Zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasını öngören kanun teklifine karşı TBMM Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, milletvekillerine yasa teklifini durdurma çağrısında bulunuldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 13 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.
Bununla birlikte zeytinlik alanlarda, ormanlarda ve meralarda madencilik faaliyetlerinin yapılmasını, enerji yatırımları izinlerinin kolaylaştırılmasını ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin hızlandırılmasını öngören kanun teklifine karşı Türkiye’nin farklı yerlerindeki yerel mücadeleler, ekoloji örgütleri ve sivil toplum kuruluşları (STK) koordinasyon grubu kuruldu.
Kanun Teklifi, 20 Haziran’da ise toplamda 26 saat süren görüşmeler sonucunda Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi.
Diğer yandan Muğla‘nın Milas ilçesinde Akbelen Ormanı’nı kömür madenine karşı koruyan yurttaşlar, kanun teklifine karşı Ankara’daki Cemal Süreyya Parkı’nda 3 Temmuz’da nöbete başladı.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülecek olan ve kamuoyunda “süper izin yasası” olarak tanımlanan kanun teklifine ilişkin 64 kurumun imzasıyla TBMM Dikmen Kapısı önünde açıklama yapıldı.
Basın açıklamasını grup adına Raziye Yıldırım ve Nursel Çakır okudu. Açıklamanın başında eyleme katılan kentlere selam gönderildi.
“BU TORBANIN İÇİNDE AÇLIK VAR, SUSUZLUK VAR, YOKSULLUK VAR”
“Halk olarak buradayız” başlıklı açıklama şu ifadelerle başladı: “İktidarın bir ay önce Meclis’e getirdiği torba yasanın içinde ormanlarımız, korunan alanlarımız, meralarımız, zeytinliklerimiz, tarım alanlarımız, su varlıklarımız var. Bu torbayı olduğu gibi şirketlere vermeye niyetliler.”
Yasa teklifinin halkı yoksullaştıracağına vurgu yapılan açıklamada, “Bu torbanın içinde işgal var. Bu torba yüzünden köylü olanlarımız topraklarından olacak. Tarımı bırakmak, göç etmek zorunda kalacak. Bu torbanın içinde açlık var, susuzluk var, yoksulluk var” denildi.
“GIDAYA ULAŞIM HAKKIMIZ GASBEDİLECEK”
Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğuna dikkat çekilen açıklama, şöyle devam etti: “Kuraklık kapıda. Bu torba yasa ile çeşmeden akacak, tarlayı sulayacak su kalmayacak. Köylü kentli ayırmadan su hakkımız, gıdaya ulaşım hakkımız gasbedilecek. Yoksullaşacağız.”
“BU TORBANIN İÇİNDE ÇOCUKLARIMIZDAN ÇALINMAK İSTENEN BİR GELECEK VAR”
Torba yasanın doğayı, halkın geçim imkanlarını ve çocukların geleceğini tehdit ettiği belirtildi ve şunlar söylendi: “Bu torbanın içinde havası, suyu, toprağı, çamı, zeytini, buğdayı, çayı, fındığı, kurdu, kuşu ile doğanın yok oluşu var. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, meralarımız, tarım alanlarımız madenlerin ölüm çukurlarına dönüşecek. Canlılar yuvasız kalacak. Bu torbanın içinde 86 milyon insanı bir avuç talancı için gözden çıkarmak var. Bu torbanın içinde çocuklarımızdan çalınmak istenen bir gelecek var.”
Ankara’ya dördüncü kez geldikleri hatırlatılan açıklamada, yasa teklifine karşı mücadeleyi sürdüreceklerine vurgu yapıldı ve şu ifadelere yer verildi:
“Bu torbanın içindeki kötülükleri durdurmaya geldik. Ankara’ya, halkın Meclisine, toprağımızı, ekmeğimizi, havamızı, suyumuzu, çocuklarımızı, geleceğimizi, doğayı korumaya geldik.
Biz halk olarak kendi topraklarımızda yaşam hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kötülüğe ve açgözlülüğe geçit vermeyeceğiz.”
“TÜM GÜÇLERİ İLE BU YASAYA KARŞI DURMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Milletvekillerine çağrıda bulunulan açıklama, şöyle tamamlandı: “İktidar ve muhalefet diye ayırmadan tüm milletvekillerini de tüm güçleri ile bu yasaya karşı durmaya çağırıyoruz! Bu halkın vekili olduğunuzu unutmayın, işgal yasasını durdurun!”
Basın açıklaması sonrası Toprağımızı Vermiyoruz Kampanya Grubu’nu temsilen bir grup TBMM’ye milletvekilleriyle görüşmeye gitti.
Diğer grup ise Cemal Süreya Parkı’nda torba yasaya karşı nöbet tutan İkizköylüler’i ziyaret etti.
