Fethiye Kadın Platformu, Muğla’nın Fethiye ilçesinde Özer Olgun Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Fethiye Kadın Platformu (FKD) Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi önünde saat 18.00’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili açıklamayı FKD adına Nuray Pektaş okudu.
Yapılan açıklamada, “8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadelede polisin kadınları fabrikaya kilitlemesi sonucu çıkan yangında 129 kadın işçi katledildi. 1910 yılında II. Enternasyonal’de Clara Zetkin’in ölen kadın işçilerin mücadelesi anısına 8 Mart’ın Uluslararası Kadınların Mücadele ve Dayanışma Günü olması önerisinin kabulü ile o günden beri biz kadınlar alanlarda yaşamımız, haklarımız ve özgürlüklerimiz için bir araya gelerek dünyanın dört bir yanında mücadelemizi büyütüyoruz” denildi.
Ekonomik, sosyal ve siyaset eşitsizliklerle mücadele ederken üstüne bir deprem felaketiyle karşı karşıya kaldıklarını belirten açıklamada, “Gerici siyasal islamcı iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkması ile kazanılmış haklarımıza, laikliğe, özel olarak kadınlara ve LGBTİ+’lara ve toplumsal cinsiyet eşitliği talebine saldırısı yoğunlaşmışken, kadınlar pandemi ve onun ardından gelen ekonomik krizle birlikte derinleşen ekonomik, sosyal ve siyasal eşitsizliklerin etkilerini en derinden yaşarken büyük bir deprem felaketi ile karşı karşıya kaldık” ifadeleri kullanıldı.
“AKP VE TEK ADAM REJİMİ ENKAZ ALTINDA KALMIŞTIR”
Depremin bir doğa olayı olduğu ama onu felakete çevirenin rantçı neoliberal politikalar olduğu belirtilirken, “Siyasal İslamcı iktidar depremi bir felakete dönüştürmüş, AKP ve tek adam rejimi enkaz altında kalmıştır. Kıyametin yaşandığı günlerde, yakınlarını kaybetmiş çocukları, bakanlık bilgisi ile istismarcı, sicili bozuk tarikatlara, cemaatlere verdiğinizi biliyoruz, hesaplaşacağız” denildi.
Enkaz altında kalan iktidarın meşruiyetini baskıyla sağlamaya çalıştığı dile getirilerek, “Ülke koca bir yas eviyken hukuku yok sayarak ‘evlat edinenle, evlatlık arasında evlenme engeli yok’ diyerek çocuk istismarına yol veren fetvalarıyla Diyanet’inizi not ettik! Hesaplaşacağız. Enkazın altında kalmış iktidarın; meşruiyetini baskıyla, zorbalıkla sağlamaya çalıştığını biliyoruz. Kayıtsız kalınan yaşamları kurtarmak ve dayanışmak için ülkenin dört bir yanından koşanlara salladığınız parmakları biliyoruz. Ticari şirkete dönüştürdüğünüz Kızılay’ın çadırları, gıdayı ve kanı hızla bölgeye ulaştırmak yerine sattıklarını ve aldıkları parayı da biliyoruz, hesaplaşacağız” açıklaması yapıldı.
Kadınların korku duvarlarını yıktığı ve dayanışma ağlarını ördükleri belirtilerek, “Kadınlar olarak isyanımızla yıkacak, dayanışma ile yeniden kuracağız! Biz kadınlar 20 yıllık AKP iktidarının karanlığında en zor zamanlarda meydanlarda yan yanaydık. Korku duvarlarını yıktık, hep birlikte dayanışma ağlarımızı ördük” ifadeleri kullanıldı.
“EŞİT, LAİK VE ŞİDDETSİZ BİR YAŞAMI HEP BİRLİKTE KURACAĞIZ”
Toplumsal dayanışmanın baskı ile durdurulamayacağı belirtilen açıklamada, “Deprem bölgesindeki kadınlarla, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmış bölge halkı ve depremden etkilenen tüm göçmen kadınlarla, LGBTİ+’larla dayanışma ağlarımızı örüyoruz, öreceğiz; tarikat, cemaat düzeninizi başınıza yıkacağız! Her yanı çürüyen bu iktidarı göndereceğiz. Eşit, laik ve şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kuracağız” denildi.
Rant, kâr hırsı ve ihmalle depremi felakete dönüştüren siyasi iktidara seslenilerek, “Katliamı bize kader diye sunamaz, bu enkazın siyasi sorumluluğunu öyle helallik isteyerek üzerinden atamazsınız. Toplumsal dayanışmayı baskı ile durduramazsınız. Hesap vereceksiniz” açıklaması yapıldı.
Toplumsal dayanışmayı büyütmekten ve birlikte mücadele etmekten başka yolun olmadığı belirtilen açıklama, “Yaşamın her alanında; sömürüye, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz! Hiçbir kadın yalnız yürümeyecek, hiçbir çocuk yalnız büyümeyecek” ifadeleriyle sona erdi.