Muğla 4. İdare Mahkemesi, ‘Yap-İşlet-Devret’ modeliyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılmak istenen Datça Yat Limanı projesine verilen “ÇED olumlu” kararına karşı açılan davada, itiraz yolu kapalı olmak üzere yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Haber: Piray Akarer
Muğla’nın Datça ilçesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından ‘Yap-İşlet-Devret’ modeliyle Datça’nın mavi bayraklı koyu Taşlık Plajı’nda yapılmak istenen yat limanı projesine verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Datça Belediyesi, Muğla Çevre ve Ekoloji Derneği tarafından iptal davası açılmıştı.
Yurttaşların da müdahil olduğu davada; Muğla 4. İdare Mahkemesi, itiraz yolu kapalı olmak üzere yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Datça Belediyesi’nin dava dosyasını hazırlayanlar arasında yer alan Emekli Hakim Emine Altıoklar ve davayı takip eden Avukat Hüseyin Turan kararı, Piray Akarer’e değerlendirdi.
“BİLİRKİŞİ RAPORU AÇIK VE NET GELDİ”
Av. Turan, bilirkişi raporunun olumlu geldiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Aslında davanın ilk başında bir tedirginlik yaşadık. Bilirkişi aşamasında bir iki bilirkişiye itirazımız olmuştu. Ama keşif hakimi, keşif anında herkesi çok dikkatli dinledi. Dolayısıyla orada biraz umutlandık ve rapor da çok açık ve net bir şekilde geldi. Hatta raporun nesine itiraz edelim diye düşündük.”

“SONUNDA NET BİR İPTAL KARARI DA ÇIKACAKTIR”
Yürütmeyi durdurma kararı sonrası iptal kararının çıkacağını beklediklerini belirten Av. Turan, şöyle devam etti:
“Farklı uzman görüşleri dosyaya eklemek istediler ve çok uğraştılar davayı kazanmak için ama sonuçta beklentimin üstünde bir karar çıktı diyebilirim. Yürütmeyi durdurma kararı adeta içinde gerekçeli kararı da barındırıyor. Yani bu kararın sonunda net bir iptal kararı da çıkacaktır.”
Çok sayıda Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gönüllüsü uzman arkadaşlarıyla çalıştıklarını ve bu sayede başarılı olduklarını dile getiren Turan, mücadelenin önemli bir başarı elde ettiğini vurguladı.
“KESİN SONUÇ İÇİN DANIŞTAY KARARINI BEKLEMEK ZORUNDAYIZ”
Altıoklar ise, bu karardan sonra sürecin nasıl ilerleyeceğine dair şu ifadelere yer verdi:
“Yürütmeyi durdurma kararı, tedbir amaçlı bir karar, yani şu an bir şey yapılmasını biz esastan inceleyeceğiz demek. Esastan verilecek kararın bu yürütmeyi durdurma kararından farklı olması çok olası görünmüyor. Çünkü yürütmenin durdurulması kararı gayet net bir gerekçe ile verildi. İtiraz yolu kapalı demek yürütmeyi durdurma kararına karşı itiraz kapalı demek. Mahkeme iptal kararını verdikten sonra Danıştay’da temyize gidilecek ve oradan da büyük ihtimalle yine lehimize çıkacak karar diye düşünüyorum. Ama kesin sonuç için Danıştay kararını beklemek zorundayız.”
“YAT LİMANI OLMAMASI GEREKİR DİYE ÇOK NET RAPORLAR VAR”
Altıoklar, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yayımladığı 2009/7 sayılı ÇED Yönetmeliği Uygulamaları başlıklı Genelgesi’nin içeriği ve bu davada geçerli olup olmayacağı sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
“Bazı kararlarda ÇED raporunun belli yerleri eksik diye karar verilmiş oluyor. O zaman o eksikliği giderip yeniden bir ÇED raporu düzenlenebiliyor. Ama bu davada çok net ifadeler var. Burada koruma altındaki Akdeniz posidonia çayırları tahrip olacak. Fauna ve floraya büyük zararları var. Bunlar ÇED raporundaki bir eksiklik değil, bu fiili bir durum. ÇED raporunda bir eksiklik yok bizde. Yat limanı olmaması gerekir diye çok net raporlar var. Raporda bizim için en önemli olan şey, kesinlikle yapılamaz diyor. Hukuki olarak bu karar karşısında yeniden bir ÇED süreci başlamaması lazım. Yer olarak burası uygun değildir diyor çünkü bilirkişiler.”

MUÇEP PROJENİN DATÇA’YA VERDİĞİ ZARARLARI SIRALAMIŞTI
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), ÇED olumlu kararının alınmasından hemen sonra yayınladığı bilgilendirme broşüründe, Proje ile ilgili tartışmalar ve dava süreçleri tamamlanmadan “kaçak” olarak inşaatın başlatıldığını ve projenin verdiği zararları sıralamıştı:
- Proje alanının içinde kalan kıyıların doğal yapıları denizi doldurarak tahrip edilmiştir.
- Topan Ada olarak bilinen kayalık tamamen haritadan silinmiştir.
- İnşaat alanı içinde olup, korunması gereken üç adet Anıt Roma Mezarlarının çevreleri herhangi bir izin alınmadan kazılmış ve bu tarihi eserler doğal tahribata karşı tamamen korumasız bırakılmışlardır.
- Bu Anıt Mezarlar, 1995 yılında 1. derece arkeolojik sit olarak koruma altına alındıkları için, bu alanda herhangi bir kazı veya yapı yapılması yasaktır.
- Seçilen bölge sadece bu mezarları değil, başka arkeolojik yapıları da içermektedir. Örneğin, Taşlık plajını geçtikten sonra plaj bitiminde olan bir adet küçük tarihi kilise (şapel), proje sahası dışındadır ama deniz kıyısında yol yapılırken tahribata uğrayıp yıkılmıştır.
Kapasitesi 270 yattan 426+120 ye çıkarılmış olan projeye bir adet yüzer mendirek, altı adet yüzer iskele, 100 ton kapasiteli travel lift ile dört idare binası, 46 odalı otel, restoran, bar, havuz, akaryakıt istasyonu, otopark, yatların bakım ve onarımı için 120 yat kapasiteli çekek yeri eklenmişti.
Projede yapılan çalışmalar, henüz ÇED süreci tamamlamadan ve gerekli izinlerin tamamı alınmadan Topan Ada’yı yok etmişti. Taşlık Plajı ise beton dolgu ile doldurulmuştu.

Datça kent merkezindeki Taşlık Plajı’nın tamamen halka kapatılacağı; şehrin doğal dokusuna, Ilıca Göleti’ne ve denize zararlar vereceği, Datça’yı telafisi imkansız yıkıma doğru sürükleyeceği sebebiyle yurttaşlar projeye itiraz ediyor.

NE OLMUŞTU?
Proje, ilk olarak 1998 yılında ‘Yap-İşlet-Devret’ modeliyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilmişti. Projeye çevre örgütleri, belediyeler ve yerel halktan itirazlar yapılmıştı. İnşaat, gerekli izinler alınmadan “kaçak” olarak başlatılmıştı.
2021’de projeyi büyütülerek “ekolojik” olduğu iddiasıyla “taş dolgu mendirek yerine yüzer mendirek ve iskele teknolojisinin kullanılması kararı” alınarak, ÇED sürecine dahil olmuştu.
Datça Yat Limanı projesi için 17 Haziran 2021 tarihinde ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ yapılmış ve 10 Aralık 2021’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ÇED raporu sunulmuştu.
1. İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı ise 11 Ocak 2022’de yapılmıştı.
İDK toplantısı sonucunda Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü görüşlerinin eksikliği ve projenin çevresel etkilerine ilişkin eksik değerlendirmelerin tamamlanması için ÇED süreci durdurulmuştu.
Tüm itirazlara rağmen yeniden başlatılan ÇED süreci sonucunda projeye, 30 Ocak 2024 tarihinde “ÇED olumlu” kararı verilmişti.
“ÇED Olumlu” kararına karşı açılan davanın bilirkişi keşfi 30 Mayıs 2024’te gerçekleştirilmişti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Gizem Özcan 13 Haziran 2024’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması istemiyle proje ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na soru önergesi vermişti.
10 farklı uzmanlık alanında hazırlanan bilirkişi raporu 1 Ekim 2024’te açıklanmıştı.
*Bu haber, bir Avrupa Birliği projesi olan Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi projesi kapsamında Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir. İçerik tamamıyla Gündem Fethiye‘nin sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
