Termik santralin de yer aldığı Muğla’nın Yatağan ilçesinde kirletici maddelerde Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değerleri iki kat aşıldı.
Türkiye’de kanser vakalarının en çok görüldüğü bölgelerden biri olan Muğla’nın Yatağan ilçesinde, bir ay boyunca yapılan ölçümlerde, başta astım ve kanser olmak üzere pek çok hastalığa sebep olan PM 2.5 ve PM 10 kirleticilerine ilişkin değerler, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırların iki katını geçti.
DW Türkçe’ye konuşan İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, rakamlarla termik santralin kirlilik kaynağı olduğunu gözler önüne serdiklerini ifade ederek, “Çıkan sonuçların tamamı ne yazık ki termik santralin yoğun bir çevre kirliliği etkisi yarattığını ortaya koydu. Eylül ayını seçmemizin temel nedeni de aslında ısınmadan kaynaklı hava kirliliğini ele almamak yani vatandaşların evde tükettikleri kömürü, ısınma amaçlı kullanılan kömürün etkisinden ziyade tam anlamıyla kömürlü termik santralin etkisini ölçebilmekti” ifadelerini kullandı.
DEĞERLER, BELİRLENEN SINIRI İKİ KATIN ÜSTÜNDE AŞIYOR
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nin, çevre denetimlerinden muaf bir şekilde “Çevre İzni” ve geçici faaliyet belgesiyle çalışmaya devam eden termik santrallerden birisi olan Muğla Yatağan Termik Santrali’nin hava kirliliğine etkisini ortaya koymak amacıyla yürüttüğü çalışmada; Yatağan ilçesinde eylül ayı boyunca hava kirliliği parametreleri olan PM 2.5, PM 10, azot oksit ve kükürtdioksit ölçümleri yapıldı.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre; PM 2.5 değeri günlük ortalama 15 mikrogram/m3 olması gerekirken Yatağan’da bu sonuç günlük 45.24 mikrogram/m3’ün altına inmedi. PM 10 kirleticisinde ise günlük ortalamada Avrupa Birliği’nin (AB) sınır değeri 50 mikrogram/m3, DSÖ’nün de 45 mikrogram/m3 olmasına rağmen Yatağan’ın aylık ortalaması 128.25 mikrogram/m3’e yükseldi.
“DEĞERLERİN YOĞUN BİR ŞEKİLDE AŞILDIĞINI TESPİT ETTİK”
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kükürtdioksit parametresi özellikle kömür kaynaklı bir kirlilik olduğunun somut göstergesidir. kükürtdioksit ve azot oksitte de sınır değerlerin yoğun bir şekilde aşıldığını tespit etmiş bulunduk. Özellikle partikül madde konusunda astım ataklarının artması, kalp krizi riski ve aynı zamanda üst solunum ve alt solunum enfeksiyonlarının oluşması gibi sorunlarla karşı karşıya kalınıyor.”