Muğla’nın Ula ilçesinde, Astek Madencilik’in izinsiz yürüttüğü faaliyet sırasında kepçe operatörü Hilmi Turan’ın hayatını kaybetmesinin ardından, şirketin maden ocağı önünde basın açıklaması yapıldı.
Ula’ya bağlı Gökova Mahallesi Çaydere mevkisinde, üç aydır izinsiz faaliyet yürüten Astek Madencilik’e ait taş ocağında, Hilmi Turan’ın uçurumdan yuvarlanarak hayatını kaybetmesinin ardından Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi basın açıklaması düzenledi.
MUÇEP Gökova’nın çağrısıyla, şirketin işlettiği maden ocağının önünde saat 11:00’de Hilmi Turan’ın yakınları, Türkiye İşçi Partisi (TİP) temsilcileri ve Muğla’nın çeşitli yerlerinden yurttaşlar bir araya geldi.
MUÇEP Gökova Eş Sözcüsü Candan Süsoy tarafından okunan “İş değil doğa katliamı, iş kazası değil iş cinayeti” başlıklı basın açıklamasında, Gökovalıların yıllardır taş ocaklarının bölgede yarattığı ekolojik yıkıma karşı mücadele ettikleri söylendi.
Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin sınırında yürütülen faaliyetlerin ormanları, zeytinlikleri ve tarım alanlarını tahrip ettiğini dile getiren Süsosy, “Gece gündüz demeden patlatılan dinamitlerin gürültüsü, üzerimize yağan tozlar yaşam kalitemizi yok ediyor, su kaynaklarımızı kirletiyor. Yerleşim yerlerinden geçen malzeme yüklü kamyonların oluşturduğu yoğun trafik yaşamlarımızı tehdit ediyor. Zeytin koruma yasasına göre üç km’den fazla yaklaşmaması gereken maden ocakları zeytinliklerimizle iç içe faaliyetlerini yürütüyorlar. Devletin kurumları yasalara aykırı bu faaliyetlere göz yumarak bu doğa tahribatına adeta izin veriyorlar, yaşanan doğa yıkımının ortağı oluyorlar” dedi.
“BU CİNAYETLERİN İŞİN FITRATINDA OLDUĞUNA YÖNELİK AÇIKLAMALARLA ADETA NORMALLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILMASINA DA İSYAN EDİYORUZ”
Yaşam alanlarını korumak için mücadele ederken, 8 Aralık’ta Astek Madencilik’in izinsiz faaliyeti sırasında Hilmi Turan’ın hayatını kaybettiği haberi ile kahrolduklarını söyleyen Süsoy, Muğla Valiliği tarafından 1 Eylül’de faaliyetleri durdurulan Astek Madencilik’in iş cinayetinin sorumlusu olduğunu söyledi.
Süsoy, Türkiye’nin farklı yerlerinde benzer şekillerde iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçileri saygı ile anarak şöyle devam etti: “Bu cinayetlerin işin fıtratında olduğuna yönelik açıklamalarla adeta normalleştirilmeye çalışılmasına da isyan ediyoruz. Gözü daha fazla kardan başka bir şey görmeyen sermaye sahiplerinin doğayı ve insan hayatını sömürmesinin sonucu olarak yaşam alanlarımızı ve yaşamlarımızı kaybediyoruz.”
“ŞİRKETLERİN RANT HIRSLARINI DOYURMAK İÇİN DAHA FAZLA VERECEK CANIMIZ YOK”
Süsosy, açıklamanın devamında yetkili kurumlara seslenerek şunları söyledi: “Şirketlerin rant hırslarını doyurmak için daha fazla verecek canımız yok. Yaşanan bu iş cinayeti tüm yönleri ile ortaya çıkarılarak sorumluları gereken cezaya çarptırılsınlar. Gökova bölgesinde yaşam alanlarımızı ve yaşamlarımızı tehdit eden tüm taşocağı faaliyetleri derhal durdurulsun. Ormanlarımızın, zeytinliklerimizin, tarım alanlarımızın ve su kaynaklarımızın korunması için bölge halkının katılımı ile bir yönetim planı oluşturulsun.
Gökova Meclisi olarak yaşamını yitiren Hilmi Turan’ın yakınlarına baş sağlığı diliyoruz ve bu iş cinayetinin sorumluları gereken cezayı alıncaya kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
Hilmi Turan’ın, Çalışmak için 250 metrelik dik yamaçtan hiçbir güvenlik önlemi olmadan 45 dakika tırmanarak işaretli yerdeki çalıştığı yere çıktığı, iş bitiminde ise kepçeyi orada bırakarak aynı yoldan aşağı inmek zorunda olduğu öğrenildi.