Muğla’nın Bodrum ilçesinde “Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçundan dört yıl üç ay hapis cezası alan sanık hükmen tahliye edildi. BKD’nin açıklamasında, “Mahkemenin suçu kabul etmiş olması ile failin aynı gün adliye koridorlarından serbestçe çıkabilmesi arasındaki bu çelişki, sorunun bu dava özelinde yargılamadan çok ceza ve infaz sisteminden kaynaklandığını göstermektedir” denildi.
Muğla‘nın Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren restoranın 60 yaşındaki işletme sorumlusu M.D, “Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçundan 4 Ekim’de gözaltına alınarak tutuklanmıştı.
Olay, 16 yaşında komi olarak çalışan kız çocuğunun 18 Eylül’deki şikayetiyle ortaya çıkmıştı. Söz konusu olayın ilk duruşması 26 Kasım’da, ikinci duruşması ise 17 Aralık’ta görülmüştü.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Davanın karar duruşması, dün (25 Aralık) 14:05’te Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Hakim suçun sarkıntılık düzeyinde kalması nedeniyle alt sınırdan ve cezai indirim uygulayarak dört yıl üç ay hapis cezası verdi, sanık hükmen tahliye edildi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD), duruşmanın ardından sosyal medya hesabından açıklama yayımladı.
Yapılan açıklamada, “Sanığın tutuklu kaldığı sürenin cezadan mahsup edilmesi ve tahliye koşullarının oluştuğu gerekçesi ile serbest bırakılması, cinsel şiddetin yani suçun etkisizleştirilmesi sürecini beraberinde getirmiştir” denildi.
Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:
“Mahkemenin suçu kabul etmiş olması ile failin aynı gün adliye koridorlarından serbestçe çıkabilmesi arasındaki bu çelişki, sorunun bu dava özelinde yargılamadan çok ceza ve infaz sisteminden kaynaklandığını göstermektedir.
Kadın ve çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlarında fail yani erkekler lehine işleyen tahliye koşulları ve infaz sistemi, şiddeti caydırmamakta aksine ‘yattığı kadar’ anlayışıyla sıradanlaştırmaktadır. Bu durum, çocukları ve kadınlara yönelik suçları değil erkek faillerin özgürlüğünü önceleyen politik bir tercihtir.”
“CEZASIZLIK DÜZENİNİN TOPLUMSAL KARŞILIĞINI AÇIKÇA ORTAYA KOYMUŞTUR”
“Tahliye kararının ardından adliye koridorlarında yaşananlar, bu cezasızlık düzeninin toplumsal karşılığını açıkça ortaya koymuştur” ifadesinin yer aldığı açıklamada, şunlar aktarıldı:
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
“Failin serbest bırakılması, bir beraat kararı yokken dahi, adeta suçsuzluğun ilanı gibi kutlanmıştır. Tahliyenin fail için aklanmaya, cinsel şiddete maruz kalan çocuk için adalete ne oldu soruları ile başbaşa bırakıldığı bir sürece dönüşen bu tabloyu asla kabul etmiyoruz.
Yargılama sürecinde sanık müdafisinin izlediği savunma çizgisi ise bu düzenin nasıl yeniden üretildiğini göstermiştir. Savunma, eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak yerine davayı ‘medyatik’ olarak nitelendirmiş, çocuğa yönelik neredeyse ‘nerden çıktı bu dava?’ dercesine bir savunmaya imza atmıştır.”
Dava sürecinde sanık avukatı tarafından yapılan savunmada, cinsel istismara maruz bırakılan bir çocuğun nasıl davranması gerektiğine dair “beklenti içeren davranış profilleri çizildiği” vurgulanan açıklamada, çocuğun yaşadığı travmanın yok sayıldığına denilirken şu ifadelere yer verildi:
“Bu yaklaşım, çocuk haklarını ve kadın haklarını açıkça ihlal eden, mağduru hedef alan ataerkil ve erkekler arası güç birliğinin savunma dilidir. Bu yaklaşım, çocuk haklarını ve kadın haklarını açıkça ihlal eden, mağduru hedef alan ataerkil ve erkekler arası güç birliğinin savunma dilidir.”
BKD’nin açıklamasında ayrıca, “Savunma makamı işi öyle bir noktaya vardırdı ki ülkenin ‘Afganistan olmadığı’ söylemiyle bu suç Türkiye’de işlenemez deme noktasına kadar getirebilmiştir. Karşılaştırma kurarken, bu söylem ne hukuki ne de savunma stratejisi olamayacak kadar işlevsizdir” ifadesinde bulunuldu.
“FAİLİN SUÇUNU ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞAN AÇIK BİR AKLAMA PRATİĞİDİR”
Sanık avukatının, dosyayı savunma sürecindeki beyanlarına değinilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Erkek şiddetini relativize eden, kamuoyuna yönelik yanıltıcı bilgilerle ön almaya çalışan ve çocuk davalarında taraf olan hak savunucularını hedef göstererek linç kültürünü besleyen bir provokasyondur. Bu bir savunma değildir, failin suçunu ortadan kaldırmaya çalışan açık bir aklama pratiğidir.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Bugün gelinen noktada bir kez daha görüyoruz ki çocuklara yönelik cinsel şiddet yalnızca mahkeme salonlarında değil, infaz politikaları, savunma dilleri ve toplumsal tepkiler aracılığıyla da yeniden üretilmektedir.”
Son olarak “Cinsel istismarın sabit olduğu bir dosyanın tahliye ile sonuçlanması adalet değildir. Erkeklerin özgürlüğü, çocukların dokunulmaz beden bütünlüğünden daha değerli değildir. Bu cezasızlık düzenini normalleştirmiyor, bu şiddeti unutmuyor ve bu failleri aklamıyoruz” denildi.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!













