Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nde “Sürdürülebilir Dirençli Gelecek” başlıklı panelde konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Muğla’daki su sorununu çözmek için denizden arıtma yöntemini kullanacaklarını söyledi. Bu yöntem ekosisteme zarar vereceği gerekçesiyle çevre örgütleri tarafından eleştirilmişti.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafında bu yıl altıncısı düzenlenen “6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi” dün (16 Aralık) Ankara’daki TBB hizmet binasında çevrim içi ve yüz yüze gerçekleştirilmeye başlandı.
Programın ilk oturumundaki açılış konuşmaları TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve BM Afet Riskini Azaltma Temsilcisi Kamal Kishore, TBB Genel Sekreteri ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Suat Yıldız, Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JİCA) Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke, ODTÜ- Kongre Düzenleme Kurulu Akademik Başkanı Meltem Şenol Balaban tarafından geçekleştirildi.
Programının ilk günündeki ikinci oturumda ise “Sürdürülebilir Dirençli Gelecek” başlıklı panelde Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuşmacı olarak yer aldı.
“YAKLAŞIK 270 MİLYON LİRALIK BİR BORU ALIMI GERÇEKLEŞTİRDİK”
Konuşmasında Muğla’da yaşanan su sorununa değinen Ahmet Aras, “Muğla’da yaşanan su sorunu denizden arıtma yöntemiyle çözeceğiz” dedi. Bunun için, ilk planda 21 metreküplük üretim yapabilecek bir tesis kuracaklarını ve süreçte kapasitelerinin artırılabileceğini söyledi.
Muğla’da yaşanan su sorununa çözüm olarak tuzlu suyu arıtmak amacıyla desalinasyon tesisi kurulmasına yönelik projelere karşı Muğla Su İnisiyatifi (MSİ) basın açıklaması yapmıştı. Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: “Ekolojik dengeyi bozan faaliyetler sonucu yaşadığımız bu sorunu yine ekolojik dengeyi bozacak, deniz kirliliğine, deniz canlılarının yok olmasına yol açacak bir yöntemle çözmeye çalışmanın daha fazla sorunlara yol açacağını düşünüyoruz. Desalinasyon yöntemi dünyada özellikle Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail gibi suya erişim sorunu yaşayan, ekonomik düzeyi yüksek ülkelerde kullanılmaktadır. Ancak hem çok pahalı, hem çok enerji ihtiyacı doğuran, hem de deniz ekosistemine zararlı bir yöntemdir”
Bodrum’da sürekli patlamaların yaşanmasıyla gündeme gelen ana isale hatlarına değinen Aras, patlayan tüm boruları değiştireceklerini söyledi ve “Yaklaşık 270 milyon liralık bir boru alımı gerçekleştirdik” dedi.
DSİ’nin 2011 yılında yaptırdığı hatların mevcut nüfusun su ihtiyacını karşılayacak basınca sahip olmadığına dikkat çeken Aras, “Onu da çözüyoruz. Bir de yaptığımız arıtma tesislerinin hepsine geri dönüşüm mekanizmaları yerleştiriyoruz. Bu mekanizmayla gri suyu birçok alanda kullanıyoruz. Bizim suyumuz artık kritik seviyede, tüm ihtimalleri değerlendirmeliyiz” diye konuştu.
Ana isale hatlarındaki patlamaların yaşanması konusunda Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü20 Eylül 2023 tarihinde bir açıklama yaparak isale hattında kullanılan boruların basınç ve trafik yüküne uygun olmadığı belirtmiş, hattın MUSKİ’ye devrinin projedeki kusurlar nedeniyle gerçekleşmediği dile getirmişti.
Gündem Fethiye tarafından yapılan araştırma sonucunda ise MUSKİ tarafından hatalı olduğu ifade edilen projenin ihalesinin, Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü İçme Suyu ve Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı tarafından 2011 yılında muhalefet partilerinin ‘beşli çete’ olarak adlandırdığı Kolin İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne verildiği ortaya çıkmıştı.
“Bodrum İçmesuyu Projesi, İçmesuyu Tesisleri ve İsale Hattı 1. Kısım SCADA Otomasyon ve Enerjilendirme İnşaatı” isimli projenin ihalesi 8 Ağustos 2011’de gerçekleştirilirken, sözleşme bedeli ise 2 milyon 645 bin TL olmuştu.
“KENDİ VATANDAŞLARIMIZIN KONFORU İÇİN KULLANDIĞI HER ŞEYİ TURİSTLER DE KULLANIYOR AMA KARŞILIĞINDA BİZE BİR KURUŞ GELMİYOR”
Kentin sorunlarına değinmeye devam eden Ahmet Aras, turizm konusunu ele aldı ve en büyük problemin dengesiz nüfustan kaynaklandığını söyledi. Aras bu problemi şöyle açıkladı:
“Yaz döneminde yurt içinden ve yurt dışından 7-8 milyon civarında turist ağırlıyoruz. Bunun suyumuza, kanalizasyona, doğal kaynaklara, trafiğe getirdiği yük ortada. Bu yükü azaltmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kendi vatandaşlarımızın konforu için kullandığı bütün her şeyi turistler de kullanıyor ama bunun karşılığında bize bir kuruş gelmiyor. Kent vergisi çıkarılsın diye çalışmalarımızı sunduk.”
“BELEDİYELERİ ORMAN YANGINLARI KONUSUNDA ELEŞTİRMEK DOĞRU DEĞİL”
Orman yangınlarına değinen Aras, orman yangınlarına müdahale konusunda Büyükşehir belediyelerinin görev ve yetki sahibi olmadığını yangına Tarım ve Orman Bakanlığı’nın müdahale ettiğini söyledi ve şöyle devam etti:
“Orman yangınlarının önlenmesi, yetki ve sorumluluğu veya yangın olmadan önce alınacak tedbirlerin tamamı Tarım ve Orman Bakanlığı’na aittir. Belediyeleri orman yangınları konusunda eleştirmek doğru değil. Belediye, eğer Orman’dan bir talep gelirse ilgilenir.”
Aras, ayrıca yangın riskinin yüksel olduğu bölgelerde hava gününün tahsis edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Yangınlar konusunda kendilerinde istenenleri yerine getirdiklerini ifade etti ve şöyle konuştu:
“İtfaiyemizi orman yangınına müdahale edecek şekilde donattık. Biz de halkımızın kolektif bir şekilde bu çalışmalara katılması için mahalle afet gönüllüleri uygulamasını başlattık. Yangın zamanında kullanılmak üzere acil yardım konteynerleri, su tankerlerini hazırladık.”
“DOĞAMIZI KORUMAK İÇİN DOĞAL AFETLERİN YANI SIRA MADEN SAHALARINA KARŞI DA MÜCADELE EDİYORUZ”
Kentleşme hızının arttığını, 2050 yılında toplumum yüzde 68’İnin kentlere taşınmasının beklendiğine işaret eden Aras, bunun sonucunda oluşabilecek sorunlara da dikkat çekti ve şöyle konuştu:
“Dirençli kent sadece günümüzdeki sorunları çözmek anlamında değil, aynı zamanda kentleri geleceğe hazırlamak anlamında da kullanılıyor. Muğla’nın yüzde 68’ine maden arama ruhsatı verilmiş durumda. Doğamızı korumak için doğal afetlerin yanı sıra maden sahalarına karşı da mücadele ediyoruz. Dirençli kentler oluştururken, sosyal eşitsizliklerin giderilmesi de büyük önem taşıyor. Belediyelerimiz, bu eşitsizlikleri azaltmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyor.” Muğla Planlama Ajansı’nı (MUPA) kurduklarını hatırlatan Aras, “MUPA üzerinden veri topluyoruz ve o verileri işliyoruz. Bunları karar destek mekanizmalarına ve politikalara çeviriyoruz. Dirençli kent vizyonu için de MUPA’nın çalışmalarından faydalanacağız” dedi.