Muğla’nın Köyceğiz ilçesi ile Ula ilçesi sınırlarındaki devlet ormanı içerisinde yapılmak istenen taş ocağı projesine karşı Kavakçalı Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar, bir araya gelerek; “Zeytinliklerimizi, ormanımızı, geçim kaynaklarımızı ve sağlığımızı tehdit eden taş ocağı projesine izin verilmemelidir” dediler.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Güralan mevkisinde, Mutlu Kaplan tarafından yapılmak istenen “II-A Grubu Kalker Ocağı Projesi” için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 1 Aralık 2025’te Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir kararı verildi.
Proje tanıtım dosyasında, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından projenin 99,88 hektar alanı için işletme ruhsatı verildiği aktarıldı.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Proje kapsamında 175 bin 322 metrekarenin (17,53 hektar) ÇED alanı belirlendiği ve patlatmalı açık ocak işletmeciliği yöntemiyle işletileceği ifade edildi.
Ayrıca ÇED alanının tamamının, Ula’nın Kavakçalı Mahallesi’ndeki devlet ormanı içerisinde olduğu ve çalışma alanı olarak belirlenen 108 bin 442 metrekarelik alanda ortalama 2 bin 150 ağaç kesileceğinin tahmin edildiği belirtildi.


“BÖLGE HALKININ TEMEL GEÇİM KAYNAĞI OLAN ÇAM BALI ÜRETİMİNİ BİTİRME NOKTASINA GETİRECEKTİR”
Kavakçalı Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar ise dün (14 Aralık) projeye karşı bir araya gelerek, basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Zeytinliklerimizi, ormanımızı, geçim kaynaklarımızı ve sağlığımızı tehdit eden taş ocağı projesine izin verilmemelidir” denildi ve yaşadıkları süreç anlatıldı.
Mahalle sınırına yaklaşık bir kilometre mesafede, izinsiz başlatılan bir taş ocağı çalışmasını tespit ettiklerinin aktarıldığı açıklamada; itirazlarını, Ula Kaymakamlığı ile Muğla Valiliği’ne imzalı dilekçeler ve fotoğraflarla ilettikleri belirtildi.


Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün, 3 Haziran 2024’teki resmi yazısıyla projenin 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’na uygun olmadığını, tozunun arıcılığa zarar vereceğini, bölgede Basra böceği riski bulunduğunu içeren olumsuz kurum görüşünü bildirdiği ifade edildi ve şunlar söylendi:
“Bu yazıyı alınca, hukukun ve kurumlarımızın işlediğini, köyümüzün haklı davasının kazanıldığını düşündük. Ancak 10 Eylül 2024 tarihinde, aynı Bakanlığa bağlı Muğla İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden gelen ve ÇED dosyasına giren yeni bir yazı, şok etkisi yarattı.
Bu yazıda, ‘3 km çevresinde zeytinlik alan bulunmadığı’ ve ‘faaliyetin sakınca oluşturmadığı’ ifade ediliyordu. İki resmi kurum görüşü arasındaki bu çelişki kabul edilemez! İkinci görüşün yerinde inceleme yapılmadan, masa başında verildiği açıktır. Daha önceki tespitleri görmezden gelmektedir.”
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Projenin; zeytinciliği, arıcılığı ve su kaynaklarının devamlılığını tehdit ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şunların altı çizildi:
“Proje alanı, köyümüzün zeytinliklerine 800 metre mesafededir. Çıkarılacak yoğun toz, hem zeytin ağaçlarının verimini düşürecek hem de bölge halkının temel geçim kaynağı olan çam balı üretimini bitirme noktasına getirecektir.”
“KÖYDE SAĞLIKLI BİR YAŞAM İMKÂNI KALMAYACAKTIR”
Bölgenin tamamının kızılçam ormanları, arıların besini olan püren bitkisi ve sığla ağaçlarıyla kaplı olduğunun vurgulandığı açıklamada, şunlar söylendi:
“Raporda, 2 bin 150 ağacın kesileceği söylense de daha çok ağacın kesileceği, kesilmeyenlerin de patlatma ve toz etkisi ile etkileneceği açıktır ve bir ekosistemin yok olması demektir.”
Proje tanıtım dosyasındaki, işletme yöntemi hakkında “Proje patlatmalı işletmeye dayanmaktadır. Bu patlatmalar, yeraltı sularımızı ve kuyularımızı etkileyecek, üstelik deprem fay hattı üzerinde bulunan bölgemizde ciddi bir deprem riskini tetikleyebilecektir” denildi.
Nakliye için kullanılacak ağır tonajlı kamyonların, köyden geçeceğini ve bunun sonucunda gürültü, toz, titreşim ve trafik tehlikesi yaşanacağının altının çizildiği açıklamada, “Köyde sağlıklı bir yaşam imkânı kalmayacaktır” ifadeleri kullanıldı.


Proje alanının; Yılanlı Yaban Hayatı Koruma Alanı, Sandras Dağı Kartal Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Sandras Önemli Doğa Alanı gibi bölgelere çok yakın olduğunun belirtildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
“Yaban hayatını koruma görevi olan kurumlarımızın bölgemizde patlatmalı yapılan bu projeye izin vermeyeceğini düşünmüştük.”
“BU PROJEDEN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR”
Açıklamanın devamında, şu çağrıda bulunuldu:
“Muğla Valiliği’ni ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nü göreve çağırıyoruz: ÇED sürecinde, iki farklı kurum görüşü arasındaki bu ciddi çelişki mutlaka araştırılmalı, birinci olumsuz görüşün bilimsel dayanakları dikkate alınmalıdır.
Yargı ve idarenin; tarım arazilerini, ormanları, su varlıklarını ve insan sağlığını hiçe sayan bu projeye asla onay vermeyeceğine inanıyoruz. Kamuoyundan ve tüm doğa dostlarından desteğimizi esirgememelerini istiyoruz. Sesimizi büyütün!”
“Bu projeden derhal vazgeçilmelidir” denilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Aksi takdirde, tüm hukuki ve demokratik haklarımızı kullanarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Köyümüzün, ormanımızın, zeytinimizin ve arımızın, sağlığımızın, köy huzurumuzun bozulmasına izin vermeyecek, yöre yaşayanı olarak haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.
Bizler; toprağına, ağacına, suyuna ve emeğine sahip çıkan Kavakçalı halkı olarak, yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi yok edecek bu talana asla izin vermeyeceğiz!”
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!













