Muğla’da mahkemenin “kapatılmalı” dediği üç termik santralin bugün hala çalıştırılmasındaki hukuksuzluk ile bu süreçte santrallerin yarattığı ekolojik ve toplumsal yıkıma dikkat çekmek amacıyla yola çıkan “Muğla Adalet Kervanı”nın yedinci durağı Bodrum oldu. Bodrum’daki basın açıklamasının ardından söz alan HEDEP’li İbrahim Akın, “Daha çok sesimizi çıkartırsak bu yasayı uygulatabileceğiz” dedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla’daki üç termik santralin kapatılması kararının uygulanması için başlattıkları “Muğla Adalet Kervanı” 26 Ekim 2023’te Bodrum’a ulaştı..
Yurttaşlar Gümüşlük, Bitez ve Bodrum Merkez’de yaptıkları yürüyüş ve broşür dağıtımlarında Muğla’da termik santrallerin neden kapatılması gerektiğini anlattı. Saat 18.00’de ise Bodrum Denizciler Lokali önünde basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasının ardında ise Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) 28. Dönem İzmir Milletvekili İbrahim Akın Bodrum’da konuştu.
Şimdiye kadar yurttaşlarla ekoloji aktivisti olarak çok mücadele ettiğini, Akbelen Ormanı’nda da hep birlikte olduklarını dile getiren Akın, “Bundan sonra Türkiye’nin her tarafında ekoloji mücadelesini, yaşam mücadelesini en temel sorun haline getirmeye sizlerle birlikte mücadele etmeye söz veriyorum” dedi.
“ŞU ANDA SADECE AKBELEN’DEKİ YAŞANAN KÖTÜLÜKLERLE SINIRLI OLMAYAN BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesinin yalnızca İkizköylülerin meselesi olmadığını, bugün Bodrum’da yaşanan su sorunu ile bir kez daha gündeme geldiğini dile getiren Akın, karlı karşıya olunan durumun yalnızca Akbelen’de yaşananlarla sınırlı olmadığını söyledi.
Akın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iktidar 2015 yılından bu yana kanunsuz ve hukuksuz bir şekilde bu üç tane termik santralleri çalıştırmaya devam ediyor. Ahmet başkan söyledi, sözcümüz söyledi. Niye devam ediyorlar hala? Bu kadar insanın yaşam hakkını, bütün doğa hakkını, bütün canlıların ortadan kalkmasını devam ettirmek zorunda kalan bu termik santraller neden devam ediyor diye sorarsanız bizim için bir tek gerçekliği var. O da bu beşli çeteden bir tanesi olan Limak Şirketi’ne para aktarmaktan başka bir işe yaramıyor. Ama burada insanlarımız ölüyor; erken ölümler, erken doğumlar, yüzlerce insanın yaşama hakkını ortadan kaldırıyor, daha birçok insanımızın ve canlı yaşamının devam etmesini, hayatın devam etmesini engelliyor. Ama ona rağmen böylesine bir kötülüğe böylesine bir ceberrutluğa devam ediyorlar.”
Akbelen Ormanı’nda özel bir mülkte yurttaşların kurduğu çadır alanının jandarma ekipleri tarafından kaldırılması ve yerine karakol kurulmasını hatırlatan Akın, KARDOK Başkanı Nejla Işık’ın evinin yakınındaki alana kurulan yeni nöbet alanında taciz edildiğini söyledi.
“VALİ’NİN SADECE BODRUM’DAKİ SUYUN ÇÖZÜMÜ İÇİN DUYARLI OLMASINI DEĞİL, YAŞAM HAKKINI SAVUNANLARIN HAKKINI KORUMASINI İSTİYORUZ”
Akın, “Biz bunlar karşısında isyan ediyoruz. İşte Nejla bunun karşısında isyan ediyor. Evinin yakında kurduğu çadırı engellemek için bu Vali talimat veriyor, her gün taciz ediyor. Biz buradan Valiye sadece Bodrum’daki suyun çözümü için duyarlı olmasını değil, yaşam hakkını savunan herkesin karşısında onun hakkını korumasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kolluk kuvvetlerinin, yurttaşların değil Limak Holding’in güvenliğini sağladığını dile getiren Akın, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Limak Şirketi’nin güvenliği için verilen harcamalar ve oradaki askerler bizim işimizi yapmıyorlar. Limak Şirketi’nin korumasını yapıyorlar. Evet, biz bu askerlere verilen paraları bu ülkenin vatanını korusun diye gönderiyoruz. Ama onlar ne yapıyorlar? Akşama kadar, sabaha kadar karargah kurmuşlar, yaşam savunucusunu engelliyorlar ama Limak Şirketi’nin bekçiliğini yapıyorlar. Artık yeter, artık yeter. Bu kadarı fazla.”
“BİZ ONURLU İNSAN OLARAK HAYATIMIZI, GELECEĞİMİZİ ÇOCUKLARA EMANET ETMEK İSTİYORUZ, SİZLER GİBİ KARANLIK SAYFALARA GEÇMEK İSTEMİYORUZ”
Yurttaşların yurttaşlık hakkı olarak ormanını, doğasını, yaşamını, toprağını, suyunu korumakla görevli olduğuna işaret eden Akın, “Yurttaşlar kendi görevini yerine getirirken bunlar bizim karşımızda başka bir iş yapıyorlar. Biz buradan sesleniyoruz; sizin istediğiniz yurttaşlar köle olan, sessiz olan, çürüyen, kurumuyla her şeyde biten insanlar. Ama biz onurlu insan olarak hayatımızı, geleceğimizi, çocuklara iyi insanlar olarak emanet etmek istiyoruz. Sizler gibi karanlık sayfalara geçmek istemiyoruz” dedi.
“MAALESEF BÜTÜN DÜNYANIN ÇÖPLÜĞÜ HALİNE GELMİŞ DURUMDAYIZ”
Suya karşılık olarak kömür üretilmek istendiğini fakat tüm dünyada bilim insanlarının bu tür bir enerjinin artık kullanılmaması gerektiğini ortaya koyduğuna değinen Akın, “Ama biz maalesef bütün dünyanın çöplüğü haline gelmiş durumdayız ve burada yurttaşça, onurlu olarak yaşamayı da elimizden alıyorlar. O nedenle buradan sesleniyorum; yaşam savunucusu olan herkes dünyada olan her konuda ve aynı zamanda bulunduğu her yerde görevini yapabilirse, bu yerkürede birlikte yaşayabileceğiz. Aksi takdirde ağır ağır çürüterek bizi öldürecekler ve hala şu anda böyle bir durum yaşanıyor” dedi.
Aynı zamanda Antakya Dikmece’de zeytinlerin kesilmemesi için verilen bir mücadelenin olduğunu da hatırlatan Akın, Akbelen’de, Dikmece’de yaşananların herkesin sorunu olması gerektiğine işaret etti ve “Bunlar arasında ne kadar güçlü dayanışmayı kurabilirsek o kadar başarılı olacağımızı düşünüyorum. Bu çürüyen yok olan artık insanlığını ortadan kaldırmaya çalışan bu sistem karşısında biz özgür, eşit, demokratik yurttaşlar gibi yaşamak mücadelesini vermek zorundayız” dedi.
Konuşmasında son olarak Akbelen Ormanı’na bir kez daha değinen Akın, bu meselenin artık Türkiye’nin gündemi olmaktan çıkıp tüm dünyanın gündemi haline geldiğini belirtti ve şunları söyledi: “Şu anda Avrupa Konseyi bu meseleyi konuşuyordur. Aynı zamanda Avrupa’daki şu andaki yargının uygulanması ile ilgili ciddi ağır baskıları altındadır Türkiye. Daha çok sesimizi çıkartırsak bu yasayı uygulatabileceğiz. Üç tane termik santral kapatılabilecek. Bu konuda inançlı olun, kararlı olun mücadelemize devam edelim.”