İkizköylüler ve Muğla’nın farklı ilçelerinden gelen yurttaşlar, “Süper izin yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Kanunu’da doğrudan koordinatları verilen İkizköy için bugün (3 Ağustos) İkizköy’de bir araya geldi. İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık; CHP Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun, Gizem Özcan ve Süreyya Öneş Derici Gündem Fethiye’ye konuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan ve enerji ile maden yatırımlarına ilişkin düzenlemeler içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 19 Temmuz 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve ardından 7554 Sayılı Kanun olarak 24 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak süreç tamamlanmıştı.
Kanun, özellikle Muğla’nın Milas ve Yatağan’da bölgesindeki İkizköy, Karacahisar, Kafaca gibi en az 48 köyü ve mahalleyi hedef alması nedeniyle bölge halkı tarafından yoğun protestoların hedefi olmuştu.


Kanun teklifinde doğrudan koordinatları verilen ve acele kamulaştırma, zorla yerinden edilme, zeytinliklerin madenler için taşınması gibi tehditlerle karşı karşıya kalan İkizköylüler bugün (3 Ağustos) saat 11.00’de İkizköy’de, “Bu yasayı tanımıyoruz!” demek için bir araya geldi.
Buluşma tarihi aynı zamanda, Akbelen Ormanı’nın, Yeniköy Termik Enerji Santrali’ne kaynak olacak kömürün çıkarılması için kesilmesinin ikinci yılına da denk geldi. Akbelene Ormanı 23 Temmuz ve 1 Ağustos 2023 tarihleri arasında yurttaşların tüm tepkilerine rağmen, jandarma ekiplerinin koruması altında kesilmiş, ormanın kesilmesine karşı çıkan köylülere jandarma ekipleri saldırmıştı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla milletvekilleri Gizem Özcan, Süreyya Öneş Derici ve Cumhur Uzun da etkinlikte yer aldı.


Torba yasa görüşmeleri sırasında yurttaşların, Meclis’e alınmamasına tepki göstermek amacıyla alana “halkın kürsüsü” kuruldu.
Etkinliğin başında İkizköylü Esra Işık konuştu ve ardından katılımcılar sırayla söz aldı.
Buluşmaya hem Karacahisar, Karaağaç, Çamköy, Söğütçük, Alaçam, Ekinambarı, Yatağan Turgut gibi çevre köylerden hem de Muğla’nın farklı ilçelerinden katılım oldu.
Diğer yandan İkizköy ve çevresinde kömür madeni istemeyen Alaçam Muhtarı Turhan Yıldırım, Balcılar Muhtarı Mesut Esmer, Güllük Muhtarı Ali Polat, Ekinambarı Muhtarı Barış Ülkü, Karacahisar Muhtarı Ali Dere de etkinlikte aldı.


Çevre köylerdeki muhtarlar ile köylüler etkinliğe traktörler ile konvoy yaparak girdi. Etkinlikte son olarak yurttaşlar zeybek oynadı.


NEJLA IŞIK: “BU YASAYLA BİRLİKTE BİZİM GÜNDÜZÜMÜZ GECEMİZ, BİRBİRİNE KARIŞTI”
Etkinliğin sonunda İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık, Gündem Fethiye’ye konuştu.
Akbelen nöbetini ve Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesildiğini hatırlatan Işık, altı yıldır mücadelenin devam ettiğini ve yürürlüğe giren yasayla birlikte de mücadelenin devam edeceğinin altını çizdi.


Mücadeleyi büyütmeyi hedeflediklerini aktaran Işık, “Bir maden yasası geldi. Bir buçuk, iki ay oldu herhalde. Bu yasayla birlikte bizim gündüzümüz gecemiz, birbirine karıştı” dedi.


Altı yıldır Akbelen’de yaşananlara dikkat çeken Işık, şu ifadeleri kullandı: “Bunu geçirirlerse hepimizin ölüm fermanıdır dedik ve buradan köylüler olarak bir büyük otobüsle, bir küçük araçla birlikte Komisyon’a gittik. Israra rağmen Komisyon’a alınmadık, saatler sürdü. Zorla girdik, sözümüzü kurduk ama bu şirketler, Akbelen kesildikten sonra bu mücadeleyi bitirmek için ‘yasayı değiştireceğiz, zeytin yasasını değiştireceğiz’ gibi söylemleri çokça kurdular. Bu dediğini de yaptılar.”


“MESELE SADECE ZEYTİN TAŞIMAK DEĞİL, BU YASAYLA BİZİM KÖKÜMÜZÜ TOPLAYIP ATACAKLAR”
İki buçuk yıldır Akbelen’de tuttukları nöbete rağmen Akbelen Ormanı’nı kestiklerine dikkat çeken Işık, “Ankara’da büyük bir direniş gösterdik, istikrarlı bir duruş sergiledik; buna rağmen, geçirdiler. Açlık grevine girdik, sıcak demedik, soğuk demedik. Gerçekten çok zor şartlarda sokakta yattık” dedi.


Bunun sadece İkizköy’ün ve Akbelen’in sorunu olmadığını, Türkiye’nin sorunu olduğunun altını çizen Işık, “Mesele sadece zeytin taşımak değil, bu yasayla bizim kökümüzü toplayıp atacaklar” ifadelerini kullandı.


Kanun’dan Muğla’da 48 köyün etkileneceğinin söylendiğini fakat 57 köyün etkileneceğini belirten Işık, şu soruları sordu:
“Orada, bizim karşımıza ikide bir muhtarları çıkardılar, ikide bir sendika başkanlarını ve işçileri çıkardılar. 5 bin işçi, işsiz kalacak. Peki 48-57 köydeki yaşayan insanlar? Ekmek sadece bu santrallerde mi var?”


“BİLİYORUM Kİ O ZEYTİNLERE GİRECEKLER, BUGÜN OLMAZSA YARIN GİRECEKLER”
Işık, sözlerine şu şekilde devam etti: “Burada yok edilmek istenen bizim geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği, su kaynaklarımız.”
Maden yasasını tanımadıklarının altını çizen Işık, “Bu yasa sizin, şirketlerin; topraklar bizim dedik, zeytinler bizim dedik, yaşam bizim dedik. Bunu demeye devam edeceğiz. Örgütlenmeyi büyüteceğiz; büyümeye, çoğalmaya devam edeceğiz” dedi.


CHP’nin Kanun’a karşı dava açtığını söyleyen Işık, “Biliyorum ki o zeytinlere girecekler, bugün olmazsa yarın girecekler. Bunun duyumlarını çok çalıyoruz. Biz İkizköy Akbelen olarak karşısında duracağız ama burası teslim olursa buradan Çamköy’e giderse bunun önünde hiç kimse duramayacak ve 57 köyümüz gidecek buradan” ifadelerini kullandı.


“HAYATLARIMIZI VAHŞİCE SÖMÜREN ENERJİYİ, İSTEMİYORUZ”
Diğer yandan, Akbelen nöbetinin evlerinden devam ettiğini dile getiren Işık, şunları aktardı: “Nöbet alanınız hâlâ duruyor. Eskisi gibi orayı çok faal kullanamıyoruz ama Akbelen’den gözlediğimiz zeytinliklerimiz var, Işıkdere kenarında kalan evimizden gözlüyoruz; tarlamızdan nöbetteyiz, zeytinin dibinden nöbetteyiz. Nöbetimiz yedi yirmi dört bir fiil devam ediyor.”


Çiftçilerin ürettiklerini kaybedeceğini vurgulayan Işık, “Şehirde bunları bulamayacaksınız, cebinizde tonlarca para olsun hiç fark etmez suyu bulamayacaksınız. Su kaynağı yok ediliyor, dereler kurutuluyor, kuyular kurutuluyor. Su yoksa yaşam yok” dedi.
Güneşte duramadıklarına dikkat çeken Işık, “Hayatlarımızı vahşice sömüren enerjiyi, istemiyoruz. Biz bunun karşısındayız. Topraklarımızı, zeytin ağaçlarımızı, emeğimizi, alın terimizi korumaya; bu mücadeleyi büyütmeye biz devam edeceğiz. Bu yoldan dönüş yok” ifadelerini kullandı.
“KARA TREN YÜRÜTMEK GİBİ BİR AKIL VAR, BU NEDENLE DE DOĞAMIZI TAHRİP EDİYOR”
Termik santralin, modasının geçtiğine ve teknolojik olarak yetersiz olduğuna dikkat çeken CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, şunları aktardı:
“Artık enerji üretimde kullanılmayan bir yöntemin, kömürün yakılması suretiyle buhar elde edilmesi ve bu buharın elektrik enerjisine dönüştürülmesi sistemi, kara tren döneminde kalmış bir uygulamadır. Hâlâ kara tren yürütmek gibi bir akıl var, bu nedenle de doğamızı tahrip ediyor.”
Akbelen’de de ormanın altındaki kömürün alınması için ormanların yol edildiğini vurgulayan Uzun, Akbelen Ormanı’nın güncel hali için “Çıplak bir arazi, ak bir toprak ve üzerinde hiçbir şey yetişmeyen bir coğrafya haline gelmiş durumda” dedi.
Zeytin yasasının, o alana girişe izin vermediğinin altını çizen Uzun, “Şimdi ise bu yasayla, altında kömür olan alanlara eğer üstünde zeytin var ise onların oradan alınıp götürülmesi suretiyle altındaki kömüre ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.


“BURALARA ARTIK YENİDEN ZEYTİN AĞACI DİKMEK, YENİDEN ORMAN YETİŞTİRMEK MÜMKÜN OLMAYACAK”
Ormanların bitirildikten sonra, zeytinlik alanların da yol edileceğini dile getiren Uzun, “Burası çöl gibi hiç yaşanamaz bir hâle getirecek. Buradaki insanların aslında eziyeti bu ve buna gerçekten mecbur değiliz” dedi.
Türkiye’nin enerji açığı olmadığını vurgulayan Uzun, şunları aktardı: “Yarın, enerjinin fazlasını tutamayıp ihraç edeceğiz ama o ihraç ettiğimiz aşamalarda buralar mahvolmuş durumda olacak ve buralara artık yeniden zeytin ağacı dikmek, yeniden orman yetiştirmek mümkün olmayacak. Mümkünse bile bu nesiller değil. Belki bir sonraki nesillerin göreceği bir durum yaratılacak.“
İnsanları yaşamlarından ederek ve insanlara hizmet etmek için elektrik enerjisi üretilmemesi gerektiğinin altını çizen Uzun, “Aklınızı başınıza toplayın, insanı yaşatmak kadar değerli bir varlık yoktur, bu enerjiden de değerlidir” dedi.


“ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN BUNUN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI İSTİYORUZ”
Torba yasanın, Anayasa Mahkemesi’ne taşınma süreci hakkında da konuşan Uzun, “Belki yaşanan olumsuz örneklere bakarak bu tür düşünceye sahip olan insanlarımız olamaz ama biz Türkiye’nin hâlâ bir hukuk devleti olduğuna inanmak ve bunu yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Maden yasasını, gelecek hafta Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıklayan Uzun, “Anayasa Mahkemesi’nden bunun yürütmesinin durdurulmasını istiyoruz” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin geç işlemesinden dolayı zeytinliklerin yasadan etkilenmesinin kaygı yarattığına dikkat çeken Uzun, sürece ilişkin şunları söyledi:
“Yürütmeyi durdurmayı çabuk istiyoruz. Bir an önce zeytinlerin ortadan kaldırılmasına sebep olunmadan müdahale edilmesini istiyoruz ve bunu Anayasa Mahkemesi ile de dava açarken de ayrıca görüşeceğiz. Talep dilekçemizde de bu konunun altını özellikle çizdik.”
“BU YASA, SU KAYNAKLARIMIZI DA TEHDİT EDİYOR”
Yasanın sadece zeytinleri ve ağaçları tehdit etmediğine, geleceği de tehdit ettiğine dikkat çeken CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, şunları dile getirdi;
“Halkımızın, yurttaşlarımızın karşı çıkmalarına; bu konuda bilim insanlarının açıkladığı raporlara rağmen ne yazık ki Meclis’ten geçti ama biz o gün de Meclis’in önünde yurttaşlarımızla beraber söylemiştik, bu bir son değildi. Halka rağmen yapılan hiçbir şeyin başarıya ulaşma ihtimali yok ve toplumda kabul edilme ihtimali de yok.”


Direnişin Milas’ta Akbelen’de devam ettiğinin altını çizen Özcan, “Muğla’nın, ülkemizin suya da ihtiyacı var. Bu yasa, su kaynaklarımızı da tehdit ediyor” dedi.
Torba yasanın, Zeytin yasasına aykırı olduğunu ve bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne gerekli başvuruları yaptıklarını söyleyen Özcan, şunları aktardı: “O zeytinlikleri söktürmeyeceğiz, tarihimizi söktürmeyeceğiz, geçmişimizi söktürmeyeceğiz ve geleceğimiz için de zeytinin güzelliğini, zeytinin yeşilini; kömürün karasına da değiştirmeyeceğiz.”
“KOMİSYON’DA DERDİMİZİ ANLATMAYA ÇALIŞTIK PEK ANLAMADILAR”
Akbelen’de, Ankara’da; Çankaya’da parkta direnirken ve Meclis’in önünde hep beraber olduklarına dikkat çeken CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, şu ifadeleri kullandı:
“Komisyon’da derdimizi anlatmaya çalıştık pek anlamadılar. Algı problemi var bunlarda ama en kısa zamanda göndereceğiz, ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaklar.”


Torba yasanın, Anayasa Mahkemesi’ne gideceğinin altını çizen Öneş Derici, “Anayasa Mahkemesi’nden dönecek, orada yapacaklarını yapmak isteyecekler; engel olacağız, karşılarında duracağız ve mutlaka kazanacağız” dedi.
Öneş Derici, son olarak “Bu köylü, bu milletin efendisidir ve en önemlisi biz; laik, demokratik bir hukuk devleti olması için Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için, toprağımızı korumak için ne gerekiyorsa yapacağız. Onlar gidecek, biz kalacağız” ifadelerini kullandı.


Etkinliğin sonunda ise aşure dağıtıldı.
İkizköylü Aytaç Yakar, yeni Kanun’a tepki olarak kömürden aşure hazırladı. Yakar, torba yasanın Meclis Genel Kurulu’nda olumlu oy kullanan milletvekillerine yönelik “Yasayı getirenler, imzayı atanlar yesin bunu” dedi.
NE OLMUŞTU?
Teklif, 13 Haziran’da TBMM Başkanlığı’na sunuldu. 19 Haziran’da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşmeler başladı.
Muğla başta olmak üzere farklı kentlerden gelen yurttaşların komisyona alınmaması, AK Parti ve muhalefet partileri arasında fiziksel tartışmalara yol açtı. Avukat Yakup Okumuşoğlu Meclis’te yerde sürüklendi.
26 saat süren görüşmelerin sonunda teklif, 20 Haziran’da komisyon tarafından kabul edildi.
Ardından torba yasa kapsamında TBMM Genel Kurulu’na geldi. Bu süreçte Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nı korumak için bir araya gelen ve Akbelen Ormanı’nın kesilmesinden sonra da köyleri maden tehdidi altında olan İkizköylüler, 3 Temmuz’da Ankara’daki Cemal Süreyya Parkı’nda nöbete başladı.
Köyleri yasadan doğrudan etkilenecek olan İkizköylüler görüşmelerin devem ettiği sırada, 16 Temmuz’da “süper izin yasasına” karşı açlık grevi başlattı. Açlık grevi, 19 Temmuz akşam saatlerinde yurttaşların sağlık problemleri nedeniyle hastaneye kaldırılmalarının ardından sona erdi.
Yasanın Genel Kurul’da görüşülmesi ise 8 Temmuz’da başladı. Görüşmeler sırasında muhalefet vekilleri ile AK Parti milletvekilleri arasında arbedeye varan tartışmalar yaşandı.
YASA NE GETİRİYOR?
İlk maddeye göre, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinde “ÇED gerekli değildir” kararının yanlış yorumlandığı öne sürülerek şirketlerin, gerekli izinleri alabilmesi için ÇED sürecinin tamamlanması gerekliliği ortadan kaldırılıyor.
İkinci maddeyle maden sahalarının çevresel rehabilitasyonu için ödenen çevre uyum teminatlarının yerine “rehabilitasyon bedeli” sistemi getiriliyor.
Üçüncü maddede ise madencilik faaliyetleri için izin süreçleri yeniden yapılandırılıyor. İlgili kurumlar izin başvurularına üç ay içinde yanıt vermezse ek bir aylık sürenin ardından “izin verilmiş” sayılıyor.
Diğer yandan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) talebiyle devlet ormanlarında madencilik faaliyetleri için 24 ay süreyle bedelsiz izin veriliyor; bu süre gerektiğinde 12 ay daha uzatılabiliyor.
Dördüncü maddeyle stratejik veya kritik madenler tanımı değişiyor, acele kamulaştırma uygulanabiliyor ve zorunlu maden stoku tutma yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor.
Beşinci maddeyle ruhsat bedelinde yüzde 30 oranında indirim yapılıyor. Bunun yanında rehabilitasyon bedeli ruhsat bedelinden ayrıştırılarak ruhsat bedeli kadar bir tutarın rehabilitasyon bedeli olarak ödenmesi zorunlu hale getiriyor.
Ayrıca, ruhsat bedelinin devlet bütçesine giden pay yüzde 50’den yüzde 70’e çıkarılıyor. Bedellerin ödenmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde madencilik faaliyetine son verilmesi öngörülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, izin sahibi kamu kurum ve kuruluşunun bütçesinde ayırdığı ödenekleri rehabilitasyon amacıyla kullanabiliyor.
Altıncı maddeyle Teklif ile ruhsat sahiplerinin işletme ruhsat bedeli kadar rehabilitasyon bedeli ödemesi zorunlu hale getiriliyor. Tahsil edilecek işletme ruhsatı bedelinde yapılan indirim, asgari devlet hakkı miktarı da ruhsat bedelinin yüzde 50 fazlası kadar artırılıyor.
Diğer yandan krom madeni, Londra Metal Borsası’nda işlem görmediğinden, 3213 sayılı Maden Kanunu’na ekli 3 sayılı tablodan çıkarılarak genel hükümlere tabi oluyor.
Yedinci maddeyle arama ruhsatı düzenlenebilmesi için yatırım teminatı zorunluluğu getiriliyor. Ayrıca, IV. Grup madenlerin bent olarak ayrı ayrı ruhsatlandırılmasına imkân tanınabiliyor.
Sekizinci maddeyle arama döneminin sonuna kadar, üç boyutu ve miktarıyla rezervin belirlenmesi yükümlülüğü ve projede sunulan taahhüde uyulmaması hâli için teminatın iradı yaptırımı, asgari faaliyetlerin yapılmaması hâlinde ise ruhsat iptali yaptırımı öngörülüyor.
Ayrıca, programın iki yıl üst üste yüzde 50’nin altında gerçekleştirilmesi durumunda ruhsat iptal ediliyor. İşletilebilir rezerv bulunamayan durumlar için ruhsat bedeli ve ihale bedeli iade ediliyor.
Dokuzuncu maddeyle ruhsat süresinin uzatılması taleplerinin uygun bulunabilmesi için asgari üretim faaliyeti yapılması şartı getiriliyor. Bu asgari üretim şartının detaylarının ise yönetmelikle belirlenmesi bekleniyor.
Diğer yandan vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair belge ibrazına, rehabilitasyon bedeli iadesi başvuruları da dâhil ediliyor.
10’uncu maddeyle herhangi bir sebeple hükümden düşmüş, terk edilmiş veya taksir edilmiş bütün alanların; ihaleyle ruhsatlandırılması yerine, rezerv varlığına ilişkin herhangi bir verinin bulunmaması durumlarında alanların genel hükümlere tabi olarak ruhsatlandırılabiliyor.
Ancak, II. Grup (b) bendi ve IV. Grup maden alanlarının sahayla ilgili konum, rezerv ve geçmiş bilgiler doğrultusunda Genel Müdürlük kararıyla ihaleyle verilebiliyor.
AK Parti’nin verdiği önergeyle teklifin 11’inci maddesindeki yeni değişiklikle ise 3213 sayılı Maden Kanun‘a eklenen geçici 45’inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan “öncelik verilmek suretiyle” ibaresinden sonra gelmek üzere, “taşınan ve taşınamayan zeytin ağacı sayısının en az iki katı zeytin ağacı ile oluşan” ibaresi eklendi.
Yapılan değişiklikle zeytinliği taşınacak olan köylülere; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından uygun görülen ya da maden sahalarının bulunduğu il sınırlarındaki KİT’lere ait taşınmazlarda yer alan zeytinlikler, değerinin yüzde biri üzerinden 20 yıl süreyle doğrudan kiralanabilecek.
Diğer yandan teklifin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi olan şirketlere, elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla yürüttükleri madencilik faaliyetleri için zeytinlik sahalarında izin verilebilecek. Bu iznin verilebilmesi için madencilik faaliyetinin başka bir alanda yürütülmesinin mümkün olmadığının tespiti gerekiyor ve “kamu yararı” şartı aranıyor.
Faaliyetin yürütüleceği alandaki zeytin ağaçlarının mümkün olduğunca aynı il veya ilçe içerisinde başka bir alana taşınması gerekiyor. Ancak taşınması mümkün olmayan zeytin ağaçları olması halinde bile madencilik faaliyetine izin verilebilecek. Madencilik faaliyetlerine izin verilen şirketler, taşınan veya zarar gören ağaçlar için eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik tesis etmekle yükümlü tutuluyor.
MUĞLA NASIL ETKİLENECEK?
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), kanun teklifi ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı ve Muğla’da 48 köy ve mahalle acele kamulaştırma ve yerinden edilmeyle karşı karşıya kalabileceği belirtildi.
MUÇEP’in araştırmasına göre, Muğla’da etkilenecek köy ve mahalleler ile nüfusları şu şekilde:
| Mahalle/Köy | Nüfus |
| Kuzyaka | 756 |
| Kısırlar | 462 |
| Söğütçük | 1631 |
| Çiftlikköy | 492 |
| Karacahisar | 708 |
| Pınararası | 189 |
| Çamköy | 775 |
| İkizköy | 218 |
| Karacaağaç | 144 |
| Bağdamları | 1654 |
| Sekköy | 44 |
| Bayırköy | 338 |
| Akçakaya | 294 |
| Fesleğen | 791 |
| Hasanlar | 367 |
| Çakıralan | 237 |
| Gürceğiz | 188 |
| Türkevleri | 826 |
| Yoğunoluk | 348 |
| Dereköy | 267 |
| Pınarköy | 517 |
| Hüsamlar | 346 |
| Çamlıca | 254 |
| Kalem | 526 |
| Alatepe | 362 |
| Kultak | 392 |
| Çaybükü | 321 |
| Gökpınar | 732 |
| Bozüyük | 1060 |
| Bağyaka | 337 |
| Kapabağ | 546 |
| Eskihisar | 560 |
| Bencik | 1751 |
| Köklük | 479 |
| Kafaca | 1511 |
| Akçaova | 1708 |
| Salihpaşalar | 384 |
| Bayır | 6301 |
| Bahçeyaka | 624 |
| Hisarardı | 397 |
| Hacıbayramlar | 588 |
| Yeniköy | 349 |
| Şahinler | 633 |
| Yeşilbağcılar | 849 |
| Kırık | 201 |
| Gökgedikköyü | 402 |
| Yayla | 249 |
| Yava | 238 |











