Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın kömür madenine dönüştürülmesi için dinamit patlatılmasına karşı mücadele eden köylüler, bugün patlamaların en büyüğünün yapıldığını duyurdu. İkizköylü Esra Işık: “Bize yaşayacak, nefes alacak alan bırakmadılar. Bize üretecek alan bırakmadılar” dedi.
Muğla’nın Milas ilçesinde; orman vasfını koruyan Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için dinamitlerle yok edilmesine ilişkin köylüler, şu ana kadar olan patlamalardan en büyüğünün bugün (14 Aralık) yapıldığını açıkladı. Köylüler, dinamitler nedeniyle evlerinde meydana gelen hasar için hiçbir şey yapılmadığını dile getirdi.
İkizköylü Esra Işık, patlamaları telefonuyla ve evlerinin hemen yanında dinamitlerin patladığını söyledi. Işık, “Bize yaşayacak alan bırakmadılar, nefes alacak alan bırakmadılar. Burada tarlamız var bugün süreceğiz. Bize üretecek alan bırakmadılar. Köyümüzü, evimizi, başımıza yıkanlara; hiçbir şey yapmayanlara yazıklar olsun” dedi.
“BUGÜN ŞİMDİYE KADARKİ EN BÜYÜK PATLATMALARDAN BİRİ YAPILDI”
İkizköylülerin konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İkizköy’de zeytin hasadı, tarla ekim işleri devam ederken Akbelen’de de hız kesmeden maden çalışmaları ve dinamit patlatmaları da devam ediyor. Bugün şimdiye kadarki en büyük patlatmalardan biri yapıldı” ifadeleri kullanıldı.
Şirketin; köylülerin topraklarını, evlerini satın almak istedikleri ama alamadığı dile getirilen açıklamada, “Köyümüzü terk etmiyoruz diye buradan gitmemiz için her şeyi yapıyorlar. Bu yüzden maden çalışmalarına özellikle evlerimizin 100 metre uzağından başladılar” denildi.
“EVLERİMİZDE OLUŞAN ÇATLAKLARDAN DOLAYI BİRÇOK KURUMA BAŞVURMAMIZA RAĞMEN HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”
Açıklamada, dinamitler yüzünden evlerin hasar gördüğü fakat bu konuda yetkililerin bir şey yapmadığı vurgulanarak, şu sözlere yer verildi:
“Evlerimizde oluşan çatlaklardan ve yarıklardan dolayı birçok kuruma başvurmamıza rağmen, yalnızca jandarmanın gelip baktığı ve şikayetlerimizi aldığı günden bu yana hiçbir şey yapılmadı. Aksine savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı biz köylülere tebliğ edildi.”
Evlerin kontrol edilmesi için bir bilirkişi bile tayin edilmediği belirtilen açıklamada, “Burada ne yaşadığımızı görmekten imtina eden savcılık kararına köylü çok öfkeli. Tarlalarını sürüp ekerlerken, evlerinde yaşarken meydana gelen çok sayıda patlatmalara kimsenin tahammülü kalmadı. Köylü öfkeli, köylünün sabrı taşmak üzere” ifadeleri dile getirildi.
“BAŞVURDUĞUMUZ KURUMLAR GÖREVLERİNİ YAPMAMAYA, BİZİ GÖRMEMEYE DEVAM EDERLERSE BU YIKIMI DAHA FAZLA BÖYLE UZAKTAN İZLEMEYECEĞİZ”
Açıklamada, köylülerin can güvenliğinin sağlanması talep edilerek, “Başvurduğumuz kurumlar görevlerini yapmamaya, bizi görmemeye devam ederlerse bu yıkımı daha fazla uzaktan izlemeyeceğiz. İkizköylüler olarak bir an önce yetkililerin görevlerini yapmalarını, kanunları uygulamalarını, can güvenliğimizi sağlamalarını talep ediyoruz” sözlerine yer verildi.
İkizköylülerin evlerini ve köylerini korumak için ne gerekirse yapacakları belirtilen açıklamada, “Bu maden köyümüzden gidene kadar ne evlerimizi, ne topraklarımızı ne de köyümüzü terk etmeyeceğiz” denildi.
NEJLA IŞIK: “BU ŞİRKETİN, BU YETKİLİLERİN BIRAKIN ZEYTİN KANUNUNU GÖRMEYİ, BURADA YAŞAYAN KÖYLÜYE YAPTIKLARI ZULÜM DÜNYAYA KÖPRÜ OLDU”
İkizköylü Nejla Işık da konuyla ilgili açıklamada yaparak, “İkizköy’de, Akbelen’de, köylülerin dibinde zeytin hasadında izliyoruz. Zeytincilik kanunu, uygula diyoruz ama bu insanların, bu şirketin, bu yetkililerin bırakın zeytin kanununu görmeyi, burada yaşayan köylüye yaptıkları zulüm dünyaya köprü oldu” dedi.
Işık dertlerinin kötülük olmadığını vurgulayarak, dört senedir tek dertlerinin insanca yaşamak olduğunu dile getirdi. Işık, çok şiddetli dinamitler patladığını belirterek şu sözlere yer verdi:
“Tepemizde az önce, daha yarım saat geçmedi, öyle şiddetli dinamitler patlatıldı ki jandarmayı aradım. Ya bütün insani duygularınıza söyleyin diyorum. Bu dinamitlerin içinde biz nasıl yaşayalım? Bu köylüler burada nasıl yaşasın, nasıl ayakta tutunsun? Herkes paranın esiri olmak zorunda mı?”
NEJLA IŞIK: “BÜTÜN YETKİLİ KURUMLAR BİZİM SESİMİZİ NİYE DUYMUYORLAR? ŞU DİNAMİTLERDEN PATLAYAN ÇATLAYAN DUVARLARI NİYE GÖRMÜYORLAR?”
Işık, dinamit nedeniyle evlerde oluşan çatlaklar için şikayette bulunduklarını anlatarak, “Jandarmaya şikayette bulunuyoruz, Kaymakamlığa gidiyoruz, derdimizi anlatıyoruz. İl tarıma, ilçe tarıma dilekçe verdik. Şu zeytincilik kanunun uygulayın Allah aşkına dedim. Bütün yetkili kurumlar bizim sesimizi niye duymuyorlar? Şu dinamitlerden patlayan çatlayan duvarları niye görmüyorlar?” sözlerini dile getirdi.
Kurumların neden bir şey yapmadığını soran Işık, “Bu evlerin altında illaki birimiz can mı vermek zorundayız? Kalp krizinden öldükten sonra burada, bunun altında ne anlamı var bizim yaşadığımız? Nerede bu kurumlar?” dedi.
NEJLA IŞIK: “BURASI MADEN SAHASI İLAN EDİLMİŞ OLABİLİR AMA BU KÖYLÜLER HALA BURADA YAŞIYOR”
Sadece yaşamak istediklerini belirten Işık, dinamitlerin durmasını istediğini dile getirerek, “Burası maden sahası ilan edilmiş olabilir ama bu köylüler burada yaşıyor hala. Elli metre dibimizde, yüz metre dibimizde bu kadar olmaz” sözlerine yer verdi.
Işık, köylülerin bırakıp gitmesi için böyle yapıldığını ama bırakmayacaklarını dile getirerek, “Bu evin altında can da versem, bu dinamitlerden kalp krizi de geçirsek; bu Akbelen’deki dinamitler duracak, durmak zorunda. Burada yaşayan insanları görmek zorundasınız” dedi.
“BİZ BÜTÜN CANLILARIN YAŞAMI İÇİN BURADA MÜCADELE EDİYORUZ”
Işık yurttaşların bir kısmının parayı, bir kısmının ise canı önemsediğine değinerek, “Biz bütün canlıların yaşamı için burada mücadele ediyoruz. Sadece kendimiz için değil; orada çalışanlar, orada para kazananlar da bu köyde yaşıyor, sesini çıkaramıyor. Niye? İşten atacak diye” ifadelerini kullandı.
Bir enerji adı altında bunların yapılmaması gerektiğini vurgulayan Işık, “Bir enerji adı altında yapılır mı bu? Yapılır mı bu doğaya? Doğa kendi kendine yaşar ama insanlar tüm canlılar doğa olmadan yaşayamaz. Bunu anlayalım, bunu görelim artık” sözlerine yer verdi.