Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, çocukların karşılaştığı hak ihlallerini vurgulayarak, devlet politikalarının yetersiz olduğunu belirtti. Dernek, Türkiye’de 2024’te 516 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini, 695 çocuğun ise iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler tarafından, 1989 yılında dünya genelinde çocukların maruz kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla her yıl 20 Kasım’da kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü ile alakalı Bodrum Kadın Dayanışma Derneği bir açıklama yayımladı.
20 Kasım’ın dünya genelinde çocuk haklarının korunmasını ve çocukların karşı karşıya kaldığı hak ihlallerine dikkat çekilmesini amaçlayan bir farkındalık günü olduğu ifade edilen açıklamanın başında şu ifadelere yer verildi:
“Böyle olmasına rağmen, tüm dünyada çocuk olmak, onlar adına her kararı ve her yaptırımı kullanma hakkına sahip olan yetişkinler tarafından kabul edilen bir yaklaşım olarak görülmektedir. Bu yetişkinler ebeveyniniz, okulunuzdaki öğretmeniniz veya sokaklarda kol gezen şiddet dalgasını benimsemiş insanlar olabilir.”
Açıklamada, çocuk hakları ifadesi kullanılıyorsa; çocukların dokunulmazlık ve zarar görmeme hakkının tanımlanması anlamına geldiği ifade edildi
Çocukların, yetişkinler tarafından kurgulanan ve yaşamak zorunda bırakıldıkları dünyada, korunması gereken ve karar veremez bireyler olarak görülmesi nedeniyle zarar gördüğü ifade edilen açıklamada, “Çocukların maruz kaldığı kötü muamele, insan ticareti, şiddetin eğitici bir figür olarak kabulünün üretildiği alan, cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk, savaş ve istismar, erkek egemen sistemin politikalarının dışa vurumudur” denildi.
Kız çocuklarının toplumsal cinsiyet normları ve eşitsizlikleri nedeniyle daha fazla risk altında olduğu söylenen açıklamada, “Dünya çapında her beş kız çocuğundan biri (650 milyon) çocukken cinsel şiddete maruz bırakılmıştır. Erkek çocukları arasında bu oran, her yedi kişiden birisidir. Bu korkunç tablo, çocukların sistematik olarak koruma mekanizmalarından yoksun bırakıldığını göstermektedir” sözleri kullanıldı.
“TÜRKİYE’DE, 2024 YILINDA 695 ÇOCUK İŞ CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBETTİ”
Kız çocuklarının, toplumsal cinsiyet normları ve eşitsizlikler nedeniyle daha yüksek risk altında olduğunu vurgulayan ifade edilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Dünya çapında her beş kız çocuğundan biri (650 milyon) çocukken cinsel şiddete maruz bırakılmıştır. Erkek çocukları arasında bu oran, her yedi kişiden biridir. Bu korkunç tablo, çocukların sistematik olarak koruma mekanizmalarından yoksun bırakıldığını göstermektedir.”
Açıklamada, Türkiye’de, 2024 yılında 516 çocuğun yaşam hakkının ihlal edildiğini ve 695 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini açıkladı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın verilerine atıfta bulunulan açıklamada, “Ülkede 7 milyon çocuk yoksulluk içinde, 2 milyon çocuk ise derin yoksulluk içinde yaşamaktadır. Bu durum, çocukların eğitim, sağlık ve temel yaşam kaynaklarına erişiminin engellendiğinin açık göstergesidir” ifadelerine yer verildi.
2023 yılında 242 bin 875 çocuk kolluk kuvvetlerine şikayette bulunduğu belirtilen açıklamada, “Bu çocukların yüzde 12’si cinsel istismara uğramıştır. Ancak istismar davalarının üçte birinden fazlası, kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
“ÇOCUK OLARAK VAR OLMA VE ZARAR GÖRMEME HAKKI TARTIŞILAMAZ BİR VAROLUŞTUR”
Günümüzde teknolojinin, şiddetin yeni biçimlerini beraberinde getirdiğini ifade edilen açıklamada, “Kız çocuklarının yüzde 58’i bir tür çevrimiçi tacize maruz kalmaktadır. Bu durum, yalnızca fiziksel değil, dijital alanlarda da çocukların güvenliğini sağlayamayan bir sistemin varlığını göstermektedir” denildi.
Açıklamada, paylaşılan verilerin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığı, bu verilerin çocukların hayatlarında izler bıraktığı ve karar alıcı siyasi mekanizmaların bu konuda yetersiz kaldığı vurgulandı.
Çocukların yaşam hakkını korumak ve temel haklarını sağlamak için gerekli bilgilere sahip olunmasının, bu hakların uygulanabilir politikalarla hayata geçirildiği anlamına gelmediği vurgulanan açıklamada, son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Çocuk olarak var olma ve zarar görmeme hakkı tartışılamaz bir varoluştur. Yetişkinlerin çocuklarla ilgili ihlalleri, ancak o yetişkinlerin çocuklara erişiminin engellenmesinin politik hedef olarak belirlenmesiyle önlenebilir.”