Gündem Fethiye, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadına yönelik şiddeti ele alan bir haber serisi hazırladı. Bu bağlamda iş yerinde kadına yönelik şiddete ilişkin sorularını yanıtlayan Öğretmen Aylin Yumuk Güngör kadınların haklarını aramalarına dair yöntemleri paylaştı ve “Haksızlığa uğrayan kadınların insanca ve eşit çalışma şartları için gerekli hukuki mücadelesinden vazgeçmemeli ve kadın hareketi içinde örgütlenmelidir” dedi.
Haber: Hülya Çetinkaya
Gündem Fethiye, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, kadınların yaşadığı hak ihlallerine yönelik bir haber dizisini yayınlamaya başladı.
Marmaris Kadın Dayanışma ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Üyesi Aylin Yumuk Güngör, iş yerinde iş yerinde kadınların maruz bırakıldığı şiddet kapsamında Gündem Fethiye’nin hazırladığı soruları yanıtladı.
İş yerinde şiddetin “ekonomik şiddet, ayrımcılık, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, sözlü şiddet ve cinsel taciz, tecavüz” şeklinde meydana geldiğini ifade eden Güngör, gelişen teknolojiyle birlikte artık sosyal medya araçları vasıtasıyla da kadınların iş yerinde şiddete maruz bırakıldığını ifade etti.
Faillerin de genellikle kuruluşun bir parçası olduğunu söyledi ve “Yani işverenler, yöneticiler, amirler, meslektaşlar, akranlar” diye açıkladı. Fakat kuruluşun dışındaki müşterilerin, alıcıların, hastaların, iş bağlantılarının, hizmet sağlayıcıların da aralarında olduğu üçüncü kişilerin iş yerindeki şiddetin failleri olabileceğine dikkat çekti.
Güngör Marmaris özelinde ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Özellikle Marmaris’in turizmle geçinen bir ilçe olması nedeni ile kadınların fiziki, cinsel taciz ve tecavüze maruz kaldığı biliniyor.”
İş yerinde şiddete maruz bırakılan kadınların daha fazla iş stresi yaşadıklarına ve iş tatminlerinin düştüğüne dikkat çeken araştırmalar olduğunu dile getiren Güngör, işyerinde kadınların karşılaştığı şiddet biçimlerine dair şunları söyledi:
“İzinli günlerin iptali ve çalışma saatlerinin uzatılması, yaşadığı sağlık problemi ile özellikle regl dönemlerinde gerekli izni alamaması da diğer sorunları takip etmekte. Yine kamuda çalışan, eşinden ayrılan kadınların özlükte ‘dul’ sözcüğü kaldırılıp bunun ‘bekar’a dönüştürülmeyip ‘diğer’ yazıldığı görülüyor. Birçok iş yerinde kreş olmaması ve uzun çalışma saatleri çocuğa yetmediğini düşünen, annelik ve kadınlık arasında sıkışan, psikolojik sorunlar yaşayan bir kadın çoğunluğu yaratıyor. Yine çocuk yapmak isteyen hamilelik nedeniyle işine son verilen kadınlar üretiyor.”
İŞ YERİNDE ŞİDDETE MARUZ BIRAKILAN KADINLAR HANGİ YOLLARA BAŞVURABİLİR?
Güngör, iş yerinde şiddete maruz bırakılan kadınların ne tür yollara başvurabileceğine dair ise şöyle konuştu:
“İş sözleşmesinin derhal ya da geçerli haklı nedenle feshi, İş Kanunu madde 5 kapsamında ayrımcılık tazminatı isteme, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna başvurma, çalışmaktan kaçınma, maddi ve manevi tazminat davaları açma, kişiliği koruyucu davalara başvurma söz konusu. Ayrıca işyerinde gerçekleşen şiddetin Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında bir veya birden fazla suç tipini oluşturması nedeniyle şiddet failine TCK kapsamındaki çeşitli yaptırımların uygulanması mümkün olabilecektir. 6284 sayılı kanuna dayalı koruyucu/önleyici tedbirler için başvurulabilir.”
İş yerindeki şiddete dair başvuru yapılabilecek kurumları ise şöyle sıraladı:
- Polis Merkezleri
- Jandarma Karakolları
- Sağlık Kuruluşları
- Cumhuriyet Savcılığı
- İl ve İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlükleri
- Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)
- Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
- Baroların Kadın Danışma Merkezleri
- Adli Yardım Kurulları Kadın Örgütlenmeleri
Güngör son olarak iş yerindeki şiddetin travmatik bir durum olduğuna dikkat çekti ve “Sistem travma altındaki kadından toplumsal baskı, iş kaybetme kaygısını da unutup hak aramasını bekleyen bir düzen içerisinde” dedi.
Kadınların mücadeleden vaz geçmemesi gerektiğini dile getirdi ve şunları söyledi: “İnsana yakışır iş ideali önünde ciddi bir tehdit olan iş yerinde şiddet, temel bir insan hakkı sorunudur. Haksızlığa uğrayan kadınların insanca ve eşit çalışma şartları için gerekli hukuki mücadelesinden vazgeçmemeli ve kadın hareketi içinde örgütlenmelidir.”