Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Seki Çayırı’nın TOKİ’ye bedelsiz devredilmesine karşı Seki ve Çevresi Kalkınma, Dayanışma ve Kültür Derneği (SEKİ-ÇEVDER) ile yurttaşlar, idari işlemin iptali ve durdurulması istemiyle dava açtı. Dernek tarafından yayımlanan açıklamada, “Seki Çayırı’nın, rant veya plansız yapılaşma değil; kamusal yarar, çevre hakkı ve adil paylaşım ilkeleriyle korunması gerektiğine inanıyoruz” denildi.
Muğla’nın Seydikemer ilçesinde yer alan Seki Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Seki Çayırı’nın 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un EK-4 maddesi uyarınca “Arsa üretim alanı” ilan edilerek Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) bedelsiz olarak devredilmesine karşı SEKİ-ÇEVDER ile yurttaşlardan oluşan 100 davacı, Muğla İdare Mahkemesi’nde idari işlemin iptali ve durdurulması istemiyle dava açtı.
Konuya ilişkin SEKİ-ÇEVDER tarafından “Seki Çayırı halkındır: kamu yararı ve çevre hakkı için dava açtık” başlığıyla yapılan açıklamada, kuruluş amaçları hakkında şu ifadeler kullanıldı:
“Seki yöresinin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmak, doğal ve kültürel varlıklarını korumak, dayanışma ve yardımlaşmayı güçlendirmektir.”


Seki Çayırı olarak bilinen ve yüzyıllardır bölgede yaşayan yurttaşların ortak kullanımında bulunan tarımsal ve ekolojik değeri yüksek alanın korunmasının, asli sorumlulukları arasında olduğunun vurgulandığı açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Dava konusu işlem; ne dar gelirli vatandaşların konut ihtiyacına yönelik somut bir gerekliliğe, ne de planlama ve çevre hukukunun öngördüğü kamu yararı anlayışına uygundur. Aksine, Seki Çayırı’nın ekolojik bütünlüğünü, su kaynaklarını ve tarımsal üretim kapasitesini tehdit eden bir yapılaşma baskısı yaratmaktadır.”


“BU DAVA; YEREL HALKIN KARAR SÜREÇLERİNE KATILIM HAKKININ DA SAVUNULMASI ANLAMINI TAŞIMAKTADIR”
Açıklamada, söz konusu taşınmazın TOKİ’ye bedelsiz devrinin; Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un öngördüğü “sosyal konut üretimi” amacını aştığına, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun planlama bütünlüğüne ve kamu yararı ilkelerine aykırı olduğuna, Anayasa’nın 56’ncı maddesinde yer alan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” ile bağdaşmadığına dikkat çekildi.
Sadece bir mülkiyet devri işlemine değil, Seki’de yaşayan yurttaşların; yaşam alanlarını, meralarını ve ortak geleceğini ilgilendiren çevresel ve toplumsal karara karşı hukuki yollara başvurduklarının altının çizildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu dava; Seki’nin doğal, kültürel ve kırsal dokusunun korunması kadar, yerel halkın karar süreçlerine katılım hakkının da savunulması anlamını taşımaktadır. Bizler, Seki halkı olarak; geçmişten bugüne ortak yaşam kültürümüzün simgesi olan Seki Çayırı’nın, rant veya plansız yapılaşma değil; kamusal yarar, çevre hakkı ve adil paylaşım ilkeleriyle korunması gerektiğine inanıyoruz.”












