Muğla’nın faklı ilçelerinden ve İzmir’den gelen yurttaşlar da engellemelere rağmen duruşmalar sırasında mahkeme önünde hazır bulundu.
İlk duruşma saat 14.40’ta başlayıp 16.45 sıralarında bitmiş ve YK Enerji’nin Akbelen Ormanı’nı da içine alan toplamda 230 bin dönümlük alanda kömür madeni işletme ruhsatının 10 Mart 2041 tarihine uzatılmasının iptali için görülmüştü.
İkinci duruşma ise yaklaşık 17.00 sıralarında başladı. Akbelen davası olarak da biliden dava Akbelen Ormanı’nda maden işletmesine izin veren Tarım ve Orman Bakanlığı işleminin iptali davasıydı. Davacılar işlemin iptalini talep etti.
Duruşmaya İkizköylü davacılar ve vekilleri ile davacı yanında müdahil Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı , Milas Belediye Başkanlığı, Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası vekilleri katıldı. Ayrıca davalı Orman Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı ile davalı yanında müdahil Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, YK Enerji vekilleri de duruşmada hazır bulundu.
Diğer yandan; Muğla, İzmir ve Adana Barosu, Türk Tabipler Birliği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA Vakfı), Bodrum Kent Konseyi temsilcileri ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri de duruşmada gözlemci olarak bulundu. Gündem Fethiye’de salonda duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.
“YÜRÜTME DURDURMA KARARININ KALDIRILMASIYLA AKBELEN ORMANI HUKUKEN KORUNMASIZ HALE GETİRİLDİ”
Duruşmada öncelikle İkizköylülerin Avukatı Arif Ali Cangı, Akbelen Ormanı’nın 24 Temmuz 2023’ten itibaren kesilmesine giden süreci detaylı bir şeklide açıkladı. Bu süreçte Cangı Akbelen Ormanı’nda yapılan keşiflerde yaşanan hukuksuzlukları ve bilirkişi raporları arasındaki farklara vurgu yaptı. Kesim izninin verilmesi kararına ilişkin yürütmeyi durdurma kararının önce verilmesi fakat daha sonra kaldırılmasıyla kesimin mümkün hale geldiğini söyleyen Cangı, Akbelen Ormanı’nın hukuken korumasız bırakıldığını söyledi.
Yürütme durdurma kararının kaldırılmadığı durumda 24 Temmuz kesiminin durdurulabileceğini vurgulayan Cangı, hukukun ortadan kalktığı dönemlerde kimsenin güvende olmadığını ve bu durumun önüne geçilebilmesi için mutlaka iptal kararı verilmesi gerektiğini söyledi.
“HUKUKUN VE KANUNLARIN BYPASS EDİLDİĞİ BİR DAVA”
Ardından konuşan İsmail Hakkı Atla ise mahkeme heyetinin tarafsızlığından şüphe duyduğu için yazılı olarak reddi hakim talebinde bulundu. Kararı değerlendirmek için heyet yeniden bir ara verdi ve duruşma yeniden başladığında reddi hakim talebini reddetti. Devam eden duruşmada Atal, “Akbelen davası” olarak da bilinen davayı hukukun ve kanunların bypass edildiği bir dava olarak nitelendirdi.
Dosyaya halk sağlığı uzmanı talep ettiklerini fakat kabul edilmediğini söyleyen Atal, termik santrallerin yarattığı halk sağlığı tehdidinin tüm bilimsel verilere rağmen görmezden gelindiğini dile getirdi.
“TERMİK SANTRALLERİN MAHKEME KARARINA RAĞMEN KAPATILMAMASI HUKUK GARABETİDİR”
Avukat Aysun Koçoğlu ise Aydın İdare Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Muğla’daki termik santrallerin kapatılması yönündeki kararının idare tarafından uygulanmaması nedeniyle bugün bu tartışmanın var olduğunu söyledi ve durumu hukuk garabeti olarak nitelendirdi.
Aydın İdare Mahkemesi’nin Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin kapatılması için 1997 yılında verdiği karar Danıştay tarafından onaylanmıştı. Türkiye, Danıştay kararını uygulamadığı için 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmişti.
Yeniköy Termik Santrali’nin ülke ekonomisine cüzi katkısından dolayı ormanlık alanın ve zeytinliklerin kesilemeyeceğine vurgu yapan Koçoğlu, zeytinliklerin kesilmeyip bırakılması durumunun bile Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik’e aykırı olacağını çünkü üç kilometre yakınına kirletici tesis kurulamayacağını söyledi.
“KAMU YARARI MI ÖNEMLİ ŞİRKET YARARI MI?”
Muğla Barosu adına söz alan Efsun Türkmen Erol ise dava konusu alanın yalnızca Milas olarak düşünülemeyeceğini, iptal kararı verilememesi durumunda kararın Muğla’daki talanın kapılarını açacak emsal bir karar olabileceğine dikkat çekti. “Kamu yararı mı önemli şirket yararı mı?” diye soran Erol, bölgedeki madenin telafisi olmayacak ekolojik yıkıma sebep olacağını, ekolojik sistemlerin zarar göreceğini ve tarımsal üründe düşüş yaşanacağını söyledi.
“Yargı bağımsızlığı varsa, hukukun üstünlüğü varsa, artık yeter!” diyen Erol, çocuklarının geleceğinin şirketlerin çıkarları için feda etmek istemediklerini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan ve devletin ormanların korunmasındaki rollünü anlatan 169’uncu madde ve yurttaşların sağlıklı çevrede yaşama hakkını ortaya koyan 56’ncı maddeye atıf yapan Erol, devletin görevlerini Akbelen Ormanı’nda yurttaşların kedilerinin sağladığına ve ormanı koruduğuna vurgu yaparak yurttaşlar lehine karar verilmesini talep etti.
“SON BİR YILDA İKİZKÖY’DE BEŞ KİŞİ KANSERDEN HAYATINI KAYBETTİ”
Duruşmada söz alan İkizköylü yurttaş Tuncer Saraçoğlu ise kömür madeni ve termik santralin yarattığı sağlıksız çevre koşullarına dikkat çekmek için son bir yılda İkizköy’de kanser yüzünden hayatını kaybeden Kadir Çoban, Duran Çoban, Yaşar Çoban, Hasan Özkan ve Vedat Şimşek’i andı.
Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel, ikinci duruşmada da söz alarak üç ana başlıkta durumu değerlendirdi. Gümüşel öncelikle YK Enerji’nin satın almak istediği üç bin dönüm tarım arazisinin 1400 dönümünde 45 bin zeytin ağacı olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Kömür madeni ve termik santralden çıkan toza değinen Gümüşel, bu tozun Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanser yapıcı madde olarak tanımlandığını ve aynı zamanda zeytin ağacının çiçeklerinin döllenmesini engelleyerek verimi düşürdüğünü söyledi.
İkinci olarak Bodrum’un su kaynaklarının Akbelen Ormanı’nın altındaki karstik yapıdan geçerek beslendiğini, bu konuya dair Hacettepe Üniversitesi Hidroloji Bölümü çalışmalarının da var olduğunu belirtti. Bu raporda bölgedeki su geçişinin anlaşılması için ayrıntılı çalışmaların yapılması gerektiğinin söylendiğini belirten Gümüşel bu çalışmanın yılladır yapılmadığını söyledi.
“AKBELEN KANUNEN VE EKOLOJİK OLARAK ORMAN ÖZELLİĞİNİ KORUYOR”
Üçüncü olarak ise Akbelen Ormanı’nın kesime karşın Kanunen ve ekolojik olarak hala orman özelliğini koruduğunun altını çizdi. Gümüşel, ağaçlar kesilmiş olsa bile orman dip örtüsü ve orman toprağı bulunduğu sürece ormanın canlılığını koruduğunu belirtti ve eğer madene teslim edilmezse 10 yıl içinde rahatlıkla orman görünümünü yeniden yaratacak bitki örtüsünün oluşacağını söyledi.
“Bir canlının yaşayıp ölmesine karar veriyorsunuz şu an” diyen Gümüşel, Akbelen Ormanı’nın yaşam hakkının mahkeme heyetinin ellerinde olduğunu söyledi.
Gümüşel son olarak “Sadece uzman olarak değil, ekosistemin parçası olarak da kendi yaşam hakkımı da ellerinize teslim ediyorum” diyerek sözlerine son verdi.
“MADEN İŞLETMESİ İZNİ KAMU YARARI DÜŞÜNÜLEREK VERİLDİ”
Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili ise Akbelen Ormanı’nda maden işletmesine verilen iznin kamu yararı düşünülerek verildiğini söyledi. Bölgede jeolojik olarak kömür damarı ve rezervi olduğunu belirten avukat, elektrik arzının karşılanabilmesinden dolayı termik santralin ihtiyacı olan linyitin çıkarılması gerektiğini söyledi. Bu yüzden de sahanın maden için öncelikli olduğunu öne sürdü.
Enerji Bakanlığı vekili ise enerji üretimi için termik santrallerin önem arz ettiğini, davacıların taleplerinin reddedilmesi gerektiğini söyledi.
YK Enerji vekili ise buradaki termik santrallerin elektrikte acil ihtiyacı karşıladığını ve buradaki madenin teknik özelliklerine göre tasarlandığını söyledi. Akbelen Ormanı’nın kesilmesini ise şu şeklide açıkladı: Ruhsat kapsamında madenin ilerlemesi yönünde orman olduğu durumdan gerekli izinler alındığında maden ilerleyebilir ve Akbelen Ormanı maden alanının ortasında yer aldığı için kesildi. Yaşamı yok etmek için kasıtlı niyetlerinin olmadığını dile getiren avukat, madenin ilerleme yönünde olduğu için ormanın kesildiğini ve bilirkişi raporlarının da ormanın kesilmesinde kamu yararı gördüğünü söyledi. Ayrıca Çamköy ve Bodrum’un su havzasının yok edilmesi gibi bir durumunun olmadığını ve bu konuların değerlendirildiğini öne sürdü.
EMO VE MMO: “MUĞLA`DAKİ LİNYİT YAKITLI SANTRALLARIN ÜRETİMLERİNİ DURDURMALARI HALİNDE, MUĞLA VE EGE BÖLGESİ`NDE BÜYÜK KESİNTİLER OLACAĞI, BÖLGENİN KARANLIĞA BOĞULACAĞI İDDİALARI DOĞRU DEĞİLDİR”
Deniz Gümüşel ise Makina Mühendisleri Odası (MMO) ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından hazırlanan teknik raporda ifade edilen, enerji arzında bu santrallerin yokluğunun telafi edilebileceği sonucunu hatırlattı.
EMO VE MMO tarafından hazırlanan “Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallarının Ülke Geneli ve Ege Bölgesi Açısından Elektrik Üretimdeki ve Enterkonnekte Sistem İçindeki Yerleri” başlıklı ortak bir raporda şu ifadeler yer almıştı:
“Muğla’da bulunan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarının elektrik üretimini durdurmaları veya sona erdirmeleri halinde, durumun, gerek yıllık toplam tüketim, gerek anlık ihtiyaç (puant talep) ve gerekse elektrik şebekesi sisteminin işlerliği açısından, Muğla İlini, Ege Bölgesini ve Türkiye enterkonnekte sistemini olumsuz etkilemeyeceğine işaret etmektedir.”
Gümüşel bu açıklamayı yaptığı sırada YK Enerji avukatları tarafından susturtulmak istendi fakat Gümüşel’in sözlerini bitirilmesine mahkeme heyeti tarafından izin verildi.
Gümüşel ayrıca bölgede istihdam için pek çok seçenek, örneğin zeytincilik, olduğunu; bunun için kömüre verilen teşviklerin doğayla uyumlu, insan onuruna yakışır işler için kullanılmasının yeterli olacağını ifade etti.
Duruşmada son olarak bakanlık avukatları idari işlemin usule uygun olup olmadığının davanın aslı konusu olduğunu, davacıların beyanlarının dava kapsamında olmadığını ve kabul etmediklerini dile getirdiler.
YK Enerji vekilleri ise, termik santrallerinin çalışmasının mahkeme kararına rağmen olmadığını, durumun idari bir karar olduğunu savundu.
Uzman görüşünün ise uzmanlık sınırlarını zorladığını, davanın reddini talep ettiklerini dile getirdi.
Mahkeme heyeti kararın taraflara daha sonra tebliğ edileceğini belirtti.
Duruşma saat 19.45 sıralarında sona erdi. Duruşmanın ardından mahkeme önünde duruşmaların bitmesini bekleyen yurttaşlar yeniden bir araya geldi ve avukatlar basın açıklaması yaptı.
NE OLMUŞTU?
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020 tarihinde şirkete verdiği maden açık işletme iznine istinaden, Orman Genel Müdürlüğü de YK Enerji’ye Akbelen Ormanı’nda ağaç kesme izni vermişti. Köylüler 29 Nisan 2021 tarihinde bu karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
Hukuki sürecin tamamlanmamasına karşın, ilk olarak 17 Temmuz 2021’de Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim ekibi mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmiş be bu kesin Akbeşlen Ormanı’nda iki yılı aşkın süredir devam eden 24 saatlik nöbeti başlatmıştı.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos 2021 gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olmasına rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
11 Ağustos 2021 tarihinde Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş, bu karar 1 Aralık 2022 tarihine kadar geçerliliğini korumuştu. Ancak bu tarihte, dava kapsamında düzenlenen üçüncü bilirkişi keşfine dayanılarak yürütmenin durdurulmasının kaldırılmasına karar verilmişti.
Diğer yandan, Akbelen Ormanı’nı da içine alan toplamda 230 bin dönümlük alanda, YK Enerji’nin kömür madeni işletme ruhsatının 28 Aralık 2021 tarihinde bitmesi gerekirken, 10 Mart 2021 tarihinde 10 Mart 2041 yılına uzatıldığı öğrenilmiş ve buna karşı da hukuki süreç başlatılmıştı.
24 Temmuz 2023‘tarihinde ise ikinci defa Akbelen Ormanı’na ağaç kesimi için girilmesi üzerine davanın esası hakkında yürütmenin durdurulmasına ilişkin karar verilmesi için İkizköylüler tarafından tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi mahkemeye iletilmişti.