Ankara’da düzenlenen 27. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’na Muğla’dan Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Muğla Emek Benim Kadın Derneği ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin (BKD) de aralarında bulunduğu 56 kadın örgütü, dört LGBTİ+ örgüt, sekiz baro, 75 kamu kurumu ve belediyeden olmak üzere toplam 168 kurumdan 341 kadın katıldı.
Ankara‘da Kadın Dayanışma Vakfı’nın ev sahipliğinde 2-3-4 Kasım 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen 27. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’na bu yıl kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin yanı sıra 75 kamu kurumu ve belediyelerden olmak üzere toplam 168 kurumdan 341 kadın katıldı.
Kurultayda, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında yerel yönetimlerden cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair talepler dile getirildi.
Türkiye’de körüklenen cinsiyet eşitliği karşıtlığının yanı sıra, LGBTİ+’lara ve mültecilere karşı yürütülen sistematik nefret kampanyalarının, belediyelerin herkese hizmet sunma ilkesine uymamasına yol açtığı ifade edildi. Hizmet sunmaya devam eden belediyelerin ise bunu duyurmaktan çekinerek neredeyse gizli saklı bir şekilde hizmet sunduğu belirtildi.
27. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nda bir araya gelen kadınlar ve LGBTİ+ örgütlenmeleri, yaşam alanlarını tehdit eden erkek şiddeti ile mücadele için taleplerini şu şekilde sıraladı:
1- Hukuksuz bir şekilde alınan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı iptal edilmeli ve İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden imzacı olunmalı.
2- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere ilgili devlet kurumları ve yerel yönetimler her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmeye yönelik politikalar geliştirerek uygulamalı.
3- Yerel yönetimlerde kayyum uygulamasına son verilmeli ve kayyumu mümkün kılan KHK düzenlemesi iptal edilerek bu anti-demokratik uygulamaya son verilmeli.
4- Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetle mücadele hizmetleri Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi kapsamı dışında tutulmalı ve buna dair her türlü müdahaleye karşı çıkılmalı.
5- Belediyeler kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair siyasi irade göstermeli. Belediyenin kaynakları şiddetle mücadeleyi esas olarak kullanılmalı, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapmalı ve kadınların özgün ihtiyaçlarını öncelemeli.
6- Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları ve kadına yönelik şiddet alanında kurumsal yapılanma sağlanmalı. Kadına yönelik şiddetle mücadeleden sorumlu tüm kurumların şiddete dair yaklaşımını, yürütülecek destek çalışmalarının ilkelerini belirleyen tutum ve politika belgeleri geliştirilmeli ve kurumlar bu ilkelerin uygulamasını izlemeli. Belediyeler oluşturulan her türlü metin ve mekanizmalarına dair süreçlerine bağımsız kadın örgütlerini dahil etmeli.
7- Kadına yönelik şiddetle mücadelede kamu kurumları ve yerel yönetimler, kadın ve LGBTİ+ örgütleri ile koordinasyon içinde çalışmalı.
8- Sadece şiddete maruz kalan kadınlara hizmet vermek üzere uzmanlaşmış destek sağlayan, 7/24 ulaşılabilir bir telefon hattı oluşturulmalı.
9- Her kadının özgün ihtiyaçları gözetilerek düzenli destekten yararlanabilecekleri, feminist bakış açısıyla yürütülen, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda özellikli sosyal hizmet sunan kadın danışma/dayanışma merkezleri yaygınlaştırılmalı. Bu merkezlerin kadınların ve LGBTİ+’ların kolayca erişebileceği güvenli lokasyonlarda bulunmalı.
10- Sığınaklar şiddetten uzak bir yaşam kurmak isteyen kadınların güçlendiği alanlar olmalı ve her kadının ihtiyacı özel olarak değerlendirilmeli.
11- Sığınaktan ayrılan, çalışan ya da çalışmayan her kadın için sosyal yardımlar belli süreliğine sağlanmalı. Bu desteklerin miktarı ya da biçimi her kadının ihtiyacına özgü değerlendirilmeli ve belirlenen kriterler kadın odaklı bir bakış açısıyla düzenlenmeli.
12- 12 yaş üstü oğlan çocuklarının sığınaklara kabulünü engelleyen yönetmelikteki ilgili madde tüm çocukların cinsiyetleri fark etmeksizin sığınaklara kabulünü mümkün kılacak şekilde değiştirilmeli. Sığınakta yaşaması mümkün olmayan kadın ve çocuklar için yönetmelikteki ev desteği de fiili olarak sağlanmalı.
13- Trans, mülteci, kimliksiz kadınlar ile 60 yaş ve üzeri kadınların sığınak kabullerindeki engeller ve belirsizlikler ortadan kaldırılmalı.
14- Sığınaklar ve dayanışma merkezleri için tamamı kadınlardan oluşan uzman personel istihdam edilmeli. Bu kişilerin sundukları desteğin niteliği düzenli olarak izlenmeli. Ayrıca şiddete maruz kalan kadınlara destek veren personeller eğitim ve süpervizyon ile desteklenmeli.
15- Şiddet yaşayan kadınların destek almak üzere başvurdukları kurumlarda karşılaştıkları ilk kişiler (kolluk, belediyelerin destek masaları, kamu görevlileri, meslek edindirme kursları gibi) gerekli yaklaşım, bilgi ve donanıma sahip olmalı, bütünlüklü bakabilmeli ve kadınları ilgili desteği alabileceği yerlere yönlendirebilmeli. Kadınlar kadına yönelik şiddet konusunda uzman bir sosyal çalışmacıyla görüşebilmeli ve süreç sosyal çalışmacının takibinde yürütülmeli.
16- ŞÖNİM tanımına ve adına uygun olarak şiddeti önlemek ve izlemek üzere her yerde aynı standartlarda koordinasyon sağlamalı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kendi birimleri ile ilgili çalışanları İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı dahil olmak üzere kadınların şiddetten uzak bir hayat kurması için başvurduğu kamu kurumlarıyla hızlı ve etkili bir şekilde koordine olmalı.
17- Nüfusu 100.000’i geçen belediyelerin sığınak açma yükümlülüğü yerine getirmeli, buna benzer şekilde her belediyenin kadın danışma merkezi olmalı. Belediyeler sığınak ve danışma merkezlerinde nitelikli ve bütünlüklü bir çalışma yapmalı ve şiddete maruz kalan kadınların erişebileceği mekanizmaların bilgisinin yaygınlaştırılması için görünürlük çalışmaları yapmalı.
18- Tedbir ve koruma kararları kadınların ihtiyaçları gözetilerek verilmeli. Gizlilik kararı olduğu için devlet hastanesinden randevu alma, e-devlet, e-nabız, MHRS gibi sistemlerde kendi bilgilerine erişme, vekalet çıkarma, bankalarda hesap açma, kimlik çıkarma ve türlü konularda sistemsel zorluklar yaşayan kadınların, tüm bu araçları kolayca kullanması sağlanmalı. Yaşanan sorunlar ŞÖNİM tarafından izlenerek giderilmesi için ivedilikle çalışma yürütülmeli.
19- Kadınların sıklıkla çocukları için sağlanan sosyo-ekonomik destekler (SED) sığınakta kalan kadınlar için de işletilmeli. SED benzeri düzenli bir ekonomik destek alamayan, evli olmayan ya da çocuksuz kadınların ihtiyaçları gözetilerek düzenli ekonomik destekten yararlanabilecekleri sosyal hizmet modelleri oluşturulmalı. ŞÖNİM, belediyelerin kadın danışma merkezleri ve kadın örgütleri kadınların bu desteğe erişimini mümkün kılmak için koordineli çalışmalı.
20- Yoksulluk ve barınma ihtiyacı olan kadınlara yönelik sosyal ve ekonomik destekler arttırılmalı, sosyal konut, sığınak sonrası geçiş evleri gibi şiddetten uzak yaşam kurmayı kolaylaştırmak üzerine ve kadın yoksulluğunu önleyici politika ve hizmetler hayata geçirilmeli.
21- Kadınlara ve LGBTİ+’lara destek veren tüm kurum ve mekanizmalarda (sığınak, dayanışma merkezleri, 7/24 telefon hatları, sosyal hizmet merkezleri, barolar, kolluk vb. birimlerde) çok dilli destek verilmeli. Verilen tercümanlık desteğinin anadili olan kişilerce verilmesi sağlanmalı.
22- Belediyelerde eşitlik birimleri oluşturulmalı ve eşitlik birimleri öncelikle başkanlığa bağlı ya da Strateji Müdürlükleri kapsamında birimler haline getirilmeli ve tüm yerel yönetim hizmetlerinin eşitlik perspektifi ile gerçekleştirilmesi garanti altına alınmalı.
23- Belediye hizmetlerine dair cinsiyete dayalı ve ayrıştırılmış veri tutulmalı. Şiddetle mücadelede çalışmaların etkisinin görülebilmesi ve kadınların ihtiyaçlarına uygun bir şekilde değerlendirilebilmesi için gerekli izleme ve değerlendirme sistemleri kurulmalı. Bu doğrultuda kadına yönelik şiddet alanında nitelikli veri tutulmalı ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalı.
24- Tüm belediyeler olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleye ve bu alandaki çalışma ve hizmetlere dair bilgiyi paylaşmak ve koordinasyon sağlamak için düzenli olarak toplanmalı. Türkiye Belediyeler Birliği, büyükşehir/il belediyeleri bu koordinasyon görevini üstlenmeli.
25- Belediyelerde kadına yönelik şiddetle mücadele komisyonu kurulmalı.
26- Belediyeler ve kamu kurumları afet ve pandemi gibi kriz koşullarını göz önünde bulundurarak kadınlar ve çocukların ihtiyaçlarına yönelik hizmetler planlanmalı.
27- Ücretsiz ve erişilebilir kreşler yaygınlaştırılmalı. Özellikle 0-3 yaş arasındaki çocuklar için kreşler, okul sonrası etüt ve eğitim merkezlerinin sayısı artırılmalı. Yerel yönetimler ve sosyal hizmet merkezleri kadınların bu desteklere ulaşabilmesini kolaylaştırmalı.
28- Şiddete maruz kalan kadınların çocukları için, yaşadıkları şiddet görmezden gelinerek, şiddet uygulayan tarafından kişisel ilişki kararları kötüye kullanılmasına rağmen verilen “babalarıyla kişisel ilişki tahsisi” kararları kadınların ve çocukların can güvenliğini riske atmakta, şiddetten uzak bir yaşam kurmanın önünde engel oluşturmaktadır. Kişisel ilişki tahsisine dair kararlar soyut ve ezbere gerekçelerle değil, kadınların risk durumları, çocuğun üstün yararı ilkesi, ikincil travma durumları göz önünde bulundurularak, 6284 sayılı Kanun ve Çocuk Koruma Kanunu, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW’ın ilgili maddeleri dikkate alınarak verilmesi gereklidir.
29- Adli yardım başvurusundaki bürokratik zorluklar ortadan kaldırılmalı. Şiddete maruz kalmış ve adli yardıma başvuran kadınlar için yoksulluk şartı aranmadan ve belge istenmeden, en hızlı şekilde ücretsiz olarak avukat atanması yapılmalı. Adli yardım bütçeleri bakanlık tarafından arttırılmalı.
30- Kadına yönelik şiddet durumlarında kadınlara destek veren, adli yardımdan dava alan avukatlara özel meslek içi eğitim verilmeli, süpervizyon almaları sağlanmalı.
31- Şiddet davalarında arabuluculuk sistemi olamayacağı ve boşanma davalarında arabuluculuğun yasak olduğu bilgisi yaygınlaştırılmalı.
32- Anlaşmalı boşanmalarda kadınların tüm haklarından karşılıksız olarak feragat ettiği durumlarda varsa kadına yönelik şiddet durumunun göz önüne alınması ve kadının baskı altında olup olmadığının hakim tarafından re’sen incelenmesi ile karara gidilmeli.
Tedbir nafakası kararları düşük tutarlarda ve gecikmeli bir şekilde verilmemeli. Nafakanın tahsil edilmesi ile ilgili etkili çözümler üretilmeli.
33- Mülteci, göçmen, kimliksiz kadınların belediye ve kamu kurumlarından yaşadıkları şiddetle ilgili destek almalarının önüne yönetmeliklerle belirlenen engeller konulmamalı. Kadınlar ve LGBTİ+’lar yasal statülerine, psikolojik ya da psikiyatrik durumlarına, HIV gibi ayrımcılığa sebep olan sağlık durumlarına göre sınıflandırılarak desteklere erişimleri engellenmemeli.
34- Hastanelerde ve özellikle acil servislerde 7/24 çalışan sosyal hizmet uzmanları bulunmalı. Şiddet şüphesi söz konusu olduğunda, sosyal hizmet uzmanları konsültasyona bağlı olmaksızın kadınlarla ve LGBTİ+’larla doğrudan görüşebilmeli.
36- Cinsel şiddete maruz kaldıktan sonra ihtiyaç duyulan sağlık desteklerinde cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlara ve olası gebelikle ilgili muayene ve bilgilendirme yapılmalı. Gebeliği önleme ve sonlandırma ile ilgili araçlar ve seçenekler sunulmalı. Cinsel şiddet sonrası ruhsal destekler yalnızca psikoterapi ile sınırlı kalmamalı. Cinsel şiddet sonrası ruhsal destekler, şiddetin dinamiklerine hakim ve feminist perspektifle çalışan kadınlar tarafından sağlanmalı.
Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri:
Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM)
Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
Aydın Söke Kadın Sığınma Danışma ve Dayanışma Derneği
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD)
Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği ve Kadın Danışma Merkezi (ELDER)
Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği (EKAMEDER)
Engelli Kadın Derneği (ENG-KAD)
Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
Günebakan Kadın Derneği
İzmir Çiğli Evka 2 Kadın Kültür Evi Derneği / ÇEKEV
İzmir Kadın Dayanışma Derneği
Kadın Dayanışma Vakfı
Kadın Zamanı Derneği
Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
Koza Kadın Derneği
Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği
Mersin Bağımsız Kadın Derneği (BKD)
Mimoza Kadın Derneği
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
Muğla Emek Benim Kadın Derneği
Rosa Kadın Derneği
Star Kadın Derneği
Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği (UGKDD)
Urla Kadın Dayanışma Derneği (URKAD)
Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP)
Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği
* Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bileşeni olan Adıyaman Kadın Yaşam Derneği, Ceren Kadın Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Muş Kadın Çatısı Derneği, Muş Kadın Derneği, Selis Kadın Derneği ve Van Kadın Derneği’nin faaliyetine 22 Kasım 2016 tarihli Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK/677) son verildiğinden listede yer alamamaktadır.