Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek Mahallesi’ndeki Poruklu (Ayten) Koyu’nda yapılmak istenen Yat/Tekne Bağlama İskelesi projesinin Halkın Katılımı Toplantısı bugün (7 Kasım) gerçekleştirildi. Yurttaşlar, bölgedeki doğal yapıyı ve bölge halkının yaşamını olumsuz etkileyeceği sebebiyle projeye itiraz etti.
Haber: Burak Necip Başar
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek Mahallesi’ndeki Poruklu (Ayten) Koyu’nda, Ege Marina Turizm Anonim Şirketi tarafından yapılmak istenen Yat/Tekne Bağlama İskelesi projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci 4 Ekim 2024’te başlamıştı.
ÇED sürecinin Halkın Katılımı Toplantısı (HKT) bugün saat 11.00’de Göcek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
HKT, Gündem Fethiye sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.
Toplantıya, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, sivil toplum örgütü ve oda temsilcileri, çevre örgütleri, şirket temsilcileri, Fethiye Belediyesi temsilcileri ve bölge halkı katıldı.
Toplantıda öncelikle şirketin sunumu gerçekleştirildi. Daha sonra yurttaşların soru ve itirazları dinlendi.
“TORUNLARIM ADINA BU PROJEYE İTİRAZ EDİYORUM”
Söz alan Kıyılar Halkındır İnisiyatifi’nden Duran Yurteser, Fethiye’deki diğer marinaların verdikleri sözleri tutmadığı ve kapasitelerinin üstünde yat ve teknenin bağlanmasına izin verildiğini söyledi. Yurteser, bu durumun deniz trafiğini tehlikeye düşürdüğünü aktardı.
Ayrıca Yurteser, tekneler sebebiyle denizde oluşan kirliliğe vurgu yaptı ve “Ben kesinlikle dostlarım ve torunlarım adına bu projeye itiraz ediyorum” dedi.
“MUHTARLIK-BELEDİYE İSKELESİ ÖZELLEŞTİRİLDİĞİ, ZAPT EDİLDİĞİ İÇİN O TEKNELER ORAYA GİTTİ”
Göcek Halk Meclisi Başkanı Onur Ugan ise, sunumda ‘koyda halihazırda teknelerin yer aldığı’nın söylenmesine yanıt vererek, “’Biz bakir bir koyu zapt etmiyoruz’ dediler, daha önce bu teknelerin bağlanmış olduğu muhtarlık-belediye iskelesi özelleştirildiği, zapt edildiği için o tekneler oraya gitti” ifadelerini kullandı.
Ugan, projede ofis, otopark, tuvalet gibi yapıların nereye yapılacağı hakkında bilgi verilmediğini söyledi ve “Ormandan herhangi bir kiralama yapıldı mı, bilmiyoruz” dedi.
“BİZ MİSAFİRİ SEVERİZ AMA YETER GARİ”
Fethiye’de sürekli doğa talanına sebebiyet verebilecek projelerle mücadele ettiklerini ifade eden Ugan, “Bizim bir lafımız vardır: Biz misafiri severiz ama yeter gari” diye konuştu.
“BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI PLANLAMASI’NA AYKIRI BİR PROJEDİR”
Şehir Plancıları Odası Muğla Şubesi’nden Birol Keski ise, kıyı alanlarında 1/50.000 ölçekli imar planı hükümlerinin uygulanması zorunluluğunun getirildiğini ifade etti ve şunları söyledi: “Raporunuzun hiçbir yerinde 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planlaması’na yer vermemişsiniz. Proje, Bütünleşik Kıyı Alanları Planlaması’na aykırı bir projedir.”
Bölgenin orman alanı ve 3. Derece Doğal Sit Alanı olduğunu ifade eden Keski, Göcek koylarının tekne kapasitesinin aşılmasına sebebiyet verebilecek projelerin doğru olmadığını belirtti.
Projenin tekne/yat bağlama kapasitesiyle ilgili bir çelişki olduğuna dikkat çeken Keski, proje dosyasında 46 olarak belirtilen kapasitenin sunumda 82 olarak ifade edildiğini söyledi.
“BENİM YAŞAM ALANIMI YOK ETMEYİN”
Göcek’te yaşayan emekli öğretmen Yüksel Türk ise, teknesi olduğunu ve yılın beş ayını teknede geçirdiğini ifade ederek, “Hangi marina benimki gibi küçük bir tekneye hizmet verir” diye sordu.
Poruklu Koyu’nun bölge halkının yaşam alanı olduğunu söyleyen Türk, “Benim yaşam alanımı yok etmeyin” dedi.
“GÖCEK’İN TEKNE KAPASİTESİ ÇOKTAN DOLDU, TAŞTI”
Mimarlar Odası Muğla Şube Başkanı Suat Selvi ise, şirkete geç kaldıklarını söyledi ve “Göcek’in tekne kapasitesi çoktan doldu, taştı” dedi.
Atık su planlaması yapmadan projenin hazırlanmasını eleştiren Selvi, projenin ‘amatörce’ hazırlandığını ifade etti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, yurttaşların itirazlarını ile sorularını tutanağa not aldıklarını ve yazılı olarak verilecek itirazların da kabul edileceğini bildirdi.
Yetkililer katılımcılara teşekkür ederek, toplantıyı sonlandırdı.
Toplantı sonrası Göcek Halk Meclisi Başkanı Onur Ugan ve Göcek Halk Meclisi Başkan Yardımcısı Ceyda Güçlü Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtladı.
Ugan, koyun adının projede Ayten Koyu olarak geçtiğini ancak koyun adının Poruklu Koyu olduğunu belirtti ve “Biz yerel isimlerin kullanılmasını çok önemsiyoruz. Burada proje yapacak firmalarında doğru isimlerle gelmesini istiyoruz” dedi.
“HALKIN GİDECEĞİ KOY KALMADI”
Göcek’te halkın gideceği koyların gün geçtikçe azaldığını ifade eden Ugan, şunları söyledi: “Göcek’te şu anda tekne sayısı ev sayısından fazla. Koylarımızdaki mevcut trafiği kaldıramıyoruz, koylarda kirlenme başladı ve halkın gideceği koy da kalmadı. Bir koyun daha bir ticari işletmeye ve yapılaşmaya açılmasını istemiyoruz artık. Çünkü bu koy proje tanıtımında kamu menfaatinden bahsediliyor ama bilakis halkın gideceği bir koyun daha kapatılması anlamına gelecektir.”
ORMAN ALANLARI DA TEHLİKEDE
Tesis yapılırken aynı zamanda kıyıda da yapıların hayata geçirileceğini söyleyen Ugan, orman tahribatının da yaşanacağını ifade etti: “Duşu, tuvaleti, alışveriş ünitesi ofisi yapılacaktır ve bu orman alanının da kaybı anlamına gelecektir.”
Poruklu Koyu dışındaki diğer koylarda da kiralamalar yapıldığını vurgulayan Ugan, “Bu diğer koylarda da yapılaşmaya bir ışık tutacaktır, umut verecektir. Onun için halkı hiçbir şekilde Göcek halkının menfaatlerini korumayan yeni bir proje daha istemiyoruz” dedi.
“BİZ HALKIN İÇİNDE OLMADIĞI HİÇBİR PROJEYE EVET DEMİYORUZ”
Göcek’in halihazırda yaşadığı altyapı problemlerine dikkat çeken Ugan, şöyle devam etti: “Zaten Göcek’te mevcutta elektrik problemi, altyapı problemi yaşarken yeni bir kapasite daha buraya getirmek anlamsızdır. Sürdürülebilir bir turizm için mevcut teknelerin atıklarını kontrol eder hale gelmeliyiz; yeni kapasiteler eklemek değil, yeni marinalar yapmak değil, çözüm mevcut kirliliğe dur demek, yeni yönetim planları ortaya koymaktır. Onun için biz özellikle halkın içinde olmadığı hiçbir projeye ‘evet’ demiyoruz ve diyoruz ki yeter gari.”
“BENİM OĞLUMUN GELECEĞİNİ SATIYORLAR”
Ceyda Güçlü ise, bölgedeki birçok koyda yapılmak istenen projelere vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Maalesef koyların adı değişiyor ama sorunumuz hep aynı. Koyların, kıyıların yeri geliyor ormanların kiralanması sorunumuz. Burada hangi koyu kiralanırsa kiralansın aslında yaşadığımız şey -Poruklu Koyu’ndan örnek verecek olursak- burada koyu kiraladıklarında, bir marina yaptıklarında orada benim dört yaşında bir oğlum var. Ben her koyda bunu söylüyorum; benim oğlumun geleceğini satıyorlar aslında.”
Bölge halkının kıyıya ulaşımının bu projelerle engellendiğine dikkat çeken Güçlü, şu ifadelere yer verdi: “Orada balık tutarken fırtınalı günlerde sığınacak liman arayan balıkçılarımız var amatör balıkçılar bunların sığınacağı yerleri başkalarına veriyorlar. İşin ilginç kısmı buralarda yaşıyoruz ama maalesef ilçenin tamamı çok güzel bir maddi duruma sahip değil. Burada sattıkları şey çocuğuna karne hediyesi olarak plaja götüremeyen babanın piknik hediyesini satıyorlar.”
“HALKIN GÜCÜNÜ GÖCEK’TE İLK DEFA BU KADAR HİSSETTİK”
HKT’yi değerlendiren Güçlü, “Biz burada halk olarak çok güzel bir katılım toplantısı geçirdik. Halkın gücünü Göcek’te ilk defa bu kadar hissettik” dedi.