Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de, kömür madeni için kesilmek istenen Akbelen Ormanı’nı savunmak için nöbet tutan yurttaşlar, 690 gündür tuttukları nöbeti sürdüreceklerini dile getirmek ve 2030 yılına kadar kömürlü termik santrallerin kapatılmasını talep etmek için bir araya geldi. Gece yarısı ise nöbet alanında jandarma ekipleri tarafından kontrol gerçekleştirildi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi (YK Enerji) tarafından kömür madeni için kesilmesine karşı mücadele eden yaşam savunucuları, Fosil Yakıt Karşıtı İnisiyatif’in başlattığı “2030’da Kömürsüz Türkiye” kampanyası kapsamında Akbelen Ormanı çadırlı nöbet alanında 4 Haziran 2023 tarihinde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ile İkizköy Çevre Komitesi’nin de içinde bulunduğu 17 çevre ve ekoloji örgütünün çağrıcısı olduğu kampanya için Muğla’nın Bodrum ilçesinde 3 Haziran 2023 tarihinde Muğla Çevre Platformu meclis toplantısı programı kapsamında da basın açıklaması gerçekleştirilmişti.
“BİR AVUÇ KÖMÜRCÜ ŞİRKETİN VE SERMAYENİN ÇIKARLARI UĞRUNA YAŞAM ALANLARIMIZI KAYBETTİK”
Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı Nejla Işık tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yıllardır Anadolu’nun kadim topraklarının tahribatına dur demek için haykırıyoruz. Bir avuç kömürcü şirketin ve sermayenin çıkarları uğruna, kontrolsüz bir şekilde daha fazla ekonomik büyüme aşkına yaşam alanlarımızı kaybettik. Toprağımız, havamız, suyumuz kirlendi, nefes alamaz hale geldik.
Bu talan düzeninin çarkını döndürmek için davalarımıza engeller konuldu, acele kamulaştırmalar yoluyla yıldırılmaya çalışıldık, sesimizi yükselttiğimizde karşımızda kolluk kuvvetlerini bulduk.
Kamu yararını gözetmeyen, bilimsel gerçekleri görmezden gelen, yöre halklarına söz hakkı bırakmayan politikaların kriz üzerine kriz, yıkım üzerine yıkım getirdiğini yaşadığımız son deprem ve sel felaketlerinde bir kez daha gördük. Canlarımızı, kentlerimizi yitirdik ve bu gidişat devam ettiği müddetçe karşı karşıya olduğumuz krizler katlanarak artacak.”
“YILLARDIR KÖMÜRÜN CEFASINI ÇEKEN BİZLER, DAHA FAZLA KRİZLE KARŞILAŞMAMAK İÇİN ARTIK YETER DİYORUZ”
“Kömürlü termik santral bölgelerinde her gün hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalan, kömür madenciliği bölgelerinde her gün zeytinini, evini, geçim kaynağını kaybetme tedirginliğiyle yaşayan; kısaca yıllardır kömürün cefasını çeken bizler, daha fazla krizle karşılaşmamak için artık yeter diyoruz” diyen Işık, sağlıklı, adil, eşitlikçi iklim dostu yarınlarda huzurla yaşamak istediklerini söyledi.
Doğayla uyumlu yeni bir başlangıç için, kömürden adil bir çıkışı daha geç olmadan başlatmak için Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 bildirisini kamuoyu ile paylaştıklarını belirten Işık, “Yaşamı savunan herkesi taleplerimiz çerçevesinde bir araya gelmeye davet ediyoruz” dedi.
Işık, taleplerini ise şöyle sıraladı:
● Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın.
● Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin.
● Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun.
● Kömür arama çalışmaları durdurulsun.
● Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler özlük haklarını ve geleceklerini güvence altına alacak programlarla desteklensin.
● Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki ve yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin.
● Krizlere karşı dirençli bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarını değil, kamu yararını, bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin.
“AKBELEN ORMANI’NI DÖRT SENEDİR NASIL YAŞATIYORSAK BUNDAN SONRA DA ÖYLE YAŞATACAĞIZ”
Basın açıklamasının ardından Gündem Fethiye’ye konuşan Işık, YK Enerji tarafından Akbelen Ormanı’nda kesim yapılacağı duyumlarının artması üzerine çadırlı nöbet alanına çağrıda bulunduklarını dile getirdi.
Nöbetin 690’ıncı gününde olduklarını belirten Işık, “İkizköy’ün topraklarını, zeytinlerini, meyvelerini, havasını, suyunu; iklim krizine karşı, kömür canavarına karşı korumaya çalışıyoruz dört senedir ve koruyoruz. Dört senedir bu ormana giremediyse buradaki direniş, buradaki mücadele ve o yaşam savunucuların verdiği destek sayesindedir. Bunu her zaman söylüyoruz. Hepsine binlerce kere teşekkür ediyorum yine. Bir çağrımızda yine Bodrum’dan, Muğla’dan, farklı bölgelerden, İzmir’den, İstanbul’dan yine dostlar geldi sağ olsun” ifadelerini kullandı.
Işık, 6 Şubat depremi ile Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi dolayısıyla nöbet alanında durgunluk yaşandığına dikkat çekerek, “Seçimi kaybetmiş olmanın verdiği rehavetle şirket hemen dedikodularına, ‘Akbelen Ormanı’na gireceğiz, Haziran’ın 1’inde kesim için gireceğiz’ diye söylemlere başladılar. Birinci tur seçimlerden hemen sonra arkeolojik kazılara başladılar Akbelen Ormanı içinde, sondajlara başladılar. Akbelen Ormanı’nı yok etmek için adım adım çalışmalarını sürdürüyorlar. Buradaki tacizler devam ediyor. Görmüşsünüzdür gelirken o Karacahisar yol sapağında altı yedi tane şirket aracı burayı gözetlemede. Ne zaman burada böyle bir kalabalık görse bir şey görse biliyor buradan bir şey çıkacağını. Girmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Dediğimiz gibi nöbet devam edecek. Kesin nöbetimizi bırakmayacağız” dedi.
Kömürlü termik santraller yüzünden yeraltı su kaynaklarının, su kuyularının kuruduğuna işaret eden Işık, “Artık yok ediş planlarından vazgeçsinler. Biz üzerimize düşen neyse yapacağız bu uğurda. Buradan dönmek yok. Her zaman söylüyoruz, ölmek var dönmek yok diyoruz ama yaşamak var, yaşatmak var diyoruz. Yaşayacağız da yaşatacağız da. Akbelen Ormanı’nı dört senedir nasıl yaşatıyorsak bundan sonra da öyle yaşatacağız. Buradayız, dimdik ayaktayız, dostlarlayız, yoldaşlarlayız, yaşam savunucularıylayız. Haftaya yine bir etkinliğimiz var. Ekoloji örgütleri burada yine büyük bir toplantı yapacak. Bundan sonra bu süreci bu şekilde geçireceğiz. Birlik olacağız, beraber olacağız, çoğalacağız azalmayacağız ve bir dal ağacımızı kaybetmeyeceğiz bundan sonra ve Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz her zaman dediğimiz gibi. Sonuna kadar mücadeleye devam” diye konuştu.
“DEŞTİN KÖYÜ OLARAK AKBELEN’İN YANINDAYIZ”
Basın açıklamasının ardından Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası kapsamında düzenlenen program çerçevesinde, Kömürsüz 2030 Kampanyası ve Akbelen Ormanı mücadelesini konu alan forumlar düzenlendi.
Köylerinde kurulması planlanan çimento fabrikasına karşı mücadele eden Deştin köyünden Gamze Çetinkaya forumda söz alarak, “İki üç kişi zengin olacak diye bu kadar insanın hem sağlığını hem doğasını elinden almak istiyorlar. Biz direnmeye devam edeceğiz. Deştin köyü olarak biz buradayız. Ne zaman isterseniz ‘Alo’ deyin geliriz, her zaman yanınızdayız. Biz direne direne kazanacağız buna inanıyorum” dedi. Alanda “Deştin Çayı özgür akacak” sloganları atıldı.
“MÜCADELEMİZ BİRLİKTE KUVVETLİ”
Akbelen Ormanı’nı korumaya devam edeceklerini belirten İkizköylü Esra Işık ise söz alarak şunları söyledi: “Biliyorum hepimizin hayatlarında yoğunlukları var, hepimizin hayatlarında farklı mücadeleleri var, kişisel mücadeleleri var ama asıl burada hayatlarımız Akbelen ile birleşiyor çünkü Akbelen demek yaşam demek, Akbelen demek mücadele demek ve kendi yaşamlarımızdan ayrı bir şey olarak düşünülemez bence Akbelen. O yüzden olabildiğince hayatlarımıza baktığımız, odaklandığımız kadar gözümüz kulağımız bir yandan da Akbelen’de olsun. Şu an dayanışmaya en çok ihtiyacımızın olduğu bir zamandayız. Herkese geldiği için tekrardan teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, mücadelemiz birlikte kuvvetli bunu biliyoruz. Birlikte başaracağız bunu da biliyoruz. Biz umudumuz kaybetmiyoruz, kaybetmeyeceğiz çünkü bizi ayakta tutan asıl şey umut ve dayanışma”
“BURADAKİ GÜÇLÜ SES BELLİ Kİ YK ENERJİYİ RAHATSIZ ETMİŞ OLACAK Kİ YİNE JANDARMAYI ÜSTÜMÜZE SALDI”
Forumun ardından ise saat 23:00 sularında jandarma ekipleri ve Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait araçlar ile üç sivil aracın Akbelen Ormanı çadırlı nöbet alanına gelerek alnın fotoğraflarını ve videolarını çektikleri iletildi.
Konuya dair açıklama yapan Nejla Işık, ekiplerin neden geldiklerine dair yurttaşların sorularının yanıtlanmadığını, yanıtladığında ise belirsiz yanıtlar verdiğini belirtti. Işık, “Buradaki güçlü ses, doğanın sesi belli ki YK Enerjiyi rahatsız etmiş olacak ki yine jandarmayı, kolluk gücünü üstümüze saldı. Biz buradayız, yılmıyoruz, pes etmiyoruz, Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz” dedi.
“GEÇMİŞTE ORMANCILAR ORMANI KORURDU BUGÜN BİZ ORMANI ORMANCILARDAN KORUYORUZ”
İkizköylülerin Avukatı İsmail Hakkı Atal ise Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un ihlal edildiğini belirterek, “Geçmişte ormancılar ormanı korurdu bugün biz ormanı ormancılardan koruyoruz. Ormancılar burada zeytin kanunu ihlal eden, zeytinlerin 50 metre ötesinde kömür çıkartan, üç kilometreden fazla yaklaşması yasak olan Limak’a müdahale etmiyor. Biz burada güç birliği içerisinde direnişimize devam etme kararı verdiğimiz gün bize göz dağı vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Şirketin yasadışı faaliyetlerini şikayet edeceklerini belirten ve Anayasanın 10. maddesinde “Hiçbir kişiye, zümreye imtiyaz tanınamaz ve kanunlar herkese eşit uygulanır” ifadesini hatırlatan Atal, “Kanun önünde herkes eşittir ama Muğla Milas’ta beşli çeteden Limak’a kanunlar uygulanmıyor. Ormancılar, Milas Kaymakamlığı, Milas savcıları Anayasa’nın 10’uncu maddesini ihlal edip suç işliyorlar” ifadelerini kullandı.
Atal, Anayasa’nın kendilerine tanıdıkları hakları kullandıklarının altını çizerek, “Direnişimize devam ediyoruz, Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz” dedi.
NE OLMUŞTU?
Muğla’nın Milas ilçesinde bağlı İkizköy’de, bölge halkı YK Enerji’nin termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasını Akbelen Ormanı’na doğru genişletilmesine karşı çıkmıştı. 29 Nisan 2021’de ise İkizköylüler YK Enerji’ye Tarım ve Orman Bakanlığı’nın olur kararına istinaden Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından YK Enerji’ye Akbelen’de ağaç kesme izni verilmesine karşı hukuki süreç başlatmıştı.
17 Temmuz 2021’de Orman İşletmesi kesim ekibinin mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmesine karşın İkizköylüler ormanda 24 saatlik bir nöbete başlamıştı.
8 Ağustos 2021’de şirket yangın sıçrama ihtimali olduğu gerekçesiyle yeniden kesime gelmiş ve 100’ün üzerinde ağaç kesmişti fakat İkizköylüler daha fazla ağacın kesilmesine yeniden engel olmuştu.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olması rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
Davanın ikinci duruşmasında hazır bulunmasına rağmen İkizköylülerin tanıklarının dinlenmemesi, savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılmaması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi gibi taleplerin reddedilmesi üzerine reddi hakim talebinde bulunulmuştu.
Davanın 27 Mart 2023 tarihinde görülen altıncı duruşmasında ise İkizköylülerin avukatları duruşmanın uluslararası arenada takip edildiğini belirtmiş, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Özel Raportörü Mary Lawlor’un süreci izleyeceğine dair attığı tweeti mahkeme ile paylaşmıştı.
Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada ise mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede keşif gerçekleştirmişti. Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.
1 Mart 2022’deki ikinci bilirkişi inceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.
Mayıs 2022’de hazırlanan bilirkişi raporunda madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edilmiş ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunulmuştu.
8 Ağustos 2022’de ise üçüncü bilirkişi keşfi yapılmıştı. İkizköylüler 23 Ekim 2022 tarihinde Milas’ta bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirerek, bilirkişilerin üzerindeki baskılara son verilmesini istemişti. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı, İkizköylü Nejla Işık, “Biliyoruz ki vicdanlarının sesiyle yazılmış bilirkişi raporları Akbelen’in kurtuluşu olacak! Akbelen’i koruyacak bilirkişi raporunu umutla bekliyoruz” demişti.
Üçüncü bilirkişi raporu ise Akbelen Ormanı’ndan kömür madencilik yapılabileceğini söylemişti.