CHP Muğla Milletvekili Suat Özcan, doktorların sorunları ile ilgili soru önergeleri vermeye devam ediyor. Özcan, bugün TBMM Başkanlığı’na 3 soru önergesi daha sundu.
CHP Muğla Milletvekili Suat Özcan, pandemi sürecinde yükleri kat kat artan doktorların sorunları ile ilgili kendisine gelen mektuplardan oluşan bir ‘sorunlar dosyası’ hazırladı. Dosyada doktorların ilettiği sorunlardan yola çıkarak soru önergeleri hazırlandı. Hazırlanan 39 soru önergesinin dördü dün TBMM Başkanlığı’na sunulurken, bugün ise; İntörn Hekim sorunlarını, Emekli Hekimlerin sorunlarını, Hekim esenliği ve tükenmişlik sorunlarını içeren 3 soru önergesi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması talebiyle TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
“DİŞ HEKİMLİĞİ ÖĞRENCİLERİ, HASTA BAKIM SÜREÇLERİNDE MASRAFLARI NEDEN KENDİLERİ KARŞILAMAKTADIR?”
Öğrenci/İntörn hekimlerinin sorunlarının ele alındığı soru önergesinde, “Diş Hekimliği eğitim süreci eğitimin gerektirdiği malzemelerin öğrenciler tarafından karşılanması sebebiyle ekonomik açıdan oldukça maliyetlidir. Ayrıca fakülte sonrası staj döneminde olan öğrenciler staj ücreti almamakta, bu süre zarfında baktıkları hastaların masraflarını da kendileri finanse etmektedir. Bakanlığınızın ya da üniversitelerin bu süreçte almış olduğu en ufak bir ekonomik sorumluluk yoktur. Ekonomik anlamda dezavantajlı öğrenciler çalışan ve emekli diş hekimlerinin ya da üst dönem meslektaşlarından aldıkları maddi yardım ya da teknik donanım ile eğitim süreçlerini tamamlamaya çalışmaktadır” ifadeleri kullanılarak şu sorular yöneltildi:
- Diş Hekimliği toplumsal ve bireysel sağlığın en önemli adımlarından biri iken, diş hekimi eğitimi sadece ekonomik olarak seçkin ailelerin çocukları tarafından okunabilecek bir şekilde mi tasarlanmaktadır? Evet ise nedenini açıklar mısınız? Hayır ise mevcut şartlardan haberdar mısınız?Diş hekimliği fakültesinde öğrenim gören hekim adayları eğitim hayatları boyunca piyasada oldukça yüksek fiyatlara satılan (çoğunluğu ithal olan) malzemeleri kendi almaktadır. Bunun nedenini açıklar mısınız?
- Diş Hekimliği öğrencileri neden 4 ve 5. sınıflarda hasta bakım süreçlerinde masrafları kendileri karşılamaktadır? Sebebini detayları ile açıklar mısınız?
- Diş Hekimliğinde Uzmanlık Sınavı (DUS) yılda sadece bir kez yapılmakta ve sınav hakkında şeffaf bir süreç yürütülmemektedir. Sınav sonuçlarını neden açıklamamaktasınız?
- Diş hekimleri uzmanlık sınavı kontenjanlarının oldukça az olduğunu belirtmiştir. Kontenjanlar neye göre belirlenmektedir, süreçleri paylaşır mısınız? Yakın zamanda kontenjan artışı planlanmakta mıdır?
“BİRÇOK HEKİM EŞİTSİZLİK SEBEBİYLE EMEKLİ OLMAKTAN ÇEKİNDİKLERİ DİLE GETİRDİ”
Hekimlerin emeklilik süreçlerinde yaşadıkları sorunları gündeme getiren Özcan, soru önergesinde hekimlerin emeklilik süreçlerinde adaletsizlik yaşandığını ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
“Hekimlerin emeklilik süreçleri; hekimlerin çalışma süreleri boyunca kamunun farklı alanlarında farklı kanuna tabi olarak çalışmaları sebebiyle, çok ciddi bir eşitsizlik ile adil olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Hekimler bu adaletsiz durumdan memnun olmadıklarını dile getirmekte ve süreçlerin iyileştirilmesi için talepte bulunmaktadır.
2008 senesinde yapılan yasal değişiklik ile memurlar 5510 ve 5434 sayılı kanunlara tabi olarak iki sınıfa ayrılmıştır. Bu süreci takip eden şekilde, ‘hekim maaşı iyileştirme’ adı altında yapılan tüm iyileştirme ve maaş artışları; 5434 sayılı kanuna bağlı 2008 öncesi memuriyete başlayan hekimlere yapılmış, 5510 sayılı kanuna tabi olan 2008 sonrası memuriyete başlayan çok sayıda hekim ise hiçbir iyileştirmeden yararlanamamıştır. 5510 sayılı kanuna tabi hekimler emekli olduklarında 5434 sayılı kanuna tabi hekimlere göre çok düşük emekli maaşı almak durumunda kalacaklardır. Birçok hekim bu eşitsizlik sebebiyle emekli olmaktan çekindikleri dile getirmektedir.
Ayrıca bu düzenleme kadın hekimleri daha da dezavantajı bir konuma sürüklemiştir. 2008 öncesi memuriyete askerlik yoluyla başlamış olan erkek hekimler -emekli sandığı sicil numarası aldıkları için- 5434 sayılı kanuna tabi iken, aynı 2008 sonrası memuriyete başlamış kadın hekimler 5510 sayılı kanuna tabi hale getirilmiş, bu sebeple aynı dönemde mezun olmuş ve aynı dönemde işe başlamış, aynı işi kamunun farklı kurumlarında gerçekleştiren hekimler arasında cinsiyete dayalı bir eşitsizlik oluşmuştur. Bu eşitsizlik hekimlerin emeklilik süreçlerine de yansımıştır.
Diğer bir sorun da, emekliliğe hak kazanan daha öncesinde SSK ve BAĞKUR çalışanı iken sonra memuriyete geçip emekli sandığı emeklisi olacak hekimler makam tazminatı alamamaktadır.”
Özcan, Bakan Koca’nın yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
- Aralık 2021’de TBMM gündemine getirip sonra geri çekilen iyileştirme örnekleri gibi bir düzenlemeyi tekrar TBMM gündemine getirdiğiniz zaman yukarıda sözü edilen eşitsizliği ortadan kaldıracak şekilde düzeltilmesini planlıyor musunuz?
- Ocak 2022 itibari ile, yıllarca aynı şartlarda 25 yıl çalışan ve emekli olan iki hekimden 5434 sayılı kanuna bağlı olan ne kadar emekli maaşı almaktadır, aynı şekilde 5510 sayılı kanuna bağlı olan ne kadar emekli maaşı almaktadır? Ek madde 84’e göre verilen tazminat her iki hekimde nasıl işletilmektedir?
- Emeklilikle ilgili yapılan ve yapılacak tüm iyileştirme ve düzenlemeler 2008 sonrası memuriyete başlayanları da kapsayacak şekilde yapılacak mıdır?
- Emekliliğe hak kazanan daha öncesinde SSK ve BAĞKUR çalışanı iken sonra memuriyete geçip emekli sandığı emeklisi olacak hekimlerin makam tazminatı konusunda bir planlamanız var mıdır?
“HEKİMLER VE HEKİM ADAYLARI ESENLİKLERİNİN KÖTÜ DURUMDA OLDUĞUNU İFADE EDİYOR”
Pandemi sürecinde büyük fedakarlıkta bulunan doktorların tükenmişlik süreçlerini gündeme getiren Özcan, “Manevi ve maddi koşullarla mücadele, insan sağlığına ve tıp bilimine yüksek adanmışlık ile tıp fakültesini bitirdiklerini ve ülkemizde yaşayan insanların sağlık ve esenlik durumlarını iyileştirmek için üzerine uzmanlaşma gibi daha da ileri süreçleri tercih ettiklerini belirten hekimler; her gün artan, engellenmediği için arsızlaşan psikolojik ve fiziki şiddet vakaları (sözel kötü muamele, darp ve ölümler vb.), gün geçtikçe derinleşen mesleki itibarsızlık, hayatın ve mesleğin akışına ters düşük ücretten dolayı tükenmişlik süreçleri ile bireysel bir şekilde baş etmeye çalışmakta olduklarını dile getirmektedir. Hastaneye mutsuz, değersiz bir halde gittiklerini ve bu durumun ne kadar daha süreceğini ön göremediklerini vurgulayan hekimler; derin depresyon ve buna bağlı ilaç kullanımı, başka ülkelere göç etme ya da istifa yoluyla kamusal alandan özel hizmet alanına geçme düşünceleri ya da eylemleri ile günü geçiştirdiklerini ifade etmektedir. Özetle hekimler ve hekim adayları esenliklerinin kötü durumda olduğunu ve hekimlerin çalışma şartları ve ücretleri hakkında Sağlık Bakanlığı’nın gelecek politikalarını bilmek istediklerini ifade etmektedirler. İstifa eden hekimlerin yerine yeni hekim gelmediği için bu sağlık politikası hem hizmet sağlayan hekimleri hem de hizmet alan vatandaşları mağdur etmektedir” ifadelerini kullanarak, Bakan Koca’ya şu soruları yöneltti:
- Mesleklerini gerçekleştirmek, geleceğe yönelik planlar yapabilmek ve mesleğin ve hayatın akışına uygun ücret talebinde olan hekimlerin yaşadıklarından haberdar mısınız? Evet ise bu durumu düzeltmek için ne yapacaksınız? Hayır ise neden haberdar değilsiniz?
- Hekim yetiştirme süreçlerinin devlete, aileye ve bireye olan ekonomik ve beşeri karşılığını göz önüne aldığınızda, yetişmiş insan gücünü bu konuda hiçbir yatırım yapmamış ülkelere göndermeyi uygun gören politika metnini bizimle paylaşır mısınız? Hangi program ya da politika alanı bu göçü kabul edilebilir kılmaktadır?
- Hekim yetiştirme süreçlerinin devlete, aileye ve bireye olan ekonomik ve beşeri karşılığını göz önüne aldığınızda, yetişmiş insan kaynağını ve sağlık hizmetini ekonomik bir alışverişe dönüştüren özel sektör hastanelerine göndermeyi sosyal devlet ilkesi kapsamında nasıl açıklarsınız?
- Hükümetiniz sağlığı hak temelli bir sosyal hizmet olarak mı yoksa bir ekonomik odaklı bir alışveriş olarak mı kurgulamaktadır?
- Mevcut süregelen süreçleri göze aldığınızda gelecekler kuşakların Tıp Fakültesi okumasını nasıl garanti edeceksiniz? Eğer, sınava giren nüfusa güvenerek bir projeksiyon yapmıyor iseniz; başarılı, çalışmaya azimli ve bilime inanan bir grubu küstürerek fakülte tercihlerinde nasıl bir öğrenci grubu hedefliyorsunuz?
- Bakanlığınız döneminde, Bakanlığınızda çalışan kaç hekime malpraktis davası açılmıştır? Bu davalar nasıl sonuçlanmıştır? Dava süreçlerinde hekimlere kurumsal destek verilmiş midir, süreçleri adım adım açıklar mısınız?
- Adalet Bakanlığı ile malpraktis davalarının yürütülmesi sürecinde bilirkişi hekim tayin edilmesi ile ilgili bir protokolünüz var mıdır? Eğer hayır ise malpraktis davalarına müdahil olan hekimler, karar verici hakimlerin ‘malpraktis’ ve ‘komplikasyon’ ayrımı yapamadıkları için süreçleri hekimlik mesleğinin doğal akışına ters bir şekilde yönlendirdiklerini düşünmektedir. Bu konuda Adalet Bakanlığı ile aranızda bir toplantı, karar alma ya da protokol çalışmaları olmuş mudur? Evet ise paylaşır mısınız? Hayır ise neden yapılmadığını nedenleri ile açıklar mısınız?