Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Gizem Özcan, “Süper izin yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Kanunu’nun yürürlüğünü durdurma ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Danıştay’a yapılan başvuru süreçleri devam ederken Akbelen’deki zeytin ağaçlarının sökülmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
“Süper izin yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Kanunu’nda doğrudan koordinatları verilen ve Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda bulunan zeytinliklerin 15 Eylül 2025 sabah saatlerinde jandarma ve iş makineleriyle sökümüne başlanmıştı.
Zeytinlikleri savunmaya giden İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık, Halil Şallı, Seçil Şallı ve Serpil Şallı gözaltına alınarak; Milas Jandarma Komutanlığı’na götürülmüşlerdi. Gözaltına alınan dört köylü, “iş yeri konut dokunulmazlığını ihlal” ve “şirketi maddi zarara uğratma” suçlamalarıyla ifadelerini verdikten sonra serbest bırakılmıştı.
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, yasanın iptali için AYM ve Danıştay süreçleri devam ederken İkizköy’deki zeytin ağaçlarının sökülmesini TBMM gündemine taşıdı.
Devam eden hukuki süreçlere rağmen yapılan kesimlerin, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını vurgulayan Özcan; köylülerin itirazlarına, bilim insanlarının uyarılarına ve çevre mücadelesi yürüten demokratik kitle örgütlerinin tepkilerine rağmen 19 Temmuz 2025’te TBMM’de kabul edilen yasayla zeytinliklerin madencilik faaliyetline kurban edilmek istendiğini belirtti.
CHP olarak dün (17 Ağustos 2025) AYM’ye başvurduklarını ve başvurunun diğer siyasi partiler ile bağımsız milletvekillerinden destek gördüğünü ifade eden Özcan, Kanun’un yürürlüğünü durdurma ve iptali istemiyle yapılan başvuruya köylülerin ve ekoloji mücadelesi yürüten yurttaşların, AYM önünde toplanarak destek verdiğini vurguladı.


Ayrıca Resmî Gazete’de 4 Ağustos 2025 tarihinde yayımlanan “Maden Kanunu’nun Geçici 45. Maddesinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar” için Danıştay 8. Dairesi’ne yürütmenin durdurulması talebiyle dava açıldığını da hatırlatan Özcan, Kanun’un Muğla’yı etkilemesine ilişkin veriler hakkında şu ifadeleri kullandı:
“25 köy doğrudan maden sahasında kalacak, toplamda 57 köy etkilenecek; yaklaşık 5 bin 670 bina zarar görecek; 42 bin 550 dönüm zeytinlik alan ve yaklaşık 820 bin zeytin ağacı taşınacak veya yok edilecek; 187 bin 620 dönüm orman alanı, 104 bin 900 dönüm tarım alanı ve 12 bin 980 dönüm doğal sit alanı geri dönülmez biçimde etkilenecektir.”
Özcan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
7554 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesi’nde iptali için süreç devam ederken şirketin zeytin kesimine başlaması hukuki güvenlik ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşıyor mu?
4 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Maden Kanunu’nun Geçici 45. Maddesinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar’ hakkında yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a dava açılmışken, bu yargı süreci sonuçlanmadan başlatılan söküm işlemleri; yürütmeyi durdurma kararı verilmesi halinde geri dönülmez nitelikte ekolojik tahribata ve hukuka aykırılığın ağırlaşmasına yol açmayacak mıdır?
Sayım, kesim ve taşıma işlemi yapılan arazilerin, amaç dışı kullanım izni var mıdır? Amaç dışı kullanılmasına dair kamu yararı kararı alınmış mıdır?
Maden Kanunu’nun Geçici 45. Maddesi’nde ‘…madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınması…’ ibaresi bulunmaktadır. Buna göre; ne kadarlık bir alanda kaç adet zeytinlik ağaç nereye taşınacaktır?
Taşıma işlemi için gerekli sökme taşıma izinleri verilmiş midir? Taşınacak bölgenin mülkiyeti kime aittir?
Maden Kanunu’nun Geçici 45. Maddesi’nde ‘…Zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda … iznin öncesinde aralarında biyolog ve ziraat mühendisinin de bulunduğu uzman kişilerden alınan görüşler doğrultusunda Bakanlıkça belirlenecek alanda… ve taşınamayan zeytin ağacı sayısının en az iki katı zeytin ağacı ile oluşan zeytin sahası tesis edilmesi zorunludur’ ibaresi bulunmaktadır. Buna göre; taşınması mümkün olmayan kaç adet zeytin ağacı vardır? Kimlerden uzman görüşü / rapor alınmıştır? Bu raporlar kamuoyuna açıklanacak mıdır?
Taşınması mümkün olmayan zeytin ağaçları için nerede, ne kadarlık zeytin sahası tahsis edilmiştir?
NE OLMUŞTU?
Teklif, 13 Haziran’da TBMM Başkanlığı’na sunuldu. 19 Haziran’da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşmeler başladı.
Muğla başta olmak üzere farklı kentlerden gelen yurttaşların komisyona alınmaması, AK Parti ve muhalefet partileri arasında fiziksel tartışmalara yol açtı. Avukat Yakup Okumuşoğlu Meclis’te yerde sürüklendi.
26 saat süren görüşmelerin sonunda teklif, 20 Haziran’da komisyon tarafından kabul edildi.
Ardından torba yasa kapsamında TBMM Genel Kurulu’na geldi. Bu süreçte Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nı korumak için bir araya gelen ve Akbelen Ormanı’nın kesilmesinden sonra da köyleri maden tehdidi altında olan İkizköylüler, 3 Temmuz’da Ankara’daki Cemal Süreyya Parkı’nda nöbete başladı.
Köyleri yasadan doğrudan etkilenecek olan İkizköylüler görüşmelerin devem ettiği sırada, 16 Temmuz’da “süper izin yasasına” karşı açlık grevi başlattı. Açlık grevi, 19 Temmuz akşam saatlerinde yurttaşların sağlık problemleri nedeniyle hastaneye kaldırılmalarının ardından sona erdi.
Yasanın Genel Kurul’da görüşülmesi ise 8 Temmuz’da başladı. Görüşmeler sırasında muhalefet vekilleri ile AK Parti milletvekilleri arasında arbedeye varan tartışmalar yaşandı.
YASA NE GETİRİYOR?
İlk maddeye göre, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinde “ÇED gerekli değildir” kararının yanlış yorumlandığı öne sürülerek şirketlerin, gerekli izinleri alabilmesi için ÇED sürecinin tamamlanması gerekliliği ortadan kaldırılıyor.
İkinci maddeyle maden sahalarının çevresel rehabilitasyonu için ödenen çevre uyum teminatlarının yerine “rehabilitasyon bedeli” sistemi getiriliyor.
Üçüncü maddede ise madencilik faaliyetleri için izin süreçleri yeniden yapılandırılıyor. İlgili kurumlar izin başvurularına üç ay içinde yanıt vermezse ek bir aylık sürenin ardından “izin verilmiş” sayılıyor.
Diğer yandan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) talebiyle devlet ormanlarında madencilik faaliyetleri için 24 ay süreyle bedelsiz izin veriliyor; bu süre gerektiğinde 12 ay daha uzatılabiliyor.
Dördüncü maddeyle stratejik veya kritik madenler tanımı değişiyor, acele kamulaştırma uygulanabiliyor ve zorunlu maden stoku tutma yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor.
Beşinci maddeyle ruhsat bedelinde yüzde 30 oranında indirim yapılıyor. Bunun yanında rehabilitasyon bedeli ruhsat bedelinden ayrıştırılarak ruhsat bedeli kadar bir tutarın rehabilitasyon bedeli olarak ödenmesi zorunlu hale getiriyor.
Ayrıca, ruhsat bedelinin devlet bütçesine giden pay yüzde 50’den yüzde 70’e çıkarılıyor. Bedellerin ödenmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde madencilik faaliyetine son verilmesi öngörülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, izin sahibi kamu kurum ve kuruluşunun bütçesinde ayırdığı ödenekleri rehabilitasyon amacıyla kullanabiliyor.
Altıncı maddeyle Teklif ile ruhsat sahiplerinin işletme ruhsat bedeli kadar rehabilitasyon bedeli ödemesi zorunlu hale getiriliyor. Tahsil edilecek işletme ruhsatı bedelinde yapılan indirim, asgari devlet hakkı miktarı da ruhsat bedelinin yüzde 50 fazlası kadar artırılıyor.
Diğer yandan krom madeni, Londra Metal Borsası’nda işlem görmediğinden, 3213 sayılı Maden Kanunu’na ekli 3 sayılı tablodan çıkarılarak genel hükümlere tabi oluyor.
Yedinci maddeyle arama ruhsatı düzenlenebilmesi için yatırım teminatı zorunluluğu getiriliyor. Ayrıca, IV. Grup madenlerin bent olarak ayrı ayrı ruhsatlandırılmasına imkân tanınabiliyor.
Sekizinci maddeyle arama döneminin sonuna kadar, üç boyutu ve miktarıyla rezervin belirlenmesi yükümlülüğü ve projede sunulan taahhüde uyulmaması hâli için teminatın iradı yaptırımı, asgari faaliyetlerin yapılmaması hâlinde ise ruhsat iptali yaptırımı öngörülüyor.
Ayrıca, programın iki yıl üst üste yüzde 50’nin altında gerçekleştirilmesi durumunda ruhsat iptal ediliyor. İşletilebilir rezerv bulunamayan durumlar için ruhsat bedeli ve ihale bedeli iade ediliyor.
Dokuzuncu maddeyle ruhsat süresinin uzatılması taleplerinin uygun bulunabilmesi için asgari üretim faaliyeti yapılması şartı getiriliyor. Bu asgari üretim şartının detaylarının ise yönetmelikle belirlenmesi bekleniyor.
Diğer yandan vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair belge ibrazına, rehabilitasyon bedeli iadesi başvuruları da dâhil ediliyor.
10’uncu maddeyle herhangi bir sebeple hükümden düşmüş, terk edilmiş veya taksir edilmiş bütün alanların; ihaleyle ruhsatlandırılması yerine, rezerv varlığına ilişkin herhangi bir verinin bulunmaması durumlarında alanların genel hükümlere tabi olarak ruhsatlandırılabiliyor.
Ancak, II. Grup (b) bendi ve IV. Grup maden alanlarının sahayla ilgili konum, rezerv ve geçmiş bilgiler doğrultusunda Genel Müdürlük kararıyla ihaleyle verilebiliyor.
AK Parti’nin verdiği önergeyle teklifin 11’inci maddesindeki yeni değişiklikle ise 3213 sayılı Maden Kanun‘a eklenen geçici 45’inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan “öncelik verilmek suretiyle” ibaresinden sonra gelmek üzere, “taşınan ve taşınamayan zeytin ağacı sayısının en az iki katı zeytin ağacı ile oluşan” ibaresi eklendi.
Yapılan değişiklikle zeytinliği taşınacak olan köylülere; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından uygun görülen ya da maden sahalarının bulunduğu il sınırlarındaki KİT’lere ait taşınmazlarda yer alan zeytinlikler, değerinin yüzde biri üzerinden 20 yıl süreyle doğrudan kiralanabilecek.
Diğer yandan teklifin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi olan şirketlere, elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla yürüttükleri madencilik faaliyetleri için zeytinlik sahalarında izin verilebilecek. Bu iznin verilebilmesi için madencilik faaliyetinin başka bir alanda yürütülmesinin mümkün olmadığının tespiti gerekiyor ve “kamu yararı” şartı aranıyor.
Faaliyetin yürütüleceği alandaki zeytin ağaçlarının mümkün olduğunca aynı il veya ilçe içerisinde başka bir alana taşınması gerekiyor. Ancak taşınması mümkün olmayan zeytin ağaçları olması halinde bile madencilik faaliyetine izin verilebilecek. Madencilik faaliyetlerine izin verilen şirketler, taşınan veya zarar gören ağaçlar için eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik tesis etmekle yükümlü tutuluyor.
MUĞLA NASIL ETKİLENECEK?
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), kanun teklifi ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı ve Muğla’da 48 köy ve mahalle acele kamulaştırma ve yerinden edilmeyle karşı karşıya kalabileceği belirtildi.
MUÇEP’in araştırmasına göre, Muğla’da etkilenecek köy ve mahalleler ile nüfusları şu şekilde:
| Mahalle/Köy | Nüfus |
| Kuzyaka | 756 |
| Kısırlar | 462 |
| Söğütçük | 1631 |
| Çiftlikköy | 492 |
| Karacahisar | 708 |
| Pınararası | 189 |
| Çamköy | 775 |
| İkizköy | 218 |
| Karacaağaç | 144 |
| Bağdamları | 1654 |
| Sekköy | 44 |
| Bayırköy | 338 |
| Akçakaya | 294 |
| Fesleğen | 791 |
| Hasanlar | 367 |
| Çakıralan | 237 |
| Gürceğiz | 188 |
| Türkevleri | 826 |
| Yoğunoluk | 348 |
| Dereköy | 267 |
| Pınarköy | 517 |
| Hüsamlar | 346 |
| Çamlıca | 254 |
| Kalem | 526 |
| Alatepe | 362 |
| Kultak | 392 |
| Çaybükü | 321 |
| Gökpınar | 732 |
| Bozüyük | 1060 |
| Bağyaka | 337 |
| Kapabağ | 546 |
| Eskihisar | 560 |
| Bencik | 1751 |
| Köklük | 479 |
| Kafaca | 1511 |
| Akçaova | 1708 |
| Salihpaşalar | 384 |
| Bayır | 6301 |
| Bahçeyaka | 624 |
| Hisarardı | 397 |
| Hacıbayramlar | 588 |
| Yeniköy | 349 |
| Şahinler | 633 |
| Yeşilbağcılar | 849 |
| Kırık | 201 |
| Gökgedikköyü | 402 |
| Yayla | 249 |
| Yava | 238 |












