Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı çıkan 24 yurttaş, aralarında Bursa Su Kolektifi’nden iki üyenin de bulunduğu, 29 Temmuz 2023’te gözaltına alınmıştı. Bursa Su Kolektifi’nden iki üye, Bursa Adalet Sarayı’nda ifade verdi. Konuya ilişkin Bursa Su Kolektifi basın açıklaması yaptı.
Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda 29 Temmuz 2023’te ağaç kesimine karşı çıkan aralarında Bursa Su Kolektifi üyelerinin de bulunduğu 24 yurttaş gözaltına alınmıştı.
Mahkemeye çıkarılan 24 yurttaş yurt dışı yasağı konularak ertesi gün serbest bırakılmışlardı.
Milas Cumhuriyet Savcılığı, yaklaşık bir ay önce yeni bir iddianame hazırlayarak Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimine yönelik protestolarla ilgili soruşturmayı yeniden başlattı.
Açılan kamu davası sonrasında dün (7 Mart) Bursa Su Kolektifi’nden iki üye, Bursa Adalet Sarayı’nda ifade verdi. İfadelerin ardından Bursa Su Kolektifi, Bursa Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.
Anayasa’nın 56. Maddesi “Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir”, Anayasa’nın 34. Maddesi “Herkes, önceden izin almadan, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ve Anayasa’nın 23. Maddesi “Herkes, seyahat hürriyetine sahiptir” maddelerine atıfta bulunan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa ve kanunlardan güç alan Bursa’dan bir grup arkadaşımız kanunsuz ağaç kesimini barışçıl karşı duruşu göstermek ve köyünü terk etmesi istenen İkizköylüleri desteklemek için 29 Temmuz 2023’te Milas’a gitti. İkizköy girişinde devletin güvenlik güçlerinin barikatıyla karşılaştı. Arkadaşlarımızın orman kesimine karşı daha önce gelen yüzlerce kişinin arasına katılmalarına izin verilmedi.”
Seyahat ve gösteri yürüyüşünün ancak valilik tarafından yasaklanabileceğine atıfta bulunulan açıklamada, “Muğla Valisi’nin bu yönde kararı internete yayınlanmadığı, eğer varsa bu kararın gösterilmesi istendiği halde güvenlik güçlerince hem böyle bir karar olmadığı söylendi hem de engelleme sürdürüldü” denildi.

“İKİ ARKADAŞIMIZA SAVUNMASIZ İNFAZ UYGULANDI”
Akbelen Ormanı’na girmek isteyen Bursa Su Kolektifi’nden iki üyenin darbedilerek gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, “Ertesi günün sabahın çok erken saatlerinde mahkemeye çıkartılan arkadaşlarımıza, yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Ardından arkadaşlarımızın olmadığı duruşmada güvenlik güçlerince verilen asılsız iddialarla yurtdışı yasağına ek olarak haftada iki gün karakolda imza ve Akbelen’e giriş yasağı getirildi. İkinci duruşmada kendini savunma hakkı tanınmadığı için yapılan itiraz mahkemece kabul edilmedi. Böylece iki arkadaşımıza savunmasız infaz uygulandı” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Kolektif üyelerinin sekiz ay boyunca diğer yasaklarla birlikte haftada iki gün karakolda imza vermek zorunda bırakıldığı belirtildi. Ayrıca, yaklaşık bir ay önce Milas Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan yeni iddianame ile Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesiminin üzerinden bir buçuk yıl geçtikten sonra soruşturmanın yeniden başlatıldığı ve bu kapsamda iki kişinin mahkemede ifade verdiği vurgulandı.
Akbelen Ormanı’nın yok edilişinin kanunsuzca olduğu belirtilen açıklamada, “Öncelikle ağaçların kesimine başlandığı tarihte Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen kesim izin süresi dolmuştu. Resmi sayı olarak 18 bin, gerçekte 65 bin ağaç izinsiz kesildi. Daha da önemlisi Akbelen Ormanı, mahkeme kararıyla kapatılması onaylanan termik santrallere kömür sağlamak için katledildi” denildi.

Muğla’daki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallerinin, 1996 yılında Danıştay tarafından onaylanan mahkeme kararıyla kapatılmasına hükmedildiği ancak bugüne kadar hukuksuz şekilde çalıştırılmaya devam edildiği belirtilen açıklamada, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005 yılında santrallerin kapatılması gerektiğine hükmederek Türkiye’nin kapatma kararına uyması gerektiğine hükmetti” sözleri kullanıldı.
Yeniköy ve Kemerköy kömürlü termik santrallerinin 2014 yılında Limak Holding tarafından özelleştirildiği hatırlatılan açıklamada, “Halkın direnişine karşın 2023’te katledilen Akbelen Ormanı’nda kanunen kapatılması zorunlu santraller için 65 bin ağaç kesildi. Ağaç kesimine karşı halkın direnişi büyüdü. Binlerce yurttaş Akbelen Ormanı yok edilme kararına karşı duruş sergilemek için Akbelen’e akın etti. Türkiye’nin en büyük kurumları Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), barolar, Türk Tabipleri Birliği (TTB), muhalif partiler ve daha yüzlerce kurum Akbelen’e gelerek katliama karşı duruşunu gösterdi” sözlerine yer verildi.
“BODRUM HALKI, KÖMÜR ÇIKARMAK İÇİN AÇILAN DEVASA ÇUKUR SAYESİNDE SUSUZ KALDI”
Akbelen’e destek için gelen yurttaşların emniyet güçleri tarafından keyfi olarak engellendiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Kesimden sonra ağaçların altından çıkan antik yapılar da yok edildi. İkizköylüler yüzlerce patlatma, iş makinesi ve kamyonla aylar boyunca sağlıksız, çok yoğun toz bulutuyla yaşamak zorunda bırakıldı. Uzmanların uyardığı gibi Akbelen Ormanı’ndan toprak altına geçerek Bodrum içme suyu barajını dolduran su yok edildi. Tatilcilerin gözde mekanı Bodrum halkı, kömür çıkarmak için açılan devasa çukur sayesinde susuz kaldı.”
“HAKSIZ YERE ASILSIZ SUÇLAMALARLA SORUŞTURMA YÜRÜTÜLEN ARKADAŞLARIMIZIN YANINDA OLDUĞUMUZU BİLDİRİYORUZ”
Akbelen Ormanı’ndaki çalışmaların durdurulduğu hatırlatılan açıklamada, “Bu da bize beklendiği gibi kömür olmadığını düşündürdü. Böylelikle Akbelen Ormanı’nın altındaki kömür varlığını araştırmak için sondaj bile yapılmadan katledildiği ortaya çıktı” sözleri kullanıldı.
Her geçen yıl bir öncekinden daha kurak, susuz ya da aşırı yağışlarla sele dönüşen iklim aşırılıklarının yaşandığı hatırlatılan açıklamada, “İklim krizini artıran derinleştiren kömürü çıkarıp yakmak için iklim krizini engelleyen durduran ormanı yok eden halkın geleceğini hiçe sayılması için de onlarca sayfa itiraz yazabilirdik” denildi.
Yaşam savunucularının asılsız suçlamalar ve adli soruşturmalarla zan altında bırakıldığı belirtilen açıklamada, “Bu uygulamalara karşı duruşumuzu bugün burada bir kez daha göstererek, haksız yere asılsız suçlamalarla soruşturma yürütülen arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu bildiriyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Konuya ilişkin İkizköy Çevre Komitesi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
“Akbelen’de mücadelemize omuz verirken yaralanan arkadaşlarımıza, ardından açılan davalarla gözdağı vermeye çalışanlara sesleniyoruz: Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı korumak suç değildir. Biriz, beraberiz, yanlarındayız!“