Sokak hayvanlarını ‘uyutma’ adı altında öldürmeyi öngören yasa teklifi, Muğla’nın Fethiye ilçesinde hayvan hakları için mücadele eden sivil toplum örgütlerinin yanı sıra farklı alanlarda çalışma yapan sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların katılımıyla Beşkaza Meydanı’nda protesto edildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti), Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapmayı planladığı yasal düzenlemeye ilişkin Türkiye’nin farklı şehirlerinde hayvan hakları savunucuları bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla sokak hayvanlarının ‘hayati tehlike’ oluşturduğu gerekçesiyle öldürülmesini öngören bir yasa teklifi taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştu. Teklife göre sokak hayvanlarının bakımevlerinde toplanması, 30 gün içinde sahiplenilmeyen hayvanların ise “uyutulma” adı altında öldürülmesi öngörülmüştü.
Sokak köpeklerinin sayılarının kontrol altına alınması gerekçesiyle sunulan taslağa havyan hakları savunucular tepki göstermiş ve 2 Haziran 2024 tarihinde Türkiye genelinde mitingler düzenlemesi planlanmıştı.
Yurttaşlar Muğla’nın Fethiye ilçesinde bugün (2 Haziran) Özel Olgun Kültür Merkezi önünde saat 14.00’te bir araya gelerek kanun teklifi taslağına tepkilerini dile getirdiler.
Mitingde okunan tüm açıklamalar İngiliz yurttaşların yoğun katılımı dolayısıyla İngilizceye çevrildi.
Mitingin başında Fethiye Belediyesi Meclisi Hayvan Hakları Komisyonu’na teşekkür edildi. Fethiye Belediyesi Meclisi Hayvan Hakları Komisyonu üyeleri, Hayvanları Koruma Yasası’nda, yapılması planlanan değişiklikler hakkında bir basın toplantısı düzenleyerek “Sahipsiz sokak hayvanlarının toplu itlafına yönelik her türlü uygulamanın karşısındayız” demişti.
“VETERİNER HEKİMLER OLARAK BİZLER BU YASA ÇIKSA DA ÖTANAZİ YAPMAYACAĞIZ”
Mitingde ilk konuşmayı Muğla Veterinerler Hekimler Odası’nı temsiler Veteriner Hekim Kerem Özdemir yaptı. Özdemir sağlıklı bir hayvana uygulanan ‘ötenazi’ işleminin katliamdan başka bir anlam taşımayacağını belirtti ve şunları söyledi:
“Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı veteriner hekimler açısından da etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmamaktadır. Veteriner hekimler olarak bizler bu yasa çıksa da ötanazi yapmayacağız.”
- Büyükşehir belediyelerinde ‘Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı’ ve diğer belediyelerde ‘Veteriner İşleri Müdürlüğü’ kurulmalıdır.
- Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı’ ve ‘Veteriner İşleri Müdürlükleri’nde nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamı sağlanmalıdır.
- Geçici bakımevi kapasitesini karşılar sayıda veteriner hekim, hayvan sağlığı yardımcı personeli ve işçi personel bulunmalıdır. Bu konuda standartlar oluşturulmalıdır. Geçici hayvan bakımevinde çalışan yardımcı personeller hijyen, hayvan davranışları, hayvan refahı ve bakımı, hayvanların tutulması ve yakalanması konusunda eğitim almalıdır.
- İhtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır.
- Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmeli, üretim yapılacaksa ilgili bakanlığın denetimi ve mutlaka veteriner hekimlerin denetimi ve onayıyla yapılmalıdır.
- Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, sahiplenilmesi halinde kimliklendirilmesi ile ilgili zorluklar ortadan kaldırılmalı, her yaştaki hayvan kimliklendirilebilmelidir.
- Çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca bakımevlerinde kalmalıdır.
- Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmelidir.
- Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır
- Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır.
- Ayrıca, sahiplendirmenin özendirilmesi, devletin bu konuda destek vermesi, bireysel sahiplenmenin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi sağlanmalıdır.
- Çözüm için başta meslek örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmelidir.
DODO: “ÇÖZÜM VAR AMA ÖLDÜRMEK DEĞİL”
Doğa Dostu Derneği Başkanı Gökçen Bayram ise konunun uzmanlarının fikirlerinin dinlenerek yasaların hazırlanması gerektiğine dikkat çekti ve birlikte hareket ederek sokak hayvanlarının yaşam koşullarının iyileştirilebileceğini söyledi.
“Bugün sokaklarda çok köpek varsa bunun sorumlusu yine bizleriz” diyen Bayram, sokaklarda kısırlaştırılmamış köpeklerin olmaması gerektiğini dile getirdi.
Çözüme işaret eden Bayram, “Çözümü ben değil uzmanlar söylüyor. Çözüm var bunu bilin. Öldürmek çözüm değil. Ama sizin niyetiniz geçinmek mi yoksa yok etmek mi önce bunu bize söyleyin” dedi.
“ONLARI ÖLDÜRMEK, İNSANLARIN HAYVANLARLA OLAN SORUNLARINI ÇÖZMEYECEK”
Fethiye Sokak Hayvanları Kısırlaştırma Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Evrim Yılmaz yasa tasarısının dikkate alınmasının dahi dehşete düşürdüğünü söyledi.
“Onları öldürmek, insanların hayvanlarla olan sorunlarını çözmeyecek” diye Yılmaz, bu yöntemin denendiğini ve başarısız olduğunun altını çizdi.
Sahipli hayvanların sahiplerinin de hayvanların sokaklardaki dışkılarını temizlemesi gerektiğini fakat temizlemediğine dikkat çeken Yılmaz, yalnızca sokak hayvanlarının rahatsızlık yarattığı söylemini de eleştirdi ve “İhtiyacımız olan eğitim, kısırlaştırma ve aşılamadır” dedi.
Köpek saldırısı başlığı altındaki şikayetlerin çoğunda ise köpeğin sadece havlamış ve uyarı vermiş olduğunu gördüklerini dile getiren Yılmaz, “Birkaç travmalı köpek insanlara saldırdığı için sorunu her sokak hayvanını öldürerek çözmeye çalışmak kabul edilmez”
DOHAKDER: “İNSANİ VE ETKİLİ ÖNLEMLERİN UYGULANMASINA ODAKLANMANIZI İSTİYORUZ”
Dalyan Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği’nden (DOHAKDER) Mebrure Kuzey Bloom ise “Depremde göçük altında kalanları kurtaran, bekçilik, çobanlık, bakıcılık yapmış, sevgisini paylaşmış dostlarımızı barınaklara toplayıp uyutmak çözüm değildir” dedi.
Çözümün hayvan ticaretinin ve üretiminin durdurulması, kısırlaştırma seferberliğinin başlatılması, sahiplenmenin teşvik edilmesi olduğunu söyledi. Ayrıca, “Büyük şehirlerde çoğu apartmanlarda hayvan sahiplenmek yasak. Bu hayvanları kim sahiplenecek?” diye sordu.
“İnsani ve etkili önlemlerin uygulanmasına odaklanmanızı istiyoruz” diyen Bloom sözlerini şöyle sonlandırdı.
“Batıyı örnek alarak toplanan hayvanları öldürmek bizim gibi Müslüman bir ülkeye, Allah’ın verdiği canı almak yakışır mı? Nerede bizim inancımız, vicdanımız, merhametimiz? Elinizi vicdanınıza koymanızı, can almanın Allah’a mahsus olduğunu, dünyaya gelmiş, nefes alan, kalbi atan her canlının yaşamaya hakkı olduğunu unutmayın lütfen.”
HAYED: “BU YASA TASARISINDA MERHAMET YOK”
Hayvan Eğitimi Destek Derneği’nden (HAYED) Edna Ballantyne, yaşanan sorunların belediyelerin kısırlaştırmaya yeterli bütçe ayırmamasından kaynaklandığını söyledi.
“Sorunu ötenazi ile değil, Türkiye merkezli Hayvan Koruma Gruplarından temsilcilerin, Veteriner hekimlerin, hükümet yetkililerinin davet edildiği ulusal bir konferans düzenleyerek çözmeliyiz” diyen Ballantyne uluslararsı temsilcilerin de bu toplantıya davet edilmesi gerektiğini dile getirdi.
İslam dininin hayvanlara zulmetmeyi veya onları öldürmeyi yasakladığını söyleyen Ballantyne, “Hz. Muhammed’in hayvanlara kötü davrananları uyardığı ve onlara sıklıkla merhametli olmalarını hatırlattığı bilinmektedir. Bu yasa tasarısında merhamet yok. HAYED olarak biz hayır diyoruz” dedi.
“KOLAY YOLU SEÇİP MASUM HAYVANLARI ÖLDÜRMEYİ TERCİH EDEN KANUN YAPICILARI HİDDETLE KINIYORUZ”
Göcek Doğa ve Hayvan Derneği’nden Ayşe Cansu Uzunöz görevlerini yapmayan kurumları denetlemek ve çalıştırmak yerine kolay yolu seçip masum hayvanları öldürmeyi tercih eden kanun yapıcıları hiddetle kınadıklarını söyledi.
Uzunöz, çözüm önerisi olarak ise şunları dile getirdi:
“Yıllardır miçroçip diye tutturan yöneticilerin ivedilikle sahipli kedi ve köpekler için kısırlaştırma zorunluluğu getirmelerini, sokak hayvanları içinse sivil toplum örgütü ve gönüllülerle işbirliği yaparak bu sorunu kökten çözmelerini talep ediyoruz.”
“KISIRLAŞTIRMA SOKAKTAKİ SAYILARI AZALTMANIN EN İNSANİ VE UYGUN MALİYETLİ YOLUDUR”
Ölüdeniz Hayvan Yardım Derneği Başkanı David Gordon da 5199 sayılı Hayvanlar Kanunu’nda değişiklik yapılmasına karşı çıktıklarını dile getirdi ve “Sokak hayvanlarının sahipli hayvanlarla aynı korumaya sahip olmasını sağlamak için mevcut yasaların uygulanması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Sokaktaki sayıları azaltmanın en insani ve uygun maliyetli yolunun kısırlaştırma olduğunun altını çizen Gordon, sahiplenmenin de sayıların azalmasıyla daha kolay olacağına dikkat çekti. Bunun mümkün olabilmesi için ise hayvan bakımıyla ilgilenen herkesin, yerel yetkililerin ve veteriner hekimlerin bir araya gelerek toplu kısırlaştırma programına aktif olarak katılması gerektiğini dile getirdi.
“Masum bir hayvanı öldürmek bir seçenek olamaz” diyen Gordon, “Sadece bu yasa teklifinin iptal edilmesini değil, aynı zamanda 5199 Sayılı Hayvan Kanunu’ndaki başıboş ve terkedilmiş hayvanlara ilişkin prosedürlerin ilgili makamlar tarafından tam olarak hayata geçirilmesini ve uygulanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“YEREL YÖNETİMLERİN GÖREVLERİNİ YAPMAMALARININ CEZASINI SOKAKTA YAŞAYAN HAYVANLARA, YAŞAM HAKLARI ELLERİNDEN ALINARAK ÖDETİLECEK”
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’ndan (Eğitim-Sen) Ayşin Ragıpoğlu da “Devletler barışçıl çözümler üretmekle yükümlüdür. Kısırlaştırma, aşılama, beslenme odaklarının yapılması, halkın bilinçlendirilmesi gibi basit çözümler dünya üzerindeki tüm türlerin bir arada barış içinde yaşamasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Yasal düzenlemenin Meclis’ten geçmesi halinde ülke tarihinde görülmemiş bir hayvan katliamının yaşanacağına dikkat çeken Ragıpoğlu, şöyle konuştu:
“Sokakta yaşayan köpeklerin popülasyonlarının artması; kısırlaştırmadan sorumlu yerel yönetimlerin görevlerini yapmadığının, ilgili bakanlıkların ilgili fonlarını amacına uygun kullanmadıklarının göstergesidir. Bu öldürme odaklı yasa tasarısının kanunlaşması halinde, yerel yönetimlerin görevlerini yapmamalarının cezasını sokakta yaşayan hayvanlara, yaşam hakları ellerinden alınarak ödetilecek.”
Ragıpoğlu, çözüme ilişkin ise şöyle konuştu:
“Semtlere ve özellikle kırsal bölgelere kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerekli ve yeterlidir” dedi. Kısırlaştırma ile birlikte mutlaka uygulanması gerekli bir başka husus da evcil hayvanların üretim ve satışına yasak getirilmesi ve sahiplendiği hayvanı sokağa terk edenlere ağır idari yaptırımlar uygulanmasıdır. Üretim yasal, satış yasal. Üretim ve satış devam ettikçe belediyeler tarafından toplanan o hayvanların sahiplenilmeyeceğini biliyoruz. Zaten hayvanlar sokağa terk edildiği için sokakta da hayvan bitmeyecek.”
VELİ PABUŞÇU: “MUTALAKA DEVLETİN BÜTÇE AYIRMASI GEREKİYOR”
Mitingde son olarak ise Eski Fethiye Belediyesi Meclis Üyesi ve Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Veli Pabuşçu söz aldı. Sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde çalıştıklarını ve koronavirüs pandemisinde de iyi bir süreç geçirdiklerini dile getiren Pabuşçu şunları söyledi:
“Doğadaki kuşların jiletli tellerden zarar görmemesi için Meclis kararı çıkartarak telleri söktürürken, doğadaki domuzların fıçılardan yapılmış kaplardan su içmelerini ve beslenmelerini sağlamak için çaba gösterirken can dostlarımız dediğimiz hayvanların ölümü ile ilgili bir haber aldığımızda şok olduk.”
Kısırlaştırmanın yalnızca sivil toplum örgütleri ve belediyelerle çözülebilecek bir problem olmadığını söyleyen Pabuşçu “Mutlaka devletin fon ayırıp bu işe el atması gerekir” dedi. Miting katılanlarla birlikte “Her şey seninle güzel” şarkısının söylenmesiyle sona erdi.