Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtlayan Avukat Okşan Palabıyıkoğlu, yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiği söyleminin gerçekleri yansıtmadığını aksine kadınları güvencesiz ve belirsiz koşullara mahkûm edebileceğini söyledi. Palabıyıkoğlu, “Eşitsizlik isteyen bu örgütlü saldırıya karşı yegâne gücümüz dayanışma ve örgütlü kadın hareketi. Hep denediler, hep geri çekildiler. Bu sefer de geri çekilecekler” dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Gündem Fethiye kadın hakları mücadelesinin farklı başlıklarını konu alan söyleşi dizisine başlıyor.
Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği gönüllüsü Avukat Okşan Palabıyıkoğlu, söyleşi dizisinin ilki için Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtladı.
YOKSULLUK NAFAKASI DÜZENLEMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Palabıyıkoğlu yeni yoksulluk nafakası düzenlemesini şu şeklide açıkladı: “ ‘6. Yargı Paketi’ olarak adlandırılan düzenlemenin basına yansıyan ayrıntılarına göre 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 2 ile 5 yıl arasında süren evliliklerde 7- 8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde ise 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor. Yani düzenleme ile ‘nafaka ödeme süresine üst sınır konulması’ ve ‘evlilik süresine göre nafaka ödenmesi’ sağlanacak”
NAFAKA GERÇEKTEN ERKEKLERİ MAĞDUR MU EDİYOR?
Nafakanın erkekleri mağdur ettiği konusunda oluşturulan mağdur erkek algısının gerçekleri yansıtmadığını belirten Palabıyıkoğlu “Medya önüne gelmiş birkaç magazinsel, istisnai örnek tüm topluma mal ediliyor ve milyonlarca mağdur kadın görmezden gelinerek birkaç örnek üzerinden mağdur yaratılmaya çalışılıyor. Asıl mağdur olan kadınlar!” dedi.
Asıl mağdurun kadınlar olduğunun verilerle de ortaya koyulduğunu söyleyen Palabıyıkoğlu, “Araştırma Şirketi KONDA’nın verilerine göre nafaka meblağlarının yüzde 66’sı 500 liranın altında ödeniyor. Bu dilimde ödenen nafakaların ortalama ücreti ise 226 lira. Kadın Dayanışma Vakfı’nın hazırladığı ‘Yoksulluk Nafakası Araştırması’ raporuna göre ise, mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 50,7’si yükümlüleri tarafından hiç ödenmedi. Mağdur olduğunu dile getiren grupların ise kamuoyu ile paylaştığı ne bir bilimsel çalışma ne anket çalışması ne de elde edilen veriler var. Ortada düpedüz mağduru oynayan bir grup adam algı yönetiyor. Asıl mağdur olan nafakasını alamayan kadınlar” dedi.
“1 GÜN EVLİ KADIM HAYATIM BOYUNCA NAFAKA ÖDÜYORUM SÖYLEMİ GERÇEKLERİ YANSITMIYOR”
“Bir gün evli kaldım hayatım boyunca nafaka ödüyorum” söylemini değerlendiren Palabıyıkoğlu şunları söyledi: “Evet ben de bu olayı biraz araştırdım. Kastamonu’dan bir vatandaş sosyal medya aracılığı ile bir kadınla tanışır ve evlenir. Düğünün ertesi günü kadın kaçar ve bu vatandaşa boşanma davası açar. Vatandaş da adaleti magazin basınında arar. Magazin basınını günlerce meşgul etmiş filmlere konu olabilecek kadar istisnai olan bu olay kadınların nafakasına göz dikme harekatının bu günlerdeki şiarı oluverir! Bir gün evli kalıp, hayat boyu nafaka ödemek gibi bir gerçeği ne bu hukuk sisteminde ne de başka hukuk sistemlerinde bulabilirsiniz. Çünkü evlilik bir gün sürüyorsa zaten hataen yapılmıştır ve hukuken batıl sayılmalıdır. Bu söylem gerçek değil.”
HANGİ DURUMLARDA KİŞİ YOKSUL SAYILIR?
Palabıyıkoğlu yoksulluk nafakasının bir kadına, talebi halinde ve yoksulluğa düşecek olması ihtimalini ispat etmesi durumunda bağlanacağını söyledi. Yoksulluk durumunu ise şu şekilde açıkladı: “Eğer kadın evlilik süresince yaşadığı standardın altına düşecekse yoksullaşmış sayılır. Boşandığı erkekle eşit koşullarda çalışan bir kadına zaten nafaka bağlanmaz. Nafaka bağlanan kadınların çok büyük bir kısmı ev kadınıdır. Yani evlilik süresince parayı zaten adam getirmiş kadın da eve emeği ile katkı sunmuş. Boşandığında ev işleri haricinde hiçbir uzmanlığı olmayan bu kadın nasıl iş bulacak? Nafakanın bağlanma sebebi tam da bu. Kadının mağduriyetini gidermek. Eğer kadın iş bulursa, evlenirse, fiilen başka biriyle yaşarsa, miras kalırsa nafaka kaldırılır zaten. Yani hayat boyu ödenen bir nafaka hukuk sistemimizde yok.”
“YOKSULLUK NAFAKALARI O KADAR DÜŞÜK Kİ, ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN BİR ERKEK DAHİ BU MEBLAĞLARDAN FAKİRLEŞMEZ”
Palabıyıkoğlu bir kadına ödenen yoksulluk nafakasının ise bir erkeği yoksullaştıracak düzeyde olmaktan çok uzak olduğunu ifade etti: “Bu ülkede avukatlık mesleğini icra eden bir kadın olarak şunu söyleyebilirim; kadınlara ödenen yoksulluk nafakaları o kadar düşük ki, asgari ücretle çalışan bir erkek dahi bu meblağlardan fakirleşmez. Kaldı ki, nafaka da erkeğin beyan ettiği gelire göre hesaplanıyor. Mal kaçırmanın erdem sayıldığı bu günlerde erkeklerin çok büyük bir çoğunluğu gelirini zaten çok düşük beyan ediyor.”
Palabıyıkoğlu, yoksulluk nafakasının kadınlar neden önemli olduğunu anlatırken ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı, kadına üç çocuk doğur kariyerini evde yap diyen bir sistemde boşanma sonucu kadınlar yoksullaşıyor, erkekler değil. Kariyerini evlilik hayatı ile yapmış olan bir kadın için nafaka hayati önemdedir çünkü bu kadın kolay kolay dışarıda artık iş bulamaz.”
Palabıyıkoğlu, “nafaka mağdurları”nın ise mağduriyetten dolayı ortaya çıkmadıklarına emin olduğunu, kadın haklarına sistemli bir saldırı harekatının trolleri gibi olduklarını ifade etti.
“AİLE ARABULUCUĞU İLE EŞİTSİZLİK MAĞDURU KADINLAR DAHA DA EŞİTSİZ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYA KALACAK”
Aile arabuluculuğu sistemi ile çekişmeli boşanmaların kolaylaşacağını ifade eden Palabıyıkoğlu, aile arabuluculuğu sistemini şu şekilde açıkladı: “Arabuluculuk, mahkemelerin velayet ve nafaka konusunda anlaşılması halinde boşanma kararı vermesi, tazminat ve diğer uyuşmazlıkların boşanma sonrasında devam edip karara bağlanması, bu konuda aile arabuluculuğu mekanizmasının da işletilebileceği biçiminde yer alıyor.”
Palabıyıkoğlu’na göre ise bu durum kadınları daha da eşitsiz bir duruma düşürecek: “Boşanma arabuluculuk mekanizması ile çok kısa bir sürede sağlanacak ancak, nafaka dahil maddi talepler daha ileri bir tarihte dava ile ileri sürülebilecek. Bu da yıllar süren davalar demek. Eşitsizlik mağduru kadın bu mekanizma ile daha da eşitsiz bir durumla karşı karşıya kalacak. Sırf bu sebeple boşanmayı dahi istemeyecek milyonlarca kadından bahsediyoruz. Böylelikle aile kurumu istedikleri şekilde korunurken milyonlarca kadın şiddetin her türüne ve mutsuzluğa mahkûm edilecek.”
DÜZENLEME KABUL EDİLİRSE KADINLARI NE GİBİ ZORLUKLAR BEKLİYOR?
Palabıyıkoğlu düzenlemenin kabul edilmesi durumunda kadınların bekleyen durumu şekilde açıkladı: “Düzenleme ile boşanmaların önlenmesi hedefleniyor, evet. Kadının erkek tarafından hiçbir maddi talep mevzu bahsedilmeksizin adeta boş ol ile kapı önüne konulabilmesi saiki ile hareket ediliyor. Böylece, kadın boşanmadan korkup, sinecek; boşanması halinde belirsiz ve güvencesiz bir hayata mahkûm edilecek.”
Palabıyıkoğlu, bu durumla mücadele etmenin yolu olarak ise örgütlü kadın hareketi olarak gösterdi: “Eşitsizlik isteyen bu örgütlü saldırıya karşı yegâne gücümüz dayanışma ve örgütlü kadın hareketi. Hep denediler, hep geri çekildiler. Bu sefer de geri çekilecekler.”