Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ‘Adalet Buluşmaları’nın ikincisi “Çevre, Ormanların Korunması ve Anayasa” başlığıyla düzenlendi. Buluşmada açıklamalarda bulunan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Halkımızla iç içe, omuz omuza ve kol kola hareket ettiğimiz sürece kimse bunu başaramaz” dedi
CHP Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından düzenlenen ‘Adalet Buluşmaları’nın ikincisi, dün (17 Kasım) “Çevre, Ormanların Korunması ve Anayasa” başlığıyla Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Toplantıya; CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Muğla CHP İl Başkanı Zekican Balcı, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve partililer katıldı.
Toplantıda konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, yapılan toplantının konusunun; çevre, orman yangınları ve Anayasa olduğunu belirtti.
Muğla’nın çevre, orman yangınları konusunda en mağdur illerden bir tanesi olduğunu belirten Aras, “Çünkü rantın bol olduğu bir yer ve iktidarın bütün yandaşlarının, beslemelerinin özellikle bölgede çok fazla faaliyet gösterdiğini hepimiz biliyoruz” dedi.
Muğla’nın kıyılarından dağlarına kadar bu faaliyetleri yaşadıklarını ifade eden Aras, şunları söyledi:
“Tek imzayla yapılan plan değişiklikleri, yine açılan davalara, bilirkişi raporlarına rağmen bir türlü çıkmayan iptal kararları gibi birçok şeyi hep birlikte burada yaşıyoruz, deneyimliyoruz. O yüzden bu toplantının burada yapılması buraya tabi başlıkların ayrılması çok büyük bir önem taşımaktadır.”
“YEREL YÖNETİM BU İŞİN TAMAMIYLA GÖBEĞİNDEDİR”
Aras, Muğla’da büyük bir mücadele olduğunu belirtti. Kendi toprağını; suyunu, havasını, yaşamını korumaya çalışan Muğlalılar, köylüler, aktivistler, çevre, doğa severler, vatanını sevenler, yurdunu sevenler ve yurtseverler olduğunu ifade etti.
Mücadele esnasında ortak bir platformda buluşulabildiğini bunu daha da güçlendirmek gerektiğini belirten Aras, “Bu mücadele hep birlikte olursak, başarılabilir. Yerel yönetim bu işin tamamıyla göbeğindedir, içindedir” sözlerini kullandı.
Deştin ve Akbelen mücadelelerinde oradaki insanların yalnız kaldığını söyleyen Aras, “Milas’ın nüfusu 150 bin. Orada Milas’ın toprağını, havasını, suyunu korumaya çalışan bir avuç insan var maalesef. Evet belki herkesin gönlünden geçiyor ama hiç kimse de konforundan ayrılıp da sokağa çıkıp bir şey söylemek niyetinde değil. Bunu da görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Aras, insanların oturdukları yerden sosyal medyadan tepkilerini gösterdiğini ancak aslolanın iktidara karşı eylemsel bir yapıya geçmek olduğunu belirtti.
“TAMAMEN ASİMETRİK BİR SAVAŞ, KARALAMA ÜZERİNE BİR YAKLAŞIM”
Aras, ayrıca şunları söyledi:
“Orada gördüklerini terörist olarak atfediyorlar marjinal gruplar olarak atfediyorlar. Çünkü tabana yayılmadığı için bu mücadele bu sefer onları işte mahkemelerde veya çeşitli baskılarla yıldırmaya çalışıyorlar. Bunu görüyoruz.”
Sadece mücadele eden yurttaşları değil kendilerinin de yıldırılmaya çalışıldığını ifade eden Aras, “Deştin meselesinde; oraya çimento fabrikasını yapmaya çalışan kişiler kendilerine buradan basın kuruluşları satın almışlar. Sabah akşam bizimle veya işte orada aktivistlerle orada direnen insanlarla uğraşıyorlar. Yani tamamen asimetrik bir savaş, karalama üzerine bir yaklaşım. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Bizi de kimse yıldıramaz” dedi.
Karşı taraf istediğini yapsın diyen Aras, “Biz halkımızla iç içe olduktan sonra omuz omuza kol kola hareket ettikten sonra kimse de bunu başaramaz. Bu konuda buradan da bir mesaj vermiş olalım” sözlerini kullandı
Aras, basın ve ne olduğu belli olmayan sosyal medya hesapları üzerinden yapılan saldırıların bir işe yaramayacağını belirtti.
Çünkü yurttaşların; ormanları, suyu, toprağı ve havayı kimin hangi amaçla yok etmeye çalıştığını artık bildiğini söyleyen Aras, son olarak şunları söyledi:
“Biz sonuna kadar mücadelemizi hukuken sürdüreceğiz. Gerektiğinde olay yerinde bizzat bilfiil bulunarak sürdüreceğiz ve mümkün olduğu kadar bunları engellemeye gayret edeceğiz, çalışacağız.”