Yaşam hakkı savunucuları, Fethiye Kaymakamlığı önünde bugün (19 Ağustos) “Hayvanları Koruma Kanunu” kapsamında gerçekleştirilen uygulamalara karşı bir araya geldi. Gündem Fethiye’den Duru Şevval Ayyüce’ye konuşan Hayvan Hakları Koruma Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Eda Sheldon, yarın (20 Ağustos) Kaymakamlık binası önünde oturma eylemine başlayacağını söyledi.
Yaşam hakkı savunucuları, Muğla’nın Bodrum, Datça, Marmaris ve Fethiye ilçelerindeki kaymakamlık binalarının önünde, bugün (19 Ağustos) saat 16.00’da eş zamanlı basın açıklaması yaptılar.
Fethiye Kaymakamlığı önünde yapılan açıklamayı Hayvan Hakları Koruma Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Eda Sheldon okudu. Yapılan ortak açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Yaşamı, katliama teslim eden düzen. Türkiye’de yıllardır kadın cinayetleri görmezden gelindi, çocuk istismarları cezasız bırakıldı, ormanlar rant uğruna yakılıp yok edildi. Bugün aynı zihniyet, hayvanlara karşı da yeni bir cephe açtı.
2024’te ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ adı altında yapılan değişikliklerle toplu kıyımlar meşrulaştırıldı. Artık açıkça ilan ediyoruz: Bu düzen için yaşamın hiçbir değeri yoktur. Katliam yasasıyla vicdanlar öldürüldü. Sözde ‘koruma’ adı altında yapılan değişiklikler, hayvanların toplu kıyımına dönüşmüştür.”
Belediyeler tarafından hayvanların sistematik şekilde toplatıldığının aktarıldığı açıklamada, “Ölüm kamplarına çevrilen barınaklara kapatılmakta ve sessizce yok edilmekte, bilinmeze gönderilmektedir” denildi.
“HUKUK YOK SAYILDI, TALİMAT DÜZENİ GETİRİLDİ”
Barınaklarda, zorunlu kısırlaştırmaların ve rutin aşılama programlarının durduğuna dikkat çekilen açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre bu uygulamaların, sokak hayvanlarının hem sağlıklı hem güvenli yaşaması için temel uygulamalar olduğunun altı çizildi.
Bu programların durmasının, hem hayvan hem de halk sağlığını tehdit ettiğinin vurgulandığı açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Hukuk yok sayıldı, talimat düzeni getirildi. Bakanlık, kanun ve yönetmelikte hayvan lehine uygulanabilecek maddelerin uygulanmasını engelleyen, mevzuata aykırı yazıları valiliklere ‘genelge’ olarak göndererek belediyeler üzerinde baskı kurmaktadır.”
Kanun’un hayvan lehine hükümleri hiçe saydığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İdarenin keyfi emirleri kanunun önüne geçmektedir. İl Hayvanları Koruma Kurulları, kanunun ruhuna ve lafzına aykırı kararlar almakta; hayvanları korumak yerine belediyelerin hayvanları toplama ve yok etme uygulamalarını meşrulaştırmaktadır.”
“HAYVAN SEVGİSİ VE BİLGİSİ OLMAYAN KİŞİLER HAYVANLARIN BAKIMIYLA İLGİLİ GÖREVLENDİRİLMEKTEDİR”
İl Hayvan Koruma Kurulu toplantılarında hayvan lehine alınan kararların, uygulamalarının takip edilmediğine, denetlemelerinin yapılamadığına ve sistemin hayvan aleyhine işletildiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Üstelik belediyelere torpille personel yerleştirildiği iddiaları ayyuka çıkmıştır, hayvan sevgisi ve bilgisi olmayan kişiler hayvanların bakımıyla ilgili görevlendirilmektedir.
Kanun ve yönetmeliklerde açıkça yazılı olmasına rağmen belediyelerin ve ilgili kurumların gönüllülerle işbirliği içinde çalışması hiçe sayılmakta; gönüllüler barınaklara alınmamakta, hayvanların yaşamını doğrudan ilgilendiren kararlardan dışlanmaktadır.”
“AV YASAĞI DERHAL GETİRİLMELİDİR”
Sistemin; hayvanı, çocuğu, kadını ve doğayı korumadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Ormanları koruyamayan, kadınları yaşatamayan, çocukları istismardan savunamayan bir devlet pratiği; şimdi de hayvanların yaşamına kastetmektedir. Yeni yasa ile popülasyonun ve sahiplendirmenin artacağı iddiaları bilimsel gerçeklerle çelişmektedir.”
Kısırlaştırma ve aşılamanın durmasından dolayı hem kontrolsüz çoğalmanın hem de sahiplendirmenin ciddi şekilde engellendiğinin vurgulandığı açıklamada, şunlar söylendi:
“Av yasağı derhal getirilmelidir. Bilimsel ve hukuki veriler açıktır; avcılık, hayvanların yaşam hakkına doğrudan saldırıdır. TCK, 5199 sayılı Kanun, Bern Sözleşmesi ve CITES’e göre vahşi yaşam korunmak zorundadır. Buna rağmen ‘sürdürülebilir av’ adı altında kitlesel katliamlar teşvik edilmektedir.”
“BU ÜLKE, VİCDANSIZ BİR DÜZENE TESLİM EDİLEMEZ”
Yaşam hakkını korumak için avcılığın derhal yasaklanması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu ülke, vicdansız bir düzene teslim edilemez. Tüm bunlar yaşanırken, yetki kendi ellerinde olmasına rağmen, bizzat çıkardıkları yasaları uygulamayan; genelgeler ile kanunu delen ve sorumluluk üstlenmeyen bir hükümet anlayışıyla karşı karşıyayız.
Cezasızlık düzenine, katliam yasalarına, bakanlıkların usulsüz talimatlarına karşı yaşamı savunacağız. Bu topraklarda yaşamı savunan milyonlar var ve biz çoğunluğuz. Tarih, bu zulmü unutmayacaktır.”
“HAYVAN KATLİAMLARINA, KADIN CİNAYETLERİNE, ÇOCUK İSTİSMARINA, DOĞA TALANINA KARŞI DURUYORUZ”
Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Biz yaşamı savunanlar tarihe not düşüyoruz; hayvan katliamlarına, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına, doğa talanına karşı duruyoruz. Biz yaşamın yanında, onlar ölümün yanında olacak. Biz adaletin yanında olacağız ve biz kazanacağız. Herkese çağrımızdır; artık susma zamanı değil, mücadele etme zamanıdır. Susmak, en büyük suç ortaklığıdır.
Hayvanların, kadınların, çocukların ve doğanın sesi olmak için omuz omuza duralım. Katliam yasasına, cezasızlığa ve adaletsizliğe karşı hep birlikte ses yükseltelim. Yaşamı savunmak, katliamı durdurmak ve adaleti haykırmak görevimizdir.”
Yaşam hakkının, tüm hakların ön koşulu olduğu; tartışılamayacağının ve yok sayılamayacağının vurgulandığı açıklamada, “Susmayacağız, korkmayacağız, hukukun ve vicdanın yanında duracağız” denildi.
EDA SHELDON: “KAYMAKAMLIK VEYA VALİLİK DEVREYE GİRİP, BU HUKUKSUZLUĞA SON VERENE KADAR EYLEMİME DEVAM EDECEĞİM”
Basın açıklamasının ardından, yarın (20 Ağustos) Fethiye Kaymakamlığı önünde saat 11.30’da oturma eylemine başlayacağını duyuran Sheldon, Gündem Fethiye’den Duru Şevval Ayyüce’ye konuştu.
Sheldon, Fethiye Belediyesi’ne ait hayvan bakım merkezinin kapılarının hukuksuz bir şekilde kapatıldığını vurgulayarak, şunları aktardı:
“Ben bir STK, Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu Yönetim Kurulu üyesiyim. Kanun her ne kadar sivil toplum kuruluşlarıyla, belediyeler eşgüdüm yapmak zorundadır, esastır dese de hiçbir şekilde o kapılardan içeriye geçemiyoruz. Bununla alakalı CİMER üzerinden yaptığımız şikayetler var.”
Fethiye Belediyesi’nin ve Fethiye İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından şikayetlerine cevap verildiğini fakat Fethiye Kaymakamlığı ve Muğla Valiliği tarafından bir buçuk ay geçmesine rağmen cevap alamadıklarının altını çizen Sheldon, şunları söyledi:
“Yarınki oturma eylemi bununla alakalı olacak. Yarın diyorum ama süresiz bir şekilde olacak. Bakım evinin kapıları açılana kadar. Kaymakamlık veya Valilik devreye girip, bu hukuksuzluğa son verene kadar eylemime devam edeceğim.”
Türkiye’nin binlerce sorunu olduğunu ifade eden Sheldon, yurttaşlara şu şekilde seslendi:
“Bize hayvan sever gözüyle bakmayın lütfen. Biz yaşamın bütününü savunuyoruz, bütüne bakıyoruz; kadının da, çocuğun da, hayvanın da, ormanın da. Sistematik bir şekilde bu ülkede bütün canlılara karşı bir şiddet politikası var. Bir öldürme politikası var ve biz buna ancak birbirimize dayanarak birbirimize omuz vererek karşı çıkabiliriz.”
SERPİL HACIOĞLU: “BARINAĞA GİDEMİYORUZ”
Hayvanların özgürlüğü ve yaşam hakları için Fethiye Kaymakamlığı önüne geldiğini vurgulayan Serpil Hacıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Birileri artık dur desin ya artık bunu CHP mi yapıyor, MHP mi yapıyor, AK Parti mi yapıyor, İYİ Parti mi. Hayvanlar, eskisi gibi yaşasınlar. Herkes kapısında, evinde kalan bir damlacık yemeği onlarla paylaşsın istiyoruz. Lütfen rahat bırakın.”
Sokak kedilerine çok zor şartlarda baktığının altını çizen Hacıoğlu, veteriner ücretlerinin pahalı olduğuna ve hayvanların masraflarını karşılamak için kendisinden kıstığına dikkat çekti.
Birkaç sene önce Fethiye Barınağı’nın çok iyi olduğunu dile getiren Hacıoğlu, “Orada oturuyorduk, sohbet ediyorduk, hayvanımızı veriyorduk, akşam üstü alıyorduk veya onlar gelip alıyordu ama şimdi öyle değil. Barınağa gidemiyoruz” dedi.
Hacıoğlu, sokakta baktığı hayvanlara ilişkin bir kişinin CİMER üzerinden şikayet ettiğini belirterek dün (18 Ağustos) barınak çalışanlarının, bir yavru kediyi boğazından tutarak toplamaya çalıştığını söyledi.
Yavru kediyi, barınak çalışanlarının elinden zor kurtardığını ifade eden Hacıoğlu, “Orada kaldıkça kaç tane hayvan verdim, hepsi öldü. Lütfen bırakın, hayvanlar da korkmadan yaşasın” dedi.
Hacıoğlu, yarın gerçekleşecek oturma eylemi hakkında şunları söyledi:
“Bir şeyler yapmamız lazım. Bir tek arada bu bunlarla olmuyor daha üstümüze ne görev düşüyorsa yapmalıyız. Şimdi kedilere yemek verirken korkuyorum ya bir fotoğraf çeker gene ondan sonra yok ceza alırım diye.”
