Muğla Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısı 9 Kasım 2023 Perşembe günü yapıldı. Bizler de Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi gönüllüleri olarak Deştin köylüleri ile birlikte meclis toplantısına katıldık.
Meclis toplantısında Bayır/Deştin Tekağaç mevkisinde yer alan entegre çimento fabrikası ile ilgili 1/5000 ölçekli imar planlarının iptalinin görüşülmesini ve tabi ki ardından da planların iptal edilmesini arzuluyorduk ama böyle olmadı. Osman Gürün başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu bu konunun görüşülmesinin gündeme alınmasına dahi izin vermedi.
İYİ Partili Meclis Üyesi Gürsel İnce tarafından gündeme alınsın önerisi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve İYİ Partili meclis üyelerince desteklenirken kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlayan CHP’li meclis üyeleri tarafından reddedildi.
Metal barikatların arkasından toplantıyı izleme durumunda bırakılan Deştin köylüleri ve bizler öneriyi destekleyen meclis üyelerini alkışlarken CHP meclis üyelerinin tavrına isyan ettik. Islıklar, yuhalamalar, “Deştin Çayı Özgür Akacak”, “Havama Suyuma Toprağıma Dokunma” sloganları ile her yer inledi. Öfkelenen halk, metal barikatları devirdi ve Osman Gürün’e öfkelerini haykırıp, meclisi terk etti.
Dışarıda basın açıklaması yaptık. İmar Planlarının neden iptal edilmesi gerektiğini anlattık.
Bir de basın açıklamasında geçen önemli bir husus daha vardı. KARNE!
Bu aydan itibaren bütün meclis üyelerinin imar planları konusundaki tutumları hakkında KARNE vereceğiz.
Kimse Başkan Gürün’ün, diğer partiler de grup başkanlarının arkasına saklanıp, n’payım ben yapmadım o yaptı diyemesin istiyoruz. Her bir meclis üyesi Muğlalılara karşı sorumludur. Her bir meclis üyesinin ismini bu konuda aldığı tutuma göre Muğlalılara duyuracağız, ona karne vereceğiz.
* * *
Bilindiği gibi geçmişte 2007 yılında Deştin köylülerinin açtığı imar planları iptal davasını gören idare mahkemesi birinci Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) iptal oldu diye 2017 yılında Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planlarını iptal etti, ama 2018 yılında Danıştay aşamasında herkesten saklanan ikinci ÇED, Menteşe Belediyesi ve ADOÇİM ortaklığında sahneye sokulunca Danıştay iptal kararını bozdu ve yerel idare mahkemesi de buna uyunca köylüler davayı kaybetmiş oldu.
Mahkeme kararlarına istinaden belediyelerimiz (hem Menteşe hem de Büyükşehir) önce imar planlarını iptal etti sonra gelişmelere bağlı olarak iptal kararını iptal ederek planları geçerli hale getirdi.
Birinci ÇED iptal edildi diye iptal edilmiş planların tekrar geçerli hale getirilmesinin tek sebebi Bakanlıkça onaylanmış ikinci ÇED’in ortaya çıkması.
Tamam, şimdi bu ikinci ÇED de mahkemece iptal edildi.
Menteşe Belediyesi tarafından ÇED iptal diye yapı ruhsatı da iptal edildi ve doğru da yapıldı.
Neden ÇED’e bağlı olarak verilmiş Entegre Çimento Fabrikası amaçlı (imar planları onaylanırken Entegre Çimento Fabrikası amaçlı olduğu özellikle belirtilmiş) bu İmar Planları belediye meclislerimizce iptal edilmiyor?
Dert ne, ne bekleniyor?
Seçilen yerin uygun olmadığı, fabrikaya göre 3 kilometrem yarı çap alan içinde tescilli 13 zeytinliğin olduğu (tescilli olmasa bile tarla vasfında olan 179 parsel zeytinlik var) İl Tarım Müdürlüğü tarafından mahkemeye bildirildi. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü de ‘Biz en az iki tarafı kapalı, verimli ormanlık alanlarda hammadde ocaklarına izin vermiyoruz’ ve ‘çimentocu şirketin hammadde ocakları için bizlere yaptığı hiçbir başvuruyu kabul etmedik’ dedi. Davaya destek olan bilim insanları ve bilirkişi heyetinin ortak kararı, ÇED’deki veriler uyduruk, bilimsel değil, buraya kurulacak çimento fabrikası çevreye zarar verir dedi. Bütün bunlar yetmiyor mu karar vermeniz için?
İkna olmadıysanız, gelin sizi gezdirelim, bir de gözlerinizle görün, böyle bir yere çimento fabrikası kurulabilir mi?
Ama şirket yeni bir ÇED ile gelirse?
Gelsin size ne? Siz seçilen yerin hiçbir şekilde bir çimento fabrikası için uygun olmadığını görmüyor musunuz? Bilim insanlarının ve 2007’den bu yana mahkemelere görüş bildirmiş üç farklı bilirkişi heyetinin raporları da mı size bir fikir vermiyor?
Siz görevinizi yapın, iptal edilmiş eski 1.ÇED’e bağlı olarak verilmiş imar planlarını iptal edin.
Ayrıca, şirket ikinci ÇED’de olduğu gibi hazır rafta bulunan, Bakanlıkça onaylanmış üçüncü bir ÇED çıkaramaz.
Neden?
İkinci ÇED diğer birinci ÇED’in iptal davası sürerken çimentocu şirketin yeni kurduğu ikinci bir şirket üzerinden 2010 yılında hazırlandı ve aynı yılsonu ‘Halkın Katılım Toplantısı’ yaptı. 2014 yılı sonunda da Bakanlıkça halktan gizlenerek onaylandı.
Böyle bir süreci yaşamış ve rafta bekleyen üçüncü bir ÇED yok.
Üçüncü bir ÇED hazırlanamaz mı?
Hazırlanabilir. Büyük ihtimalle de böyle bir ÇED’in hazırlığı içindeler. Çünkü çimento fabrikası gibi gayri sıhhi bir tesisin kurulabilmesi için onaylanmış bir ÇED’inin olması gerekir.
Çimentocu şirket yalan yanlış, kopyala yapıştır, uyduruk bilgilerden oluşmuş üçüncü bir ÇED hazırlayabilir ama önce hazırladığı ÇED’i ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ yaparak halka sunması gerekir.
Sonra eksiklerini giderip, bunu nihai ÇED’e çevirmesi lazım. Bu arada bütün resmî kurumlardan ve belediyelerden de görüş sorması gerekiyor.
Nihai ÇED tamamlandıktan ve onaylandıktan sonra da yine askıya çıkarılıp, halkın görüşünün sorulması gerekir
Böyle bir durum olursa bizler de boş durmayacağız, gereğini yapacağız.
Diyelim ki sunulacak üçüncü ÇED, bütün süreçleri atlattı bizim açacağımız davaları kazandı ve bu davalar kesinleşti, ancak bundan sonra yeni imar planlarının yapılması gündeme gelebilir.
Lütfen siz de görevinizi yapın, 2006 yılında iptal edilmiş, uydurma bir ÇED’e dayalı olarak Bayır Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisince verilmiş olan Entegre Çimento Fabrikası amaçlı İmar Planlarını iptal edin.
Yatağan Termik Santralı’nın tozundan, dumanından, zehirli gazlarından yeterince çekmiş bir halkın yine kömür yakan, toz çıkaran yeni bir kirletici tesisin kurulmasını engelleyerek sağlıklarının daha fazla bozulmasını, işinden ve aşından olarak göçe zorlanmalarını önleyebilirsiniz.
Tek bir kararınızla yüzde 90’ı ormanlık olan 7 bin 751 dönümlük alanı, Bahçeyaka’daki Muğla’nın içme suyu kaynaklarını, tarım için kullanılan Bayır Barajı ve Kazan Göleti’ni, Deştin Çayı’nı, zeytin ağaçlarını, etrafındaki bütün ormanlar yanmış iken yanmadan kalabilmiş ve arıcılık yapılan bal ormanını, kuzugöbeği mantarını, Deştin fasulyesini kurtarabilirsiniz.
Meclis üyeleri olarak asli göreviniz de cennet Muğla’nın havasını, suyunu, toprağını, ormanını bu tür kirletici tesislerden korumak değil mi?
Entegre Çimento Fabrikası amaçlı imar planlarını iptal edin!
Bu bir lütuf değil, sizin göreviniz.
Makina mühendisiyim. İstanbul’dan Muğla’ya bir otel şantiyesinde çalışmak için 1991 yılında geldim. Geliş o geliş. O günden bu yana Muğlalıyım. İnşaat faslından sonra turizmde teknik müdür olarak 17 sene çalıştım. Arada 3 sene Antalya merkezli çalışma var ama o zaman bile Muğla ile bağım kopmadı. Muğla’ya yerleştiğim yıldan bu yana Muğla’nın havasına, suyuna, taşına, toprağına sahip çıkma mücadelesine elimden gelen desteği vermeye çalışıyorum. Gündem Fethiye ile bu vesile ile tanıştık, yazılarımla da bir nebze katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana.
Gündem Fethiye tarafından hazırlanan ve Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçelerinin ortak sınırında yer alan Tekağaç mevkisinde yapılmak istenen entegre çimento fabrikasına karşı Deştinlilerin 40 yılı aşkın süredir devam eden mücadelesini anlatan belgesel dizisi.