11. Yargı Paketi’ne tepki göstermek amacıyla Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi tarafından hazırlanan açıklamaya; Muğla Pride, MUÇEP ve Gökova Ekolojik Yaşam Derneği dahil yaklaşık 60 kurum imza attı. Ortak açıklamada, “Yargı paketi sadece LGBTİ+’ları değil, tüm toplumu baskı altına almaya dönük bir hamledir” denildi.
Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi’nin 11. Yargı Paketi’ne ilişkin imzaya açtığı ve Muğla Pride, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ile Gökova Ekolojik Yaşam Derneği dahil yaklaşık 60 kurumun imzasının bulunduğu, “Nefrete inat, yaşasın hayat” başlıklı açıklama yayımlandı.
Açıklamada, kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Taslağı” hakkında şu ifadeler kullanıldı:
“İktidarın, LGBTİ+ varoluşunu hedef alan 11. Yargı Paketi önerisi kabul edilemez. Biyolojik cinsiyet ifadesini, Ceza Kanunu’na eklemek isteyen iktidar; bu değişiklikle LGBTİ+’ların tüm varlıkları ceza sebebi hâline getirilirken, kıyafetlerden gündelik konuşma biçimine kadar her şey ceza sebebi sayılabilecek.”


“KİMSENİN BİZE AHLAK DAYATMASINA İHTİYACIMIZ YOK”
11. Yargı Paketi’nde, “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka uygun davranmama” ifadelerinin yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Genel ahlak, kimin ahlakı? Genel ahlakı kim belirleyecek? Yurtlarda kalan öğrencilere açlığı reva görürken ilan edilen Aile Yılı ile kadınlara ve LGBTİ+’lara yaşamı dar eden ahlak mıdır genel ahlak? Aileyi ve çocukları koruma adı altında binlerce köpeği barınaklarda katletmek midir genel ahlak?
Genel ahlak dediğiniz şeyi tanımıyoruz; biz dayanışmamızla özgür bir yaşamı, insanıyla hayvanıyla etik bir anlayışı zaten inşa ediyoruz. Kimsenin bize ahlak dayatmasına ihtiyacımız yok.”
“ŞİMDİ NEFRETİN ODAĞINA LGBTİ+’LAR KOYULUYOR”
Söz konusu yargı paketinin sadece LGBTİ+’ları değil, tüm toplumu baskı almaya yönelik bir hamle olduğunun vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Geçen yıl Ağustos ayında yapılan yasa değişikliğiyle sokakta yaşayan hayvanlara dönük bir katliamın nasıl örgütlendiğini her gün görüyoruz. Baştan itibaren bu yasa değişikliklerinin sadece sokakta yaşayan hayvanlarla sınırlı kalmayacağını söylemiştik. Bütün bu yasaların hedefinde nefrete dayalı, otoriter bir disiplin toplumu inşa etmek var.
Şimdi nefretin odağına LGBTİ+’lar koyuluyor. Hayvanları korumak için omuz omuza mücadele ettiğimiz lubunyalar yalnız değildir. Susmuyoruz, korkmuyoruz, dostlarımızı vermiyoruz.”












